En overrated gitarist (türk)

Şu an Türkiye'de olanlar arasından mı seçmemiz gerekiyor yoksa yurtdışında yaşayıp sadece yazları Bodrum'daki yazlık evine gelen gitaristler dahil mi?
 
Risk alıyorum;

Kerem Kabadayı ve Barış Benice
Fikrinize katılmıyorum,teknik olarak Barış Benice'nin virtüöz seviyesinde bir gitarist olduğunu düşünmekteyim.Müzisyenliği,oluşturduğu parçalar ayrı kapsamda tartışılabilir tabii ki ama enstrümanına olan hakimiyeti ve ustalığı üzerinden kıyaslayacaksak Türkiye'de çok rakibi olduğunu düşünmüyorum.
 
Fikrinize katılmıyorum,teknik olarak Barış Benice'nin virtüöz seviyesinde bir gitarist olduğunu düşünmekteyim.Müzisyenliği,oluşturduğu parçalar ayrı kapsamda tartışılabilir tabii ki ama enstrümanına olan hakimiyeti ve ustalığı üzerinden kıyaslayacaksak Türkiye'de çok rakibi olduğunu düşünmüyorum.
Ben gece gece overrated ile underrated' ı karıştırdım. Hahaha 🙂 underrated olarak onları yazacaktım. Şimdi düzelteyim. Barış Benice' ye laf etmek haddime değil. 🙂

Can Şengün. 🙂
 
Birşeyi netliğe kavuşturmak lazım: "overrated", kötü anlamına GELMEZ.

Overrated "hak ettiğinin çok üzerinde değer verilen, abartılan" anlamına gelir.

Birşeyin değerinin abartıldığını bilebilmeniz için, o şey hakkında çokça fikriniz ve/veya deneyiminiz olmalıdır.
Bu anlamda bence de Can Şengün çok iyi tespit. Yani Özgür Abbak, İlter kurcala vs gibi adamlarla kıyaslandığında "bu da kim yahu" diyorsun ama adam Tarkan'a çalıyor yıllardır.

Benim adayım Cem Köksal. Son derece sıradan çalmasına ve ciddi eksikleri de bulunmasına rağmen, Türkiye'de virtüöz muamelesi görmüştür. Bunun nedeni biraz bizim çok sesli müzik kültürümüzün yetersizliği (ör: komalı notaları yadırgamayan Ortadoğu-Akdeniz kulakları...), biraz da bugüne değin pek bir şey üretilmemiş bir alanda kaliteli müzisyenlerle birşeyler yapabilmiş olmasıdır.

Bir örnek daha vereyim: Batuhan Mutlugil. Adam çok gelişti yıllar içerisinde ve aslında iyi gitarist.
Ama adamı Jimi Hendrix zanneden cahiller var.

Kısacası, "overrated" aslında bir "şeyh uçmaz, mürit uçurur" durumudur.
 
JTC de kaç tane eğitim videosu çıktı Barış Benice'nin onları da mı görmediniz yazık ya...başka Türk var mı bunu başarabilen? Yurt içinden kimseye ders bile vermem dese haklı adam gerçekten...

Açık ara en overrated gitarist de Can Şengün abimizdir bence kendisi de kabul eder başlığı görse 🙂 Süper bir insan bence çok videosunu izledim müzisyenlik olarak da farklı bir tarafı var mutlaka ki buralara gelmiş, Tarkan la çalıyordu en son ama gitaristliği ortalamadır ve virtüöz muamelesi görür bir şekilde 🙂
 
JTC de kaç tane eğitim videosu çıktı Barış Benice'nin onları da mı görmediniz yazık ya...başka Türk var mı bunu başarabilen? Yurt içinden kimseye ders bile vermem dese haklı adam gerçekten...

Açık ara en overrated gitarist de Can Şengün abimizdir bence kendisi de kabul eder başlığı görse 🙂 Süper bir insan bence çok videosunu izledim müzisyenlik olarak da farklı bir tarafı var mutlaka ki buralara gelmiş, Tarkan la çalıyordu en son ama gitaristliği ortalamadır ve virtüöz muamelesi görür bir şekilde 🙂
Yav yanlış yazdım düzeltemiyorum Gürkan 😀 overrated ile underrated kavramını müthiş ingilizcemden dolayı karıştırdım. 🙂

Barış Benice ve Kerem Özyeğen' i yeterince yükseltemedik demek istemiştim aslında ama overrated ile underrated kavramları karıştırdım. Yoksa Barış' ın en iyi Türk gitaristlerden olduğunu net olarak söyleyebilirim ve hayranıyım. 🙂

Mesela bu gurur;

 
Son düzenleme:
Özel seri gitar ismi olur bundan. Headstockta çok şık durur.
Bu kıyağımı unutmasın🤣

Bir de not düşeyim.
Bir takım toplumsal-tarihsel nedenlerden dolayı yakın zamanda Osmanlıca kökenli bazı sözcükleri genç bir kuşağın ağzından tekrar duyar oldum.

