Kurtlar İmparatorluğu (L'Empire des Loups)

Kurtlar İmparatorluğu (L'Empire des Loups)

Jean Christophe Grange’ ın Paris’ te başlayıp Nemrut Dağı’ nda sona eren polisiye romanı…Fransa’ da oluşmuş küçük bir Türkiye ve bu oluşumu çözmeye çalışan Fransız polisinin Türk mafyası karşısında düştüğü durum…birkaç kimliği olan insanların varlığıyla bir hayli merak uyandıracak bir roman…bu arada kitabın çevirisi Şevket Deniz tarafından yapılmış…

Ayrıca Kurtlar İmparatorluğu sinemaya da uyarlanıyor…2005'te vizyona girmesi planlanan 30 milyon Euro bütçeli filmin Paris’teki çekimleri tamamlanmış ve biliyorsunuz geçen ay filmin çekimleri için Yönetmen Chiris Naho ve kitaptaki Fransız komser Jean-Luis Schiffer’ ı oynayacak Jean Reno Türkiye geldiler…

Beni en çok etkileyen, Grange gibi bir yazarın Türkiye’yi anlatan(ne kadar anlattığı ya da daha iyi anlatılabilir miydi tartışılır...) bir kitap yazmayı başarabilmiş olması ve kitabı okurken bir çeviri romanı yerine bir Türk Edebiyatı izlenimi verecek kadar her türlü bilgiyi aktarması ve sanki bir Türk yazarın kaleminden yazılmış izlenimi vermesi…
Kitabı okurken “acaba yabancı bir yazar Türkiye hakkında neler biliyor?” ya da "ben bu yazardan Türkiye hakkında bir şeyler öğrenebilecek miyim acaba?" soruları hep aklınızda...Bir kimlik karmaşasının yaşandığı romanda taşlar yerine oturdukça ve kimlikler kendini buldukça bir hayli meraklanıyorsunuz çünkü bu kimliklerde tanıdığınız isimler var…ama her şey belirgin olmaya başladıkça, sonunda mükemmel bir sonu olacak diye beklediğiniz roman bana göre hiç güzel bitmiyor…Çünkü kitabın başındaki aykırı gidişat, klasik bir hesaplaşmayla son buluyor…
Zaten filmi çekilmeye meyilli bir roman…Ayrıca ilgi ve tepki de çekecektir içerikten dolayı…

Evet arkadaşlar siz ne düşünüyorsunuz bu roman ve henüz izlemediğimiz filmi hakkında?

Film bir sansüre maruz kalır mı ? İlgi ve tepki görecek yönleri neler ?
Kitaptaki kahramanlarda Türkler de olduğu için sizce bu karakterler yerinde hangi Türk oyuncuyu görmek isterdiniz? Mesela Jean Reno yerinde hangi oyuncu olabilirdi? Ya da başka bir kahraman Anna (Sema)’ yı kim oynamalıydı?....
**Filmde oynayacak diğer oyuncular hakkında bir bilgim yok…
 
bence film çok fazla yankı uyandırmayacak..grange'in kızıl nehirler adlı kitabı da beyaz perdeye uyarlandığında inanılmaz bi heyecanla beklemiştim geçen haftalarda verdiler ilk kez tvde ama ben şok..kitapla bi alakası yok gibiydi yani kitabı okumayan pek bişey anlayamaz.tabi bu filmin türkiyeyle alakası olması bi artı.yine de filmi izlemeden önce kitabın okunmasını tavsiye ediyorum..
 
kitap çok iyiydi sürpriz olayını biraz abartmıştı ama sonlarda 🙂
Film içinde türklerden fazla tepki gelmesin diye sanırım kitapta olmayan iyi türk polis eklemişler senaryoya.
 
kızıl nehirlerin filminde hüsrana uğrayınca bunun da filmini merak etmiyorum artık...
bıraksınlar kendi kafamızda hayal edelim...
kızıl nehirlerin filmi felaketti...
 
Pire demiş ki:
kitap çok iyiydi sürpriz olayını biraz abartmıştı ama sonlarda 🙂
Film içinde türklerden fazla tepki gelmesin diye sanırım kitapta olmayan iyi türk polis eklemişler senaryoya.

umarım bu oyuncuyla birlikte değişiklik olmaz ki büyük bir ihtimal olacak.Hiç yoktan filmin önüne geçmesin...Sanırım bilenlerde bir Kızıl Nehirler in kaygısı var bu filmin üzerinde...
 
valla bende var... Ama kitapta kızıl nehirler kadar iyi gelmdei bana, bir çok şeyi havada bırakmış diye hatırlıyorum uzun zaman oldu okuyalı kitabı ama o zaman beklediğimi verememiş diye hatırlıyorum... Taş meclisi de öyle, otuzuncu sayfada anladım olayı kimin yaptığını yüzlerde sonunu tamamen biliyodum artık. Gerçi kızıl nehirler de aynıydı ama genel olarak severim yazarı.. en azından sürükleyiciydi şimdiye kadar okuduklarım... ha bide cinayetleri çok yaratıcı...
 
