Makale/Tutorial Floyd-rose Hakkında Herşey

Floyd-Rose Hakkında...

Görünen o ki, birçoğumuz floyd-rose ve türevi köprüleri olan gitarlar kullanıyoruz ama çok azımız hatta belki hiç birimiz bu köprülerle ilgili yeterli bilgiye sahip. Forumda birçok başlıkta bu konuda sorular sorulduğunu ve çoğunun yanıtsız kaldığını görünce, internetten bir miktar araştırma yapıp, bazı sitelerdeki makalelerden faydalanalarak ve bazılarını direkt çevirerek bir yazı/makale oluşturmaya çalıştım.

Floyd rose nedir hiç bir fikri olmayan birisinin de birşeyler öğrenebileceği gibi anlatmaya çalıştım konuyu, başlarında belki biraz sıkılabilirsiniz ayrıca bazı kısımlarında "bunu da bilelim artık" diyebilirsiniz. Ama mümkün olduğunca tamamını okumaya çalışın (eğer ilgileniyorsanız) çünkü belirli bir sıra içerisinde birbirleriyle bağlantılı olarak anlatmaya çalıştım herşeyi 🙂

Çok önemli bir şey daha; bütün yazı boyunca oldukça fazla İngilizce kelime kullandım. Floyd-rose'la ilgili bazı terimlerin tam Türkçe karşılıkları yok, ben de kendim birşeyler sıkmak ya da "yay kıskaçı, yay pençesi" gibi komik terimler kullanmaktansa İngilizcelerini kullandım. Çoğu yerde elimden geldiğince Türkçelerini belirtmeye çalıştım. Ayrıca internetten bir şeyler okurken bilmediğiniz kavramlarla karşılaşabileceğiniz için (şahsen bende öyle oldu) bu yazıda ne olduklarını öğrenmeniz internetten araştırma yaparken de işinize yarayabilir diye düşünüyorum.

BURAYA DİKKAT!

Şu anda bu sayfada bir çok resim var, genelde bu tarz sayfalarda resimlerin hepsi tamamen yüklenmez. Ayrıca eminim bir çoğunuz sadece bazı kısımlarını okumak istiyordur, bunun için her bir konu başlığını ayrı bir mesaja koydum, ve aşağıdaki listede bunlara link verdim, bunların üstlerine tıklayarak direk sadece istediğiniz mesajlara ulaşabilirsiniz, okumayı kolaylaştıracaktır 🙂 Hatta ben olsam şu anda yukarıdaki ” dur” düğmesine tıklayıp aşağıdaki linklerden okurdum mesajları

1-)Floyd-rose nedir, nasıl bir yaratıktır?

2-)Floyd-rose'un bileşenleri nelerdir, ne işe yararlar?

3-)Floyd-Rose çeşitleri

4-)Floyd-rose'un çalışma prensibi

5-)Floyd-rose'lu bir gitarın artıları ve eksileri nelerdir?

6-)Bir floyd-rose'u iyi yapan nedir?

7-)Floyd-rose akord kaçırıyor ne yapılabilir?

8 )Tremsetter

9-)Tremol-no

10-)Floyd-rose'u bloklamak (eski kafa)

11-)D-Tuna

12-)Floyd-rose'lu gitarda tel ve akord değiştirme

13-)Floyd-rose nasıl ayarlanır?

14-)Entonasyon ayarı nasıl yapılır?

15-)Bazı ekstra sorular
 
1-) Floyd-rose nedir, nasıl bir yaratıktır?

Floyd-rose yukarıda da bahsettiğim gibi bir köprü çeşididir. Yani gitar çalarken sağ elimizi üstüne koyduğumuz tellerin bir ucunun takılı olduğu metal bölüm. Floyd-rose 1977 yılında "Floyd Rose" isimli amcamız tarafından geliştirilmiş ve 1979'da da patenti aynı kişi tarafından alınmıştır. Yani aslında aynı "Nescafe" örneğinde olduğu gibi floyd-rose olarak adlandırdığımız köprülerin %99.9'u Floyd Rose amcamızın geliştirdiği sistemi kullanan başka isimde köprülerdir. Ve büyük bir kısmının üzerinde "Licenced by Floyd Rose" yazar. Ibanez gibi markalar, bu patentin dışında kalacak şekilde aynı işi görecek çeşitli köprüler üretmeye çalıştılar, kimileri üretti de bildiğim kadarıyla, ama birçoğu patentle ilgili olarak dava edildi ve davayı kaybetti. Floyd Rose dışında bu sistemin başlıca üreticileri Schaller, Kahler, Gotoh, Wilkinson, Ibanez gibi firmalardır 🙂 Floyd rose firması ayrıca aynı isimle gitarlar da üretiyor...

Bu arada Floyd Rose tarafından üretilen köprüye genelde "Original Floyd Rose" denir, ve ben genelde original floyd rose üzerinden anlatamaya çalışacağım herşeyi 🙂
İşte original floyd rose;

floydblkorg.webp


Eskiden logo'nun altında "original" ibaresi de yer alırmış ama bilmediğim bir tarihten sonra onu kaldırıp sadece Floyd Rose logosu koymaya başlamışlar.
 
2-)Floyd-rose'un bileşenleri nelerdir, ne işe yararlar?



Floyd-rose sisteminin nasıl işlediğini tam olarak anlayıp, sorunlara daha mantıklı yakalaşabilmek için öncelikle sistemin bileşenlerinin ne işe yaradıklarını öğrenmek doğru olacaktır diye düşünüyorum. İleride her parçanın görevini tekrar tekrar anlatmayacağım.

Gitarın kafasından başlamak gerekirse;

1-)Tuners

Direkt olarak floyd-rose sisteminin bir parçası olmamasına rağmen, yani sabit köprülü gitarlarda da olmasına rağmen, sistemin en önemli parçalarından birisidir. Onun için hepiniz biliyor olmanıza rağmen belirteyim dedim. Türkçede akor kolu, akor kulakçığı, burgu gibi çeşitli isimleri var.

tuner.webp



2-)String Retainer

stringretainer.webp



Resimde gördüğünüz, kafada bulunan tellerin altından geçtiği ve ne işe yaradığını bir türlü kestiremediğim, tel takıp çıkartırken zorluk çıkartan parça... Bazıları tellerin headstock üzerinde çok yüksek olmasının kötü bir görüntü oluşturduğu için string retainer'ın kullanıldığını söylüyorlar ama bilmiyorum. Bazı markalar bunu kullanırken bazılıları kullanmıyor 🙂 Şu gitara string-retainer takılsa daha güzel olabilirdi mesela, bunun dışında bir kullanışlılığını bilmiyorum. Türkçesini de bilmiyorum bir de...

slsmgheadstock.webp




Bu yazıyı tamamlayana kadar araştırmamış olmama rağmen string retainer'ın ne olduğunu öğrendim, bir yerde denk geldi. Amacı tellerin nut yani kilitler kapalıyken veya değilken aynı yerde durmasını sağlamakmış. Telleri kilitten ayrıldıkları noktadan aşşağıya çekerek, kilitten çıktıkları yerde en altta en uç kısımda durmalarını sağlıyormuş. Eğer orda durmazlarsa kilitleri kapadığımız zaman tellerin akordları incelecektir... Her gitar her nut için geçerli bir şey olduğunu sanmıyorum bu durumun ama yine de kullanılması faydalı olabilir 🙂


3-)Lock-nut

Floyd-rose sisteminin en önemli bileşenlerinden biri. Telleri gitarın kafasıyla klavyenin birleştirdiği yerden kilitleyip, tellerin akordunun kaçmasını engellemeye yönelik parça. Türkçede kilit, kilit sistemi, gitarın kilitleri diye geçer.

Lock-Nut-Black.webp
locknut.webp


Resimde en solda gördüğünüz "L" şeklindeki metal şeyin adı da "alyan" alyans değil alyan 😀 Bu isim genelde karışıklığa sebep olabiliyor... İngilizcede "allen keys" denir.

Nut'la ilgili olarak söylemek istediğim birkaç şey daha var. İlki telleri kilitlemek için kullandığımız o blok gibi olan metal parçaları doğru yönde takmamız gerektiği. Ortasından geçen çizgi, tellerle aynı hizada olmalı. Taban kısmı girintili çıkıntılı olduğu için doğru takılmaması işini yapamamasına sebep olabilir.

İkincisi işe nut çeşitleri. Piyasada uzunlukları ve teller arasındaki boşlukları farklı olan nutlar var. Mesela Original Floyd Rose'da R2-R3-R4 isimli nut çeşitleri var. En yaygın olarak kullanılanları R3 ve R4 benim bildiğim kadarıyla. Bu nut'ların bir uçtan bir uca boyları değişiyor. Ayrıca aynı boy nutlarda da tellerin arasındaki boşlukları farklı olan versiyonlar olabiliyor.

Şöyle bir liste yapmak gerekirse bu nutların uzunlukları;

R1 --> 1-9/16" = 39.7mm
R2 --> 1-10/16" = 41.3mm
R3 --> 1-11/16" = 42.9mm (bunda tellerin arasındaki boşluklar R4'e göre daha küçük)
R4 --> 1-11/16" = 42.9mm (bundaysa daha büyük)
R5 --> 1-12/16" = 44.45mm

R6 ve R7 gibi uzuyor liste ama onlar aynı boyuttaki nut'ların farklı gitarlar için olan versiyonları. Bir de "R" right anlamındaymış, yani solakların nutları L1,L2 oluyormuş...

Bunların dışında bir de 80'lerde Kahler'lerin kullandığı nut'lar var. Bunlar bana hep itici gelmiştir, aşşağıdaki resime bakabilirsiniz. Çok fazla detay bilmiyorum hiç kullanmadım çünkü ama görünüş açısından da kullanışlılık açısından da iyi olmadıklarını düşünüyorum.

kahler1.webp
kahler2.webp


Bir de nut'ın yapıldığı malzeme önemli, fazla detay bilmiyorum ama bazılarının akord tutmak açısından daha iyi olduğunu söylüyorlar, araştırırsanız bunula ilgili birşeyler bulabilirsiniz...



4-)String Holder Block

Teli köprü üzerinde sıkıştırıp sabit kalmasını sağlayan metal blok oluyor bu da. Genellikle terlemeden ötürü sararır bunlar ya da tel değiştirirken kaybolur ama bulmak çok kolaydır. İnsanlar genelde bunların bulunamayacağını kolay değiştirelemeyeceğini düşünüyorlar görebildiğim kadarıyla 🙂

2LE2-3.webp
stringblock.webp





5-)Saddle

Floyd-rose'un en önemli parçalarından birisi. Köprü tarafında, tellerin içine girdiği kısımdır. Türkçesi "tel yatağı" olabilir. Bu parçanın pozisyonu çok önemlidir. İleride neden nasıl olduğunu göreceğiz. Bu parçadan her bir tel için bir tane vardır, ve base-plate tabir ettiğimiz taban plakasının üstüne otururlar. Her bir tel için ayrı bir saddle vardır ve genelde altındaki numaralarla belirtilir bunlar. Yani köprünün saddle'larını söküp alakasız bir sırayla takmak doğru olmayacaktır.

saddle1.webp
saddle.webp


O gördüğünüz uzayan kısım saddle'ın içinde teli sıkıştıran metal bloku (string holder block) sıkıştıran vidadır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da saddle'ın yanında gördüğünüz eklem yerinden , yukarı aşşağıya doğru oynayabildiği, eğilebildiğidir. Bu da fine tunerlar (ince ayar vidaları) yardımıyla akord için gerekli olan bir şey 🙂




6-)Intonation Screws

Saddle'ları taban plakasına bağlayan vidalardır, ama esas görevleri isimden de anlaşılacağı gibi (entonasyon vidaları) entonasyondur. Saddle'ların pozisyonunu tellere paralel bir şekilde değiştirerek telin uzunluğunu (scale'ini, skalasını...) ayarlamanıza ve entonasyonunu yapmanıza yararlar. Genellikle taban plakasında bu vidaların oturması için 2 farklı pozisyon olur, saddle'ı çok fazla ileri veya geri götürmeniz gerekiyorsa ve vida saddle'ın ucuna dayandıysa, vidayı bir delikten diğerine takarsınız.

