2-)Floyd-rose'un bileşenleri nelerdir, ne işe yararlar?
Floyd-rose sisteminin nasıl işlediğini tam olarak anlayıp, sorunlara daha mantıklı yakalaşabilmek için öncelikle sistemin bileşenlerinin ne işe yaradıklarını öğrenmek doğru olacaktır diye düşünüyorum. İleride her parçanın görevini tekrar tekrar anlatmayacağım.
Gitarın kafasından başlamak gerekirse;
1-)Tuners
Direkt olarak floyd-rose sisteminin bir parçası olmamasına rağmen, yani sabit köprülü gitarlarda da olmasına rağmen, sistemin en önemli parçalarından birisidir. Onun için hepiniz biliyor olmanıza rağmen belirteyim dedim. Türkçede akor kolu, akor kulakçığı, burgu gibi çeşitli isimleri var.
2-)String Retainer
Resimde gördüğünüz, kafada bulunan tellerin altından geçtiği ve ne işe yaradığını bir türlü kestiremediğim, tel takıp çıkartırken zorluk çıkartan parça... Bazıları tellerin headstock üzerinde çok yüksek olmasının kötü bir görüntü oluşturduğu için string retainer'ın kullanıldığını söylüyorlar ama bilmiyorum. Bazı markalar bunu kullanırken bazılıları kullanmıyor
🙂 Şu gitara string-retainer takılsa daha güzel olabilirdi mesela, bunun dışında bir kullanışlılığını bilmiyorum. Türkçesini de bilmiyorum bir de...
Bu yazıyı tamamlayana kadar araştırmamış olmama rağmen string retainer'ın ne olduğunu öğrendim, bir yerde denk geldi. Amacı tellerin nut yani kilitler kapalıyken veya değilken aynı yerde durmasını sağlamakmış. Telleri kilitten ayrıldıkları noktadan aşşağıya çekerek, kilitten çıktıkları yerde en altta en uç kısımda durmalarını sağlıyormuş. Eğer orda durmazlarsa kilitleri kapadığımız zaman tellerin akordları incelecektir... Her gitar her nut için geçerli bir şey olduğunu sanmıyorum bu durumun ama yine de kullanılması faydalı olabilir
🙂
3-)Lock-nut
Floyd-rose sisteminin en önemli bileşenlerinden biri. Telleri gitarın kafasıyla klavyenin birleştirdiği yerden kilitleyip, tellerin akordunun kaçmasını engellemeye yönelik parça. Türkçede kilit, kilit sistemi, gitarın kilitleri diye geçer.
Resimde en solda gördüğünüz "L" şeklindeki metal şeyin adı da "alyan" alyans değil alyan
😀 Bu isim genelde karışıklığa sebep olabiliyor... İngilizcede "allen keys" denir.
Nut'la ilgili olarak söylemek istediğim birkaç şey daha var. İlki telleri kilitlemek için kullandığımız o blok gibi olan metal parçaları doğru yönde takmamız gerektiği. Ortasından geçen çizgi, tellerle aynı hizada olmalı. Taban kısmı girintili çıkıntılı olduğu için doğru takılmaması işini yapamamasına sebep olabilir.
İkincisi işe nut çeşitleri. Piyasada uzunlukları ve teller arasındaki boşlukları farklı olan nutlar var. Mesela Original Floyd Rose'da R2-R3-R4 isimli nut çeşitleri var. En yaygın olarak kullanılanları R3 ve R4 benim bildiğim kadarıyla. Bu nut'ların bir uçtan bir uca boyları değişiyor. Ayrıca aynı boy nutlarda da tellerin arasındaki boşlukları farklı olan versiyonlar olabiliyor.