Sadece gençler değil, yaşlılar da var aralarında. Bazı sözcükleri yanlış biliyorlar veya anlamını bilmeden kullanıyorlar.
Mesela:
"Aşina"(tanıdık) ile "aşikar" (bariz) sözcüklerini karıştırıyorlar. Sosyal medyada sık duyuyorum.

"Dış mihrak" (dış odak) sözcüğünü "dış minnak" diyeni duydum YT üzerinden. Yok minnoş...🤣

Geçenlerde YT üzerinden kıdemli bir gazeteciyi dinlerken (ilk ismi Fırat; voleybol-spor konuşuyorlar), "tezahür edemiyorum" dedi🤣
"Tasavvur edemiyorum" demek istedi. Yani hayal edemiyorum, kafamda kurgulayamıyorum...

Oysa "Tezahür etmek", "gerçekleşmek" demektir ve şu aralar bir türlü çevrilemeyen "to manifest" fiilinin tam karşılığıdır İngilizce'de... Yani adam farkında olmadan "gerçekleşemiyorum" dedi🤣

Bunların iletişim-medya alanındaki insanlar olduğu düşünülünce insan ağlamak da istiyor tabii...

Husumet, kıskançlık veya çekememek değildir. Husumet, çok ciddi bir anlaşmazlığı, çatışmayı ve hatta düşmanlığı ifade eder. Öyle ki, mahkemelerde davalı taraflar arasında sorunu tanımlarken bile "husumet" ifadesi kullanılabilir.

Birbirini tanımayan, hiçbir şekilde etkileşmemiş, hiçbir çıkar çatışması olmayan insanlar arasında husumet olamaz. Kavramın doğasına aykırıdır.
 
Özel seri gitar ismi olur bundan. Headstockta çok şık durur.
Bu kıyağımı unutmasın🤣

Bir de not düşeyim.
Bir takım toplumsal-tarihsel nedenlerden dolayı yakın zamanda Osmanlıca kökenli bazı sözcükleri genç bir kuşağın ağzından tekrar duyar oldum.

Sadece gençler değil, yaşlılar da var aralarında. Bazı sözcükleri yanlış biliyorlar veya anlamını bilmeden kullanıyorlar.
Mesela:
"Aşina"(tanıdık) ile "aşikar" (bariz) sözcüklerini karıştırıyorlar. Sosyal medyada sık duyuyorum.

"Dış mihrak" (dış odak) sözcüğünü "dış minnak" diyeni duydum YT üzerinden. Yok minnoş...🤣

Geçenlerde YT üzerinden kıdemli bir gazeteciyi dinlerken (ilk ismi Fırat; voleybol-spor konuşuyorlar), "tezahür edemiyorum" dedi🤣
"Tasavvur edemiyorum" demek istedi. Yani hayal edemiyorum, kafamda kurgulayamıyorum...

Oysa "Tezahür etmek", "gerçekleşmek" demektir ve şu aralar bir türlü çevrilemeyen "to manifest" fiilinin tam karşılığıdır İngilizce'de... Yani adam farkında olmadan "gerçekleşemiyorum" dedi🤣

Bunların iletişim-medya alanındaki insanlar olduğu düşünülünce insan ağlamak da istiyor tabii...

Husumet, kıskançlık veya çekememek değildir. Husumet, çok ciddi bir anlaşmazlığı, çatışmayı ve hatta düşmanlığı ifade eder. Öyle ki, mahkemelerde davalı taraflar arasında sorunu tanımlarken bile "husumet" ifadesi kullanılabilir.

Birbirini tanımayan, hiçbir şekilde etkileşmemiş, hiçbir çıkar çatışması olmayan insanlar arasında husumet olamaz. Kavramın doğasına aykırıdır.
Büyük resmi görmüşsün abi🤌
 

Geri
Üst