Burada herkes kendi tecrübesini yazıyor ve ne mutlu ki elektro gitarlar çoğu zaman nadide orkideler değiller (o SG'yi siz yine de tam akortlu halde ani ve yüksek ısı değişikliğine tabi tutmayın, çıt der gidiverir sap arkasından mazallah). Ben de kendi görüşümü yazayım madem:
Eğer yılların kiri pası ve çalıma engele olacak derecede birikme yoksa klavyeye alkol, aseton, WD 40 vb. sürülmemeli bence. Kendi adıma diş fırçası da sürmem çünkü özellikle bir sıvıyla kullanırsanız ağacın liflerini kaldırabiliyor. Nasıl biliyorum? Acemilik dönemimden zavallı Epiphone Dot'um anlatsın. Zaten hele ki verniğe, binding'e vb. en ufak değme riski varsa aman ha. Sonra Türkiye'de iyi gitar boyayan birini tanıyor musunuz başlığını açarken bulabilirsiniz kendinizi. Bunlar mutlaka olacak değil elbette ama olabiliyor. Çok hafif nemli bir bezle geçip sonra kuru bezle temizleyebilirsiniz. Çoğu zaman sadece biraz daha uzun sürer temizlik o kadar.
Yağ mevzuna gelince. Asitli olmayan ve katkı maddesi olmayan herhangi bir yağı sürebilirsiniz, ne sürdüğünüzün çok önemi yok. Aşırı kuru bir yerde yaşamıyorsanız veya gerçekten berbat bir klavye ağacınız yoksa yağı zaten çok çok az süreceksiniz. Öyle bazı videolarda gördüğünüz gibi tuşeyi yağa boğup bekletip sonra silmek falan akıl işi değil. Ağaç nem oranına göre genişler ve daralır. Dolayısıyla fazla neme maruz bıraktığınız klavyenizin çarpılmasına sebep olabilirsiniz. Benzer şekilde özellikle eski gitarlarda bir bakarsınız perdeler bu oynama sonucu atmış. Bir beze birkaç damla bütün klavye için yeterlidir. Ben bu işi senede bir yapıyorum o da gerçekten ihtiyaç olduğunu düşünürsem. Aktardan aldığım saf ceviz yağını kullanıyorum bu iş için çünkü kokusu hoşuma gidiyor. Fakat bu yağ saf olduğu sürece ne sürdüğünüzün çok da önemi yok; dediğim gibi senede belki 3-4 damladan bahsediyoruz.