Burda soldaki resimdeki gri köprünün en üstündeki 6 siyah vida oluyor bunlar da;
f_tr_001.webp
intonationscrews.webp


Mesela bu köprünün sahibi (gri olan) kalın mi telinin saddle'ını biraz daha geri götürmek isteseydi, vidayı çıkartıp orada hemen aşşağısında gördüğünüz 2. deliğe takmak durumunda kalacaktı 🙂 Ayrıca aldığınız alyan setlerindeki en küçük alyan genellikle bu vidalar içindir. Onların hiç bir işe yaramadıkları gibi bir kanıya ben şahsen zamanında kapılmıştım, onun için söylemeden geçmeyeyim dedim 😆




7-)BasePlate

Floyd-rose'un iskeleti (Türk olduğum için bu gibi benzetmeleri yapmak zorundayım 😀) Türkçesi taban plakası gibi bir şey oluyor..

Üstten;

baseplateust.webp


Alttan;

baseplatealt.webp


Resimlerde entonasyon vidaları için 2 farklı pozisyonu görebiliyorsunuz. Ortadaki eşit büyüklükteki 3 delik sustain-blok'unun (aşşağıda tanımı var) plakaya tutturulması için gerekli olan delikler, en büyük olan da vibrato bar diye tabir ettiğimiz kolun takılması için 🙂




😎Fine Tuners

Floyd rose üzerinden akord yapmaya yarayan vidalardır. Bunların da Türkçe isimleri hakında pek bir fikrim yok, "ince ayar vidası" diyenleri de duydum, "küçük tuner" diyenleri de, ve görebildiğiniz gibi ikisi de gayet komik isimler onun için ben Türkçe bir isim vermeye çalışmıyorum. İleride de fine tuner olarak bahsedeceğim. Resimde gördüğünüz siyah vidalar.

finetuners.webp


Fine tuner'lar teli tutan metal bloğu sıkıştırmaya yarayan o vidayı aşşağı yukarı oynatarak saddle'ın yukarıdaki resimde bahsettiğim eklem yerinden eğilmesini sağlarlar. Bu sayede tel gerilir veya gevşer. Kilitleri açmadan sadece fine tuner'ları kullanarak gitarın akordunu genel anlamda pek değiştiremeyeceğimizin farkında olmak gerekir. Mesela natürel'den mi bemol'e alamayız gitarın akordunu. Eğer vidanın uzunluğu ve saddle'ın eğilme kapasitesi yeterliyse, tek bir teli 1 ya da 2 yarım ses değiştirmek mümkün olabilir belki ama...





9-)Sustain Block

Anlatması en zor parça bu olsa gerek onun için öncelikle resime bir göz atın 🙂

f_tr_004.webp


İşte orda yukarıda gördüğünüz metal blok kısım oluyor bu da. Floyd rose sisteminde teller sabit köprülü gitarlardan farklı olarak gövdenin içine girmiyorlar, onun yerine floyd'un içinde havada "askıda" kalıyorlar. Yani direk olarak gövdeyle ilintili değiller. Gövdeyle tek bağlantıları floyd rose'u gövdeye bağlayan 2 vida ve yayların bağlı olduğu parçayı tutan 2 vida (bunların da ne kadar etkisiz olacağını tahmin etmek güç olmasa gerek ) "Floating bridge" yani "yüzen/askıda duran köprü" kavramı da burdan geliyor. Tellerin bağlandığı yerin sabit olmamasından. Sustain olarak tabir ettiğimiz sesin titreşim süresi bu olaydan fazlasıyla etkilenmektedir, yani floyd'lu gitarlarda sustain sabit köprülü gitarlara göre genellikle daha azdır. Floyd-rose'u gövdeye yerleştirmek için gövdede açılan deliğin sustain'e negatif etkisi de göz ardı edilemez. Sustain bloğu bu etkiyi bir miktar azaltmaktadır. Değişik yoğunlukta, değişik maddelerden yapılan, değişik uzunlukta ve kalınlıkta bir çok sustain bloğu çeşidi vardır. Bazı gitaristler için en yoğun en çok kütlesi olan makbulken (daha fazla sustain için) bazıları için de zaten belirli bir seviyenin üstüne çıkamayacak olan sustain yerine daha az metal parçanın getirdiği daha az parlak/metalik ton makbuldür. Ayrıca sustain bloğu (kütlesi özellikle) floyd-rose'un oynatıldıktan sonra doğru pozisyona dönüşüne de bir miktar etki eder.

Sustain bloğunun ya da tellerin havada askıda kalıyor olmasının ne derece önemli olduğunu anlamak için yapabileceğiniz basit bir şey var. Gitarınızı alıp salonunuzdaki büyük yemek masasının yanına gidin, önce gitar havadayken 1 akor vurun, sonra gitarın bir kısmını masaya dayayarak (yavaşça 😀 ) aynı akoru bir kere daha vurun, sesin ne kadar toklaştığını/gürleştiğini hissetmezseniz helal olsun 😀 Yani ne kadar çok tahta o kadar çok ton da diyebiliriz.

Sustain bloklarının çeşitli büyüklükte olanları oluyor, en yaygınları 32mm ve 42mm olanları, bu uzunluk için yukarıdaki resimde gördüğünüz parçanın yüksekliği diyebiliriz.




10-)Floyd Posts

Bunlar da floyd rose'u gövdeye bağlayan, floyd-rose'un hareketinin ekseni olan vida yuvası + vida birleşimidir. Ayrıca önemli görevlerinden birisi floyd-rose'un yüksekliğini yani tel yüksekliğini ayarlamaktır. Bu ileride lazım olacak onun için biraz daha bahsetmek gerekirse. Genellikle kilitlerde kullandığımız alyanla, bu vidaları çevirerek yükselip alçalmalarını ve de doğal olarak köprüyü yükseltip alçaltmalarını sağlarız. Üstteki resimde gördüğünüz siyah kısım ya da yuva gitarın içine sabitlenir. Bunların direk tek parça bir vida şeklinde olanları da varmış eskiden ama artık pek kullanılmıyor. Yeni versiyonunun sustain açısından daha iyi sonuç verdiği söylenir

postss.webp
floydposts.webp





11-)Springs & Spring Claw

Yani yaylar ve yayları tutan parça;

FR-Pro-parts.webp
FusionBack1.webp


Bu parçalar aslında Floyd-rose sisteminin temelini oluştururlar. Yani sabit köprülü bir gitarda olduğu gibi telleri tutan gövde yerine, tellerin basıncını dengeleyen yaylar var bu sistemde. Spring claw denen o parçaya bağlı vidaları, gövdenin içine doğru sokup çıkartarak, yayların gerginliğini ayarlarız. Bu da köprünün pozisyonuna etki eder/ayarlar.




12-)Vibrato bar

Bu parça olmadan köprü pek bir işe yaramaz ve genelde kaybolur. Ayrıca o kadar çok çeşidi vardır ki, kaybolduğu zaman herhangi başka bir barı alıp takamazsınız. Yine de artık bunları internetten bulmak gayet kolaylaştı.

floydbar.webp

199-7000-100.webp




13-)Scale Lenght
Bu tabii ki floyd rose'un bir parçası değil. Ama önemli bir kavram, ve nereye yazacağımı bilemedim. Scale lenght yani "skala" gitarın kafasında, kilitlerin olduğu yerden, tellerin saddle'ın içine girdiği yere kadar olan olan uzunluğa denir. Resimdeki uzunluk yani;

scale.webp


24.75", 25", 25.5", 27" gibi değişik değerleri olur. ( " = inch = 2.54cm ) Gibsonlarda 24.75", Prs'lerde 25", Ibanez ve Jacksonlar'da 25.5" genel olarak kullanılan uzunluklardır. Bir de scale lenght'i 27" olan bariton gitarlar var. Bariton gitarları açıkladığımda sanırsam scale lenght nedir ne işe yarar anlatmış olacağım.

Bariton gitarlar isimden de anlaşılabileceği gibi daha bas, daha kalın sesler/akord düzenleri için dizayn edilmiştir. 7 telli gitarlar ya da drop akordlar gibi. Bir telin akordunu düşürdükçe gerginliği de düşecek ve sesi kirlenecektir. (Gitarınızın akordunu düşürdüğünüzde sesin daha kirli olduğunu farketmişsinizdir. Bir de kilitlerle akord kulakçıkları arasında kalan 10cmlik kısımdaki telleri çalın ve seslerinin ne kadar net olduğuna bakın ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız... ) Bu düşük akorlardaki temizlik sorununu gidermek için gitarın scale lenght'ini uzatmak gibi bir yola gitmişler. Scale lenght'in uzun olması tellerin daha gergin olmasına sebep olur. Yani 0.10 kalınlığında bir tel 27" uzunlukta mi'ye akordlandığında, 25.5" uzunluğunda mi'ye akordlanmış bir 0.10 mi teline göre daha gergin olur. 27" gitarlarda teller daha gergin/sıkı olduğu için sesleri daha temiz anlaşılır olur.
 

Dosyalar

  • postss.webp
    postss.webp
    35.4 KB · Gösterim: 12
  • FR-Pro-parts.webp
    FR-Pro-parts.webp
    16.7 KB · Gösterim: 13
  • f_tr_001.webp
    f_tr_001.webp
    25.9 KB · Gösterim: 16
  • Lock-Nut-Black.webp
    Lock-Nut-Black.webp
    9.9 KB · Gösterim: 14
  • kahler1.webp
    kahler1.webp
    25.3 KB · Gösterim: 12
  • 2LE2-3.webp
    2LE2-3.webp
    5 KB · Gösterim: 11
  • saddle1.webp
    saddle1.webp
    20.9 KB · Gösterim: 11
3-)Floyd-Rose çeşitleri


Burda bulabileceğiniz bütün köprü çeşitlerini sıralamak, dizmek gibi bir amacım yok ama bazı temel özellikler var floyd-rose'ları birbirinden ayıran. Original Floyd Rose'un versiyonları gibi düşünebilirsiniz, onlardan bahsedeceğim.


1-)Recessed Floyd

Aslında bu bildiğimiz floyd-rose'dur, non-recessed olanı anormaldir.(Türkiye'de hiç non-recessed floyd rose'u olan gitar görmedim ben şahsen) Aralarındaki fark recessed floyd-rose'larda saddle'ların vidaları için gitar gövdesinde bir oyuk olması, non-recessed olanda ise olmamasıdır.

recessed.webp

İşte burda gördüğümüz oyuk/delik recessed bir floyd rose oluyor. Recessed floyd rose'larla 32mm uzunluğundaki sustain blockları kullanılıyor.




2-)Non-recessed floyd

Bu resimdeki gitarda ise saddle vidalarının otuması için herhangi bir ekstra oyuk yok. Sadece sustain blok'un gövdenin içine girmesini sağlayacak delik/oyuk var. Non-recessed floyd-rose'lu gitarlarda teli gerginleştirmek çok ufak bir miktar dışında mümkün olmuyor, çünkü resimden de görebileceğiniz gibi köprünün gidebilecek bir yeri yok.

BigRed2.webp


Non-recessed floyd-rose'larla 42mm uzunluğundaki sustain blokları kullanılıyor köprü daha yukarıda duruyor çünkü...



3-)Single Locking FLoyd

Ben bu single locking yani tek kilitli köprü olayını bilmeden önce düşünür dururdum, neden double locking-tremolo derler diye(floyd-rose'ların çok büyük çoğunluğu double locking'dir) Double locking olan köprülerde 1. kilit kafada olan bildiğimiz kilit. 2.ci kilit ise yukarıda bahsettiğimiz metal blok ve saddle'a giren vida yardımıyla teli kilitlemek oluyormuş. Bazı floyd'lar var ki aynı sabit köprülü gitarlarda yaptığınız gibi teli gitara ucundaki topuzu kesmeden bağlıyorsunuz. Yani herhangi bir sıkıştırma kilitleme fln yok 🙂

Örnek vermek gerekirse;

floyd-single-ch.webp



Fine tunerların aşşağısına uzanan parçalar sadece saddle'ları yukarı aşşağı hareket ettirmeye yani akord etmeye yarıyor. Gördüğünüz gibi bir vida gibi çevrilebilir bişey değil. Bunlara teli bildiğimiz gibi takıyoruz, topuzlarını kesmeden.




4-)Low Profile Floyd

Bu kavram aslında çok karşılaşıp tecrübe edip de ne olduğunu bilmediğimiz bir kavram galiba. Japon Jacksonlarda kullanılan köprülere neden jt580"LP" dendiğini bir türlü anlayamazdım, jt580 yeteri kadar açıklayıcı değil mi diye düşünürdüm. Meğer ordaki "LP" "Low-Profile" demekmiş ve o köprünün low profile olmayanı da varmış. Mesela Ibanez lo-pro edge de, Ibanez edge'in low profile olanı anlamına geliyor 🙂 Yukarıdaki resimlerden bir kaçında low-profile köprüler var aslında. Neyse Low profile olan köprülerle olmayanların arasındaki fark isimden de anlaşılabileceği gibi!???!, ilkinin bildiğimiz floyd, 2.sinin ise düşük bir profile sahip olan floyd-rose olması.

