Kanat Güner'in kaleminden olan "eroin güncesi" okunmaya deger..
ölmeden önce yasadıklarını bütün gercekligiyle aktarmıs,klasik eroinle mücadeleyi asmıs bence..
ikinci bi tavsiyemde Frédéric Beigbeder'den 9.900TL..kitap midenizi bulandırıyor, sinirinizi bozuyor.okuduktan sonra, okumadan öncekinden çok daha farklı, çok daha kötü hissediyorsunuz.bazı alıntılar:
-insanlara hayatlarının hiçbir anlamı olmadığı fazla söylenirse, bir an gelir, kafayı üşütürler, çığlıklar atarak sağa sola koşuşturmaya başlarlar, var oluşlarının bir amacı olmadığını kabul edemezler.düşünüldüğünde insanın kendisine, bir hiç için,sadece ölmek için yaşadığını söylemesi oldukça güç, herkesin kafayı yemesinde şaşılacak bir şey yok."
-zenginler ile yoksullar arasındaki fark nedir biliyor musunuz?yoksullar kendilerine nike almak için uyuşturucu satıyorlar; zenginler ise uyuşturucu almak için nike.."
-neden hepimiz güzellik peşinde koşuyoruz?
çünkü bu dünya insanı kusturacak kadar çirkin."
-hepimiz fahiseyiz. insanlarin %95´i on bin frank karşılığında yatmayı kabul eder"
-1998´de dünyada reklamverenlerin reklam harcamaları 2,34 milyar franka yükseldi.Size, bu fiyata her şeyin -en başta da ruhunuzun- satılacağına dair güvence verebilirim.
-insanın insana egemen olduğu günden beri ilk kez, karşısında özgürlüğün bile işe yaramadığı bir egemenlik sisteminde yaşıyoruz. tersine, sistem bütün kozlarını özgürlük üzerine oynuyor; en büyük buluşu da bu zaten. her tür eleştiri yararına oluyor,her tür yergi yılışmış hoşgörüsünün yarattığı yanılsamayı güçlendiriyor. sistem bize kibarca boyun eğdiriyor. her şey serbest; "kerhaneyi düzsen kimse gelip küfretmez". sistem hedefine ulaştı: itaatsizlik bile bir itaat biçimi haline geldi.
-kapitalizm komünizmi yendi, şimdi de kendini yiyor.