İlk gitarınız

  • Konuyu açan Konuyu açan GNR79
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

burs parasıyla almıştım. clariss diye çin malı bi elektrogitardı.😀 bursa rekor müzik ten almıştım 😀 bide cep amfisi yanına. değme müzik kalitesine(!) 😀.pcnin hoparlörlerini takıodum amfiye ooh 😀
 
2007 yilinda yaklasik 8 ay calisarak aldigim Jackson rr3 idi. Gitari aldigim gun hayat ile ilgili cok onemli bir seyi ogrenmistim. Mutluluk varilacak bir istasyon degildi.
 
ilk gitarımı lise bitince taksim pera dan aldım 99 yılındaydı üç kuruş para biriktirmiştim harçlıklarımdan 50$ a bir klasik gitar marka falan hatırlamıyorum. İlk hafta sapı atmıştı götürüp biraz daha para verip Hohner bi klasik gitar almıştık. Onunla uzun süre haşır neşir olduktan sonra 2002 de 250 tl ye çalışırken senetle zuhalden Epiphone Lp 100 almıştım. İlk gitarım odur diyebilirim. 6 yıl boyunca defalarca konsere çıktık kendisi ile. Pickguardını falan spreyle siyaha boyamıştım kendi çapında modifiye için 🙂 Avatarımdaki gitardır kendileri. Sonra Ltd H251 fm alınca pabucu dama atıldı bir süreliğine. Sattım hatta paraya ihtiyacım olduğundan. Şimdi pişmanım tekrar Epiphone a geri dönmek istiyorum. Keşke onu da satmasaydım diyorum. Hatta sattığım kişiyle tekrar bağlantı kurmaya çalıştım ama başaramadım. Yeni hedefim Epi 1966 sg400.
 
Ağaçtan tut elektroniğine, ufak tefek işçilik hatalarına çeşitli hataları gözden kaçırabiliyorlar. Bazı özensiz ürünleri bizim taraflara kakaladıkları da söyleniyor. Sık görülen bir durum olmasa da uyarmak istedim.
 
kırmızı dalgalı desenli oscar schmidt h-s-s gitardı. piyasadaki aynı fiyat aralığındaki çöplerin yanında çok iyi, schecter c-1'im olmasına rağmen halen bendeki yeri ayrıdır keratanın 🙂
 
Sene 2003-2004 ler. ozamanlar bu akşam ölürüm ve bir garip aşk bestesi isimli parçalar hit yapmış benim kulağıma da ayrı bi tad vermişti. Çünkü o dönemlerdeki şarkılardaki soloların tamamı şarkının müziğiyle eşdeğer nitelikteydi ama bu saydığım 2 parça öyle değildi ve şarkıları dinlerken atılan her bend içimi kıpırdatıyordu. ee tabi ozamanlar memlekette ne gitar satan ne gitar çalan vardı 😀 1 yıl sonra sokakta yürürken hayatım boyuınca gördüğüm en itici insanlardan birinin sırtında bi gitar gördüm. Ulan dedim. bu gitar çalıyorsa ben hayli hayli çalar diyip gaza geldim.
Tabii ozamanlar internet ile tanıştım sonra hepsiburada gittigidiyor isimli sitelerde gezinirken bi akustik gitar gözüme çarptı fiyatı da 70 tl civarındaydı o dönem abim İstanbul a gidicekti ve bende abime elimdeki paranın tamamını verdim gelişini dört gözle bekliyordum. Geldiğinde eli boş gelmiş, gitar nerde dediğimde parayı yedim demişti. 😀 O gün onunla öyle bi kavga etmiştik ki kafasını yarmıştım namussuzun 😀
Bisure sonra tekrardan para toplamaya başladım ve msn üzerinden İstanbul da yaşayan arkadaşlarla görüşmeye başladım. unkapanında gitarlar falan var derlerdi. Tam oradan alıcakken bizim bi komşu gitara olan sevdamı çok iyi bilirdi. o internetten bi gitar buldu ve bana söyledi. Onun sayesinde Johnson marka elektro gitar kustom marka bi amfi aldım. hatta param yetmemiş ve bizim bakkaldan da 20 tl borç almıştım parayı da hemen isteyince bidaha ondan alışveriş yapmamıştım😀 herneyse 😀 kargo gelince hayatımın en güzel anlarından birini yaşamıştım. Hatta gitarı amfiye bağlamadan gitarın potları ve swich i ile oynar, aaa bakk sesi değişiyor derdim kendi kendime 😀 heyytt gidi günler hheytt 😀
Hatta bi ara ince mi telim kopmuş bisiklet halatlarının bir tekini alıp mi teli olarak kullanmıştım 😀
Gitarı aldığım abim de aktsa nickli murat abimdir. Kendisi benim için çok ama çok önemlidir gitara onun sayesinde başladım . gitar da hala bende durur 1 kez sattım ama 2 ay sonra tekrardan geri aldım. iyiki geri almışım ve bundan sonra da asla gitarımı satmayacam. 😀
farkettiniz mi bilmiyorum ama gitarın üzerindeki kemer levis pantolon kemeri 😀
yokluk işte heyy gidi günler heyy 😀