Low profile olmayan köprülerde, saddle'lardan çıkan vidalar saddle'larla aynı hizada düz bir şekilde gitarın arkasına doğru uzanıyor ve fine tuner'ların da bu hizanın bir miktar üstünde bulunmaları gerekiyor ki, saddleların pozisyonuna etki edebilsinler.

Low profile floyd-rose'larda ise, bu vidalar saddledan çıkıp hiçbir yere uzanmıyorlar, hemen saddle'ın arka kısmında yer alıyorlar ve fine tunerlar saddle'ların pozisyonunu saddle'lara bağlı olan ve saddlelar'dan aşşağıya doğru devam eden borular yardımıyla ayarlıyorlar. Yani single locking köprülerde olduğu gbi fine tunerların altındaki borular vida değiller, telleri sıkıştırmıyorlar, ama single locking köprülerde olduğu gibi saddle hizasında da değiller. (low profile köprüler single locking'dir demiyorum, umarım yanlış anlaşılmıyordur,sadece fine tunerlara uzanan borular 2sinde de vida görevi görmüyor. Single locking köprülerde bu vida hiç yokken, low-profile köprülerde ayrıca saddle'ın tam arkasında var. single locking olan ve low profile olan bir köprü olamaz mı? olabilir ama farklı çağların köprüleri, yani single locking olayı eskidikten sonra low-profile köprüler piyasaya çıkmışlar. yine de belki piyasada vardır bilemiyorum tam olarak.) Aşşağıya doğru yöneldikleri için fine tuner'lar da seviye olarak daha aşşağıda duruyorlar, ve bu profilden bakıldığında daha alçak bir görünüm sağlıyor. Bazıları bunu sağ ellerini koymak açısından daha rahat bulurlarken bazıları tam tersine low-profile köprüleri rahat bulmuyorlar.



Soldaki köprü Ibanez Edge7 ve sağdaki Ibanez LoProEdge7 🙂

edge7.webp
loproedge7.webp


String holder blocklarını sıkıştıran vidaların ve fine tunerların pozisyonlarına bakın

Bu resimdeki de Original Floyd Rose Pro, yukarıda yayların olduğu resimdeki köprü de Floyd Rose Pro'ydu.

floydpro.webp





5-)Speedloader

Speedloader Floyd Rose'un yeni nesil ürünü. Ne özelliği olduğunu ne gibi bir çalışma prensibi olduğunu tam olarak bilmiyorum. Ama çok tutulan çok kullanışlı bir şeymiş gibi görünmüyor. Göze batan tek artısı köprüyü bir düğmeyle bloklayabiliyor olmanız. Speedloader takılı bir gitardan bir kaç resim

Köprünün bir resmiİ;

speedloader.webp



Bu gitarın kafası, normal gitarlardaki gibi tunerları olmuyor bu speedloader köprüsü olan gitarların.

speedheadstock.webp



Bu da kafanın arkası

sheadstockback.webp


Gitarın genel bir resmi

speedfull.webp


Oldukça ilginç bir sistem, yakın zaman içerisinde biraz daha yaygınlaşırsa hakkında daha fazla bilgi edinmeye başlarız herhalde ama çıkışıyla beklenen etkiyi yapamadığı kesin 🙂
 

Dosyalar

  • edge7.webp
    edge7.webp
    26.3 KB · Gösterim: 10
4-)Floyd-rose'un çalışma prensibi


Artık floyd-rose'un parçalarını ve ne işe yaradıklarını kaba anlamda bildiğimize göre, floyd-rose'un çalışma prensibini biraz daha detaylandırarak ve parçaları birleştirerek özetleyebiliriz. Keşke fizik profesörü olsaydım da hayvan gibi bilimsel açıklamalar yapabilseydim, ama değilim ne yazık ki ve benim açıklamalarım biraz yüzeysel olacak. Hedefim burayı okuduktan sonra mantıklı bir yaklaşımla floyd-rose içerisinde herhangi bir sorunun neden kaynaklanabileceğini anlayabilecek , gitarındaki köprü problemlerini çözebilecek nesiller yaratmak :mrgreen:

2 farklı biçimde olayı anlatmaya çalışacağım, birisi çok basit, diğeri biraz daha kompleks.

Floyd-rose, gitarın arkasında spring claw dediğimiz vidalarla gitar gövdesine bağlı olan demir parçasına bağlanan yayların tellerdeki basıncı dengelemesi mantığıyla yapılmıştır. Yani bir yandan teller çeker, diğer yandan yaylar ve sistem dengede kalır. Köprü de (yani floyd-rose'un kendisi) işte tam bu 2 olgu arasındaki "köprüdür" 😆 Bu dengeye tellerin bir ucunun bağlı olduğu akord kolları ve kilit, tellerin kendisi, floyd-rose'un bütün parçaları ve yaylar ile yayları gövdeye bağlayan vidaların hepsi birden etki eder. Herhangi birinin ayarında yapılan bir değişiklik bütün dengeyi değiştirecektir. (nasıl olduğunu göreceğiz) Yani sabit köprülü bir gitardaki gibi, akord kolunu çevireyim telin akordu değişsin mantığı değil, herhangi bir şeyi çevireyim ve herşey dengeye gelmek için kendi kafasına göre değişsin mantığı hakimdir. Dengeyi tellere göre, tellerin istediğimiz sesi verip vermediklerine göre ayarlayacağımız ise gayet açık olsa gerek...


Şimdi bu dengeye neyin nasıl etki ettiğini biraz daha somutlaştırmaya çalışalım.


1-)Basit Yaklaşım:

Elimizde floyd rose'lu bir gitar olduğunu, köprünün gitara paralel şekilde ayarlı olduğunu ve gitarın re'ye akordlu olduğunu düşünelim. Bütün tellerin akordu da tam olsun. Bu gitarın akordunu mi'ye almaya çalışırsak ne olacak kaba anlamda ona bakalım. Yani bütün telleri 2 perde inceltmek istersek.

1-)Biz telleri gerginleştirdikçe tellerin toplam basıncı artacak ve köprü bunu yaylara iletecek.

2-)Tellerin toplam basıncı arttığı için teller yayları çekecek, yani yaylar uzayacak. Sabit köprülü bir gitarda da teller bu çekme işini yapıyorlar ama köprü sabit olduğu için bir hareket olmuyor 😉

3-)Yaylar uzadığı için köprü havaya doğru kalkacak, yani resimdeki gibi.(teller köprüyü yukarı doğru çekecek diye de düşünebilirdik kısaca ama arkada neler olduğunu da bilmemiz lazım.)

4-)Yapanlar bilir, bütün telleri akord edip en başa döndüğümüzde akord bir miktar kaçmış olacak ve tekrar tekrar sıkmamız gerekecek telleri ve köprü giderek daha da yukarıda bir pozisyona gelecek.

Dengeyi yeniden kurmak, yani gitarı mi'de köprü gitara paralel olacak şekilde ayarlamak için floyd rose'un bir şeylerine müdahele etmemiz gerekiyor.

Yapmamız gereken basit, yaylar fazla uzadığı için köprü havaya kalkıyorsa eğer, yayları diğer tarafa doğru çekmemiz lazım. Bunu "spring claw" dediğimiz parçadaki vidaları sıkarak (gövdeye doğru sokarak) yapacağız. Bu işlem yayları diğer tarafa çekecek ve yaylardaki toplam gerginlik/ basınç da bir miktar artmış olacak, böylece tellerin basıncını daha kolay karşılayacak bir konuma gelecek. Yaylar telleri çekecek de diyebiliriz buna. Yani biraz önce teller yayları çektiği için köprü nasıl yukarı kalktıysa, vidaları sıkarak yayları diğer tarafa doğru uzattığımızda da, yaylar telleri çekip köprüyü alçaltıyor.

Biz bu mantığı isteğimize göre kullanıp köprüyü ayarlayacağız. İleride biraz daha detaylı bir şekilde bundan bahsettim.




2-)Daha Kompleks yaklaşım

Şimdi elimizde aynı marka model 2 gitar olduğunu varsayalım, birisi sabit köprülü, diğerinde ise original floyd rose var (karizmamız olsun :mrgreen: ) Bu 2 gitarda da aynı marka ve model teller olduğunu varsayalım, 2si de mi'ye akordlu olsun. Ayrıca floyd rose'u olan gitarın kilitleri takılı olmasın/açık olsun


Sabit köprülü gitarda en üst teli "atıyorum" 2 ses inceltmek için akor kolunu 3 tur döndürmemiz gerektiğini düşünelim. Aynı şeyi floyd rose'lu gitarda yaparsak ne olur? Buna bakalım;

1-)En üst telin akor kolunu 3 tur çevirmeden önce floyd'un yayları ve telleri dengedeydi, yani köprü tellerin basıncını yaylara iletiyordu ve yayların basıncı da tellerle aynı miktardaydı.

2-)En üst telin akor kolunu çevirdiğimizde tellerin toplam basıncı bir miktar arttı (mi teli gerginleştiği için) ve bu basıncı köprü yaylara iletti. Yani köprüyü havaya doğru kaldırdı, yayları kendine doğru biraz çekti, bu da yayların uzunluğunu arttırdı. Yayların uzunluğunun artması demek yayların toplam gerginliğinin/basıncının artması demek. Bu olmak durumunda çünkü yeni bir denge sağlanacak. (özet: tellerin gerginliği arttı, yayların gerginliği ve uzunluğu arttı, köprü havaya doğru hareket etti)

3-)Bu olay kalın mi telini şöyle etkiledi; sabit köprülü gitarda telin akor koluna bağlı olmayan ucu sabit olduğu için tel 2 ses inceldi, bizim gitarımızda "köprü havaya doğru hareket ettiği için" yani telin uzunluğu bir miktar kısaldığı için (köprüdeki taraftan kısalıyor, diğer kısım akord kolunda sabit ) telimiz sabit köprülü gitarda olduğu kadar gerginleşmedi. Çünkü köprünün yukarı kalkıp telin uzunluğunu kısaltması demek telin gerginliğini düşürmesi demek. onun için sabit köprülü gitara göre daha az gerginleşti kalın mi telimiz. (tam olarak ne kadar gerginleştiğini kestirmek imkansız olsa gerek)

Eğer yaylar neden en üst teldeki basınc artışını tam olarak dengeleyecek kadar uzamıyor, yani eğer telin gerginliğine göre hareket ediyorsa, denge konumunda kalması, tel gerginleştikçe yayların da aynı miktarda uzayarak telleri kısaltıp bu gerginliği yok etmesi gibi bir durum olmuyor derseniz ideal soruyu sormuş olursunuz.

Cevap için ilk olarak dikkate almamız gereken şey, yukarıda söylediğim gibi floyd rose'da "akord kolunu çevireyim telin akordu değişsin mantığı değil, herhangi bir şeyi çevireyim "HERŞEY" kendi kafasına göre değişsin" mantığının hakim olması, yani denge tek bir tele göre değil tamamına göre kuruluyor. Burda da sadece mi teline göre değil, sistemin geneline göre bir değişiklik oluyor köprüde.

Şimdi normalde, başka bir gitarda floyd rose kolunu aşşağıya yani gitara doğru bastırdığınızı düşünün, bu durumda "BÜTÜN" teller kısalacaktır, ve "BÜTÜN" teller bir miktar gevşeyecektir.

Bizim yaptığımız deneyde, yani sadece en üst telin akord kolunu 3 tur çevirdiğimizde, aynı yukarıda söylediğim yani floyd kolunu gitara doğru bastırdığımızda olduğu gibi köprü kalkıyor (yaylar uzuyor çünkü 😉 ) ve köprü kalktığı için "BÜTÜN" tellerin uzunlukları azalıyor, yani diğer teller DE bir miktar gevşiyor. (akord kolunu 3 tur çevirdiğimizde mi teli 2 ses incelmemişti, çünkü köprünün hareketinden dolayı bir miktar gevşemişti, onun için diğer teller "de" gevşiyor. ) Soruda neden yaylar teli gerginleştiğimiz kadar gerginleşmiyor demiştik. Yani aslında yaylar tam da o kadar gerginleşiyor, fiziksel olarak aksi imkansız zaten ama bu olay sadece kalın mi teline etki etmiyor aynı zamanda diğer tellere de etki ediyor.

