freud'a göre bir baba katilidir. sara hastasıdır.
bazen dünyaya, bazen de kendisine yabancıdır.
kimine göre varoluşçu, kimine göre ermiş, kimine göre deli, kimine göre nihilist... nereden bakarsanız oradan görülebilecek kadar büyük bir edebiyatçıdır dostoyevski, tartışılmaz bir dahidir.
bu adam birçok meslek grubunun düşünme hissiyatını haiz biri burası kesin... kendi sonsuz zeka labirentlerinde insan ruhunu, halini, tavrını bir güzel analiz masasına yatırıyor ve bana kalırsa yarattığı her bir karakterin çıkış noktası kendi içinde barındırdığı ruhsal debelenmeler, kendi dışında şeyler değil yazdıkları... ama sanki bu ruhsal tahlillere bir başlayınca kendini durduramıyor ve sonsuz olasılıklar içinde kendine belirlediği yol üzerinde etkileyicilik sınırlarını fazlasıyla aşarak bir büyülü atmosfere sokuyor pek değerli okuyucusunu...
kendisinden sonra gelen bir cok yazarı etkilemiş olan dostoyeski'nin de üzerinde iz bırakan yazarlar olmuştur elbet.ilk edebiyat calışmasını balzac'ın eugenie grandet 'ini ruscaya cevirerek yapmış ve fransız yazardan oldukca etkilenmiştir.
rus yazarlardan puşkin, griboyedov ve gogoldan da oldukca faydalanmıştır.schiller'in haydutlar'ını karamazoff kardesler ile karsılaştırırsak bir cok temel benzerlik görürüz.
o'nu okumadan yasamak buyuk bir kayiptir.
sıradışı kahramanlar secip onlarımı sıradanlastırıyor, yoksa sıradan kahramanlar yapıp onlarımı sıradan yapıyor. o bir saik ustasıdır. bilinçaltının ilk kaşifidir.kahramanı hep anormal bir tip aynı zamanda basit sadece bir insandır insanın acı duymaktan ve hakaret edilmekten bile zevk alacagını zikreden bir muharrir. :? :?