İnsanoğlunun Doyumsuzluğu: 2. veya 3. Gitarı Alma İsteği

Her aklıma geldiğinde "Gerçekten gerek var mı? buna ihtiyacım var mı?" sorularıyla bu isteği törpülediğim ve birkaç ay sonra tekrar gelmesi sonrası kısır döngüye girdiğimi ve bundan kurtulamadığımı farkettim. Bir videoda sevdiğim sanatçıyı görüyorum örneğin sahnede SG kullanıyor ve çok güzel geliyor gözüme "ulan alsam mı ucuzlarından?(epiphone, harley benton vs.)" falan gibi sorular soruyorum kendi kendime. Sürekli böyle onu da alsam bundan da olsun şundan da koy, çocuk gibi sürekli istiyorum. Sanki elindeki gitardan ne kadar farkı olacak ki yani? aynı HH devreyi taşıyan farklı kasada bir gitar sadece. Sırf görüntüsü hoşuna gidiyor diye almayıver yani hem gereksiz hem pahalı işte. Kendimle boğuşuyorum kafamın içinde. Sizce evinde kendi halinde ne çaldığı ne sevdiği belli olan birinin 1 adet gitardan fazlasına ihtiyacı var mı? veya çeşit çeşit ekipmanlara? Eğer sizin varsa, sahne almıyorsanız veya bir yere içerik üretmiyorsanız birden fazla gitarınız neden var? cidden birden fazlası doyumsuzluğu mu işaret ediyor yoksa ekonomik sıkıntılar sebebiyle bu kadar basit bir şeyi ben artık lüks olarak mı algılıyorum ya da cidden lüks mü oldu? Giriş seviyesi gitarın bile en az 8-9K civarlarında olması beni soğutuyor artık. Alıp modlama işine giresim de gelmiyor. Özellikle internetteki, forumdaki yorumları okudukça "sapı kötü, klavye işçiliği berbat, pişman olursunuz, yapmayın etmeyin." gibi. P90'lı bir Epiphone Les Paul ve efekt yüklü 10W bir amfim var, tonundan görünüşünden az çok memnunum denilebilir, hala değişiklikler yapmak istiyorum tabii. Saçmalıyor muyum anlamadım kafam epey karışık. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Belli bir yere kadar dediğiniz doğru fakat giriş seviyesi ekipmanlar da özellikle amfiler cidden bu işten soğutuyor insanı. Quality Checking dediğimiz son kontrolü düzgün yapılmamış gitarlar Luthier desteği ile yine toparlanıyor ama amfilerde bu da pek mümkün olmuyor. Ben de şu an 6. gitarı alıp almama kararsızlığındayım fakat bir yandan da koleksiyon yapıyorum diyerek kendimi avutuyorum. Koleksiyon yaparken de dikkat ettiğim maddeler şu oluyor genelde;

1- Sıfır gitarı ancak ve ancak çok kampanyalı bir fiyattan gelirse alıyorum, genelde 2. el gitarlara yöneliyorum ki değiştirmeye kalkarsam çok zarar etmeyeyim. Genelde sıfır bir gitar aldığınızda ertesi gün satmaya çalışsanız %20-%30 net bir kayıp oluşuyor. Bu kaybı yaşamamak için 2. el gitarlara yöneliyorum.
2-Low-end yerine high-end dediğimiz enstrümanlara yönelerek en azından genel kalitesi(built quality) yüksek ekipmanları tercih ediyorum.
3- Piyasa markaları dışına çıkacaksam alacağım enstrüman cidden uyguna gelmeli yoksa elden çıkarırken çok uzun süre bekleme yapabiliyor.

