Karmaşanın arasında geçtikden sonra hayat birden durulur ya.. tüm yaşadıkların ve hayatındakiler kaybolur giderler.. kimi senin hatandan kimi kendinden.. ve kocaman bi boşluğun arasında bulursun kendini.. sokakta yürürsün yanlızsındır nereye gittiğini veya ne yaptığını bilmezsin kimi zaman.. dostlarınla oturursun ama kendini oraya ait hissetmezsin kimi zaman eğlensen bile asıl ait olduğun yer ora değildir.. beklersin geleceğin sana ne getireceğini bilmeden.. geçmişi düşlersin belki yeniden yaşamak istediğini düşünürsün onları.. belki her anını.. sonra hayatına birileri girer onlarda geçmişi ararsın ama bunu bulman mümkün değildir.. yanlızsındır... bunu iliklerinde hissedersin.. çok sonra yanlızlığın aslında platonik bir aşka benzediğini farkedersin.. bunu sadece sen hissedersin.. çevrendekiler senin yanlız olduğunu bilmezler.. yanlızlığını kimseye anlatamazsın.. anlatsanda fayda etmez.. hayat getirmiştir seni bu hale.. ondan nefret edersin.. hayatın içinde kaybolursun.. dibe vurursun belki dibin soğunluğunda çığlıklar atarsın kimse duymaz.. yeni insanlarla tanışırsın hayatları çok güzelmiş gibi anlatırlar sana kendilerini ama onları dinledikçe hayat hakkında aslında bi bok bilmediklerini anlarsın.. evet belki bi insan için gelinmesi zor bi noktadasındır.. yaşadığın şehirde yaşayabileceğin herşeyi yaşamışsındır.. her köşesinde bir anın vardır... yenilense bile hayat o anılar oradan kaybolmazlar.. yaşarsın.. bi amacın varsa en azından yaşamanda bi anlam olduğunu hissedersin.. amacın olsada aslında mutluluk için çoğu taş eksiktir.. mutlu olamazsın.. tamamlamaya çalışırsın ama buda olmaz.. yaşarsın sadece yaşarsın.. ve beklersin hayatın tekrar kendini yenilemesini... şarkılar dinlersin.. içlerinde kaybolursun.. ağlarsın gecelerce yatağında... bekleyerek ağlarsın..