D
deprofundis
uzun zamandır üstünde düşündüğüm ve bazı saptamlarda bulunduğum şeyleri sizin düşüncelerinize açmak istiyorum.
öncelikle şunu söylemek gerekir:cins kavrayışı doğuştan mı gelir?
insanlar doğuştan farklı cinsleri kavrayamazlar.kavradıkları tek şey kendilerinden fiziksel olarak bazı farklılıkları olan bir başka insandır!
açmak gerekirse,insanlar doğuştan gelen bir güdüyle cins ayrımı yapmazlar.kız-erkek şeklinde!
örneğin;doğumundan itibaren kendinden başka insanın ve genel olarak hayvanın bulunmadığıbir ortamda yaşamış olan erişkin bir erkek ile aynı koşullarda yaşamış bir kızı çırılçıplak bir şekilde aynı yere getirsen ikisinde de ereksiyon oluşmaz!çünkü ortada cins kavramı oluşmamıştır!dolayısıyla cinsellikte keşfedilmemiştir!bu noktada cinselliğin de doğuştan gelmediğini çevre ile etkileşimler sonucu keşfedildiğini öne sürüyorum.
bu noktalardan hareket edersek asıl sormak istediğim soru şu:"bütün toplumsal ilişkilerde cinsel kimliğin önceden tespit edilmemiş bir şey olduğunu söyleyebilirmiyiz?"
eğer insanların cins ayrımını doğuştan tespit etmediklerini söylersek ensest ilişkileri ve homoseksüel ilişkileri bir sapkınlık olarak tanımlayamayız.yani sapkınlık diye birşey yoktur zaten.çünkü genel geçer doğrulardan bahsedemeyiz ve bu durumda içinden sapacağımız bir şey de olmaz!
konuya devam edecek olursak,insanlar cins ayırt etmiyorlarsa aynı cinsten insanların birbirleriyle ilişkiye girmelerini yanlışlayacak tek şey toplumsal baskılar ve kurallardır!
bu durumda şunu söyleyebilirsiniz:"insanların farklı cinsler olarak ilişkiye girmelerinin sebebi nesli devam ettirmektir"bu nokta da ben de şunu sorabilirim:"peki ensest ilişkiler neden bu kapsamda bakılmaz?"
ben bu konular üzerine hala düşünüyorum bir sonuç bulmakta zorlanıyorum.umarım sizin düşünceleriniz bir noktaya sevk eder bu düşünceleri.
saygılar
öncelikle şunu söylemek gerekir:cins kavrayışı doğuştan mı gelir?
insanlar doğuştan farklı cinsleri kavrayamazlar.kavradıkları tek şey kendilerinden fiziksel olarak bazı farklılıkları olan bir başka insandır!
açmak gerekirse,insanlar doğuştan gelen bir güdüyle cins ayrımı yapmazlar.kız-erkek şeklinde!
örneğin;doğumundan itibaren kendinden başka insanın ve genel olarak hayvanın bulunmadığıbir ortamda yaşamış olan erişkin bir erkek ile aynı koşullarda yaşamış bir kızı çırılçıplak bir şekilde aynı yere getirsen ikisinde de ereksiyon oluşmaz!çünkü ortada cins kavramı oluşmamıştır!dolayısıyla cinsellikte keşfedilmemiştir!bu noktada cinselliğin de doğuştan gelmediğini çevre ile etkileşimler sonucu keşfedildiğini öne sürüyorum.
bu noktalardan hareket edersek asıl sormak istediğim soru şu:"bütün toplumsal ilişkilerde cinsel kimliğin önceden tespit edilmemiş bir şey olduğunu söyleyebilirmiyiz?"
eğer insanların cins ayrımını doğuştan tespit etmediklerini söylersek ensest ilişkileri ve homoseksüel ilişkileri bir sapkınlık olarak tanımlayamayız.yani sapkınlık diye birşey yoktur zaten.çünkü genel geçer doğrulardan bahsedemeyiz ve bu durumda içinden sapacağımız bir şey de olmaz!
konuya devam edecek olursak,insanlar cins ayırt etmiyorlarsa aynı cinsten insanların birbirleriyle ilişkiye girmelerini yanlışlayacak tek şey toplumsal baskılar ve kurallardır!
bu durumda şunu söyleyebilirsiniz:"insanların farklı cinsler olarak ilişkiye girmelerinin sebebi nesli devam ettirmektir"bu nokta da ben de şunu sorabilirim:"peki ensest ilişkiler neden bu kapsamda bakılmaz?"
ben bu konular üzerine hala düşünüyorum bir sonuç bulmakta zorlanıyorum.umarım sizin düşünceleriniz bir noktaya sevk eder bu düşünceleri.
saygılar