YENI ALANYA gazetesinin bi röportaji, artik ne zaman yapilmissa, uzerinde tarih marih hic bi se yok!
-----------------------------------------------
ZORBEYLER'E 'KRAMP' GİRDİ
En genci 39 yaşında. Hepsi çocukluktan bu yana müzikle uğraşıyor. Müzik onların hayatı. Müziği, sanatı o kadar çok seviyorlar ki, benimle konuşurken bile müziğe olan sevgilerini kelimelerle ifade etmekte güçlük çekiyor, cümle bulamıyorlardı. Hatta müzik ve sanat için, çocukları olduğu halde bazıları eşlerinden ayrılmışlar. Cudi Koyuncu, Nezih Onur, Doğan Sakin, Serdar Ramazanoğlu ve İdris Tübcil'den bahsediyorum. Grup Kramp'tan.
1973 yılında Galip Kayıhan, Vecdi Ören, Koral Sarıtaş ile Dostlar Grubu'nu kuran ve daha sonra Edip Akbayram'ı da aralarına alarak "Edip Akbayram - Dostlar" olarak çalışmalarına devam eden Cudi Koyuncu, ilerleyen tarihlerde gruba Moğollar'dan Murat Ses'i ve M.F.Ö.'den Özkan Uğur'u da dahil etmiş. Sekiz adet 45'lik plak ve 2 adet LP çıkardıktan sonra Dostlar'dan ayrılıp Erenler adında başka bir grup kurarak aynı isimde bir de albüm yapmışlar. Daha sonra Ersen ve Dadaşlar, ardından da Kerem Güney - Güneşin Sofrası Grubu ile yeni bir albüm yapmış. Son olarak 1981 yılında Moğollar'dan Ayzer Danga ve Barış Manço-Kurtalan Expres Grubu'ndan Mithat Danışan ile Zorbeyler Grubu'nu kurmuş. Alanyalı olan Cudi Koyuncu, babasının ısrarları üzerine 15 yıl önce Alanya'ya gelmiş. Son 4 yıldır süren çalışmalar ve özlem sonrasında, "İstanbul sokakları" ve "Lan N'oldu" albümlerini çıkaran "Kramp" grubu ile birleşmiş.
Şimdi ise çalışmalarına Kramp olarak devam ediyorlar ve "Toprağa kadar beraberiz" diyorlar.
Ertürk : Neden Alanya?
Kramp : Cudi Koyuncu Alanya'nın Cikcilli nüfusuna kayıtlı. O buraya gelince biz de onun peşine takılıp en sonunda Alanya'da buluştuk. Alanya bizim için sadece bir üs. Cudi'nin stüdyosunda Kramp ve Zorbeyler olarak birleştik. Ancak Alanya'yı seviyoruz.
Ertürk : Alanya'da her yerde müzik yapmıyorsunuz. Nedeni nedir?
Kramp : Dediğimiz gibi, Alanya'yı biz sadece stüdyo olarak kullanıyoruz. Alanya'da bizim tarzımıza hitap edecek mekan yok. Çünkü bizler piyasa müzisyenleri değiliz. Alanya'da müzik pavyon kültürü ile yapılıyor.
Ertürk : Alanya'da ki müzisyenler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kramp : Bu konuda yorum yapmak istemiyoruz. Sonuçta müzisyen her zaman için müzisyendir. Ancak Alanya'daki müzisyenlerin en büyük sorunu, yabancı müzisyenlerin gelip Alanya'da çok ucuz fiyatlarla iş bulup çalışması.
Ertürk : Alanya'da ne zamana kadar çalışmaya devam edeceksiniz.
Kramp : Buradan köyümüze döneceğiz. İstanbul'a. İstanbul bizim köyümüz. Burada sadece çalışmaları yapıyoruz. Kışın İstanbul'da yeni bir albüm çıkaracağız. İki tane Kramp olarak albüm çıkardık, bir tane de Zorbeyler olarak. Dolayısıyla bu kış çıkaracağımız albüm bizim dördüncü albümümüz olacak.
Ertürk : Bundan sonra Kramp olarak albüm haricinde başka çalışmalarınız olacak mı?
Kramp : İlk çalışmamız, 25 Mart Cumartesi günü, Antalya Konyaaltı Plajı'nda Gizli Bahçe'de saat 20.00'de konser vereceğiz. Bu bizim Kramp olarak ilk konserimiz olacak. Daha sonra da Anadolu'nun çeşitli illerinde konserlerimiz devam edecek. Ancak turne yok. Çünkü turneyi albümden sonra yapmayı düşünüyoruz. Böylece albüm tanıtımını da yapmış olacağız.