En üst teli 2 ses inceltmeye çalıştığımızda yayların bi miktarda uzadığını, köprünün havaya kalktığını ve bütün telleri bir miktar gevşettiğini düşünerek mi telinin neden 2 ses incelmediğini anlayabiliyoruz. Burdan direkt olarak olmasa da floyd'lu gitarları akord ederken neden tekrar tekrar baştan başlamamız gerektiğiyle ilgili bir fikir edinebiliriz sanırsam. Akord etmek için en üst teli gerginleştirdiğinizde, diğer telleri bir miktar gevşetmiş oluyorsunuz yani ve onları da yeniden gerginleştirmeniz gerekiyor. Bir alt teli gerdiğinizde bu sefer diğerleri bir miktar daha gevşiyor. her seferindeyse hedefe biraz daha yaklaşıyorsunuz çünkü çevirdiğiniz teldeki değişim diğer tellerdekinden büyük/fazla oluyor.

Bir de burdaki 3 tur 2 ses olayı biraz abartı oldu ama kafanızda daha iyi canlanabilsin diye öyle dedim. Ayrıca tek bir teli bir miktar çevirdiğimizde yayların uzunluğundaki ve köprünün pozisyonundaki değişim gözlemlenemeyecek kadar az olabilir 😉


Mi telini gerginleştirmek yerine gevşetseydik olayın tam tersi olacaktı, yani diğer tellerin basıncı bir miktar artacak mi telininki ise istediğimizden bir miktar daha az azalacaktı. Yani mi'de olan bir gitarı drop d'ye çekmek istediğimizde diğer telleri de gevşetmemiz gerekecektir. (Burdan şunu çıkartabiliriz, sahnede mi ve drop d kullanacaksak eğer, fine tunerları en aşşağıya yakın bir pozisyonda bırakarak yani telleri bol miktarda gevşetebileceğimiz bir pozisyonda, hızlıca gitarı mi'den drop d'ye alabiliriz, hızlıcadan kastım sadece en üst kilidi açarak.
 
5-)Floyd-rose'lu bir gitarın artıları ve eksileri nelerdir?


Aslında düşününce floyd-rose'un genel anlamda insanın başına dert olan bir şey olduğunu fark etmek çok da zor olmasa gerek. Ama nedense bir türlü vazgeçemiyoruz floyd-rose'dan ve floyd-rose'lu gitarlardan. Sonuç olarak bir zevk/ihtiyaç meselesi.

Amacım burda floyd rose'u kötülemek ya da yüceltmek değil, sadece bazı şeyleri sıralayıp floyd-rose ile sabit köprülü gitarlar arasında tercih yapmaya çalışanlara ya da floyd-rose'lu bir gitar aldığında ne gibi şeylerle karşılaşacaklarını merak edenlere biraz fikir vermek. Bu konuda kimilerine göre artı kimilerine göre eksi olabilecek bir çok şey var. Onun için artı ve eksileri ayırmayıp aklıma gelen her şeyi sıralayıp değişik görüşleri yazacağım.



1-)Sustain sorunsalı

Sustain belki de bu piyasada insanlar tarafından en çok önemsenen kavram, herkes aldığı gitarın sustain'inin çok iyi olmasını istiyor. Aslında belki de büyük bir çoğunluk için aslında çok da fazla gerekli değil. Floyd-rose kullananların bir kısmı da -gayet beklenilen bir şekilde- floyd-rose'lu gitarların sustain'inin az olmasından yakınırlar. Bunun sebebi sizin de tahmin edebileceğiniz gibi floyd'un yerine konulabilmesi için gövdede açılan delik (ne kadar çok kütle o kadar çok sustain) ve daha çok tellerin bir ucunun havada salınıyor olması.(daha doğrusu yukarıda bahsettiğimiz sustain block içerisinde) Yalnız artık yüksek gainli amfiler sayesinde (floyd-roselu bir gitar kullanan bir gitaristin yüksek gain kullanma olasılığının da yüksek olduğunu düşünürsek) bu olay bir miktar sorun olmaktan çıkıyor. Ayrıca köprü ne kadar kaliteliyse, sustain block diye tabir ettiğimiz parça ne kadar ağır ne kadar yoğunsa sustain o kadar az azalacaktır, sabit köprülü veya string-thru gitarlara göre...



2-)Tondaki tokluk

Yukarıda bahsettiğim gibi floyd-rose'u gövdenin içine yerleştirmek için gövdede açılan delik gövdedeki ağaç miktarını yani gitarın ağırlığını azalttığı için ve yine tellerin bir kısmı boşta sallanıyor oldukları için floyd-roselu gitarların tonları aynı özellikteki sabit köprülü gitarlara göre daha zayıf, hacimsiz oluyor. Kimileri bunun iyi bir şey olduğunu düşünebilir tabii ki, bu bir zevk meselesi ama genel görüş aksinin daha iyi olduğu yönünde 🙂 Bunu gidermek için yapılabilecek çok fazla bir şey yok aslında, floyd'u bloklamak bu sorunu çözecektir büyük oranda ama tabii bunu tercih edecek olsaydınız herhalde bu yazıyı okumuyor olurdunuz, en azından bu kısmını...



3-)Tondaki metaliklik-parlaklık

Floyd-roselu gitarların tonları sabit köprülü gitarlara göre daha parlak olur. Bunun sebebi de tellerin içine girdiği kütlenin metal olmasıdır. Kimileri bunun tonda sadece parlaklık gibi bir etki değil aynı zamanda metalik duyulma gibi bir etki yaptığını da söylüyorlar. Şahsen pek anlayamadığım, farkına varamadığım bir şey bu (metaliklik) ama dediğim gibi bazılarını rahatsız ediyor. Bunu gidermek için de yapılabilecek çok fazla bir şey yok. Manyetik seçimine dikkat etmek önemli ama bu konuda. Nasıl ki ağacın karakterine göre manyetiğe dikkat ediyorsak, floyd-rose'un da gitarın genel anlamda ses karakterinde payının olduğunu unutmayıp ona göre manyetik seçimi yapmak akıllıca olacaktır.



4-)Akord problemi

Bu herhalde floyd rose denince akla gelen ilk şey olsa gerek! Kaliteli bir floyd-rose'u olan bir gitar mı daha iyi akord tutar yoksa sabit köprülü gitarlar mı? Genellikle sabit köprülü gitarlarda birkaç şarkıda bir akord yapmak gerekir. İyi ayarlanmış, iyi bir floyd-rose'a sahip bir gitarsa genelde çok daha fazla dayanabilir. Ama baktığımızda aldığımız floyd-rose'lu gitarın köprüsünün kötü olması olasılığı iyi olması olasılığından çok daha yüksek. Ayrıca artık sabit köprülü gitarlarda roller-nut ya da kilitli akor kulakçıkları gibi seçenekler de var. Ve bunların sayesinde onlar da gayet iyi akord tutabiliyorlar. Bir de aldığımız herhangi bir sabit köprülü gitarların akord kulakçıklarını değiştirmek kolay bir şeyken, kötü bir floyd-rose'u olan bir gitarda floyd-rose'u değiştirmek hem zor, hem zahmetli, hem de oldukça tuzlu bir iştir. Floyd-rose'lu bir gitarın akord problemiyle ilgili neler yapılabileceğini ileride yazacağım.



5-)Bendler

Bu konu da bazıları tarafından aşırı derecede önemsenir. Bend yaparken sabit köprülü gitarlar tam olarak stabildir, yani sadece teli gerersiniz köprünün olaya hiç bir tepkisi yoktur veya diğer tellerin. Floyd-rose'u olan bir gitarda ise bend yapmaya çalıştığınızda köprü sizin aleyhinize çalışacaktır. Yukarıda bahsettiğimiz gibi köprünün dengeyi koruma eğilimi olacaktır. Bend yaparken teller üzerindeki toplam basınç ve floyd yaylarının toplam basıncı değişecek, bend sırasında sesi aynı miktar değiştirmek için uygulamanız gereken kuvvet de sürekli değişecektir. Kulağı iyi olanlar(?) ,bendleri çok önemseyenler, bendlerin her zaman sabit köprülü gitarlarda daha iyi daha doğal duyulduğunu söylerler. Şahsen bu da "çok fazla önemsenecek kadar" fark edEmediğim bir şey benim. Benim kulaklarım o kadar duyarlı değil yani. Ama hissiyat olarak ben de sabit köprülü gitarları bend açısından daha iyi/rahat buluyorum. Bu sorunu engellemek gidermek için tremsetter diye tabir edilen alet kullanılabilir. Yazının ilerisinde bununla ilgili de ayrı bir bölüm var 🙂



6-)Sağ elin rahatlığı

Sabit köprülü veya string-thru olan gitarları bazıları sağ el açısından rahat bulmaz. Tabii ki köprü çeşidine göre değişen bir şey ama özellikle string thru gitarlarda durum genelde aynı oluyor. Floyd-rose'da özellikle low-profile floydlar sağ eli koymak için oldukça iyi bir alan açıyorlar. Yüksek miktarda palm mute yapan gitaristler için özellikle sağ el açısından floyd-rose genelde çok rahat oluyor. Bunun yanısıra low-profile olmayan floyd-rose'larda fine tunerların çalanın bileğine denk gelmesi gibi sorunlar da olabiliyor. Bir de pena tutuşu garip olan insanlar için özellikle floyd-rose'a baskı uygulayarak tellerin daha ince tınlamasına sebep olmak gibi sorunlar olabiliyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Yapılması gereken belki de gitarın diğer bütün özelliklerinde olduğu gibi deneyerek buna karar vermek. Ama eğer elinizdeki gitarın köprüsüyle ilgili olarak böyle bir sorununuz varsa, her köprünün aynı sonucu vereceğini düşünmemelisiniz. Dediğim gibi özellikle low-profile floydlara bu gibi bir sorunu olanlan mutlaka göz atmalı.



7-)Zaman kaybı

Floyd-rose'lu bir gitara sahip olanların %90ının bu başlığı görüp içinden "hırrr" dediğinden eminim. Ne kadar iyi, kullanışlı, isteklerimize uygun da olsa. Floyd-rose = zaman demek her daim. Özellikle sahnede çok dert olabiliyor... Akord düzenimizi değiştirirken kullandığımız tel kalınlığını değiştirirken, akordumuz bozulduğunda, tel koptuğunda hatta temizlerken bile ekstra zaman/sabır isteyen bir şey floyd-rose. Hangi köprünün iyi hangi köprünün istediğimiz gibi olduğuna karar vermek bile bir zaman kaybı. Bu yazıyı okumak bile başlı başına bir zaman kaybı sayılabilir. Yazının uzunluğuna bakıp "floyd rose = zaman kaybı" denkleminin ne kadar doğru olduğunu anlayabilirsiniz :mrgreen: Sabit köprülü gitarlarda ise pek böyle bir sorun yok, en azından çok daha az...



😎Tasarımsal özellikler

Bunlar sabit köprülerin ya da floyd-rose'un tasarımından gelen bazı şeyler . Yani aslında tasarım aşamasında yapılan tercihler diyebiliriz. Sabit köprülü bir gitarın akordunu sahnede hiç uğraşmadan kısa bir sürede değiştirebiliriz ama floyd-rose'lu bir gitar için bu durum aynı değil. Floyd-rose'da vibrato koluyla yapabileceklerimizi tabii ki sabit köprülü gitarlarda yapamayız. Özellikle harmonikleri kullanarak çok yüksek notalara ulaşabiliriz. Sabit köprülü gitarlarda tel değiştirmek oldukça kolayken floyd-rose'da öyle değil. gibi floyd-rose'u alırken farkında olunması gereken şeyler. (gereksiz bir madde oldu bu galiba 😀 )
 
6-)Bir floyd-rose'u iyi yapan nedir?


Bu soru beni bu yazıyı yazmaya iten soru oldu aslında. Birkaç kere "bir köprü neye göre iyi oluyor?" sorusunun sorulduğunu ve cevaplanamadığını gördüm. Ondan sonra bir araştırma yapıp bu yazıyı yazmak geldi aklıma. Elinizde akord kaçıran bir köprü var diyelim ki. Neden akord kaçırıyor? Ya da akord kaçırmayan köprü neden kaçırmıyor. Bunun cevabını bilmek ister herkes galiba.

İlk olarak , floyd-rose'un herşeyin dengesi mantığıyla çalıştığını ve herhangi bir şeydeki herhangi bir değişikliğin dengeyi etkileyeceğini tekrar aklımıza getirmemiz lazım.

