Bilmiyorum izlediniz mi arkadaşlar. Yanılmıyorsam bu hafta (yani dün) vizyona girdi. Açıkçası fragmanını gördüğümde çok büyük bir umutla gitmiştim ama belki de hayatımda ilk defa bir filmde bu kadar sıkıldım ve filmi yarıda bırakıp çıkmak istedim. Hiç bir amacı olmayan bir senaryo gibi geldi bana. De Sica'nın sözüyle filme başlayıp bir nevi yeni gerçekçilik akımına gönderme yapılmış sanırım ama çalınan motorlar bisikletler havada uçarken senaryo ne bisiklet hırsızları kadar gerçekçi ne de vurucu. Ne draması kuvvetli, ne de yer yer serpiştirilmiş olan komedi denemeleri. Espiriler bel ile baldır arasına yoğunlaşmışken sinemada bir kere daha insanlarımızın komedi anlayışına tanık oldum. Film, geçtiği dönem itibarıyle ve araya yer yer sokuşturulmuş siyasi öğeler ile belli şeyleri anlatmaya çalışsa da, derli toplu bir anlam oluşturamadığı gibi izleyicinin üzerinde yeterli ve gerekli etkiyi de bırakmıyor bence. Kimin neyi ne kadar hak ettiği senaryo içerisinde çok açık değilken filmin sonu herkesin hak ettiğini almasıyla bitiyor bir şekilde ama bu da insanın kafasında böyle mi olmalı diye bir soru işareti bırakıyor. Tabi amaç buysa onu bilemem. Sonuç olarak Ula çevresinden güzel doğa sahneleriyle süslenmiş bir film diyebilirim ama ne karakterler ikna edici ne de filmin kendisi...