Ertürk : Yaptığınız müziği nasıl tarif edebilirsiniz?
Kramp : Türkiye'de Türkçe Rock, uluslararası bir olaydır. Anadolu Rock ve Pop Rock'un karışımı diyebiliriz. Türkiye'de ilk Türkçe Rock yapan bizleriz. 80'lerde, "Türkçe Rock olurmu?" şeklinde bir çok tartışma oldu. O zamanlar Anadolu Rock dinleniyordu. Türkler'e rock müziği bu şekilde sevdirildi ve insanlar rock müziğini bu şekilde benimsemeye, dinleyeme başladılar. Bizler de Anadolu Rock'tan bayrağı alıp, insanlara Türkçe Rock’ın da yapılabileceğini gösterdik. Onlardan sonraki kuşak olarak, daha özgürce, daha sert ve daha özgün bestelerle olayı devam ettirdik. Yani müziğimize, Anadolu ve Pop Rock'ın karışımı diye ifade edilen daha özgür, daha sert gerçek Türkçe Rock diyebiliriz.
Ertürk : Besteleri kendiniz mi yapıyorsunuz?
Kramp : Evet, çünkü bestelerimizle kendimizi ifade ediyoruz. Bu işi para için yapmıyoruz. Para için yapmış olsaydık İstanbul'da olurduk. Ancak bizler, müziğimiz ve sanatımız için, teklifleri ve paraları bırakıp buraya geldik. Bu nasıl bir siyasi düşünce için savaş vermekse, bizimkisi de öyle. Biz de yaptığımız sanat için mücadele veriyoruz. Para bizim için ikinci planda değil, planlarımızın içinde bile yer almadı.
Ertürk : Müzik sizin için başka ne ifade ediyor?
Kramp : Müzik bizim için bir araç veya uğraş değil bir amaçtır. Hepimiz müzikle evliyiz. Müzik bizim sanatımız, en büyük mirasımızdır. Müzik bütün dünyaya objektif bakmamızı sağlıyor.
1984 yılında 3 Bakırköylü arkadaşı Doğan Sakin, İdris Tübcil ve Ahmet Karaferya ile birlikte Kramp grubunu kuran Nezih Onur, müziğe ve sanata olan farklı ve bilimsel bakış açısını anlatıyor.
Nezih Onur: Beyin sayısal ve duygusal olmak üzere iki taraftan oluşur. Müzikle ve sanatla uğraşan insanlarda beynin sayısal ve duygusal tarafı arasında sürekli bir akım, bilgi alışverişi ve iletişim vardır. Bu nedenle sanatla uğraşan her insanda iki beyin arasındaki lop daha fazla gelişmiştir ve beyninin daha fazlasını kullanabilir. Bu nedenle bence herkesin biraz sanatçı olması lazım.
İçlerinde tek baba olan Doğan Sakin de müziğe bakış açısını şöyle anlatıyor:
Doğan Sakin : 13 yaşında Taylan adında bir oğlum var. Ve ben çocuğuma müziği öğretmiyor eğitim veriyorum. En önemlisi ona meslek öğretmiyor, insan faktörünü, müziğin insan beynine etkilerini anlatıyorum. Çünkü müzik bireyi bireysel olarak yaşama hazırlayan unsurdur.
Ertürk : Hepiniz şu anda bekarsınız ve sıra dışı bir hayatınız var. 18’lik delikanlılar gibi yaşıyorsunuz. Zor olmuyor mu?
Kramp : Hepimizin manitaları var. Ancak bizler eşlerimizi boşayıp müzikle evlendik. Çünkü evlilik bizim için bir kurum olarak yürümüyor. Birçok insan ihtiyaç olduğu için, yemek, çamaşır bulaşık vs. bana baksın diye evlenir. Biz bunları hanımlarımızdan daha iyi yapabildiğimize inanıyoruz. İşin duygusal yanına gelince, eşlerimizle yine görüşüyoruz, yine her şeyimizi paylaşabiliyoruz. Bizim için her şey bitmiş değil, sadece bu kurumu birlikte yürütemedik. Çünkü kendimizi müziğe adadığımız için ikisini bir arada yürütmek zor.
Ertürk : Mirasınızı kime bırakacaksınız?
Kramp : Ne yaparsanız yapın, emekle yapın. Çünkü emeğin karşılığı her zaman için sevgidir. Ve bizim için dünyadaki en büyük mirasımız sevgidir. Bizler bu sevgiyi, bu emeği aşılayabildiğimiz zaman herkes zengin olabilir.
----------------------------------------------------------