Bundan sonra dikkat edilmesi gerekense (yani köprüyü iyi yapan şey), floyd rose'un üretim kalitesi. Yani bu parçaların ayrı ayrı ne kadar kaliteli oldukları ve birleşimlerinin ne kadar sağlam olduğu. Elimize aldığımız 2 farklı saddle'ın hangisinin daha iyi olduğuna karar verebilmenin dışında hangi saddle'ın base-plate'e daha iyi yerleştiğini de düşünmeliyiz yani. (saddle'lardan birisi daha sert metalden yapılmıştır ama yüzeyi diğeri kadar pürüzsüz değildir gibi) Sonuç olarak floyd-rose bir çok parçadan oluşuyor ve bu parçalardaki herhangi bir dengesizlik herhangi birinin ya da birkaçının pozisyonlarını koruyamamaları akord kaçırma gibi sorunlara yol açacaktır. Ayrıca bir köprünün bize çıkartabileceği tek sorun da akord kaçırmak değildir.

Akord kaçıran köprülerle ilgili neler yapılabileceğini anlatırken ilk olarak köprünün birleşenlerinde belirgin bir sorun olup olmadığını kontrol etmemiz gerektiğinden bahsettim. Pahalı bir köprünün parçaları hem ayrı ayrı hem de birleşim açısından çok iyi olacaktır. Sonuç olarak parçalardan birisini yamuk üretirseniz eğer ortaya çıkan birleşim de yamuk olacaktır.

Peki bir floyd-rose parçalarının iyi olduğunu nasıl anlayabiliriz? Yani elimizdeki köprülerin çoğunun görünüşleri gayet iyi oluyor. (ben şahsen özellikle Ibanez'lerin köprülerinin çok süper göründüğünü düşünmüşümdür hep ama artık biliyorum ki Ibanez'lerin de bazı düşük model gitarlarında gayet vasat-kötü köprüler var)
Bunu anlamak için 2 yol var, 1.si tecrübenize güvenmek (galiba en geçerli, en pratik olanı bu) Yabancı forumlarda gitarların resimlerine bakarak bile köprü hakkında oldukça doğru yargılara varabilen insanlar var. Bir de bundan önemlisi elimize alıp çaldığımızda nasıl bir his verdiğine dikkat etmek. Yani "bu köprü ucuz" hissi mi yoksa "bu köprü kaliteli" hissi mi? Bu olayı dikkate alarak gerçekten kaliteli köprüleri olan birkaç gitar çaldığınızda büyük ihtimalle bu yargıya varabilmeye başlarsınız.

2.si ise eğer mümkünse parçaları tek tek, kontrol etmek/incelemek. Kullanılan string holder block'un yüzeyi bile akord olayına etki eder. Telin saddle'dan ayrıldığı yerin nasıl biçimlendirildiği mesela çok önemlidir. Mutlaka buranın çok keskin olmasından dolayı sürekli tel kopartmak gibi bir olayla karşılaşanlarınız vardır. Bu ve bunun gibi şeyler parçaların üretim kalitesinden kaynaklanır (bariz bir şekilde) Jackson japon üretimi gitarlarının köprülerini 2006 yılında geliştirdiğini söyledi. Tasarımda hiç bir fark yoktu, ayrıca aynı üretim bandından çıkıyor hala bu köprüler. Farksa kullanılan çeliğin daha yoğun, daha çok sıkıştırılmış bir çelik olmasındaydı. Sustain'in artması parçaların yerlerine daha iyi oturmaları, daha dayanıklı olmaları gibi artıları var bu olayın ama nasıl anlayabilirsiniz bunu bilmiyorum...

Eğer önceden floyd rose'u olan bir gitar çalmadıysanız ya da ben 2 şeyi de yapamam, anlamam diyorsanız. Bir köprünün kalitesi için kullanabileceğiniz süper bir ölçüt var. Yukarıda da söylediğim gibi ne kadar para o kadar kalite 🙂
 
7-)Floyd-rose akord kaçırıyor ne yapılabilir?


İyi ayarlandığında, parçalarındaki "giderilebilecek" sorunlar giderildiğinde, bir çok köprünün oldukça iyi akord tutması gerekir. Eğer elinizdeki köprü akord kaçırıyorsa ilk olarak parçalardan herhangi birinde bariz bir sorun olup olmadığına bakmak gerekir. Bunu da gitarın kafasından başlayarak şöyle yapabilirsiniz.

1-)Kilitler kapalıyken herhangi bir teli çalıp akord kolunu çevirin (bunu her tel için ayrı ayrı yapın) eğer seste bir değişim oluyorsa kilitler telleri tutamıyor demektir. Bunun bir çok sebebi olabilir. Sadece vidaları ya da kilitlerin o ufak tabanlarını değiştirmeniz yeterli olabilir ama belki nut'ı da değiştirmeniz gerekebilir. Buna duruma göre bakmalısınız.

2-)Eğer yukarıdaki sorun yoksa, köprüye gelip tellerin ilk girdikleri yeri kontrol edin. Tellerin saddle'lara girdiği "yol" diyebileceğimiz oyukların herhangi birinde yamukluk ekstra bir genişlik, telin oynamasını sağlayacak bir durum var mı ona bakın.

3-)String holder block dediğimiz demir parçalarını çıkartıp herhangi birinde bir yamukluk, eksiklik var mı onu kontrol edin.

4-)Saddle'ların yerlerine iyi oturup oturmadıklarını kontrol edin. Gerekirse saddle'ları çıkartıp baseplate'te herhangi bir çıkıntı pürüz yamukluk olup olmadığına bakın.

5-)Floyd postlarını kontrol edin. Yani base plate'i gövdeye bağlayan vidaları. Bunu yapmak için floyd-rose'u yerinden çıkartmanız gerekebilir. (merak etmeyin köprünüze bir şey olmaz yerine gayet kolay bir şekilde takarsınız. En kötü ihtimalle yeniden telleri takmanız gerekir sadece ki telleri çıkartmadan da yapabilirsiniz bunu)
Burda kontrol etmeniz gereken şey floyd-postlarının yani tel yüksekliğini ayarlamak için çevirdiğimiz vidaların yuvalarının içinde oynayıp oynamadıklarını kontrol etmek. Ayrıca yuvaların gövdede oturdukları yerlerde oynamadıklarından da emin olmalısınız. Önce vidaları çekip oynayıp oynamadıklarına bakın, sonra da oturdukları yuvayı çekerek kontrol edin. Ayrıca base plate'in floyd postlarıyla birleştiği yerde herhangi bir hasar olup olmadığını da kontrol edin. base plate'i yani. Bunlarda bir sorun varsa, floyd-postlarının gövdede oturdukları yer haricinde, parça değişikliğine gitmeniz gerekecektir. Eğer floyd-postlarının gövdeye girdikleri yerde bir sorun, deliklerdebir gevşeklik varsa bunu kolayca yaptırabilirsiniz, yapabilirsiniz..

6-)Fine tunerlarınızın yuvalarının gevşeyip gevşemediğine kendiliğinden dönüp dönmediklerine bakın (böyle bir sorun olsa direk farkedersiniz aslında ama siz yine de bakın)

7-)Gitarın arkasındaki delikte sustain block tabir ettiğimiz demir kütlenin hareketini engelleyecek bir şey olup olmadığına bakın. Ayrıca yaylar için de buna bakın

8 )Son olarak da spring claw dediğimiz, yayları vidalarla gövdeye bağlayan parçayı kontrol edin. Vidaların ileri geri oynamıyor olması lazım. Ayrıca bu parçanın yayları iyi tutuyor olması lazım.

Bütün bunları kontrol ettikten sonra, hiç birinde bir sorun bulamadıysanız aşşağıdaki "tremsetter" tremol-no ve floyd'u bloklama kısımlarını okuyun ya da köprüyü değiştirmeyi düşünün 🙂

Eğer bir sorun bulduysanız ve bunu kendiniz gideremiyorsanız ne yapacağınız açık olsa gerek 🙂
 
😎Tremsetter


Galiba en sevdiğim başlık bu 🙂 İlk olarak tremsetter'ın ne olduğundan biraz bahsetmek lazım galiba. Tremsetter gitarın köprüsüne takılan ufak, içerisinde bir yay sistemi. olan bir parça. Köprüye taktığınızda köprünün daha stabil çalışmasını sağlıyor. İnternette bulduğum bir makale var. İngilizcem yettiğince çevirdim, umarım faydası olur...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu arada makaleyi buraya koymama izin verdiği için Danimarkalı gitarist arkadaşımız Henrik Hjortnaes'e teşekkür ediyorum. Bu makalenin orijinali Jackson Charvel Forumunda www.jcfonline.com ve Henrik'in sitesinde mevcut. Henrik'in sitesinde oldukça güzel makaleler var, özellikle eski bir Fernandes gitara yaptığı modifikasyonları anlattığı makale süper

İşte sitenin adresi
www.audiozone.dk

bu kısıma kesinlikle göz atın;
http://audiozone.dk/index-filer/HenriksGuitarCabin.htm

bu da tremsetter review'i;
http://audiozone.dk/index-filer/Tremsetter.htm

Hey Henrik, I know you’re reading here, keep up the good work bro, thanks a lot! 🙂
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu köprü modifikasyonunu tavsiye edebilirim.

Bu yazı Hipshot ürünü tremsetter'ın (www.hipshot.com) kurulumu, artıları ve eksileriyle ilgili. Ben tremsetter'ı denemek için 1993 model Rhoads Professional'ıma taktım. Gitarın köprüsü (original flyod rose) %100 olarak çalışıyordu, yani benim amacım sıfır noktasına dönemeyen kötü bir köprüyü tamir etmek değil, Floyd Rose sisteminin doğasında olan bazı özellikleri (benim deyimimle kusurları) gidermekti.

Floyd rose sistemini kullandığım uzun yıllar boyunca aşşağıdaki özelliklerini hiç sevmemişimdir;


1)Bend yaparken, sizin aleyhinize çalışır

İlk gitarlarım sabit köprülü gitarlardı. Bu gitarları floyd rose'u olan bir gitarla karşılaştırın ve bir floyd rose'un sizi ne kadar engellediğini görün. Siz bend yaparsınız o gevşer, siz vibrato yaparsınız o ters-vibrato yapar. Evet zamanla floyd rose'un bu tavrına göre hareket etmeyi öğrenirsiniz ama benden söylemesi: tremsetter'ı kullanmak tekrar sabit köprülü bir gitara dönmek gibi ve yıllar sonra ilk defa benim yüzümü güldürdü ve tansiyonum bir kaç derece aşşağı indi. Neden direk köprüyü bloklamıyorsun derseniz, tremsetter bu problemi çözüyor ve siz yine telleri tam olarak oynatabiliyorsunuz.


2)Bıktırıcı akord etme işlemi

Neden bahsettiğimi siz de biliyorsunuz. Gitarınızın bakımı/tamiri için bütün telleri çıkardığınızda, köprü oturmadan önce 3-4-5-6 kere akord etmek... 1)dekiyle aynı basit sorun. Tremsetter'la bu durum çok daha iyi. Ayrıca herhangi bir teli diğerlerini etkilemeden fine tune edebiliyorsunuz.

3)Çift duruşlu bendler

1)le aynı şey ama bunda alışmak için gerçekten çok sıkı çalışmanız lazım. Tremsetter'laysa oldukça kolay...

4)Drop D

Aklınızdan çıkartın... Ama eğer gitarınızda tremsetter varsa konser sırasında bunu çok kısa bir sürede, mi telinin fine tuner'ıyla yapabilirsiniz. SORUNSUZ! Kalın mi telini re'ye indirdiğinizde diğer teller bir gıdım bile oynamıyorlar. Floyd Rose Fine Tuner'ının aralığı bunu yapmak için yeterli. Aşşağıdaki resime bakın;


5)Yalpalanma

Belki de sadece benim tekniğimden kaynaklanıyordur ama ben ne yazık ki belirli bazı şeyleri çalarken notaların yalpalanarak çıkmasına sebep oluyorum. Açıklaması zor ama içinde tam ses bendler olan hızlı bazı geçişlerde olan bir şey. Bend yaptığım teli bırakırken (release yaparken) bastığım bir sonraki nota yalpalanıyor, çünkü köprü yaptığım ani tam seslik bendden sonra yerine oturmaya çalışıyor oluyor. Tremsetterla bu problem yok 🙂


6)Ağır palm mute'larda akordun bozulması.

Yine neden bahsettiğimi biliyorsunuz. Palm mute yaparak köprünün akordu bozmasına sebep olursunuz. Tremsetter'la bu çok daha iyi.


GÖTÜRÜLER:

Bana göre, bunlar oldukça ufak şeyler, ama köprü normale göre daha sert bir hisle çalışacak ve köprü tremsetter'ın sıfır noktasına döndüğünde bir çarpma hissedeceksiniz.