Filme henüz gitmedim ama filmden gösterilen kesitlere bakılırsa kitapla alakası yok gibi...Kızıl Nehirler kadar bile ses getirmeyecek bana göre...Ayrıca her kanalda tanıtımı yapılması filmin satılmaya çalışmasını gösteriyor gibi...Gördüğüm kadarıyla kitaptan bağımsız sahneler var....
 
ben henüz izleme fırsatı bulamadım ama az önce grange hastası bi arkadaşımla konuştum.o gayet beğenmiş filmi ve kitapla da alakalı olduğunu söyledi yani en azından kızıl nehirlerdeki kadar kopuk değilmiş.salı günü bi terslik çıkmazsa gidicem filme o zaman kendi yorumlarımı da eklerim..
 
Grange'ın, "Leyleklerin Uçuşu" dışında hiçbir kitabını elime ilk aldığımda bitirmeden bırakmadığım olmadı. "Leyleklerin Uçuşu" da biraz kasınca sardı ama... neyse.

Kurtlar İmparatorluğu güzeldi, kitap olarak. Ama ben, "Kızıl Nehirler"in sinema uyarlamasından resmen tiksinmiş biri olarak, filme gideceğimi düşünmüyorum. (hoş, son zamanlarda sinemanın yakınından geçmedim ya, neyse.) "Kızıl Nehirler"i resmen batırmışlardı; kitapta asla bulunmayan, komik olması amaçlanan espriler, sonun değişmiş olması (hem de ne değişim) ve çoğunlukla aydınlık yerlerde geçmesi (o kadar karanlık bir kitaba bu kadar aydınlık atmosfer!?) sinirimi bozmuştu.
 
Daha bu gün filmi izledim…cillop gibi kitabın içine etmişler. Ayrıca ülkücüler ekibi tehdit ettiği için bayağı bir şeyi de kesip değiştirmişler. Filmin sonu dandik ve saçma. Film olsun diye yapmışlar. Hiçbir şeye benzememiş. Kitabı okuyup da filme giderseniz ne kadar dandik bir iş olduğunu anlarsınız. Ama tavsiye derseniz kesinlikle tavsiye etmiyorum. Zaman kaybı paranıza da yazık.
 
revolte demiş ki:
Gösterime girdiğinde ülkücüler olay çıkaracaktır herhalde..

ehehuhe .... yok onlar anlayamaz sinema minema falan 🙂

filme bugün gittim pek sarmadı açıkçası... bi yerden sonra işkence olmaya başladı zaten... sonundada karıştırmışlar baya... oldukça uzun bi film olması zaten bir işkenceyken bide o acımasız ses efektleri dahada bi kafamı şişirdi... ama yinede iyi film sayılabilir... gidin derim...

not: salonda en fazla 20 25kişi wardı oda ayrı bi konu tabiki

not2: geçen gün kurtlar vadisini izleyipde filme gelen 3 5kişide vardı... tahmin ettiğim gibi 😀
 
Valla film gayet hos basliyo bence... ilk yarisinda cok eglendim... Jean Reno'yu zaten severim, bu filmde de ariza polis rolunu guzel oynamis bence...

Bizim Bozkurtlar muhtemelen kizar bu filme... eh normal de... adamlari PKK militani gibi yapmislar yahu... posularla keleslerle dolaniyolar pesmerge gibi etrafta... oysa giyseler siyah takimlari, cekseler yumurta topuk ayakkabilari, kirli sakal, altin kolye, beyaz corap falan... of offf... soora da elinin tersiyle bi oturtup adamlarin kafasini falan koparsa daha karizma olmaz miydi yani 😛

Sonlara dogru fransiz-turk ortak operasyonu cok guldurdu tam 3. sinif amerikan aksiyon filmleri gibi olmus valla... son nokta da Emre Kinay'in: "He was a psycho who has nothing to do with Ankara." demesiydi... yarildim valla o lafi duyunca...

Ama filmin basiyla sonu arasinda bi gram alaka yok... gayet karizmatik, "Seven"vari bir ilk yaridan sonra Chuck Norris filmleri gibi bitiyo... Ne olursa olsun Jean Reno için izlenir ama bence...
 

Geri
Üst