bu başyapıtı herhangi bir kitabevinde bulabiliyorsunuz. steinbeck'in en iyi romanıdır. diğer okuduklarım da beni etkilemişti ama ne 'cennet çayırları'nın ne de 'acı hayat'ın 'gazap üzümleri' kadar etkili olduğunu düşünmüyorum. sadece 'fareler ve insanlar'ın beni etkilediğini yazabilirim.
gazap üzümleri'nde neredeyse her sayfada öyle sözcükler vardır ki sizi düşünmeye iter. o göç olayı nasıl düşündürücü ve macera doluysa kitabın sonu da o kadar acı vericidir ve tokat gibi çarpar. ben bu kadar etkili bir son okumamıştım. kitabı iki defa okudum ve o amerika'nın ve o oklahoma yollarının nasıl acı dolu olduğunun ve steinbeck'in o güçlü kaleminden romanın nasıl da bir başyapıta dönüştüğünün altını çizmek isterim.
kitaptaki o anne karakterinin nasıl bir halk kahramanına dönüştüğü ve tom joad'un o maceralı hayatı bütün bunlar kitabın işlediği en temel unsurlardır.
bundan başka bu kitabın 1940 yapımı filmi de vardır. john ford yönetimindeki filmde henry fonda başroldedir. anna karakteri çok iyi irdelenmekle birlikte o ailenin nasıl da öte yana sürüklenişi etkileyici bir biçimde anlatılır.
bu kitabın müzikteki yansımasına ise şöyle bakabiliriz:
progressive rock grubu camel 'dust and dreams' albümünde bu romandan esinlenmiştir. ve albüm bukletinin içerisinde gazap üzümleri filminden sahneler resmedilmiştir.
bundan başka bruce springsteen usta'nın "the ghost of tom joad" adlı akustik albümünde yine bu romandan karakterlerle oluşturulan bir yapı vardır. hatta 'the ghost of tom joad' şarkısından sözler ise şöyle...
kısaca bu kitap bir hüzün başyapıtıdır.
nerede polis birini dövüyorsa,
nerede yeni doğmuş aç bir bebe ağlıyorsa,
nerde ortalıktaki nefrete ve kana karşı mücadele varsa,
beni ara anacım, orada olacağım.
nerede yaşayacak bir yer,
çalışacak dürüst bir iş ya da yardım eli arayan varsa,
nerede özgürlük için uğraşan birileri varsa,
onların gözlerine bak anacım,
beni göreceksin...
The Ghost of Tom Joad