Tremsetter'ın içindeki yayı sıkıştırarak, daha sert bir hisle çalışması için ayarlayabilirsiniz, bu yukarıda bahsettiğim kusurların daha iyi giderilmesini sağlar. Ama sıfır noktasına dönüşte (doğal pozisyon) oldukça hissedilir bir çarpmaya da sebep olacaktır. Bu yay gevşetilerek tam tersi de yapılabilir. Ama yukarıdaki gelişmeler daha az farkedilir olacaktır. Ayrıca daha yumuşak bir ayarla bile o çarpmayı hissedeceksiniz.


KURULUM VE AYARLAMA

Bu bazıları için çok zor/sıkıcı bir şey olabilir ama kutunun içinde oldukça iyi bir el kitabı var. Tremsetter, 2 veya 3 yayla beraber kullanabilmenizi sağlayacak parçalarla geliyor. Aşşağıdaki resimler benim 3 yay kullandığım zamandan. Sonrasında 2 yayla beraber kullandım ve gayet iyi sonuç verdi. Yani 2 yayı tavsiye ederim.

Unutmadan, bir de köprü boşluğuna bir delik açmak zorundasınız. Aşşağıdaki resime bakın. tremsetter'ın pirinç çubuğunun girebilmesi için bu delik. Bu deliği açmak biraz beceri gerektirebilir çünkü delik gitarın gövdesine olabildiğince paralel olmalı. Ne kadar uzun bir delik açabilirseniz o kadar iyi. yine de büyük bir delik değil. ben normal büyüklükte bir matkapla normal uzunlukta bir uç kullanarak bu deliği açabildim. Bu deliği açarken oldukça isabetli olmaya çalışın, çubuğun yönünüyse düz uçlu bir penseyle eğerek rahatça ayarlayabilirsiniz. (yani önemli olan gövdeye paralel olması)


Parçalar:


tremsetterparts.webp


3 yayla kurulum, 2 yay da iyi iş görüyor;
small-full.webp


Pirinç çubuk için ufak delik:

small-clearancehole.webp


Nasıl çalıştığını anlamanıza yardım edebilecek bir yakın çekim

tremsetterclose1.webp


Kalın mi'nin fine tuner'ı drop pozisyonunda değilken. Vidayı tamamen yukarı alın ve drop-d'ye gelin.

small-nondropd.webp


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İşte böyle... Daha fazla bilgi için bu adrese göz atabilirsiniz
 
9-)Tremol-no


Bu da bu son dönemde piyasaya sürülen bir alet. Bunu tasarlayan adam baya gaz bir adam, bir çok foruma girip yapabileceği en iyi açıklamayı yapmak, kafalardaki soru işaretlerini temizlemek için uğraştığını gördüm. Tasarım aşamasında da baya kasmış, en ufak detaya kadar düşünmüş. Sitesindeki gitaristler öyle söylüyorlar.

Aletin ne olduğuna gelince, bu tremsetter gibi köprünün işleyişini "değiştiren" bir alet değil. Bu tremoloyu bir nevi açıp kapamaya yarıyor. Yani bu aleti takıyorsunuz gitara, 2 çalışma modu var. (bu modlara sadece ufak bir düğmeyi çevirerek geçebiliyorsunuz) 1. modda köprü sabitleniyor. Yani akordunuzu değiştirebiliyorsunuz istediğiniz gibi, bendlere vs. sabit köprülü gitarlar nasıl cevap/tepki veriyorlarsa sizin köprünüz de öyle oluyor. 2. modda köprü "dive only" yani telleri sadece gevşetebileceğiniz gibi çalışıyor. (bu moddayken akordunuzu düşürebilirsiniz (kalınlaştırabilirsiniz) köprünün pozisyonu değişmeyeceği için, tellerin uzunluğu yani akordları da değişmeyecektir. akla ilk olarak bu moddayken köprüyü kullanırsam akord bozulur gibi bir şey geliyor ama öyle değil, köprü yerine döndüğünde teller aynı uzunlukta kalıyorlar ) Ayrıca sitesinde bu aleti kullanan gitaristlerin yazdığına göre, floyd'u blokladığınızda olduğu gibi sustain artışı ve tonda bir tokluk da söz konusu oluyormuş. Bunlar çok önemli bence. Şahsen ben para bulduğum zaman bu aletten mutlaka alacağım.

Gitara takmaksa tremsetter'a göre çook daha kolay. Bir kere ekstra bir delik açmıyorsunuz gitara (biliyorum tremsetter kısmını okurken %99unuz "öeh, gitarı mı deleceğiz?" dediniz 😆 ) Bu aleti spring-claw dediğimiz yayları tutan parçanın yerine takıyorsunuz, yayları da bu alete takıyorsunuz, diğer ucunu da köprünün sustain block'una...

Sitesinden birkaç resim;

main1.webp

products5.webp

Bunlar da gitara takılmış hali. en üstteki resimde okla gösterdiğim yer yukarıdaki resimlerde gördüğünüz geniş olan kısım. zaten üstünde tremol-no diye yazıyor 🙂 (herifin tipinin de süper olduğunu belirtmeden edemeyeceğim :mrgreen: )

edd1.webp

darrenhunt.webp

jeremy1.webp

sands.webp



Son 2 resimde, farklı bir yöntemle takmışlar aleti. Geniş olan kısmını sustain block'a vidalamışlar.


Sitesinin linkini vereyim kendiniz inceleyin;

www.tremol-no.com

Sitesinde sıkça sorulan sorular bölümünden en önemli olduğunu düşündüğüm birkaç soruyu ve cevabını çevirdim;


-Tremol-no herhangi bir gitara takılabilir mi?
-Tremol-no 1954'ten beri üretilen, tremolo sistemi olan neredeyse bütün gitarlarda kullanılabilir. Bu işin avuç içi formülü şudur: Eğer 2-3-4 veya 5 yay varsa gitarınızın arkasında büyük ihtimalle gitarınıza tremol-no takabilirsiniz. Eğer herhangi bir köprüyle, sıradışı olan bir şeyle ilgili sorularınız varsa bize ulaşın. Gitarınızın ve köprünüzün önden ve arkadan resimlerini çekip yollayın.


-Tremol-no köprünün hissini değiştirecek mi?
-Hayır. Tremol-no, piyasadaki diğer bazı köprü bloklayan aletler gibi yayla çalışmıyor. Onun için barı kullandığınızda köprünüzün hissini değiştirmeyecektir.


-Ben 7 telli gitarlar çalıyorum Tremol-no kullanabilir miyim?
-Oh yeah :mrgreen:


-Herşey güzel, peki Tremol-no bira kapağı açabilir mi?
-Sorduğun için teşekkür ederim, öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz! 😆
 
10-)Floyd-rose'u bloklamak (eski kafa)

Bir çok sebepten dolayı floyd-rose'unu bloklamak isteyenler olabiliyor, bu "sebepler" tremsetter ve tremol-no kısmında baya geçti aslında ama genel olarak tekrar bahsetmek gerekirse, akord problemleri, bendlerin istenildiği gibi duyulmaması, sustain yetersizliği ve tonun istenilen kadar tok olmaması vs.. Genellikle akord problemi oluyor ama sebep.

Burda yapacağımız iş, sustain block'un 2 tarafına birşeyler yerleştirerek hareket etmesini engellemek, pozisyonunu sabitlemek olmalı. Aslında bu konuda anlatılacak çok fazla bir şey yok. sadece dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var onlardan bahsedeceğim.

İlk olarak sustain block'unun 2 tarafına koyacağınız şeyi kafanıza göre seçebilirsiniz. Ama değişik şeylerin değişik yanları etkileri olacaktır tabii ki. Bir sürü ufak tahta parçasından silgiye, büyük (nispeten) 2 tahta parçasından vidaya kadar bir sürü şey kullananı gördüm. Bunların bazıları takıp çıkartmak konusunda rahatlık sağlayabilir, ama sustain block'un 2 tarafını birden sıkı bir şekilde kapatan 2 tane tahta parçası bence en iyi işi görecektir. Yukarıda bahsettiğim gibi bu tahta parçaları sustain'in artışını ve tona ekstra bir tokluk gelmesini sağlayacakları için ne kadar iyi temas ederlerse, ne kadar büyük olurlarsa ve en önemlisi ne kadar çok yüzey alanından temas ederlerse o kadar iyi. Floyd-rose'un gövde ile beraber titreşmesini sağlıyoruz çünkü bu sayede. Tellerin 2 ucu da gövdeye girmiş oluyor böylece, yani 1 ucu havada salınmıyor. Bir de buraya koyacağınız şeyleri yapıştırmanıza gerek yok, eğer tahta vs. gibi birşey kullanacaksanız biraz sıkı olmasına dikkat etmeniz yeterli. Yapıştırırsanız eğer sonra bu şeyi çıkartmak istediğinizde sorun olabilir. Bir de gerekli tahtayı nerden bulabilirim derseniz, köprünün 2 tarafının ölçülerini alıp, herhangi bir marangoza fln giderseniz size yardımcı olacaktır. Şunu da ekliyim, mesela ölçtünüz kalınlık olarak bir taraf 17mm çıktı. Marangoza gidip 16-17-18mm kalınlığında tahtalar isteyin, hangisinin tam oturacağını bilemezsiniz. en fazla 2 milyon para alacaktır sizden 🙂 Derinliği ölçmeyi de unutmuyorsunuz tabii ama o nispeten çok kolay.

Neyse, dikkat etmemiz gereken ilk ve belki de tek şey, bloklama işlemine başlamadan önce köprüyü isteğimiz pozisyona getirmek. Yani mesela tam paralel olmasını sağlamak (eğer istenilen buysa, ki genelde budur) Floyd-rose'u blokladıktan sonra yayların bir işlevi kalmıyor aslında köprüyü tutmak açısından ama topraklama olayı için önemliler, eğer yayları çıkartırsanız floyd-rose'dan farklı bir kabloyla topraklama yapmanız gerekecektir.

Birkaç tane bloklanmış floyd-rose resmi koymak gerekirse;

FloydRoseShims.webp


c1_3.webp


burda da adam bir vida mekanizması monte etmiş gitara. Bu köprüyü tek yönlü olarak blokluyor, yani telleri gevşetebiliyorsunuz

Mean_Street_Guitars_Trem_Stop_Insta.gif


Zor görünmediğini düşünüyorum, zor bir şey de değil zaten... 🙂
 
11-)D-Tuna

Aslında tremol-no ve hipshot tremsetter gibi aletler varken d-tuna'ya çok da gerek yok ama yine de bazı gitaristler bu aletleri tercih ediyorlar (Özellikle de Van Halen fanı olanlar :mrgreen: ) Onun için kısaca bahsetmek gerek diye düşündüm. Pek bir şey ben de bilmiyorum hakkında, nasıl çalıştığını da anlamadım :mrgreen: Ama şunu söylemeliyim eğer hızlıca akord değiştirmek sizin için çok önemliyse sahnede tremol-no ile birlikte kullanıldığında çok iyi sonuçlar verecektir.

Önce bir resmine bakın isterseniz;

BP_2020-010.webp

dtunaonofr.webp


Bu aleti string holder block'u sıkıştıran vidanın yerine takıyorsunuz. Ve çektiğiniz zaman kalın mi telini re'ye alıyor. Yani drop-d'ye geçmiş oluyorsunuz. Her köprüye takılmıyor, low-profile olanlara ve single locking olanlara mesela takılamıyor. Ayrıca doğru çalışması için köprüyü bloklamak ya da tremsetter gibi birşeyler kullanmak gerekiyor. Birkaç resim daha;

evh4.webp

axfrdtuned.gif


ve sitesinin linki;

http://www.dtuna.com/
 
12-)Floyd-rose'lu gitarda tel ve akord değiştirme

Bu olaylarla ilgili yapılması gerekenleri aslında floyd-rose nasıl ayarlanır kısmında anlattım. (sabit köprülü bir gitardan farklı olan yanlarını yani) Burda sadece birkaç uyarı,öneride bulunacağım. Daha çok yeni yeni floyd-rose ile ilgilienmeye başlayanlar için.

-Eğer floyd-rose'lu gitarınızın akordunu değiştirmek istiyorsanız, köprüyü (pozisyonunu) yeniden ayarlamanız gerekecektir

-Eğer kullandığınız telden farklı kalınlıkta bir tel kullanmak istiyorsanız köprüyü ayarlamanız gerekecektir

-Eğer aynı kalınlıkta telleri aynı akord düzeniyle kullanacaksanız, köprünün ayarlarını hiç değiştirmeden tel değiştirebilirsiniz.

