Maison enteresan gitardır, 90'larda çokca denk geldim.. Grup arkadaşımda da vardı, semtten arkadaşımda da (Akşamları bahçeye amfileri indirip, uzatmayla elektrik çekip milletin kafasını severdik).. Neyse Maison şans işi, çok feci dandik modelleri de vardı gayet iş görür modelleri de.. Washburn Mercury (MG40 vs) serisi gitarlarla kafa kafaya gitarlar çıkarırlardı.. Les Paul kasasını bulsam düşünmeden alırım.. Ben beğenirim Maison'ı..
Campbell ise feci kötü gelmişti bana ilk denediğimde Tünel'de, Les Paul kasa bir gitarını çalmıştım, sapı rahatsız, manyetikleri garip, gitar çalmaktan soğumuştum.. Ama çok ucuzdu o zamana göre, sıfırı 200-250 dolar civarı diye hatırlıyorum, yanılmıyorsam.. Yeni başlayan biri için belki nimettir ama JDR94'ten sonra elime alınca..
Bir de ESP'nin ürettiği markalar Edwards ve Grassroots gitarlar gelmişti Tünel'e, ilk geldiği zaman belki 90'lar sonu, belki 2000 başları.. Bir arkadaşım Kirk Hammett modelini görüp, takmış kafayı, denemem için beni götürdü, tipleri çok güzeldi ama çalım konforu olarak vasat gitarlardı, akmıyordu dersem anlarsınız belki, alma dediğim halde o fiyata o modelden bulamam diye almıştı, ama yine de 400-500 dolar filan vermişti.. Belki sonra donanım ve konfor olarak daha iyi gitarlar çıkardılar filan ama ben mesafeliyim onlara da.. Bu iki marka da overrated gelir bana..
Bu arada Japon candır.. Son yıllarda kalite farkı kapanıyor gibi gözükse de eskiden Japon-Kore kalite farkı aşikardı.. Yani bakarak bile anlayabilirdiniz.. Haliyle yeni fabrikalar da işi öğreniyor.. Şimdi Endonezya'daki İbanez fabrikasından bile süper gitarlar çıkabiliyor..
Benim de bu hesabımla 14 yılım olmuş.. Önceki ile 17 yıl.. Seviyorum burayı demekki..