cesareborgia demiş ki:Starship,
mümkün olduğu kadar mistisizme yaklaşmadan yazılarında kafama takılan yerleri yazıyorum.
1- İnsan doğanın bir parçasıdır ve insanı doğadan ayrı düşünemeyiz demişsin.İnsan doğanın parçası ise onun ürettiği şeyde doğanın bir parçası değilmidir.
"Doğada saat da yoktur insan olmadan" Ama insan var.Bu mantıkla düşünürsek arı olmadan kovan da yok.ama kovan doğanın bir parçası.neden saat doğanın bir parçası değil o zaman.Senin mantığınla;
insanı arıdan(doğadan) ayırmıyorsak,saati kovandan ayırarak birisine doğada var ama diğerine neden yok diyoruz.
2- Tanrı baba figürüdür demişsin starship
Tanrıya atfedilen cezalandırma,ödüllendirme gibi özelliklerin baba figüründen kaynaklandığını varsaysak bile yoktan var etme özelliği baba da yok ki babadan esinlensin.
1.Saat i yaratan şey onun çok daha ötelerine ulaşan doğa kanunlarını belli bir sınır içinde ihtiyaca göre belli bir hedefe keskin bir bçimde yönelten insan tasarımıdır. Tasarım zihindir. Belirler, benzetir, sınırlar,tekil olarak yönlendirir ve belli bir amaca yönelik biçimlendirir. Yaşam zihinsel tasarım ile taklit edilemez. İnsan yaşamı yoktan var edemez, Zihin, hayatın tam kopyasını üretemez çünkü doğa sonsuza ıraksar. En küçükten en büyüğe. İlk ve son, başlangıç ve bitiş sadece insan varoluşunun sınırıdır ve o sınırın düşüncesidir. İlk ve son zamana, zaman uzay-zaman ın bulunduğunuz yerine ve hızına, dahası insanın yaşamını koordinatlara ayırmasının sonucudur. Her şeyin başlangıcı olması mecburiyeti yoktur belli şeyler başlar ve değişir her şey tekil bir varlık görseline indirgenip bir sanal top un içine sıkıştırılıp başlatılamaz. Her şeyin ötesinde bir şey bir boşluk bir hiç lik yoktur. Bir şeyin olmamasından hareketle üretilip dil e geçen fakat yanlış kullanılan varlığın tam anlamıyla olumsuzlanmasından çıkarılmış yokluk kavramı sadece kelimedir. Evrenin yokluğundan bahsedilemez. Zaman genişler görelilik böyle der. Saat, insanın kovanıdır. Doğadan öykülenilerek yapılır. Kovan, doğa kanunu değildir tasarımdır. Kuş yuvası da tasarımdır ve hiç bir insanın mimarisi kunduzlarınki ile ya da dokumacı kuşlarının ki ile boy ölçüşemez. Ancak insan tasarımı daha uzak hedeflere yönelebilir (yaşadığı gezegenin ötesine bile) İnsan sadece bazı hayvanlar gibi mimari tasarımda, bazıları gibi işbirliğinde, diğer bazıları gibi avlanma yeteneğinde değil; doğanın tüm boyutlarında tasarım yapabilir. Fakat becerisi zihinseldir ve o nedenle arı kovanı ve karınca yuvası ya da kuş yuvası, kunduz seti kadar mükemmelleşmemiştir henüz. Zihinsel evrimi yenidir tasarımları da mükemmele en uzak olandır o nedenle.(henüz) Tasarım, canlının sığınağıdır doğaya uyumudur. Doğanın kendisi değildir. Duyusal ve eylemsel becerisinin doğayı karşılayabilen tek bir yönüdür. Arının, en optimum hacimli geometrik 6 genlerden oluşturduğu kovanı yaratma süreci insanın tüm tarihinden çok daha uzun bir süreci kapsar. Zihin ve akıl her şey değildir en son gelendir. İlk değildir.
2.Doğada yoktan varolan hiçbir şey yoktur. Hiç bir şey yoktan var olmaz. Var olan hiç bir şey de yok olmaz. Doğa değişim ve dönüşüm ile birlikte kendini yaratan sonsuz bileşkeler bütünüdür. İnsan hiç bir şey yaratamaz biçimlendirir. Taş ın içinde heykel zaten vardır. Ama o heykel insan suretidir sadece. Taş ise sonsuz biçimli sonsuza ıraksayan doğadır. Taş yaratılamaz yaşı çok eskidir ve sürekli değişir,heykel bozunur ve insancıl biçimini yitirir. Fakat ne varolan yok olur ne de yoktan bir şey varolur. Dil deki varlık yokluk sorunu sadece bir öğenin kendinde bulunup bulunmamasına bağlı bir cümledir. (param yok gibi) Doğa için bu durum sözkonusu değildir çünkü dışı olmadığından yok olan bir şey olmadığı gibi yine dışı olmadığından, yoktan var olan bir şey de mevcut değildir. Evrensel korunum ilkeleri ve zorunlu simetri yasaları ile insan zihni de bu gerçeği bulgulamıştır.