Şöyle bir liste yapmak gerekirse bu nutların uzunlukları;
R1 --> 1-9/16" = 39.7mm
R2 --> 1-10/16" = 41.3mm
R3 --> 1-11/16" = 42.9mm (bunda tellerin arasındaki boşluklar R4'e göre daha küçük)
R4 --> 1-11/16" = 42.9mm (bundaysa daha büyük)
R5 --> 1-12/16" = 44.45mm
R6 ve R7 gibi uzuyor liste ama onlar aynı boyuttaki nut'ların farklı gitarlar için olan versiyonları. Bir de "R" right anlamındaymış, yani solakların nutları L1,L2 oluyormuş...
Bunların dışında bir de 80'lerde Kahler'lerin kullandığı nut'lar var. Bunlar bana hep itici gelmiştir, aşşağıdaki resime bakabilirsiniz. Çok fazla detay bilmiyorum hiç kullanmadım çünkü ama görünüş açısından da kullanışlılık açısından da iyi olmadıklarını düşünüyorum.
Bir de nut'ın yapıldığı malzeme önemli, fazla detay bilmiyorum ama bazılarının akord tutmak açısından daha iyi olduğunu söylüyorlar, araştırırsanız bunula ilgili birşeyler bulabilirsiniz...
4-)String Holder Block
Teli köprü üzerinde sıkıştırıp sabit kalmasını sağlayan metal blok oluyor bu da. Genellikle terlemeden ötürü sararır bunlar ya da tel değiştirirken kaybolur ama bulmak çok kolaydır. İnsanlar genelde bunların bulunamayacağını kolay değiştirelemeyeceğini düşünüyorlar görebildiğim kadarıyla
🙂
5-)Saddle
Floyd-rose'un en önemli parçalarından birisi. Köprü tarafında, tellerin içine girdiği kısımdır. Türkçesi "tel yatağı" olabilir. Bu parçanın pozisyonu çok önemlidir. İleride neden nasıl olduğunu göreceğiz. Bu parçadan her bir tel için bir tane vardır, ve base-plate tabir ettiğimiz taban plakasının üstüne otururlar. Her bir tel için ayrı bir saddle vardır ve genelde altındaki numaralarla belirtilir bunlar. Yani köprünün saddle'larını söküp alakasız bir sırayla takmak doğru olmayacaktır.
O gördüğünüz uzayan kısım saddle'ın içinde teli sıkıştıran metal bloku (string holder block) sıkıştıran vidadır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da saddle'ın yanında gördüğünüz eklem yerinden , yukarı aşşağıya doğru oynayabildiği, eğilebildiğidir. Bu da fine tunerlar (ince ayar vidaları) yardımıyla akord için gerekli olan bir şey
🙂
6-)Intonation Screws
Saddle'ları taban plakasına bağlayan vidalardır, ama esas görevleri isimden de anlaşılacağı gibi (entonasyon vidaları) entonasyondur. Saddle'ların pozisyonunu tellere paralel bir şekilde değiştirerek telin uzunluğunu (scale'ini, skalasını...) ayarlamanıza ve entonasyonunu yapmanıza yararlar. Genellikle taban plakasında bu vidaların oturması için 2 farklı pozisyon olur, saddle'ı çok fazla ileri veya geri götürmeniz gerekiyorsa ve vida saddle'ın ucuna dayandıysa, vidayı bir delikten diğerine takarsınız.
Burda soldaki resimdeki gri köprünün en üstündeki 6 siyah vida oluyor bunlar da;
Mesela bu köprünün sahibi (gri olan) kalın mi telinin saddle'ını biraz daha geri götürmek isteseydi, vidayı çıkartıp orada hemen aşşağısında gördüğünüz 2. deliğe takmak durumunda kalacaktı
🙂 Ayrıca aldığınız alyan setlerindeki en küçük alyan genellikle bu vidalar içindir. Onların hiç bir işe yaramadıkları gibi bir kanıya ben şahsen zamanında kapılmıştım, onun için söylemeden geçmeyeyim dedim
😆
7-)BasePlate
Floyd-rose'un iskeleti (Türk olduğum için bu gibi benzetmeleri yapmak zorundayım
😀) Türkçesi taban plakası gibi bir şey oluyor..
