Ben 90larda gitar çalmaya başladığımda daha önce hiç gerçek gitar görmemiştim. Erkin Koray'da falan görüyordum televizyonda tabi ama gitar değil, gitar teli alacak param bile yoktu. Almanya'dan dayım gitar alsın diye para gönderdi sonra, 150 Mark. Onu da babam içkiyle kumarla yemişti. Sonunda ablamın bi arkadaşı Zeynep abla Sovyet yapımı bi gitar hediye etti sağolsun, tellerle klavyenin arasına rahatlıkla elimi sokabiliyordum. En büyük hayalim gerçek gitar tipinde, siyah boyalı klavyesi olan bi gitar alabilmekti, yani Campbell, Sanchez gibi. 🙂 Ben o gitarla yaklaşık bi 3 sene her gün, günde en az 2, 3 saat çaldım. Okuldan eve uçarak geliyordum gitar çalacağım diye. Sonra bi gün okuldaki arkadaşlar gitarı okula getir demişlerdi, o gece rüyama girdi okulda herkes dalga geçerse falan diye. Bunları neden anlatıyorum, insanın içinde istek olduktan sonra çalacağı gitarın markası - modeli, yapım yılı, materyali falan hepsi hikaye. Alabileceğiniz en düzgün gitarı alın ve müzikten keyif almaya bakın. Çoğu kişi Fenderle, Gibsonla başlamıyor zaten.