Bu konuda ilginç bir örnek vereyim: Bir düğün daveti veya benzeri bir etkinlikte çalmış bir davulcu arkadaş. Batı müziği çalmışlar ağırlıkla, herhalde Türk pop ile de pek alakası yokmuş çaldıklarının.Demek istediğinizi anladım ama şahsın yaptığı eleştiri değil aşağılama. Daha kötüsü ise arabesk derken Türkü ve TSM'yi de dahil ettiğine eminim. Çünkü kendiside dediği gibi bu konuda hiçbir fikri yok, daha önce hiç dinlememiş, nereden bilebilir ki?
Üst tabakanın müzik zevki konusunda ki tespitinize katılıyorum. Grammy ödüllerini görüyoruz zaten ama kastım tam olarak şu.
Basit bir karşılaştırma yaparsak turkiyede arabeskin hitap ettiği kitle ile amerikada blues müziğin hitap ettiği kitlenin kendi toplumunda ki statüleri denk. Ama turkiyede öyle bir algı oluşmuş ki (her elin parmağı bir değildir lütfen beni linç etmeyin) blues dinleyenler, " Biz aydın, okumuş, eğitimli, görgülü, ilerici, vs... insanlarız. Arabesk dinleyenler ise amele, gerici, yobaz, eğitimsiz ve görgüsüz kişiler" diyen ya da böyle düşünen kişilerden oluşur olmuş. Müzik türünü toplum statüsü olarak kullanma eğilimindeler. Katlanamıyorum buna. Konu farklı yerlere gitti bir gün bu konuda başlık açılırsa uzuuun uzuun anlatacağım.
Bunları beğenip yanlarına gelmiş ve konuşmuş bazı misafirler. Bir tanesi şöyle demiş: "Bizde kaliteli müzik dinliyoruz. Serdar Ortaç filan..." Davulcu arkadaş kilitlenmiş, ne diyeceğini bilememiş. Ama sonradan şu tespiti yapmış: "Müzik dinlemeye aç kitleler var. Ama yol gösteren olmayınca etrafta dinleyecek daha iyi şeyler olmadığını fark edemiyorlar." Bu iş biraz da böyle. Önyargı elbette var. Ama berbat şeyler üretildiğini göz ardı etmek de mümkün değil. 2000'lerde Türkçe rock adına üretilen şeylerin çoğu kepazelik. 80-90'lar da yapılan işlerin yanında ciddiye alınacak tarafları yok. Bu da ne yazık ki dediğim gibi arabesk tribününe oynamaktan oldu öncelikle. Çünkü arabesk bugün artık bir tüketim müziği.