 
Kendinden lu bi gitarım vardı.150 tl vermiştim bundan tam 5 yıl öncesinde.kırmızı renkli bir strat.markası antonio.Alırken çok hoştu.ama nereden bilebilirdim içinin boş olacağını.Bir tıklatıyodum 1 saat yankı yapıyodu içinde.Kasası biraz daha büyük olsa akustik gitar gibi kullanabilirdim o derece yani.sap ile teller arasında 2 cm vardı.notaya basmak için vurmak gerekiyodu.Ama ben severdim gitarımı.Çünkü müziği onunla öğrendim.Ne kadar özürlü olursa olsun o benim evladımdı.Sonra les paul aldım.Onun borcunu ödeyemedim ve bunu satmak zorunda kaldım.100 tl ye çıktı elden.İnsan evladını satar mı hiç ? ama kafasız kafam yaptı bunu.şimdi çok pişmanım.bulsam 100 değil 1000 tl verip alırım 🙂
 
İlk göz ağrım Exteme marka elektrikli gitardı..Kill'em All albümü çalmak için kullanıyordum.. Yeni gitar alınca arkadaşıma hediye ettim... Tonları da fena değildi..H-s-s manyetik sıralamasıyla beni 2 yıl boyunca taşıdı, saolsun😛
 
90 ların başında aslında vokal olarak gruplarda faaliyet gösteriyordum. Vokalde çok iyi olduğumu söylüyorlardı ama, bir enstrüman çalamamak beni acaip tilt ediyordu. İnsanlar "vay grupta mısın, ne çalıyorsun?" dediğinde ben vokalistim diyordum. Cevaben şu laf geliyor ve ben tilt oluyordum : "haa yani birşey çalmıyorsun". İçimden "evettt birşey çalmıyorum ulan, vokalim dedim ya" diye bir ton küfrediyordum ama, o eziklik beni deli ediyordu. O yıllarda vokal çok da matah birşey değildi. Gitar çalmak çok havalıydı. 😀

91 yılı idi yanılmıyorsam bir arkadışımın evine gittim. Yatağının yanında sapı ve gövdesi birbirinden ayrılmış/kırılmış bir klasik gitar vardı. Bu nedir diye sordum. "Hiiiç atılacak o gitar, annem köşeye koymuş öyle" dedi. "Gitarı versene bana" dedim. "Boşver, o bi halta yaramaz artık" dedi. "Ya sen ver" dedim.

Gitarı arkadaştan aldım. Sapı ve gövdeyi ahşap tutkalı ile yapıştırdım. Yamru yumru bişey oldu. Utanmadan üstüne bir de tel taktım.😆 Ne akord tutuyor, ne bişey. O haliyle 6 ay çaldım. Saçma sapan notalar çıkıyordu gitardan, ama derdim başkaydı. Parmaklarımı eğitmek. Dedim kendime : "yeni bir gitar alana kadar bu gitarda parmaklarımı eğiteceğim". Açık sol akoru basıyorum, alakaaa bir ses çıkıyordu. 😀 Neyse efenim, gidip bir powerbeat gitar alana kadar, 6 ay o gitarla günde 2-3 saat egzersiz çalıştım. Bastığım nota başka, çıkan ses başkaaa. Öyle oldu ki, yeni aldığım gitar doğru notaları verdiğinde 3-4 ay alışamadım. (bunu hiç hesaba katmamıştım) 😀