-Eğer tek bir teliniz köprüye yakın bir yerden koptuysa, teli değiştirmeden, akord kolundan biraz daha uzatarak yeniden takabilirsiniz, herhangi bir ayar da gerekmeyecektir.

-Akordu yaptıktan sonra kilitleri kilitlemeden önce, kolla şiddetli bir şekilde oynayarak tellerin biraz daha oturmalarını sağlayın. Tekrar akord edip kilitleri öyle kapayın.

-Tel değiştirirken bütün telleri birden sökerseniz eğer, köprü inebileceği kadar aşşağıya inecektir ve bu durumda telleri takmaya başladığınızda, ilk bikaç telden ses
çıkmayabilir, klavyeye yapışacakları için. Telaş etmeyin, telleri takmaya devam edin. Hepsini takıp gerdikten sonra köprüyü ayarlayın.

-Daha hızlı akord değiştirmek için her seferinde telleri olması gerekenden biraz daha sıkı akordlayın, yukarıda anlattığım gibi bir teli gerdiğinizde diğerleri gevşeyecektir onun için tekrar tekrar akord yapmak durumunda kalacaksınız. Söylediğimi yaparsanız çok daha hızlı akord yapabilirsiniz.
 
13-)Floyd-rose nasıl ayarlanır?

En sık sorulan sorulardan birisi olsa gerek. Yaptığımız ayarların ne gibi sonuçları olacaklarını ve nasıl yapılacaklarını açıklamaya çalışacağım. Bunu yapmadan önce karar vermemiz gereken 3 şey var;

1-)Tellerin yüksekliğinin nasıl olmasını istediğimiz
2-)Köprünün pozisyonunun nasıl olmasını istediğimiz
3-)Köprünün sert bir his mi yoksa yumuşak bir his mi vermesini istediğimiz.


Bunları belirledikten sonra tam ters sırayla köprüyü ayarlamaya başlayacağız. Yani ilk olarak yumuşak-sert his olayını halletmemiz lazım.



1-)Köprünün sertliği:

Köprünün sertliği nedir derseniz, köprüyü belirli bir miktar eğmek istediğinizde bunu ne kadar zor ya da ne kadar kolay yapacağınız diyebilirim. Basitçe kolla oynadığınız zaman köprünün verdiği his diyebiliriz (biliyorum çok basit oldu 😀 ) Bu sertlik-yumuşaklık hissinin kendine göre avantajları ve dezavantajları var. Ama önce nasıl yapılacağına bakalım:

Burda ilk bilmemiz gereken bu sertliği yumuşaklığı yayların belirlediği. Yaylardan biraz bahsedersem herşeyi daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Her bir yayın yapıldığı maddeye, kalınlığına vs. göre bir yay sabiti vardır. Bu yay sabiti o yayı belirli bir miktar uzatmak için uygulamamız gereken kuvvettir. Yani bir yayı 1cm uzatmak size çok kolay gelirken başka bir yayı 1 cm. uzatamayabilirsiniz bile. Meşhur F=k.x formülündeki "k" oluyor yani bu. (x uzunluk F kuvvet 😉 )


Burda dikkat etmemiz gereken 3 nokta var.
1-)Kullandığımız yayların yay sabitleri (kolay mı yoksa zor mu uzayan yaylar oldukları)
2-)Kaç yay kullandığımız.
3-)Yayları nasıl taktığımız.


1-)Floyd-rose için kullandığımız yayların bir çok çeşitleri var. kalın,ince,sert , yumuşak (evet bence de komik :mrgreen: ) Eğer taktığımız yaylar yay sabiti yüksek olan yaylarsa köprüyle oynarken köprüyü belirli bir miktar eğmek istediğimizde daha çok dirençle karşılaşırız yani köprü sert/sıkı bir his verir. Daha yumuşak bir his için daha düşük yay sabitli yaylar daha sert bir his için daha sert yaylar kullanmamız gerekli (bariz...)

2-)Kaç yay kullandığımız da aynı şekilde köprünün sertliğine etki edecektir. Çünkü köprüyü "x" miktarda eğmek istediğimizde kaç yay kullanıyorsak o kadar F=k.x bize karşı koymaya çalışacaktır. Onun yay ekledikçe köprünün hissi sertleşecektir.

3-)Bir de yayları nasıl yerleştirdiğimiz önemli. Aşşağıdaki resimlere bakarsanız daha iyi anlayacaksınız. Yani yayları düz mü çapraz mı koyduğumuz. Yayları düz koyyduğumuz zaman kuvveti direk alacakları, çapraz koyduğumuz zamansa uygulanan kuvvetin bir kısmı boşa gideceği (sinüs bok püsür hesaplamaları) için çapraz konulan yaylar daha sert bir his verecek yani daha zor gerilecektir.

Bu yayları çapraz taktığımız zaman;

yay1.webp



Bu da düz, bu kullanımın daha stabil olduğundan bahsetmiştik 🙂

KV4_07.webp




Sertlik ve yumuşaklık konusu sadece kullanırkenki keyfimize bağlı olmamalı. Çünkü daha çok yayla daha sert bir şekilde ayarlanan köprü daha stabil olacaktır. Yukarıda da açıkladığım gibi köprüyü yerinden oynatmak çok daha zor olacaktır çünkü. Ne kadar sıkı bir köprünüz olursa o kadar iyi akord tutar gibi bir genelleme yapmak çok da yanlış olmayacaktır yani. (bu işin limiti sabit köprü mantığına kadar gidiyor, yaylarımız o kadar sert olsun ki, bildiğimiz demir çubuk gibi olsun diye düşünürsek köprümüzün sabit bir köprü olacağını anlayabiliriz. yani ne kadar sert o kadar stabil) Ayrıca bendlerdeki sorunlar da aynı miktarda azalacaktır.

Kaç tane, nasıl yay kullanılmalı ve nasıl takılmalı derseniz. Tek bir şey söyleyebilirim, genelde çapraz takılan yayların daha az stabil olduğu düz takılan yaylara göre daha çok akord kaçırdıkları söylenir, tam olarak açıklayamam bunun neden olduğunu ama anlayan anlamıştır diye saçmalamak istiyorum hehe. Yani 3 yay kullanıp 2sini çapraz takmak yerine 4 yay kullanıp hepsini düz takmak daha mantıklı. daha sert yay ise zevkinize kalmış ama bence uğraşmaya gerek yok, 4 yay alıp takmanız işi çözecektir. Bir de son olarak burdan 2-3 yayla gitar akord tutmaz gibi bir sonuç çıkartmazsınız umarım...



2-)Köprünün pozisyonu:

Aşağıdaki resimlere bakarak köprünün pozisyonundan kastımı anlayabilirsiniz.

Bu resimde köprü olması gerekenden fazla yukarıda. yayları gererek ya da telleri gevşeterek paralel pozisyona getirmemiz gerekli köprüyü:

DCP_3156.webp


Bu resimdeyse köprü istediğimiz pozisyonda

floydneutrall.webp








Yani köprü gitara paralel mi dursun yoksa daha yukarıda mı, aşşağıda mı? Ben çoğunluğun ulaşmak istediği paralellik (sıfır noktası ya da ingilizce olaraktan neutral position da denir) nasıl sağlanabilir onu anlatacağım, Başka bir isteğiniz olursa kendiniz yapabilirsiniz onu. Neden öyle bir şey isteyelim derseniz ondan ileride bahsedeceğim.

Hesaba katmamız gereken şey floyd-rose'un çalışma mantığı bölümündekinin 10'da biri. Olay çok basit, eğer telleri gererseniz köprü yukarı kalkacaktır ve bunu gidermek için yayları germeniz gerekir. Eğer yayları gererseniz köprü aşşağı inecektir ve bunu gidermek için telleri germeniz gerekir. Örnek üzerinden gidelim;

Diyelim ki gitarımızı natürele akordladık ama köprü gövdeye paralel durmuyor, daha yukarıda duruyor. bu durumda tellerin üzerindeki basınç biraz fazla demektir, yani teller köprüyü olması gerekenden daha fazla çekebiliyorlar. Bunu gidermek için arkadaki yayları bir miktar germemiz lazım, Yani ordaki vidaları gövdenin içine doğru sokmamız. Ne kadar çevireceğiniz ise kullandığınız yaylara ve sayılarına bağlı, onun için deneme yanılmadan başka şansınız yok. Dikkate almanız gereken şeyse şu. yayları gerdiğiniz zaman köprü bir miktar aşşağıya inecektir ve teller uzayacaktır. Yani yayları gerdikten sonra telleri bir miktar gevşetmemiz gerekecek. (uzadıkları için ayarladığımız akorddan daha ince bir hale geldiler, o yüzden gevşetmemiz lazım) Bu da köprünün aşşağıya inmesine sebep olacaktır. Onun için yayları gerginleştirirken köprüyü paralel pozisyona direk getirmeyi denemeyin. Biraz gerin ve akord edin. Sonra gerekirse tekrar yapın. Bu kadar basit 🙂

Bunun bir de kısa yolu var. Köprüyü barın yardımıyla istediğiniz pozisyona getirip altına bir sünger,bez parçası yerleştirip geçiçi olarak sabitliyorsunuz. Yani köprü ayarladıktan sonra olmasını istediğiniz pozisyonda duruyor ve o pozisyondayken aleti akord ediyorsunuz. Sonra süngeri/bez parçasını kaldırıyorsunuz, akord bozuluyor tabii ki ama yaylarla oynayarak köprüyü o olmasını istediğiniz pozisyona getirdiğinizde göreceksiniz ki akord oldukça doğru kalmış olacak. Tek bir kez daha akordlamanız yeterli olacaktır büyük ihtimalle 🙂

Son olarak bazı noktalarda yaylarınızı tamamen gevşetseniz ya da tamamen gerseniz de köprüyü istediğiniz pozisyona getiremeyebilirsiniz. Bu durumda duruma göre yay sayısını arttırmanız ya da azaltmanız gerekebilir...



3-)Tellerin yüksekliği

Bunu yukarıda da bahsettiğimiz gibi floyd-postları denen yerden ayarlacağız. Yani köprüyü gövdeye bağlayan vidalardan. Aslında köprünün pozisyonun da tabii ki tellerin yüksekliğine etkisi var ama onu zaten ayarladık 😉 İngilizce'de tellerin yüksekliği için kullanılan bir terim var "action" diye. Action nedir derseniz 12. perdede ince mi telinin klavyeden yüksekliği. Bunu bir cetvelle ölçebilirsiniz resimdeki gibi. Bunun için tam bir sayı olmasa da genellikle insanlar 1-1.5 mm arasında ayarlarlar bunu. Ne zaman 1mm ne zaman 1.5mm yapmak lazım sorusunun cevabı, eğer tellerde cızırdama olmuyorsa keyfi oluyor. Telleri klavyeye yakın ayarladığımız zaman sustainimizin daha düşük ve tonumuzun daha az hacimli, kirli olacağını söyleyebilirim. Telleri yüksek bir seviyeye ayarladığımızda ise daha temiz/net ve daha tok bir ton, daha çok sustain alırız.

Biraz açıklamak gerekirse;

Tonun temizliği tellerin perdelerle ilişkilerine ve manyetiğe yakınlığına göre değişir. Tellerimiz cızırdıyorsa eğer tonumuz çok pis olacaktır bunu anlamak zor olmasa gerek. Telleri klavyeye yaklaştırdığımız zaman bizim bir cızırdama farkedemeyeceğimiz kadar da olsa teller bir sonraki fretlere temas edecektir (çaldığımız zaman, yani teller salınırken.) Bu da tonda kirliliğe sebep olur. Aynı şekilde teller manyetiğe ne kadar yakın olurlarsa tonumuz o kadar kirli olacaktır ve de o kadar çok dip gürültüsü olacaktır.

Sustain de aynı şekilde tellerin perdelerle olan temasına ve manyetiklere yakınlığına bağlıdır. teller perdelere ne kadar deyiyorsa sustain o kadar düşecektir. Aynı zamanda manyetiklerin yarattıkları manyetik alan telin salımını engelleme eğiliminde olduğu için tel manyetiğe ne kadar yakın olursa sustain o kadar azalacaktır.

Aşşağıdaki şemaya bir göz atın. Telleri kaldırdığımız zaman tellerin daha uzun olacaklarını görebiliyoruz. Çok ufak bir miktar da olsa bu da önemlidir. 24.75-25.5 scale gitarların arasındaki farktan bahsetmiştik.

