Güvenlik kısmı için zaten bir şey söylemeye gerek yok. Windows'ta 2 tane antivirüs 1 firewall, net limiter kurulur haftada bir spyware taraması yapılırbu tip makinaya girebilecek arka planda çalışan spylara wormlara Linux'ta rastlanmaz. Çoğu kişi evinde Linux kullanırken güvenlik için hiç bir şey yapmadığı bile olur. İşyerlerinde düzgün bir firewall ile içiniz rahat şekilde kullanır gidersiniz. Ancak genel kanı, ben işimi göreyim arkadaş arka planda çalışandan ben ne anlarım olduğu için ancak makina göçünce "virüs yedik herhalde" der geçerler, F-Prot basılır temizlenir haydi yallah.
anarchist_hippy, makinan Linux için çok fazla bile. 486 makinaya Debian kurduk biz 😀
Bir diğer nokta, Photoshop'un Linux versiyonu maalesef yok. Dediğim gibi Gimp kurar plug-in yüklersin tipini Photoshop'a benzetirsin zorlanmamak için. Winamp yerine xmms var zaten, Red Hat tabanlı dağıtımlarda mp3'ler sorun çıkarabiliyor ancak .rpm paketleri var mp3 için de onu da halledebilirsin.
Linux sürümleri arasındaki belirgin farklılıklar derken ne demek istediğini anlamadım. Yani ihtiyacına göre doğru dağıtımı kullanmalısın elbette anca iş için oyun için internet için diye ayrılmıyor aslında. Şöyle bir ayrım var; bazı dağıtımlar son kullanıcı için zor gelebilir, çünkü desktop programlarını kendin yüklemen gerekebilir, bu da başta kafa karıştırıcı olabilir, X arayüzü sıkıcı gelebilir, eski alışkanlıkları silip bir anda yenisine alışamayabilirsin. Bu yüzden son kullanıcı için Gentoo, Slackware gibi biraz psikopatlık isteyen dağıtımlar tavsiye edilmez. Kurulum sırasında konsolda savaşmak zorunda kalırsın 😉
Red Hat tabanlı dağıtımlar daha esnek daha renkli daha son kullanıcı dostudur. Debian da belli bir uzmanlık gerektirdiği halde Ubuntu ile birlikte gayet esnedi ve çok fazla kişinin gözdesi oldu. Afrika temalı olduğu için eğlenceli bir dağıtımdır. (Ubuntu Zulu dilinde "Ben, sen sen olduğun için, benim" anlamını taşıdığından bu isim verilmiş, ne kadar kullanıcı dostu gör işte 😉 )
revolte'nin de dediği gibi çekirdek aynı, kendin derleyip koyabilirsin ya da yok ben anlamam sen yükle kafana göre kullanalım dersin. Paketler kendi kendine kurulur.
anarchist_hippy, makinan Linux için çok fazla bile. 486 makinaya Debian kurduk biz 😀
Bir diğer nokta, Photoshop'un Linux versiyonu maalesef yok. Dediğim gibi Gimp kurar plug-in yüklersin tipini Photoshop'a benzetirsin zorlanmamak için. Winamp yerine xmms var zaten, Red Hat tabanlı dağıtımlarda mp3'ler sorun çıkarabiliyor ancak .rpm paketleri var mp3 için de onu da halledebilirsin.
Linux sürümleri arasındaki belirgin farklılıklar derken ne demek istediğini anlamadım. Yani ihtiyacına göre doğru dağıtımı kullanmalısın elbette anca iş için oyun için internet için diye ayrılmıyor aslında. Şöyle bir ayrım var; bazı dağıtımlar son kullanıcı için zor gelebilir, çünkü desktop programlarını kendin yüklemen gerekebilir, bu da başta kafa karıştırıcı olabilir, X arayüzü sıkıcı gelebilir, eski alışkanlıkları silip bir anda yenisine alışamayabilirsin. Bu yüzden son kullanıcı için Gentoo, Slackware gibi biraz psikopatlık isteyen dağıtımlar tavsiye edilmez. Kurulum sırasında konsolda savaşmak zorunda kalırsın 😉
Red Hat tabanlı dağıtımlar daha esnek daha renkli daha son kullanıcı dostudur. Debian da belli bir uzmanlık gerektirdiği halde Ubuntu ile birlikte gayet esnedi ve çok fazla kişinin gözdesi oldu. Afrika temalı olduğu için eğlenceli bir dağıtımdır. (Ubuntu Zulu dilinde "Ben, sen sen olduğun için, benim" anlamını taşıdığından bu isim verilmiş, ne kadar kullanıcı dostu gör işte 😉 )
revolte'nin de dediği gibi çekirdek aynı, kendin derleyip koyabilirsin ya da yok ben anlamam sen yükle kafana göre kullanalım dersin. Paketler kendi kendine kurulur.