Çok uzun yazdım isterseniz okumayın 😆
Ben de birçok kişi gibi Lost'un yokluğunda başladım.Aslında Lost'un yokluğunda Prison Break'e başlamıştım o da bitince Heroes'a başladım. 😆
Her neyse,dizi beni de müthiş sardı.Bence en önemli özelliği Supermen,X-Men gibi aşırı fantaziye kaçan bir konuyu ve karakterleri barındırmaması.Daha gerçekçi ve akılcı onlara göre,dolayısıyla karşılaştırmam bile...
İlk sezonu bitirdim ve son bölümlere doğru bazı kötü izlenimlerim oldu,eleştiri de denebilir:Sınırlı sayıda kahraman vardı ve bu insana daha mantıklı geliyordu...Derken sırf dizinin aksiyon dozajını arttırmak ve biraz da uzatmak amacıyla(kanımca) birden bire bir sürü kahraman eklendi diziye.Bu,Heroes gibi olağanüstü diziyi olağan görünüme sokan özelliğini bi nebze de olsa zedeledi bence.Düşünsenize bi gördüğümüz onca kahraman sadece New York'ta veya diğer bazı şehirlerde yaşıyor.Dr. Suresh binlercesinden bahsediyor.Bir de bu hesabı tüm Dünya'ya uygulasanıza!!Sayı yüzbinlere milyonlara ulaşabilir!Bu da hiç gerçekçi değil.Çünkü:
İster istemez kendi dünyamızla bağdaştırırız kendimizi kaptırdığımız ya da çok beğendiğimiz şeyleri.Dolayısıyla bizler,"Gerçekten de böyle şeyler olabilir mi,böyle insanlar var mıdır?" diye sorarken,kendimizi birden yüzbinlerce böyle insanın olabileceği tahminiyle karşı karşıya buluyoruz.Sonra da "O kadar olsaydı eğer mutlaka biz de rast gelirdik!" diye düşünmeye başlıyorsun.Ardından bir bakıyorsun ki ortalıkta gerçekçilik kalmamış!O zaman da diziden-filmden uzaklaşmaya başlıyorsun doğal olarak...
Bence dizinin en büyük hatası bu oldu,umarım sayıyı daha da fazla arttırmazlar. 😉
Gerçekçiliğe gölge düşüren diğer bir durum da bazı karakterlerin özellikleri...
Sylar'ın maddeleri hareket ettirmesi,Niki'nin şizofren ve biri diğerinden fiziksel olarak daha güçlü kişiliği,o polisin(adını unutum şimdi ) insanın içini okuyuşu,Charlie'nin mükemmel hafızası diğerlerine nazaran daha gerçekçi bir tablo oluştururken,diğer yandan uçan-adam Nathan,tabir-i caizse copy-paste yapan Peter,gördüğü kişilerin fiziksel görüntüsünü alan o hatun,makineleri-elektronik aletleri kontrol edebilen Micah,nükleer bomba Ted vs. tüm gerçekçiliğe gölge düşürüyor.(Hiro'ya kıyak geçtim çünkü acaip tatlı bişe yaaw,ayrıca diziye müthiş bir renk ve konu katıyor 😆 ) Bazıları gözardı edilebilirdi evet,eğer 'abartılı'ların sayısı bu kadar fazla olmasaydı,sonuçta sadece bir film öyle değil mi?
Bu eleştirileri yaptım çünkü ilk izlemeye başladığınızda karşınızda ilk gördüğünüz ve ilgi çekici şey gerçek dünyayla bağdaştırılabilecek gerçekçiliğiydi.Ama ne yazık ki bu durumdan giderek uzaklaşıyor.Ama yine de izlicem 😀