Eğer bu şekilde ilerlerseniz günün birinde bunun gereksiz ve masraflı olduğunu düşündüğünüz anda aldığınız rakamların %10-20 altına hızlı şekilde elden çıkarabilirsiniz.
Bunun dışında lüks olup olmama durumu çok göreceli bence. Mesela ben bazı keyiflerden feragat ederek (sigara,alkol vb.) bunu sürdürüyorum baktığınızda win-win hem keyifli hem sağlıklı 🙂
Modifikasyon sorunuza yanıt vermem gerekirse de hem zahmetli bir iş hem de gitarı elden çıkartırken genel alıcıların hoşlanmadığı bir şey modifikasyon. Ayrıca modifiye için harcadığınız rakamı gitarın üzerine ekleyemezsiniz cebinizden gider. Tek durumda modifikasyon mantıklı o da bu gitarı asla elimden çıkartmam dediğiniz aletler için. Bunun için de ben gidip custom gitar yaptırdım ve elimden çıkartmayı düşünmediğim bana ait bir enstrümanım olmuş oldu.
 
IMG_9477.webp
IMG_1596.webp
98B9E6D4-F626-459D-9123-336F457BC721.webp



Şuan işte oldugum için hepsini bir çekemedim fakat şunu söyleyebilirim.. müzik işini kesinlikle profesyonel olarak yapmıyorum (kadın kuaförüyüm) ve tamamen benim için hobi her şarkı için ayrı gitar kullanmak hoşuma gidiyor çalmadıgım günler bile onların orda oldugunu görmek stresimi azaltıyor şahsi fikrim bence gitar çok yelpazeli olmamalı ne veriyorsa o
 
176893 eklentisini görüntüle176896 eklentisini görüntüle176895 eklentisini görüntüle


Şuan işte oldugum için hepsini bir çekemedim fakat şunu söyleyebilirim.. müzik işini kesinlikle profesyonel olarak yapmıyorum (kadın kuaförüyüm) ve tamamen benim için hobi her şarkı için ayrı gitar kullanmak hoşuma gidiyor çalmadıgım günler bile onların orda oldugunu görmek stresimi azaltıyor şahsi fikrim bence gitar çok yelpazeli olmamalı ne veriyorsa o
Çok tatlı görünüyor hepsi
 
4 gitarım var.Les paul blues için,Hellraiser c1 drop c d gibi akortlar için,ağzına kadar modifiyeli hss fr stratım var o da 80'ler glam metal için.Dün de Ltd sn1000ht Purple blast aldım sabit köprülü bir shred gitarım olsun diye.Bundan fazlasına gerek yok.
 
Diğer bir başka başlıkta yazdığım gibi aynen buraya yapıştırıyorum:

35'in üzerinde gitar değiştirmişimdir (44 yaşındayım herhalde 20 yıla yaklaştı çalma sürem), gitarların şekillerine çok fazla takıyordum gençlikte, bir süre sonra şekilden öte şeylerin farkına vardım, keşke daha önce bu kafaya gelebilseydim, bir sürü yaptığım hata oldu, artık amaca yönelik gitar alıyorum yani benim için ;

1) standart tuningde hss yada hh bir gitar (Bunun için elimde single + single manyetikli 52 Telecaster var fakat içimde bir Strat alma dürtüsü hala bulunuyor)
2) d standart için yine humbucker olan bir gitar (Prs Custom 24 kullanıyorum bunun için fakat Les Paul de istiyorum belimi çok ağrıtsada, o bakımdan yine bir Japon Lp , Ec1000 yada Schecter bakacağım)
3) 7 telli drop tuningde kullanabileceğim bir gitar ( Ibanez 7321 , burada durdum, headless olsa güzel olurdu...)
4) Bass gitar (Harley Benton Jb75 kullanıyorum, ağırlığı rahatsız ediyor, 5 telli fantazim yok, yine daha dengeli 4 telli bir Jazz Bass yada Jazz + P Bass karışımı olabilir)

