Eveeeeet... Hadi hep beraber eğri oturup doğru konuşalım. Ya da eğri oturduğumuz için mi doğru konuşamadığımızı biraz tartışalım, ne dersiniz? (Bu uzun olacağa benziyor, "ne zırvalamış yine bunca satır" demektense gerçekten değer verdiğinize inandığınız için okumanızı ve cevaplandırmanızı isterim...)
Uğruna çuvalla heves biriktirdiğimiz, yapmayı beklediğimiz ama bir türlü gerçekleştiremediğimiz düzenin Degika adını aşağılara çektiğini düşünüyorum. Hissettiğimiz ve bir şeyler bekleyip "en iyi" Degika'yı ortaya çıkarabildiğimiz zaman gerçekten "iyi" olacağımıza ben de inanıyorum. Ancak korkarım ki uzaklara doğru yürüdüğümü görüyorum. Merdivenleri geri geri tırmanmaya çalışan veya asansörün icadını bekleyen bu grup, hayallerinin aslında her geçen gün surata vurulan bir tekme olduğunun sanırım bugünden itibaren anlayacaktır. Bazı hislerim olmasaydı ve yapabileceğimiz işi - sahip olabileceğimiz potansiyeli göremeseydim keşke ki hemen kaçıp bu filmin sonuna ~ fin ~ , yapıştırabilseydim... Peki geri geri sayan bir grup acaba gerçekten yaşatılmaya değer mi? Ya hepimiz yanılıyorsak? Ya hissettiklerimiz yalansa? Gerçekleşemeyecek bir inanca, elde edemeyeceğin hayallere sahipsen devam etmeyi yine de ister miydin? Bu soru işaretlerini gerçekten 2 sayfa daha artırabilirdim ama durmam ve dinlemem gerek. Gerekmiyorsa bile istediğim bu... Bilmek.
Ve bana gelelim... N'apıyorum ben ya? Nereye gidiyorum? Her geçen gün kendimi mi kaybediyorum? Somut anlamda yapabileceklerimi gördüklerim yoksa sadece sel altında giden arabanın görüş açısı kadar mı? Fazla mı düşünüyorum fazla mı hayal kuruyorum? Acaba gerçekten ayarsız bir set-up'ta mı arıyorum suçu? (Bunun cevabını kesin olarak 19 gün sonra belli olacak gerçi ama yazdım bir kere) Kendim gibi olabilmem için çok mu erken atladım acaba ortalığa? İstediğim beni izlettirebilmeye başlayana dek yavaşça yol kenarından mı yürümeliydim? Yoksa yürüdüğüm bu kaldırımda, sollayabileceğim onca yol üstündeki aracı mı düşünmeliyim? Ya da sadece baş parmağımı kaldırıp otostop mu çekmeliyim varmak isteyeceğim yere daha kısa zamanda ulaşayım diye? Yoksa hayallerimi iki sene önce elde ettiğim rüyaya mı bağladım sadece? Ya kimin sadece yüzüme güldüğünü göremez olduysam? Acaba gerçekten istediğime inandığım şey sadece iyi olmaktan mı ibaret? (Bu sorunun cevabını aynen kafamda cevapladığım gibi Manga'dan almış bulundum zaten. İyi olmak bile gerçekten bir şeye yetmiyor. İyi olmak için kurulan hayaller bence de yapmak için onca zamanını harcadığın kumsaldaki kaleye benziyor... Hemen üzerinde bekleyen bir dalgayla beraber). Yoksa ışığımı hiç söndürmeyip - her koşulda devam edip mi istediğim ben'e ulaşacağıma inanmalıyım? Bu son yazdığımın Poliana adı altında tırnak içine mi alınmasını beklemeliyim? Ya da hiç tadamadığım bu zevkin ezikliğini yaşamaya devam edip aynen kafamı duvarlara mı vurmalıyım? Ama kendim yapamayacağımı biliyorum...
İyi giden az şey var... Yanıt bekliyorum, Degika n'apıyor gerçekten?
Hit it harder this time for the other CheERz...
:roll: