Arkadaşlar yeni bir gitar almak istiyorum
Les paul standart ve G400 arasında kaldım. Hangisini neden almalıyım bilemedim. İkisinide hiç kullanmadım denemedim. Daha önce ibanez,cort,yamaha,ltd gibi çeşitli markalarda gitarlarım oldu ama epiphone veya gibson hiç denemedim kullanmadım. Bana bilenler yardımcı olurlarsa sevinirim neden les paul neden SG.
Şimdiden teşekkürler.
Neden Les Paul ? Neden SG ? Yanıt vereyim; bence ikisi de değil
🙂 Açıklayayım:
Önceden çalmış olduğunuz gitarlar hep superstrat. (Aşağı yukarı benzer bir tecrübem oldu, senelerce Ibanez RG ve Cort Viva Gold çaldım.)
İster Les Paul ister SG olsun, çok ayrı dünyalar superstratlara göre. Ben de super stratlardan gelip strat kasalara geçiş yaptım, ama Fender ile değil
🙂 Hala da Fender Strat almadım ve almam da.... Çünkü ihtiyaçlarımı karşılamaz.
Bence standart modellerde ya da markalar da ısrar etmek yerine ihtiyaçlara göre belirleme yapmak daha iyi olur. Ben mesela koyu ve hacimli tonunu beğenirim LP'nin, ama asla tipik bir LP gitar almam, mümkün değil. Çünkü üst perde erişimi yetersiz, genellikle 22 perde, akort konusunda da sabıkaları olduklarını işittim. Hatta sap kırıkları konusunda sabıka kaydı kabarık LP'ler de duydum
🙂 Modern dizaynlar ile LP kasa özelliklerini birlşetiren bir gitar bu anlamda bana çok daha yakın. En basitinden double cutaway içeren 24 perdeli atipik bir Les Paul tercihim olurdu (bir tane gördüm ikinci el). Esp (Eclipse mesela ?) ve başka markaların kaliteli Les Paul dizaynları da düşünülebilir. Ben bir ara ciddi ciddi Vigier GV serisinden düşündüm mesela. Evet, pahalı alternatifler, ama avantajları da var.
Ayrıca, Les Paul ile benzer malzemelerden yapılan, sabit köprülü başka gitar modellerine de bakılabilir. Anladığım kadarıyla uzun süre Gibson çalmışlığınız/alışkanlığınız filan yok zaten ? O halde tek bir markaya ya da tasarıma takılıp kalmanın ne gereği var ?
Superstratlardan başka gitarlara geçişi denemiş biri olarak LP'de çalım ile ilgili özellikle rahatsız edici bulduğum 2 noktayı da belirteyim:
1)Sabit köprünün üzerine el koymak daha rahattır, ama elinizi köprü parçası ile gövde arasında kalan yere dayamaya alışkınsanız bu mesafe Gibson gitarlarda bir hayli fazladır. Sağ el pozisyonunuzu değiştirmeniz gerekebilir. Oysa Superstratlarda bu mesafe çok kısadır.
2)Klavye dardır; ilk perdelerde akor basarken parmaklarım birbirine girerdi arkadaşın LP'sini çalarken. Bu da yine alışkanlık meselesi tabii ama zaman alabilir...
Belki de kafanızdaki sound ve ihtiyaçlarınızı belirlemelisiniz bu kadar dar alternatiflere sıkışmak yerine ? Özellikle de belli bir süredir gitar çalan biriyseniz bence bu şekilde tercih yapmak çok daha iyi sonuç verir. Ben superstratları bırakırken o kadar çok alternatif bakıp o kadar gereksiz yere para kaybettim ki... Çünkü kafamda aslında ne istediğim net değildi. "Bir de şunu deneyeyim, bir de bunu deneyeyim" derken para ve zamanı çarçur ettim.
Ufak da bir not düşeyim: Guthrie Govan'ın Suhr imza modelini tasarlarken ilham aldığı gitarın soundu Gibson SG. Çünkü tonunu en beğendiği gitaristlerden birinin gitarı SG imiş. Bunu kendisi burada gitarını tanıtırken anlattı. Bu nedenle kasayı maun istemiş. Ama gitarının diğer özelliklerinin SG ile uzaktan yakından alakası yok. Evet, hepimizin imza modeli yaptırma lüksü yok, ama markaya takılmadan seçim yapmak da çok daha fazla alternatif üretiyor.