bu şekilde gidiyor, sonuçta hala gerçekten ihtiyacım olmasa da bir Strat ve Les Paul alma dürtüsü var, aynı şekilde lambalı ampli almak zorundaymışız gibi hissediyoruz, ev kullanımında bence iyi modellemeli veya transistörlü bir ampli yeter de artıyor bile. Aynı şekilde pedallar, onu deneyeyim bunu deneyeyim kafasından çıktım, demirbaş birkaç pedal var, tubescreamer veya klonu, bir tane wah, tuner, 1 tane de modulasyon pedalı ile durmak lazım diye düşünüyorum yada iyi bir processor. Sonu yok bu işin, ne kadar ekipman kovalarsak çalmaktan o kadar uzaklaşıyoruz.
 
Bence hobi işi bu, param olsa mesela araba alırdım sıra sıra dizerdim. Her gün içimden gelene biner turlardım. Öğretim görevlisi olarak mütevazı maaşımla bu pek mümkün görünmüyor ama arada bir gitar, amfi alabiliyor(d)um. Gitar da araba gibi, bazen Explorer kasa çalmak istiyorum, bazen V kasa, bazen de farklı bir haz aldığım B.C. Rich'imi çıkartıyorum. Doğru düzgün birşey çalamasam da hobi olarak kendimi eylemeye yarıyorlar. Çaldığımdan çok yeni ekipman bakıp uygun fiyata birşeyler almaya odaklıyım. Yeni şeyler denemek hoşuma gidiyor. Bence gayet normal insani bir uğraş. Kimseye de bir zararım yok(tu).

Evlendikten sonra biraz mukavemet ile karşılaşmadım değil tabii.. yer sıkıntısı bir yandan, amfi gürültüsü bir yandan, hanım pek aman vermiyor. Kulaklık amfisi ile çözdüm ama mutluyum bir iki haftadır gitar çalabiliyorum sınırlı da olsa.
 
Doğru düzgün birşey çalamasam da hobi olarak kendimi eylemeye yarıyorlar. Çaldığımdan çok yeni ekipman bakıp uygun fiyata birşeyler almaya odaklıyım. Yeni şeyler denemek hoşuma gidiyor. Bence gayet normal insani bir uğraş. Kimseye de bir zararım yok(tu).
Gitar çalmayı öğrenme olayı inanılmaz güzel ve önemli birşey.
Ben sadece egzersiz için gitara başladım diyebilirim.
2 şey yapınca beyinde bir öğrenme patlaması meydana geliyor.
1)Parmak uclarıyla yapılan bir işi öğrenmek: Mesela kaligrafi öğrenmek gibi ama sadece kas hafızası gerektiren birşeyde öğrenince hiç bir etkli olmuyor.
2)Dil öğrenmek: Hiç duymadığınız bir dildeki konuşmada adam 1 paragraf okuyor fakat size sanki 1 yada 2 kelime söylemiş gibi geliyor.
Ama bir süre sonra bütün kelimeleri duymaya başlıyorsunuz, anadilinizi hiç düşünmeden anlamlandırmaya başlıyorsunuz.

Gitar'da her 2'side aynı anda var. Bazıları düşündüğünü direkt çalıyor. Tıpkı bir dili konuşmak gibi. (Bunun yanında sadece kas hafızasıyla 200bpm çalanda var ama bir nota değiştirsen çalamaz. Çünkü çalarken düşünmüyor zaten)
Beyini zinde tutmak için ideal bir egzersiz.
 
