yazmıyım,bulaşmıyım diyorum ama,sanırım herşeyin bir sınırı var.sabrın da..
konserler,sahne arkaları,imza günleri derken,nihayet sonunda burayı da ele geçirmişler.
ben hiçbir zaman eski kitle-yeni kitle diye bir ayırım yapmadım.hepimiz bu gittikçe önlenemez bir şekilde büyüyen kitlenin içindeyiz.
benim gibi şanslı olanlar,onlarla beraber yola çıkıp,9 senedir yine onlarla birlikte büyüdüler.yaşı tutmayanlar da sonradan ortak oldular bize.3 sene 4 sene farketmez.neticede geçen seneye kadar beraber geldik onlarla.
dys ile dinlemeye başlayanlar arasında da tanıdığım bir sürü sağlam adam var.sadece biraz geç keşfettiler,yine de eski albümleri de aldılar,dinlediler,onlar hakkında pek çok şey okuyup öğrendiler ve SAYGI DUYUP sevdiler.onları da ayrı bir kenara koymak gerek.
fakat bu müziğin m'sinden anlamayan,popüleritenin peşinden koşan,yaşlarından mıdır kapasitelerinden midir bilinmez körüne körüne,bilinçsiz ve kesinlikle GEÇİCİ bir hayranlığa kapılan,sonunda burayı da işgal eden ve henüz adlarını bile koyamadığım,ama kesinlikle dinleyici sınıfına giremeyecek insanlar için ve kirlenip,bozulan herşey için 'yazık' dışında hiç birşey diyemiyorum.
yıllar önce 'bu harika müziği,harika sesleri herkes duysun,bu mükemmel insanları herkes tanısın!' isterdim.öyle de oldu..
ama sanırım ben artık eski küçük,huzurlu ve temiz dünyamıza geri dönmek istiyorum.