Aman siz siz olun, benim gibi saçmalıklar yapmayın. Başından adam gibi gitarla başlayın. İlla pahalı olması gerekmiyor, yeterki düzgün ses versin. Benim yaptıklarımı lütfen evde denemeyiniz, müzik kulağınızın içine edilebilir.😀
 
Başlık nostaljik olmuş 😀

Benim esasında 90ların sonunda klasik gitarım olmuştu ama ilk gitarım diyebileceğim gitarı 2003 te taksitle almıştım 😀 o zaman yaz tatilinde 65 lira haftalıkla çalışıyordum.
240 liraya set halinde almıştım Crafter marka cruiser bir strattı...yanında amfisi ve hatta bide distortion pedalı vardı... o zaman taşırken bile gaza geliyodum.Şimdi hardcase taşımak zor geliyor...

Sonrasında ben alırken baya zorlandığım için 5-6 sene sonra fender strat alınca gitara başlamak isteyen,nası para toplarım diye düşünen bir arkadaşa hediye ettim gitarı.Ki halende ondadır...

Anlatılan olayların ve gitarların yanında benim ilk gitarım eli yüzü düzgün klavyesi fretleride gayet sorunsuz bir gitardı...Hatta o zaman verdiği tona bile hayrandım ben 😀
 
İlk gitarımı Beyazıt İ.Ü. arkasındaki Rus pazarından 10 liraya almıştım. Klasik gitardı. 1 seneye yakın bununla idare ettim. İlk çaldığım melodi de Richard Marx'ın Right Here Waiting For You şarkısının ana riffi 🙂 Bir sene sonra Marina marka Kore yapımı bir gitar aldım, sene '94-95 falandı, Tünel'deki ilk alışverişim.. Jackson çakması ama güzel gitarlardı, point headstock, floyd rose falan.. Gayet kaliteli. Sanırım artık üretilmiyor bu gitarlar. Aslında şimdi düşününce çok iyi bir gitardı ama o zaman setup falan bilmediğimiz için.. 12. perde tel yüksekliği 2-3 cm falandı rahat. Damage Inc. çalmaya çalışırken sol elimin iki parmağının yarıldığını ve nerdeyse 1 ay gitara dokunamadığımı hatırlıyorum 🙂 Sonra nasır tutunca rahatladık tabi..
 
ilk gitarım üzerinde akustik gitar telleri olan limon kasasından standartlardan daha ufak bir akustik gitardı. akort tutmuyordu rezalet bir şeydi. daha sonra onu aldığım yere verip şimdiki giriş seviye falan dedikleri limon kasası gitarlardan biraz daha iyi bir klasik gitar aldım.Bisüre çaldıktan sonra akıllanmadım ve yine aynı yerden castillo marka bi elektro aldım ama sapını çatlak olduğunu fark ettim artı 3.de akıllandım ve kıvılcımdan ibanez rx150 aldım 1995 yılında.adam akıllı ilk gitarımdı diyebilirim.
 
klasik gitarı saymazsak sanırım 97 yada 98 yılıydı , slammer by hammer diye super strat bir gitardı.as audio diye bir amfim vardı yerli yapım. drive tuşuna basınca dip gürültüsünü iki katına çıkarıyordu sadece 🙂
 
Sene 93.
C.G.Winner diye bir alaman markasıymış. Ben 2.000.000 liraya almıştım öğrenci halimle. Öğrenci halimle 2.000.000 lira çok paraydı ki Ibanez RG470'ler 17-18milyon liraydı öyle düşünün.

2mm kalınlığında gül ağacı tuşesi vardı. Sapında çatlak varmış haberimiz yok tabi. Ayrılıyordu tuşe. Kenan abi yapıştırıp tüm sapı boyayınca C.G.Winner kayboldu tabi. Eşek ölüsü gibi ağırdı, ya da ben çok ufaktım bilemedim.
Resmi internetten buldum bu arada.

FFJLl-FFJLlwinner-total10.webp
 

Geri
Üst