Bu durum (G.A.S.) çokça tartışıldı, üzerinde yazıldı, çizildi, o yüzden aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum. Tamamen kişinin maddi durumu ile doğru orantılı olarak gelişebilir. Ulaşma gücün varsa, istediğin ürünlere ulaşıp alıyorsun. Bir ara Music Man'den Carvin'e 10 küsür gitarım vardı, maddi durumum bozuldu tek gitara kadar düştüm, paran yokken yeni bir gitar almak gibi bir dürtün olmuyor, sonra durum düzeldi tekrar 10 küsür gitara çıktım. Evde lambalı 100w amfi ve 4x12 kabin ile volume 1'de çalıyorum. Belirli bir yere kadar ihtiyaçlar denebilir ancak asıl konu ihtiyaçtan ziyade ulaşma gücün olması sebebiyle elde etme isteğinin tatmin olmasıdır. Kendi adıma konuşacak olursam, şu an sadece hobi amaçlı bu işin içindeyim, müzikte bir hedefim yok, işten eve geldiğimde bir iki saat oyuncaklarımla oynayarak mutlu olmak gibi bir gayem var, oyuncaklar çeşitlendikçe daha çok zaman ayırıyor ve daha çok keyif alıyorum.
 
Müzikle profesyonel olarak ilgilenmiyorum, ev gitaristiyim hatta sosyal medyam da yok. İkinci gitarımı 10-15 sene önce aldığımda ailemdeki herkes çok şaşırmıştı; ne gerek var ki zaten gitarın var vs. demişlerdi. Sonra bunun beni mutlu ettiğini farkettim. Çalmayı da seviyorum tabii ki ama bu iş bir süre sonra koleksiyona dönüşüyor çünkü her gitarın işçiliği, tınısı, elinde tuttuğunda sana verdiği his farklı oluyor. Veya bir müzik markete gittiğimde deneyip beğendiğim gitarı almak benim için bir terapi gibi. Türkiye’de yaşıyorken yine 15-16 tane gitarım vardı ancak geçen sene yurtdışına taşınınca enstrümana ulaşmak daha kolay oldu tabii ki. En son geçen hafta 27. gitarımı aldım, 50-60 tane pedalım var ve kendi çapımda fender koleksiyonu yapmaya çalışıyorum. Abartı mı diye hiç düşünmedim çünkü bu benim hobim ve keyfim. Bütün gitarlar farklı bir hissiyat veriyor. Sadece tel değiştirip ayar yapmak biraz sıkıntılı 🙂 Hiçbir zaman arabalara merakım olmadı mesela bir arabayı görünce modelini özelliklerini söyleyemem belki ama 100 metreden bir fender sahte mi değil mi söylerim. Bu arada bazı Facebook gruplarına üyeyim hatta bir kısmıyla arada buluşuyoruz bu işin yaşla başla da alakası yok en gençleri benim, 60-70 yaşında birçok kişinin evinde müzik market var ancak haberi yok 😁
 
Doyumsuzluk Değil.
Gitar Alınan birşeydir. Herkes farklı zamanlarda farklı imkanlarına göre gitar alma opsiyonuna sahiptir
Zamanı gelince Kimisi yılda 2 kimisi, 20 gitar alır
Alabiliyorsanız alın, Sigarayı bırakıp biriktirdiğiniz parayla alın / yazın çalışıp sağa sola yedirmediğiniz parayla alın AMA lütfen çalın.
Alabildiğiniz kadar Çalabilmekde lazım.

...Hayırlı Olsun
 
2 De olur 5 de olur 20 de tamamıyla zevk ve maddi durumun ile alakalı benim şuan 4 gitarım var biri bass biri cort g260b yoldaşım dediğim gitarım biri schecter C-1 platinium drop D de birde cort evl Z4 var o da satılık zaten E standart

20250120_185654.webp
 
Maddi imkanı olanın istediğini alma taraftarıyım. Ancak benim son yıllarda yaptığım ise sadece bir akustik, bir klasik ve bir elektro ile yetinmek. Konfor alanından çıkıp az ekipman ile geniş şeyler yapmaya ve enstrümanda daha da ustalaşmaya çok olanak sağlıyor. Gözüme kestirdiğim bir gitar varsa önce eldekini çıkarıyorum, sonra onu alıyorum. Ne çalarsam çalayım günün sonunda iyi ki bu enstrüman ile tanışmışım diyorum. Gerçekten bu iş bambaşka iş; ister hobi olarak yapılsın ister profesyonel olarak...
 
