Lisede şarkının sonundaki soloda davulun snare'de
double tempoya geçtiği yerde ayağımı kick'e koyup yardırma fikri jakın çıkması sebebiyle içimde patlamıştı.
Askerliği müzisyen olarak yapmıştım. Gerçi %20 müzisyen, %80 garson diyebiliriz rütbeli gazinosunda. Acemilikte müzisyenler gelmişti. Alay, tümen vs gezip çalıyorlarmış sürekli. Onlardan heveslenmiştim ne güzel geziyorlar diye ama neredeyse Irak sınırına düştüm. Neyse, gitarist olarak türkülere falan eşlik etmeye çalışıyordum genel olarak. Bir cumartesi akşamı kurmay başkanının (kurmay albay) geldiği gün delilo delilo destane isteği geldi sanırım sivil birinden. Oradaki hastaneden de çok gelen oluyordu hafta sonları. Ben de eşlik etmeye çalışıyorum derken şarkının daha 1. dakikası dolmadan baktım ses kısıp kapattı klavyeci. Biz de durduk. Meğer kurmay başkanı durun demiş. Sonra bizi arkaya aldı, bize bir kaydı bir kaydı dillere destan. Meğer şarkı orjinde kürtçeymiş ve pkk çok çalar söylermiş.
Madem askerliğe girdik, bir anımı daha anlatayım. Bundan sonrası müzikle alakası yok. O yüzden okumak istemeyenlere uyarı vereyim. Bu olayın üstünden 1 hafta falan geçmiş. Tümen komutanı akşam yemek yiyecek misafirleri ile. Gazinoda ayrı bir odası vardı komutanın. Aşçı benim devrem. Komutanın tabakları da ayrı, özel. Ordövr tabakları hazırlanıyor ama bir tane tabak eksik. Devrem bana dedi şu tabaktan baksana komutanın odasına, bir tane eksik dedi. Ben de yanlış tabağı falan getiririm gel beraber bakalım dedim. Gittik odaya. Cem Yılmaz'ın
dediği gibi bu kadar imkan olmayıp da bu kadar koyulan ortam nadir bulunur. Odaya girdik. Her cümlenin sonunda amk diye diye sohbet ediyoruz. Krokiyi aşağıya koyuyorum. Salon ile balkon arasında kaydırmalı camlar var ve hepsi açık ama perdeler kapalı. Yani ses duyuluyor ama görüş kapalı. İçerde biraz aradık ama bulamayınca ben de balkondaki dolaplara bakayım, zaman kazanırız AMK diye balkona doğru adımımı attım derken karşımda tümen komutanı (tuğgeneral) ve kurmay başkanı (kurmay albay) ile direkt göz göze geldim. Meğer bunlar önden gelmiş takılıyorlar. Halbuki bunlar gazinoya 100 metreden fazla yaklaşsa teyakkuz olurdu gazinoda. Niyeyse haberimiz yok bizim. Neyse işte orada
içeri doğru sıçmak neymiş harbiden anladım. Verdim tekmili, durumu yani tabak almaya geldiğimizi izah edip aldım tabağı çıktım salona. Neyse ki tümen komutanı baba adamdı da bir şey olmadı. Kurmay başkanı en üst rütbeli olsa o ortamda başıma gelecekleri düşünemiyorum. Çıktık salona, arkadaşa olayı anlatıyorum. Balkonda bunlar var, yürü yürü diye. Seeekktiirr lan diyor. Ağzını zorla kapatıp çıkardım dışarı. Daha sonra üst devre olunca o odada ne alemler döndürdük o da ayrı mevzu. Hey gidi, ne günlerdi.