-EcS- demiş ki:
SPOİLER İÇERİR
Hemen yukarıdaki örneğe aklıma gelen cevabı vereyim filmin savunucusu gibi görünücem ama.
İlk cinayette bir fahişenin cebinde cüzdanı bulunuyor ve ikincisinde evinde işlenen bir cinayette ölen eski ortağıyla birlikte Max Payne de ağır yaralı bir şekilde hastaneye kaldırılıyor. Yani her ikisi de bir polisi cinayetle suçlamak ve gözaltına ya da açığa almak için yeterli sebep değil. Aksine yukarıda da belirtildiği gibi iç işleri Max Payne hakkında soruşturma başlatıyor ve soruşturmayı yürüten Jim Bravura Payne'i içeri tıkmak için gerekli kanıtları ararken Payne'in öldürülmek istemesine ve satılmış polislere tanık oluyor ve filmin sonunda onu aklıyor. Yani bu iki cinayet ve cinayetlerde Max Payne'in şüpheli olması filmin finaline direk etki ediyor bence.
Ha yanlış anlaşılmasın kusursuz film demiyorum zaten kurcalarsak her görkemli aksiyon filminde illa ki en az bir kaç mantık hatası ortaya dökeriz.
Sorun değil ki, ben de filmin savcısı gibi görünmüyor muyum şu anda zaten?
😆
Mevzubahis soruşturma üç sorudan oluşuyor. O kadar. Üç soru. Direkt Max Payne'e sorulmuş üç soru. Max Payne gayet hızlı, suçlu olduğunu ima edecek, umursamaz cevaplar veriyor. Jim Bravura da onu bırakmak durumunda kalıyor. Kanıt, vesaire, ararken bir kere gösterilmiyor. Aesir'a neden geldiğini hatırlamıyorum, fakat orada da pek Max Payne dostu gözükmüyor; içeri alamayacağı bir adama silah çekecek kadar aptal değilse tabii. Sonrasında da, bir patlama, Max'e yardım ettiğinde, kendi teşkilatını bırak, polis olmayan bir takıma bağırıyor, sanki onların umurundaymış gibi. Sonrasında ise tek bir sahnede, iki dakikacık, satılmış polislerden bahsediyor o kadar. Nokta. Jim Bravura'nın bütün filmdeki rolü bu.
Ya zaten sevenin neden sevdiği ya da neden sevilmemesi gerektiği üzerine nutuklar çekersek karşılıklı, o zaman bu iş hiç olmaz.
😆 Dolayısıyla, bence batırmışlar, diyeyim, ve tek bir şeye özellikle karşı çıkayım - ''aksiyon filmi''. 125 dakikalık bir filmde toplamda 25 dakika aksiyon var ise, o bir 'aksiyon filmi' olamaz. Demiyorum ki, 25 dakika hikayeye 100 dakika sırf havada uçuşan kurşunlar olsun.
Farkındayım ki, pek çok aksiyon filminde, ana karakterin vurulması pek bir etki yaratmaz ve ana karakter imkansız çatışmalarda, iğrenç nişan alan yüzlerce adamı indirebilir. Hatta, ana karakterin kurşunu hiç bitmez, şarjör değiştirmesi gerekirse bu sadece dramatik bir etki yaratmak içindir. Pek çok 'kötü karakter' genellikle kahraman saklanırken onu görmez, onu duymaz, bu da kahramanın muhteşem gizli hareket etme yeteneğine verilir (Görevimiz Tehlike filmleri). Hatta, düz ayakta durup ateş edemezken millet, kahraman şekilden şekle girerek ateş edebilir (Desperado). FAKAT... Max Payne bütün bu klişelerin, ki normalde ağzımız açık seyrettiren klişelerdir, ben de severim pek çoğunu, suyunun suyunun suyunun suyunun... çıkartmış durumda.
Tamam, kötü karakterlerimizin nişanlaması o kadar kötü ki, metrelerce otomatik tüfekleri ve pompalıları olan heriflerden kaçabiliyor Max. Yol üstünde vuruluyor da; BARİ CEKETİ YIRTILSA, BARİ BİRAZ KAN AKSA, BİR ŞEY OLSA! Sıfır. Hiçbir GÖRSEL hasar yok, değil ki, İŞLEVSEL hasar olsun. Daha da ötesi, beş metreden kahramanın vurulmamasına alışkınız, alışkın olmadığımız şey ise, yavaş çekimde hareket eden kurşunların, metrelerce kayması. Bana ait olmayan bir iddiaya yer vereceğim; oyunlarda hani GOD MODE vardır, ölümsüzlük. Anlaşılan o deri ceket god mode, zira, göğsüne direkt bir pompalı mermisi yemek hiçbir görsel hasara yol açmıyor; ne kazak yırtılıyor, ne deri ceket deliniyor, ne bir şey. Hani, Max'in aksaması yürürken güzel de, neden ki? GÖRSEL HASARIN YOKLUÐU sinirimi bozuyor, yoksa bir kurşunun kahramanı durduğu nerede görülmüş?