Maddi imkanı olanın istediğini alma taraftarıyım. Ancak benim son yıllarda yaptığım ise sadece bir akustik, bir klasik ve bir elektro ile yetinmek. Konfor alanından çıkıp az ekipman ile geniş şeyler yapmaya ve enstrümanda daha da ustalaşmaya çok olanak sağlıyor. Gözüme kestirdiğim bir gitar varsa önce eldekini çıkarıyorum, sonra onu alıyorum. Ne çalarsam çalayım günün sonunda iyi ki bu enstrüman ile tanışmışım diyorum. Gerçekten bu iş bambaşka iş; ister hobi olarak yapılsın ister profesyonel olarak...
Bende şöyle bir duygu oluşuyor, elimdekini elden çıkartırsam aynısından temiz tekrar bulamayabilirim ya da bulsam da çok pahalı olabilir. En iyisi yenisini alayım, diğerinden iyiyse elden çıkartırım eskisini. Ama yeni aldığım hiç bir şey birbirinin yerini tutmuyor. Amfide yine bunun tonu daha benlik, diğerine yol vereyim diyebilirim ama gitar nedense çocuğum gibi oluyor. Geçenlerde ilk aldığım gitarı sattım, sonra tonları da çok iyiydi, bi sıkıntısı da yoktu acaba dursa mıydı demedim değil 🙂 tek sıkıntı hangisini çalacağıma karar veremiyorum kısıtlı zamanda. Onu da şöyle çözdüm. İş yerime birini götürdüm, orada çalışmak istersem onu kullanıyorum. Üst katta bir tane duruyor amfinin hemen yanında. Amfi ile çalma olanağı bulduğum zamanlarda hemen amfinin yanındakini kullanıyorum. Diğer gitarımı da aşağı kata indirdim. Yemekten sonra ya da akşam yatmadan bir iki saat fırsat bulursam kulaklık amfisi ile bu gitarı kullanıyorum. Böylece şimdilik 3 gitar ile optimum şekilde ilerliyorum. Amfileri de satacağım daha ufak birşey alacağım. Kulaklık amfisi beni tekrar hobime döndürdü.
 
Bende şöyle bir duygu oluşuyor, elimdekini elden çıkartırsam aynısından temiz tekrar bulamayabilirim ya da bulsam da çok pahalı olabilir. En iyisi yenisini alayım, diğerinden iyiyse elden çıkartırım eskisini. Ama yeni aldığım hiç bir şey birbirinin yerini tutmuyor. Amfide yine bunun tonu daha benlik, diğerine yol vereyim diyebilirim ama gitar nedense çocuğum gibi oluyor. Geçenlerde ilk aldığım gitarı sattım, sonra tonları da çok iyiydi, bi sıkıntısı da yoktu acaba dursa mıydı demedim değil 🙂 tek sıkıntı hangisini çalacağıma karar veremiyorum kısıtlı zamanda. Onu da şöyle çözdüm. İş yerime birini götürdüm, orada çalışmak istersem onu kullanıyorum. Üst katta bir tane duruyor amfinin hemen yanında. Amfi ile çalma olanağı bulduğum zamanlarda hemen amfinin yanındakini kullanıyorum. Diğer gitarımı da aşağı kata indirdim. Yemekten sonra ya da akşam yatmadan bir iki saat fırsat bulursam kulaklık amfisi ile bu gitarı kullanıyorum. Böylece şimdilik 3 gitar ile optimum şekilde ilerliyorum. Amfileri de satacağım daha ufak birşey alacağım. Kulaklık amfisi beni tekrar hobime döndürdü.
Minimal hale geldiğinde olay sanırım daha zevkli bir hâl alıyor. (Enstrümana yoğunluk verme açısından.) Değilse ucu bucağı yok bu işin.
 

Geri
Üst