Son olarak, ben -metal müzik çalan birisi olarak- telleri kalın teller klavyeden daha uzak, ince teller daha yakın olacak şekilde ayarlıyorum. Yüksek gain kullandığım için ince tellerde sustain problemim pek olmuyor. Üst telleri daha yukarıda tutarak daha sert, tok bir his vermelerini ve daha temiz duyulmalarını sağlıyorum (ya da hedefliyorum) Alt tellerdeki temizlik problemine gelince, benim çaldığım tarzda özellikle konserlerde sololardan çok rifflerin/ritmlerin anlaşılması zor oluyor, onun için tercihimi bu yönde kullanıyorum. Aradaki fark ne kadar derseniz galiba 0.1mm kadar...

Bütün bunları yaptıktan sonra gitarı tekrar akord edip entonasyon ayarını yapmamız lazım. Tellerin yüksekliğini burdan ayarlamamız da akorda az da olsa etki edecektir, çünkü bahsettiğimiz gibi uzunluklarını da değiştiriyoruz aslında.
 
14-)Entonasyon ayarı nasıl yapılır?

Bu benim şahsen nefret ettiğim bir şey, bir kere entonasyon olayına kafayı takınca insan bazen bir daha kurtulamıyor. Forumlarda hep bir türlü entonasyon ayarını yapamıyorum gitarımın vs. gibi şikayetleri olan insanlar görüyoruz. Gitarın doğası gereği tam olarak entonasyon ayarını yapmak imkansız. Yani tek bir teli kendi içinde oldukça iyi ayarlayabilirsiniz ama bütün tellerin birbirine uyumlarının mükemmel olması imkansız. Entonasyon ayarını yapmak aslında oldukça kolay ama bunun için iyi bir tuner'a ihtiyacımız var.

Entonasyon ayarını yapmadan önce gitarımızın akordunu yapmamız gerekiyor tabii ki. Kalın mi telinden başladığımızı farz edelim. Yapmamız gereken boş tel ve 12. perdedeki sesleri kontrol etmemiz gerekiyor. (12. perdedeki harmoniği de kullanabiliriz boş tel sesi yerine) Eğer 12. perdedeki ses olması gerekenden inceyse, saddle'ı saptan uzaklaşacak şekilde, kalınsa yakınlaşacak şekilde yeniden ayarlamalıyız. (12. perdedeki ses olması gerekenden daha ince olduğunda saddle'ı geriye çekerek telin uzunluğunu arttırıyoruz ve 12. perdeye bastığımızda yüzde olarak telin daha düşük/kısa/alt hangisiyse bir pozisyonuna basmış oluyoruz. Yani daha kalın bir ses çıkartacak bir noktaya. Bu sayede boş mi teliyle aynı olabiliyor.) Bunu kontrol ederken gitarın çaldığımız pozisyonda olması gerekiyor, gitarı yatırarak bunu yapmamız iyi bir ayar yapamamamıza sebep olabilir

Entonasyon olayının bir önemli noktası da saddle'ın pozisyonunu değiştirmek. Bu iş biraz zor çünkü bir saddle'ın pozisyonunu değiştirmek tuttuğu teli gevşetmemiz gerekiyor. biliyorum çok zahmetli görünüyor ama merak edilecek bir şey yok. Akordunuzu yaptıktan sonra her teli teker teker yaptığınız sürece bir sorun olmayacaktır. Entonasyonu kontrol edin, teli gevşetip saddle'ı ayarlayın, tekrar akord ettiğinizde köprünün pozisyonu değişmeyecektir. 1 seferde saddle'ın pozisyonunu ayarlayamayabilirsiniz o zaman biraz daha zahmetli olacaktır. Tekrar tekrar aynı yere dönmemek için kalem gibi birşeyle her seferinde saddle'ın bir önceki pozisyonunu işaretleyebilirsiniz. Bir de saddle'ın pozisyonunu teli gevşetmeden değiştirebilmenizi sağlayan aletler var. Şu linkte bir tane var mesela, bu aletlerden alarak çok daha hızlı entonasyon yapabilirsiniz.
Her bir tel için bu işlemi tekrarlayarak entonasyon ayarını yapmış oluyoruz 🙂

Entonasyon ayarına "çok fazla" kafayı takmamak gerekiyor, yukarıda söylediğim işlemleri yaptıktan sonra kullandığınız telin kalınlığını veya akord düzeninizi değiştirmediğiniz sürece uzunca bir süre entonasyon ayarı yapmanız gerekmeyecektir.
 
15-)Bazı ekstra sorular

Yazdıklarımın dışında akla gelen bazı ufak tefek sorulardan da bahsetsem iyi olur diye düşündüm.



1-)Floyd rose kolu oynuyor ne yapılabilir?

Eğer vibrato kolunuz köprünün içinde durması gerektiği gibi sıkı durmuyorsa, barın etrafına birşeyler sararak, yapıştırarak bu sorunu giderebilirsiniz. Neler olabilir derseniz, teflon tel,gazete bant vs. bir çok şey olabilir. Ufak bir bez parçası bile olabilir. Sadece barın köprüye giren kısmını biraz kalınlaştırmanız gerekiyor.



2-)Tellerimin daha yumuşak/gevşek olmasını istiyorum ne yapabilirim?

Kullandığınız tellerin kalınlığını değiştirmeden bu işi ufak miktarda yapmanın bir yolu var. 24.75" ve 25.5" scale lenght'i olan gitarlarda tel gerginliğinin nasıl olduğundan bahsetmiştik. Floyd-rose'u kaldırdığımızda, ya da vibrato koluna bastırdığımızda tellerin uzunluklarının düştüğü için gevşediklerini de biliyoruz. Baktığınızda bu uzunluğun çok da fazla olmadığını görebilirsiniz.

Yapmamız gereken şu, gitarın arkasını açıp yayları ufak bir miktar gevşetip telleri yeniden akordlamak. Köprünün pozisyonunda farkedebileceğiniz kadar bir değişiklik olmayacaktır ama tellerdeki gerilimde farkedebileceğiniz kadar değişim olması lazım. Çünkü teller az da olsa kısalacaklar ve dediğim gibi zaten bara bastırdığımız zaman da çok fazla bir kısalma olmuyor. Onun için bu kısalma da etkili olacaktır. Yukarıda biryerlerde köprüyü neden paralel ayarlamamak isteyebileceğimizden bahsetmiştim, kastettiğim şey buydu.



3-)Floyd-rose'a bakım yapmak gerekir mi?

Görebildiğim kadarıyla bunu yapan pek fazla insan yok aramızda. Yalnız yaz tatillerinde, ya da geniş bir boş zamanınızda yılda bir kere de olsa köprünüzün parçalarını teker teker temizlerseniz iyi olur. Bu kirlilik olayı saddle'ların cızırdaması gibi problemlere yol açabiliyor. Ayrıca eliniz çok terliyorsa her çalımdan sonra köprünün üstünü silerseniz renginin solmasına engel olursunuz 🙂



4-)Farklı yaylar arasında ne gibi farklar vardır?

Floyd-rose nasıl ayarlanır kısmında, köprünün sertliğinde bununla ilgili birşeyler anlatmaya çalıştım.



5-)Gitarımın köprüsünü değiştirmek istiyorum, nelere dikkat etmem gerekir?

Bu Türkiye'de biraz zor bir şey aslında. Eğer yurtdışında da bilinen ve köprüsü değiştirilen bir gitarınız varsa, kimin hangi köprüyü takıp uydurabildiğine bakarak bunu yapabilirsiniz. Hatta ilk olarak bunu araştırın bence. Eğer bunun dışında birşeyler yapmak istiyorsanız işiniz zor olacaktır.

Dikkat etmeniz gereken noktalarsa şunlar;
1-)Floyd postlarının birbirine uyup uymadığı (bir köprüyü tutan vidalar diğer bir köprüyü tutmayabilir ve yuvalar birbirinden farklı olabilir)
2-)Base-plate uzunluklarının aynı olup olmadığı (eğer bunlar farklıysa floyd-postları yerine oturmayacaktır)
3-)Telleri sıkıştıran vidaların ve base plate'in gitardaki boşluğa sığıp sığmayacağı (original floyd rose genelde bu konuda sorunludur, bu vidalar biraz fazla uzun olduğu için)
4-)Sustain block'un base plate üzerindeki yeri, yani sustain block'un bizim gitarımızdaki deliğe denk gelip gelmeyeceği.
5-)Sustain block'un uzunluğu. (sustain block kısmında bahsetmiştik)

Bütün bu bilgileri alacağınız köprülerin internet sitesinde bulabilmeniz lazım. Original Floyd Rose için sitelerinde şemalar bulunmakta mesela.



6-)Floyd'un şusunu kaybettim nereden bulabilirim?

Kaybolan parçalar genelde, nut'ın parçaları, string holder block ve vibrato kolu oluyor. Vibrato kolu dışındakileri Türkiye'deki müzik dükkanlarından rahatça bulabilirsiniz.(pahalı ve kaliteli olanları tercih etmeye çalışın) Vibrato kolunu da eğer elinizde bir örnek ölçü vs. varsa sanayi'de falan yaptırabilirsiniz. (tornacılarda cnc tezgahında yapılabiliyor) Eğer bulamadığınız veya bunların dışında aradığınız bir şey varsa şu siteleri önerebilirim.

http://www.allparts.com/
http://www.projectguitar.com/
http://www.stewmac.com/
http://www.bestguitarparts.com/
http://www.guitarpartsusa.com/sitemap.html


Vibrato kolu gibi bir şeyin Amerika'dan kargosu çok tutmayacaktır (Amerikan Postasını kullanırsanız, yani USPS) ayrıca gümrük vergisi de olmayacaktır. Onun için bu siteleri kullanabilirsiniz...



7-)Floyd-rose'la ilgili daha fazla bilgiyi nerden bulabilirim?

İnternetten :mrgreen:

http://www.vintagekramer.com/parts6.htm burası oldukça iyi bir site mesela.

www.floydrose.com burayı iyice inceleyip pdf'leri okuyabilirsiniz.
Bir de amazon.com'da satılan bir kaç güzel kitap var bildiğim kadarıyla. Bunların dışında 2 tane daha süper önerim var
1-)"google'da floyd rose diye arama yaparak" :mrgreen: çok iyi yazılar bulabilirsiniz.
2-)Elinizdeki köprüyle oynayın, çalma fırsatı yakaladığınız gitarların köprülerini inceleyin, detaylara dikkat edin. kendi kendinize öğrenemeyeceğiniz çok fazla şey yok...
 
Bir insan da Allah razı olsun dememiş. Hortlatalım da böyle güzel bir kaynak boşa heba olmasın.
Buradan bir soru da sormak istiyorum, Ibanez Original Edge tremolosunun sustain blockunu değiştiren var mı hiç ?
 
Bir insan da Allah razı olsun dememiş. Hortlatalım da böyle güzel bir kaynak boşa heba olmasın.
Buradan bir soru da sormak istiyorum, Ibanez Original Edge tremolosunun sustain blockunu değiştiren var mı hiç ?

Ben edge'de sustain block değiştiren hiç görmedim ama artık çok fazla opsiyon var, o yüzden edge için de seçenekler olduğunu düşünüyorum 🙂 Araştırmak lazım...
 
Ben edge'de sustain block değiştiren hiç görmedim ama artık çok fazla opsiyon var, o yüzden edge için de seçenekler olduğunu düşünüyorum 🙂 Araştırmak lazım...
35-40 dolar civarına şişman pirinç bloklar var, 100 üstüne de titanyumlar varmış. Daha takan ve yorumlayan bulamadım. Gitara iyice alışırsam değiştirirm herhalde. Dün ayar yapmak için arka kapağı açmamla şaşırmam bir oldu. İncecik ufak tefek bir blok. Daha tombul ve masif olursa ton da daha güzelleşirmiş gibi geliyor.
 
Bir insan da Allah razı olsun dememiş. Hortlatalım da böyle güzel bir kaynak boşa heba olmasın.
Buradan bir soru da sormak istiyorum, Ibanez Original Edge tremolosunun sustain blockunu değiştiren var mı hiç ?
Ben edge'de sustain block değiştiren hiç görmedim ama artık çok fazla opsiyon var, o yüzden edge için de seçenekler olduğunu düşünüyorum 🙂 Araştırmak lazım...
burda var biri
Ibanez Edge sustain block comparisons YouTube demo
Hantug Custom Guitars sustain block upgrades for Ibanez Edge/Lo Pro Edge – review
Hantug Custom Guitars sustain block upgrades for Ibanez Edge Pro – review
 

Geri
Üst