Evet bu hafta da -"Belki bu bizi son görüşünüz" tadında da olsa- muhteşem bir performans sergilediler.
Ara verdiklerinde Alp Dündar'la yaptığımız muhabbet, ikinci yarının başındaki "Polemiğe girmeyelim arkadaşlar, turkrock.com'da yazılanları eşim de okuyor" gibi bir latifeyle sonuçlandı ve Queen'in şahane parçalarından Don't Stop Me Now -yine- sahibine gitti.
Aslında bu gayet iyi bir yöntemdir sahneden bakıldığında, zira seyircin gelir "Bilmemne'yi benim için çalar mısınız?" der, sen artık o gece konuştuğun 137. kişi olan bu hanımkızımızın adını hatırlayamazsın ve sonuç bu olabilir; "Bu şarkı sahibini biliyor". İyi yöntem değil mi? Tabii ki "Alp Dündar böyle yapıyor" demiyorum ama dün bu muhabbetin üstüne arkadaşlar arasında böyle bir fikir çıktı ortaya, sizinle de paylaşayım dedim. Öyle bir an olduğunda "Evet, beni kastediyor!" diye içi pır pır eden pekçok kişi oluyordur bir mekan dolusu insanın arasında, eminim 🙂
Neyse, dünün tek şaşırtıcı tarafı içeri girdiğimizde baterinin başında -yine 🙂- Eralp Güven'i görmek oldu, zira buradan da belirttiğim gibi Barış Menküer'i bekliyorduk. Eminim siz de bekliyordunuz. Bu konuda kendimi şöyle affettirebilirim; bir gece önce(=perşembe) Manhattan'a Wattz Up'ı dinlemeye gittik. Eralp'e "Yaşasın! Yarın If'te sizi dinliyor olucaz. Çok özlemişiz valla!" gibi bir şeyler dediğimde, her zamanki tavrıyla bana "Barış'ı mı özledin?" dedi. Siz olsanız aynı sonuca varmaz mıydınız? Neyse oldu bir kere 😀
Bunun haricinde -Diplomatic Immunity'nin bendeki yerini bilen bilir ama bunu bir kenara koyup standart dinleyici gözüyle bakarsam- If'teki sahneyle birlikte grubun performansının da "yükseldiğini" düşünüyorum. Yani sanki eskisi kadar dinleyiciyle içiçe değillermiş gibi geldi bana. Pamela Spence'le turneye çıkıp buralardan epeyce bir süre ayrı kalmaları sanki onlara bir şeyleri unutturmuş gibiydi. Ya da şöyle diyebiliriz; hafif bir devlet memuru zihniyeti sözkonusuydu sanki; "Evet 2 aydır bizi bekliyordunuz ve işte geldik, şimdi çalıcaz ve paramızı alıcaz" gibi...Belki de ben onlardan biraz uzak kaldığım için böyle hissettim. Gerçi Pamela'nın konserlerinde -elbette ki Pamela için gidiyorduk ama- ara vermesini de sabırsızlıkla beklediğimiz oluyordu Alp Dündar 'dan 2 tane de olsa şarkı dinleyebilelim diye.
Yine de hak vermek lazım belki de, zira artık bu bir ek-iş gibi oldu onlar için(bilmem böyle bir terim var mı ama 🙂 ). Herkes farklı bir yolda devam etmek üzere çünkü. Nasıl mı? Bir kısmını biliyorum zaten ama onları da benden duymayın, emin değilim 🙂.
Bunun dışında performansları için söylenebilecek tek şey eskisinden daha iyi olduğudur. Bar sahnesiyle konser sahnesi arasında fark olduğunu hepimiz biliyoruz zaten ve ilkinden ikincisine geçip sonra ilkine geri dönmeleri, biz dinleyicilerin gayet güzel bir gece geçirmesine vesile oldu. Alp Dündar'ın sesine bir kez daha hayran olduk, Artun Ertürk'ün gitar soloları da...bir şey dememe gerek var mı? Sanmıyorum 😀 Mükemmeldi herkes.
Neyse, velhasıl kelâm Diplomatic Immunity dün gece bana -her şeye rağmen- biraz uzak geldi diyebilirim. Bundan sonra da uzak olacak gibi zaten. Gözden uzak olanın gönülden de uzak olmaması dileğiyle...🙂
P.S.:Bu akşam -bir zamanlar her cumartesi olduğu gibi 🙂- Gölge'deler. Beklerler...😀