Çizginin Dışı

arkadaslar sizce bız ne kadar özgürüz yanı bızı çevereleyen hıç bır çızgı falan yok mu? ya da bızım ozgur olmamızı engelleyecek bır sınır yok mu?.bana kalırsa evet var.yaklasık herkes bır sekılde bırılerı tarafından ozgurluğu kısıtlanıyor.pekı boyle bır durum varsa ortada bız hala neyın ozgurlugunden bahsedıyoruz?
 
Basit. Türkçe çevirisi ile Büyük Birader seni izlemiyor, ya da sen izlediğinin farkında değilsin. Aslında şu anda yazdığım kelimeler okunuyor. Google'dan arattığım her şeyi bir başkası görüyor. Büyük ihtimalle yazdığım bütün hikayeler ben daha bir yerlere getiremeden okunulmakta.

Ama kafamın içinden ne geçtiğini, ben hariç, kimse bilmiyor. Elimizde avucumuzda sadece düşüncemizin ve zihnimizin özgürlüğü var.

Fakat. Özgürlük, doğası gereği bizim duyularımızın algısının ötesinde (extrasensory) bir olaydır; her türlü sınırı kaldırsak, fiziksel vücudumuz, Aracı, belirli sınırlara (ee... yaşam süresi gibi, mesela) sahip. Ve Varlık (bizim aslında olduğumuz saf form) kendi içinde bağımsız, ama arayüzü olarak kullandığı Aracı ile birleşik olduğu sürece de özgürlük nedir asla algılayamayacak ve bulamayacak. Tam özgürlüğü bu dünyada aramak çok saçma; her şeyi kaldırsan, kendi vücudun bu ilkeye ihanet edecek.

Dolayısıyla, sadece zihnin ve düşüncenin özgürlüğünden bahsediyoruz. Ufak bir not, İFADE ÖZGÜRLÜÐÜ ile ilgisi yok bunun; orası çok karmaşık, fakat düşünce, kendi içinde, alabildiğine özgür. Tabi kültürel bakış açıları ve kimliğin ima ettiği bağlantılardan ve isimlendirmelerden bağımsız değil, ama bağımsız OLAMAZ demek değildir bu.
 
peki şöyle birşey yok mu bız aklımızda bıle sınırlara gore dusunuyoruz.mesela soyle bır ornek verebılırız adam dusuncelerınde sureklı cınsellık ıstıyor fakat bunun halk tarafından katı bır sekılde yasaklanması sonucunda adam dusuncelerını ıstedıgı gıbı yasayamıyor boyle bır durumda.tabı bu durumda bıreyın toplum psıkolojısıne baglı olup olmaması onemlı.pekı ozgur olmamız cok onemlı mı?
 
rebellious_rock demiş ki:
peki şöyle birşey yok mu bız aklımızda bıle sınırlara gore dusunuyoruz.mesela soyle bır ornek verebılırız adam dusuncelerınde sureklı cınsellık ıstıyor fakat bunun halk tarafından katı bır sekılde yasaklanması sonucunda adam dusuncelerını ıstedıgı gıbı yasayamıyor boyle bır durumda.tabı bu durumda bıreyın toplum psıkolojısıne baglı olup olmaması onemlı.pekı ozgur olmamız cok onemlı mı?

Düşünceleri yaşamaktan bahsetmedim. Düşüncenin kendisi alabildiğine özgürdür, ama alabildiğine kısmı neresidir o tartışılır, dedim.
 
rebellious_rock demiş ki:
peki şöyle birşey yok mu bız aklımızda bıle sınırlara gore dusunuyoruz.mesela soyle bır ornek verebılırız adam dusuncelerınde sureklı cınsellık ıstıyor fakat bunun halk tarafından katı bır sekılde yasaklanması sonucunda adam dusuncelerını ıstedıgı gıbı yasayamıyor boyle bır durumda.tabı bu durumda bıreyın toplum psıkolojısıne baglı olup olmaması onemlı.pekı ozgur olmamız cok onemlı mı?

insanı özgür bırakmak bir nevi bütün ahlaki değerleri yok etmek anlamına gelmektedir bence. çünkü insanlar hiç bir şeyin kıymetini bilmez , başka şeyler arar , hep bu arama süreci devam eder. en iyi yoktur onun için daha fazlasını ister , bu şekilde insanlara zarar verir.
 
özgürlük nedir? önce bunu konuşmak lazım... kelimelerin sözlük anlamına deil, toplum içindeki varoşluş şekillerine bakmalıyız... yoksa bol bol boş tartışmalar üretebilirz...
 
Kount demiş ki:
Basit. Türkçe çevirisi ile Büyük Birader seni izlemiyor, ya da sen izlediğinin farkında değilsin. Aslında şu anda yazdığım kelimeler okunuyor. Google'dan arattığım her şeyi bir başkası görüyor. Büyük ihtimalle yazdığım bütün hikayeler ben daha bir yerlere getiremeden okunulmakta.
.

özgürlük yaptığın şeylerin bilinmemesi midir?
 
sanırım dusunce alabıldıgıne ozgur olması bıze baglı bırsey olabılır.cunku ureten bızlerız.uretımınde gereken materyaller elımızde oldukca "alabıldıgıne" terımı gıttıkce buyur.belkıde bız bu durumda kendı ozgurlugumuzu kendımız kısıtlıyoruz.
 
bireye göre çizginin dışına çıkmak özgürlük olabilir, ama herkes aynı anda çizginin dışına çıkarsa çizginin içinde olması gereken kimse kalmazsa bu hata olur öyle değil mi...
özgürlüğü kısıtlayan demeyelim de belirleyen bir sürü etken var, yasalar, ahlak, gelenek, görenek, bilmemne... bunlar gereksiz midir, hayır yaşamak için gereklidir, peki tamam düşünmek için gereksizdir, sen istediğini düşünüp yazabilirsin, üretebilirsin, serbestsin...
ama yaşamak için sınırlarını çizmen gerekir...
yoksa absürdlük başlar...
 
özgürlük kavramdır,kavram olarak vardır...düşüncelere bile ister istemez sınır konulurken,"davranışlarda özgür olabilme" hakkında bir şeyler söyleyebilmek zor olur,gereksiz olur,komik olur...

geissler demiş ki:
ama yaşamak için sınırlarını çizmen gerekir...
yoksa absürdlük başlar...
Ve kesinlikle buna katılıyorum...yaşamda sınırları belirlemek gerekir,aksi halde belirsizlik ezer geçer...
 
özgürlük insanın belli başlı haklarındandır.bağlı ve bağımlı olmama, dış etkenlerden bağımsız olma, engellenmemiş ve zorlanmamış olma halini dile getirmektedir. yada insanin kendi kararlarını kedni istemine ve düsüncelerine göre belirleyebilmesi, ve kendi secimlerini kendi iradesiyle yapabilmesi olarak belirir.

kişinin iyi ya da kötüden birini seçme gücüdür .

bir eylemi, olayı vs.. başkasının değilde kendi istediği için yapabilmektir.
tabi başkalarının özgürlüklerini kısıtlamadan yoksa faşizme girer..
özgürlük kapitalizmden eşitsizliklerden çeşitli yaptırımlardan siyasetten uzak olmak...

okullarda özgürlüğü öğrenirken tek tip kıyafetle aynı model saçlarla gidiyorduk aynı zamanda.. nasıl bir çelişki acaba..
buna benzemedik milyonlarca örnek verilebilir..

sizce özgürlük nedir.. sen özgürmüsün. kimse kendini kandırmasın özgürlük bir utopyadır
 
belkıde ozgur olamamızın nedenı dunyaya bagımlılıgımızda olabılır.dıger bırsey hayatı yasarken sureklı bır cember ıcınde olmamız bızım dusuncelerımızıde etkı altı oldugunu yanı ozgur olamadıgımızı gostermez mi?yanı soyle demek ıstıyorum hayatı yasarken ahlak,din,örf,adet gıbı kavramlarla özgurlugumuzu kısıtlarken,bu kısıtlamalar bızım dusuncelerımıze etkı etmıyor mu?.mesela adamın dusuncesı dın ıle ya da orf ıle catısıyor. ozmn bu dusunce yanlıs dıyerek kafasından atmaya calısıyor.buda bıze dusuncelerımızıde etkı altında bıraktıgını gostermez mi?
 