Üstten;
Alttan;
Resimlerde entonasyon vidaları için 2 farklı pozisyonu görebiliyorsunuz. Ortadaki eşit büyüklükteki 3 delik sustain-blok'unun (aşşağıda tanımı var) plakaya tutturulması için gerekli olan delikler, en büyük olan da vibrato bar diye tabir ettiğimiz kolun takılması için
🙂
😎Fine Tuners
Floyd rose üzerinden akord yapmaya yarayan vidalardır. Bunların da Türkçe isimleri hakında pek bir fikrim yok, "ince ayar vidası" diyenleri de duydum, "küçük tuner" diyenleri de, ve görebildiğiniz gibi ikisi de gayet komik isimler onun için ben Türkçe bir isim vermeye çalışmıyorum. İleride de fine tuner olarak bahsedeceğim. Resimde gördüğünüz siyah vidalar.
Fine tuner'lar teli tutan metal bloğu sıkıştırmaya yarayan o vidayı aşşağı yukarı oynatarak saddle'ın yukarıdaki resimde bahsettiğim eklem yerinden eğilmesini sağlarlar. Bu sayede tel gerilir veya gevşer. Kilitleri açmadan sadece fine tuner'ları kullanarak gitarın akordunu genel anlamda pek değiştiremeyeceğimizin farkında olmak gerekir. Mesela natürel'den mi bemol'e alamayız gitarın akordunu. Eğer vidanın uzunluğu ve saddle'ın eğilme kapasitesi yeterliyse, tek bir teli 1 ya da 2 yarım ses değiştirmek mümkün olabilir belki ama...
9-)Sustain Block
Anlatması en zor parça bu olsa gerek onun için öncelikle resime bir göz atın
🙂
İşte orda yukarıda gördüğünüz metal blok kısım oluyor bu da. Floyd rose sisteminde teller sabit köprülü gitarlardan farklı olarak gövdenin içine girmiyorlar, onun yerine floyd'un içinde havada "askıda" kalıyorlar. Yani direk olarak gövdeyle ilintili değiller. Gövdeyle tek bağlantıları floyd rose'u gövdeye bağlayan 2 vida ve yayların bağlı olduğu parçayı tutan 2 vida (bunların da ne kadar etkisiz olacağını tahmin etmek güç olmasa gerek ) "Floating bridge" yani "yüzen/askıda duran köprü" kavramı da burdan geliyor. Tellerin bağlandığı yerin sabit olmamasından. Sustain olarak tabir ettiğimiz sesin titreşim süresi bu olaydan fazlasıyla etkilenmektedir, yani floyd'lu gitarlarda sustain sabit köprülü gitarlara göre genellikle daha azdır. Floyd-rose'u gövdeye yerleştirmek için gövdede açılan deliğin sustain'e negatif etkisi de göz ardı edilemez. Sustain bloğu bu etkiyi bir miktar azaltmaktadır. Değişik yoğunlukta, değişik maddelerden yapılan, değişik uzunlukta ve kalınlıkta bir çok sustain bloğu çeşidi vardır. Bazı gitaristler için en yoğun en çok kütlesi olan makbulken (daha fazla sustain için) bazıları için de zaten belirli bir seviyenin üstüne çıkamayacak olan sustain yerine daha az metal parçanın getirdiği daha az parlak/metalik ton makbuldür. Ayrıca sustain bloğu (kütlesi özellikle) floyd-rose'un oynatıldıktan sonra doğru pozisyona dönüşüne de bir miktar etki eder.
Sustain bloğunun ya da tellerin havada askıda kalıyor olmasının ne derece önemli olduğunu anlamak için yapabileceğiniz basit bir şey var. Gitarınızı alıp salonunuzdaki büyük yemek masasının yanına gidin, önce gitar havadayken 1 akor vurun, sonra gitarın bir kısmını masaya dayayarak (yavaşça
😀 ) aynı akoru bir kere daha vurun, sesin ne kadar toklaştığını/gürleştiğini hissetmezseniz helal olsun
😀 Yani ne kadar çok tahta o kadar çok ton da diyebiliriz.
