Bulent Ortacgil severek dinledigim az sayida turk muzisyenden birisidir.
Onda hastalik bulamazsiniz. Dilediginiz kadar derine inin su gibi berraktir dunyasi.
Aslinda Bulent Ortacgil'i anlatmak anlamsiz. Onu anlayanlar zaten anliyor, anlamayanlar ise zaten kolayca anlayamayacaklar. Suphesiz cok yonlu bir kisiligin ipuclarini kisinin yaptiklarinda ve soylediklerinde bulmak mumkun olsa da bunu cok daha kucuk ayrintilarda, bir kelimenin soylenisinde, bir sesin tonunda, kelimelerin yan yana gelis biciminde veya bir nefes alista bile gormek mumkundur.
Belki de sunu da eklemek gerekli; soylenilenler ve yapilanlar kadar hayal edilenler de veya sadece dusunulen ve imkan olsa yapilabilecekler de beni ilgilendiriyor. Baska bir deyisle, soylenilen kelimelerin yalin anlamlari kadar o kelimelerin bir araya gelis veya seslendirilis bicimlerinin anlattigi ayrintilar da kisinin ic dunyasini anlatir.
Suphesiz Ortacgil dinlerken onun soylemediklerini ama hayal ettiklerini de rahatlikla gorebilirsiniz.
Pekcok sarkicida baskalarinin begenileriyle var olma veya tatmin olmanin ayrintilarini kelimelerin tonlamalarinda bulabilirken Ortacgil'de derin bir kaygisizlik, rahatlik ve samimiyet bulabilirsiniz ancak.
Bizi uzen veya rahatsız eden şeylere gosterdigimiz tepki de cok yonlu bir kisiligin belirleyici ozelliklerindendir. Arkanizi donebilir veya gormezlikten gelebilirsiniz veya her zaman yetismeniz gereken yerler vardir veya daha keyifli vakit gecirecek seyler vardir her zaman etrafinizda. Ancak Ortacgil boyle degildir. Sıkıntı ile yuzlesmeyi tercih edecektir her zaman.
"Sakince oldugum yerde duruyor ve cevremi anlamaya calisiyorum" der gibidir Ortacgil. Sevindiginde, uzuldugunde veya sıkıldıgında kendini saklamayacak, sanki en yakin arkadasiyla sohbet eder gibi anlatacaktir. Suphesiz her seyi soylemeyecektir ama sarkilarinda iyimserligi oldugu kadar kotumserligi de bulmak mumkun olacak dinlemesini bilen dinleyici icin.
Dalgin gozlerle derine dogru bakarken birden gozun yakindaki bir nesneye odaklanmasi gibi pekcok sanatcinin da yaratici donemleri zaman gelip gundelik yasamin gercekligi arasinda kaybolup gidebiliyor. Oysa Ortacgil suphesiz bu dar omuzlu kalabaliklarin arasinda her zaman ayagini yere saglam basarak yuruyenlerden oldu. Onu bu inatci yasama anlayisi icin de kutluyorum.
Universite yillarinda, sayisiz uzun kis gecelerinde, bir kitap, bir fincan kahve ve geceyi isitan Ortacgil sarkilarinin anisina, icimden geldigi gibi yazdim.
erdinc