sacit süha dilek'i "s müzik / raks"dan beri tanırım... mfö "mvab", af'ın ilk albümleri ve hakan kurşun'nun ilk albümünü de çıkartmıştı...
90'ların ortasındaki o günleri sanırım altın çağıydı... bir grubun piyasaya sunumu konusunda çok başarılıydı çünkü, iyi bir ekiple çalışabiliyordu... sanırım şu sıralarda "kurmay" tayfası o kadar iyi değil...
sacit bey piyasanın eski ve deneyimli bir prodüktörü. bundan 8 yıl kadar önce onunla bir kaç kez görüşme fırsatım olmuştu. bende uyandırdığı izlenim ülkenin en üretken bir kaç prodüktörü arasında yeralabileceği idi. (biraz klasik düşünen biri olduğunu ekleyelim) ancak yukarda belirttiğim gibi; galiba şu sıralarda türküola'da iyi bir takım kurabilmiş değil.
hal böyle olunca iş geliyor dayanıyor "kaan ve kapris"in albümüne;
albümü dinledim. ilk dinleyişte beni "dur şu parçayı bir daha dinleyeyim" dedirten bir çalışma olmadı...
albüm daha kapak'taki ilk dinleyiciyle buluşmasından kaybediyor... artık rock müziğin estetik anlamda fotoğraf ve grafik konusunda da bir izdüşümü var. bunu bilmeyenlerin eline bir albüm emanet edilmemeli.
müzikal anlamda bu gün yükselen rock sound ve lirik temalara baktığımızda (burada lafım k&k'ya değil, genel anlamda söylüyorum) artık çıplak kulakla neredeyse algılanamyacak ayrıntılara kadar inildiği ve ikinci tekil şahısa yalakalıktan uzak çalışmaların sunulduğunu görüyoruz.
haluk levent ve ayna'nın ekol olduğu tarz artık gerilerde kaldı... grupların da kendisini prodüktörüne çok iyi ifade etmesi ve haklı olduğuna ikna etmesi gerekiyor...
aksi taktirde "patron ne derse o olsun, yeter ki albüm çıksın" diye düşünülürse, prodüktöre de yazık olur gruba da.
sevgiler