Hepsi iyi müzisyenlerdi. Bon Jovi'nin ilk 2-3 albüm döneminden etkilenmişlerdi herhalde büyük ölçüde.Badluck'ın kasedi hala duruyor bende. Bon Jovi kopyası idiler, hiç bir orijinaliteleri yoktu. İyi çalıyor olmaları da işte oraya kadar. Kopya olup iyi çalmak mı yoksa iyi çalamayıp da orijinal olabilmek mi? Evet bahisler başlasın. Yalnız Arbak'ı canlı da dinlemiştim 25 sene kadar önce, hissederek çalan bir müzisyendir.
O müzik (glam - 80'ler Amerikan hard rock diyelim) orijinalliğe dayalı bir şey değildi zaten. Ama icrası için sağlam müzisyenlik gerekiyordu. İçindeki bir enstrümantal parça (Dangerous Games?) aslında farklı şeyler de yapmaya çalıştıklarının göstergesidir. Hot Lips isimli şarkı da biraz Mr Big Daddy Brother....havası taşır.
Asıl sorun, bu müziğin sahici olamayışı idi bence. Hızlı Los Angeles hayatının enerjisi pek de buradaki bir hayat deneyimi ile bağdaşmıyordu. Eğer o müziği yapan 5-10 grup olsa idi belki o şekilde bir yere gidilebilirdi, ama o da yoktu. Adamların konserleri boş geçiyordu, dinleyicilerini arıyorlardı bir anlamda. 80'lerin Bağdat Caddesi müzisyenlerinin karşılığı bu kadardı sanırım. O müzikleri kaç kişi dinliyordu-anlıyordu ki ülkede? Böyle bakınca da aslında burası için çok "orijinal" oldukları da söylenebilir.
Oysa büyük kitlelerin sevmesi için sıradan olmak lazım. Sıradan da değil, BAYAĞI olmak lazım hatta. Badluck sıradan idi, ama bayağı değildi aslında. Onu Mor ve Ötesi ve tabii ki en çok da Duman başardı. Ama herhalde bayağılık da en orijinal olanlar, "3. yeni" denilen soytarılar oldu.
Onların suçu yok tabii, lisede iken konserde Badluck dinlemediler sonuçta🤣