çizginin dışı aslında bir bakıma yine içidir.herkesin özgürlük kavramı kendine göredir,değişkenlik gösterir kişiden kişiye.yine de isteklerinin doğrultusunda amacına ulaşabilmiş bir insan için özgürlüğün bu noktadan sonra başaldığını,sınırların göz ardı edildiği söz konusu olabilir.

çizginin dışı denildiği zaman insanlar hemen çılgınlığı ve farklı olmayı getiriyorlar akıllarına.
yalnız bilmiyorlar ki toplumun bizlere bahşettiği sınırlayıcı kuralların bize işlemediğini.zaten burada çıkıyor ortaya özgürlük denilen şey.

hiç değilse benim için böyle.ama bizim ülkemizde insanların sinsi bakışları altında özgür olmak çok alternatif bir kavram gibi gözükmüyor o başka.giyiniş tarzına,saç şekline,rengine,koluna taktığın bilekliklere bile acayip acayip bakıyorlar.balta girmemiş ormanlara bakan yerliler gibi.böyle hissettiriyorlar bazen insana.yazık.
 
insanın yaşadığı, bildiği, gördüğü.... herşeyi kendi dünyası olarak kabul edersek (zaten bana göre öyle) bu hayatın, kendi dünyamızın dışında kalan herşey çizginin dışı olarak kabul edilebilir. yeni olarak her ne yapıyorsak, yaptığımız şeyle yaşamımızın sınırlarını daha da ilerletmiş oluyoruz. çizginin dışına çıkmış daha doğrusu yaşadığımız şeyi çizginin içine almış yani kendi dünyamıza dahil etmiş oluyoruz. ama dünya o kadar büyük ki sürekli çizgileri aşsak bile hala yapamadığımız biçok şey olacaktır, ve yaşadığımız herşeyi kendi dünyamıza katılmış ve sınırlarımızı genişletmiş olacağız. biraz fazla karmaşık oldu ama :roll:

mesela bir çocuk için çizgi kendi ailesi 2-3 komşu, akraba ve fiziksel olarakta yaşadığı evdir. çocuk büyüyüp okula gitmeye başlayınca çizgiyi geçmiş okulu, arkadaşlarını, öğretmenlerini, yaşamına dahil etmiş oluyor, onlarıda çizginin içine alıyor ve artık yeni bi sınırı oluyor. sonra yeni bi okul yada yeni bi mahalle yada aynı ortam farklı kişiler, aynı kişiler farklı düşünceler hepsi yeni bi çizginin ötesine geçmek ve yeniden dünyasının sınırlarını, çizgilerini belirlemek oluyor. ama çocuğun hala dünyada geçilecek biçok çizgisi oluyor 🙂
 
çizginin dışı sürünün dışıdır ondan sonra dünyanın sonrada evrenin dışıdır işte bunu keşfettiğiniz zaman nirvanayı hisserdersiniz ama hala gidicek çok yol vardır ve bu evren yetersiz kılar bunları anlamak için slayer season ın the abyss parçasını dinlemenizi tavsiye ederim..................................
 
aslında soyle bırsey var.bız ne kadar ozgur olmak ıstesekte o kadar bagımlı oluyoruz.sureklı ozgurlukten bahsedıyoruz.ama yasamamız hep oduller ustune.bu odullerı kazanmak ıcın cabaladıkca bagımlı oluyoruz.onun dusuncesıne baglanıyoruz.boyle olduguna hem hayatımız hemde dusuncelerımızı kısıtlanıyor.
 
rebellious_rock demiş ki:
aslında soyle bırsey var.bız ne kadar ozgur olmak ıstesekte o kadar bagımlı oluyoruz.sureklı ozgurlukten bahsedıyoruz.ama yasamamız hep oduller ustune.bu odullerı kazanmak ıcın cabaladıkca bagımlı oluyoruz.onun dusuncesıne baglanıyoruz.boyle olduguna hem hayatımız hemde dusuncelerımızı kısıtlanıyor.

İşte bu açıdan bakınca da ne kadar özgür olduğumuzu görebiliyoruz(?)

Ütopik olmaktan öteye geçememiş bir kavram ,özgürlük dediğimiz...Düşüncelerde bile
anlamını yitirmeye yüz tutmuş bir olgunun,elle tutulur olabileceğini nasıl düşünebilir dahası söyleyebiliriz? ....Bilemiyorum....
 

Geri
Üst