Sustain bloklarının çeşitli büyüklükte olanları oluyor, en yaygınları 32mm ve 42mm olanları, bu uzunluk için yukarıdaki resimde gördüğünüz parçanın yüksekliği diyebiliriz.
10-)Floyd Posts
Bunlar da floyd rose'u gövdeye bağlayan, floyd-rose'un hareketinin ekseni olan vida yuvası + vida birleşimidir. Ayrıca önemli görevlerinden birisi floyd-rose'un yüksekliğini yani tel yüksekliğini ayarlamaktır. Bu ileride lazım olacak onun için biraz daha bahsetmek gerekirse. Genellikle kilitlerde kullandığımız alyanla, bu vidaları çevirerek yükselip alçalmalarını ve de doğal olarak köprüyü yükseltip alçaltmalarını sağlarız. Üstteki resimde gördüğünüz siyah kısım ya da yuva gitarın içine sabitlenir. Bunların direk tek parça bir vida şeklinde olanları da varmış eskiden ama artık pek kullanılmıyor. Yeni versiyonunun sustain açısından daha iyi sonuç verdiği söylenir
11-)Springs & Spring Claw
Yani yaylar ve yayları tutan parça;
Bu parçalar aslında Floyd-rose sisteminin temelini oluştururlar. Yani sabit köprülü bir gitarda olduğu gibi telleri tutan gövde yerine, tellerin basıncını dengeleyen yaylar var bu sistemde. Spring claw denen o parçaya bağlı vidaları, gövdenin içine doğru sokup çıkartarak, yayların gerginliğini ayarlarız. Bu da köprünün pozisyonuna etki eder/ayarlar.
12-)Vibrato bar
Bu parça olmadan köprü pek bir işe yaramaz ve genelde kaybolur. Ayrıca o kadar çok çeşidi vardır ki, kaybolduğu zaman herhangi başka bir barı alıp takamazsınız. Yine de artık bunları internetten bulmak gayet kolaylaştı.
13-)Scale Lenght
Bu tabii ki floyd rose'un bir parçası değil. Ama önemli bir kavram, ve nereye yazacağımı bilemedim. Scale lenght yani "skala" gitarın kafasında, kilitlerin olduğu yerden, tellerin saddle'ın içine girdiği yere kadar olan olan uzunluğa denir. Resimdeki uzunluk yani;
24.75", 25", 25.5", 27" gibi değişik değerleri olur. ( " = inch = 2.54cm ) Gibsonlarda 24.75", Prs'lerde 25", Ibanez ve Jacksonlar'da 25.5" genel olarak kullanılan uzunluklardır. Bir de scale lenght'i 27" olan bariton gitarlar var. Bariton gitarları açıkladığımda sanırsam scale lenght nedir ne işe yarar anlatmış olacağım.
Bariton gitarlar isimden de anlaşılabileceği gibi daha bas, daha kalın sesler/akord düzenleri için dizayn edilmiştir. 7 telli gitarlar ya da drop akordlar gibi. Bir telin akordunu düşürdükçe gerginliği de düşecek ve sesi kirlenecektir. (Gitarınızın akordunu düşürdüğünüzde sesin daha kirli olduğunu farketmişsinizdir. Bir de kilitlerle akord kulakçıkları arasında kalan 10cmlik kısımdaki telleri çalın ve seslerinin ne kadar net olduğuna bakın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız... ) Bu düşük akorlardaki temizlik sorununu gidermek için gitarın scale lenght'ini uzatmak gibi bir yola gitmişler. Scale lenght'in uzun olması tellerin daha gergin olmasına sebep olur. Yani 0.10 kalınlığında bir tel 27" uzunlukta mi'ye akordlandığında, 25.5" uzunluğunda mi'ye akordlanmış bir 0.10 mi teline göre daha gergin olur. 27" gitarlarda teller daha gergin/sıkı olduğu için sesleri daha temiz anlaşılır olur.