Mount rushmore gitaristleriniz

Başlıktan da anlaşıldığı üzere mount rushmore gitaristleriniz kimler yani favori 4lünüz, dağdaki 4 siluete ithafen alfabetik sırayla 4 gitaristim ;
Dave Mustaine
Eddie Van Halen
Warren DeMartini
Yngwie Malmsteen
 
Çeşitli kategorilerden 4 gitarist de benden:

Al Di Meola (Ritmik kontrol)
George Lynch (Hiç bir teoriye uyduramadığım ilginç cümle kurma becerisi)
Josh Smith (Akor değişimleri üzerine çalmadaki efsanevi yeteneği)
Stevie Ray Vaughan (Tuşe, tuşe, tuşe...)
 
Son düzenleme:
Çeşitli kategorilerden 4 gitarist de benden:

Al Di Meola (Ritmik kontrol)
George Lynch (Hiç bir teoriye uyduramadığım ilginç cümle kurma becerisi)
Josh Smith (Akor değişimleri üzerine çalmadaki efsanevi yeteneği)
Stevie Ray Vaughan (Tuşe, tuşe, tuşe...)
Lynch'in phrasing efsane gerçekten. Bana özellikle Rainbow dönemi Blackmore'u anımsatıyor; ikisi de çok serbest çalıyor ve klavye paternleri ile düşünmüyorlar sanırım.
 
Çeşitli kategorilerden 4 gitarist de benden:

Al Di Meola (Ritmik kontrol)
George Lynch (Hiç bir teoriye uyduramadığım ilginç cümle kurma becerisi)
Josh Smith (Akor değişimleri üzerine çalmadaki efsanevi yeteneği)
Stevie Ray Vaughan (Tuşe, tuşe, tuşe...)
Ben dokkenden lynch yerine rattan demartiniyi yazmıştım ikisi de efsane, troy stetina kitabında hep bahsediyor, shred gitarın efsanesi bu adamlar.
 
Lynch'in phrasing efsane gerçekten. Bana özellikle Rainbow dönemi Blackmore'u anımsatıyor; ikisi de çok serbest çalıyor ve klavye paternleri ile düşünmüyorlar sanırım.
Evet, Blackmore'un o dönemi de serbest ve sınırsız işler içeriyor gerçekten. Bu adamı (George Lynch) epey bir süre hayranlıkla analiz ettikten sonra tuhaf bir analoji kurdum artık kafamda:
  • Bu tip adamlarda (Blackmore, Lynch) o efsanevi cümleleri ve doğaçlamalarının yanında, sayıca epey az da olsa dinlenemeyecek derecede garip performansları da oluyor. Kısacası, adamlar risk alan yatırımcı gibi 🙂. O kadar korkmuyorlar ki saçma gözüken şeyleri, konfor dışı pozisyonları vb. denemekten, böyle işler ancak öyle ortaya çıkıyor belki de... Tabi 4 gitarist sınırı nedeniyle yazamadığımız acayip adamlar çok hepimizin. Siz çok iyi bilirsiniz tahminen ama 30 yaşından genç ve caz ile ilgilenmeyen arkadaşlar hiç takip edememiş olabilir, John Scofield üstat var ki bu cümle konusunda, of of...
 
Evet, Blackmore'un o dönemi de serbest ve sınırsız işler içeriyor gerçekten. Bu adamı (George Lynch) epey bir süre hayranlıkla analiz ettikten sonra tuhaf bir analoji kurdum artık kafamda:
  • Bu tip adamlarda (Blackmore, Lynch) o efsanevi cümleleri ve doğaçlamalarının yanında, sayıca epey az da olsa dinlenemeyecek derecede garip performansları da oluyor. Kısacası, adamlar risk alan yatırımcı gibi 🙂. O kadar korkmuyorlar ki saçma gözüken şeyleri, konfor dışı pozisyonları vb. denemekten, böyle işler ancak öyle ortaya çıkıyor belki de... Tabi 4 gitarist sınırı nedeniyle yazamadığımız acayip adamlar çok hepimizin. Siz çok iyi bilirsiniz tahminen ama 30 yaşından genç ve caz ile ilgilenmeyen arkadaşlar hiç takip edememiş olabilir, John Scofield üstat var ki bu cümle konusunda, of of...
Blackmore ve Lynch kesinlikle risk almayı seven adamlar, konser performansları da onu yansıtıyor🙂
İkisi de sıkı vokaller bulmakta başarılı bu arada. Muhtemelen riff üzerine vokalistlere şarkı yazdırarak şarkı yapan adamlar. Hatta Lynch'in Stryper vokali Sweet ile de projeleri var ama ben daha çok dinleyemedim. Dokken sonrası işlerini pek takip etmedim çünkü. Benim için Lynch öncelikle Back for the Attack demek🙂
Evet; Sco'yu 3 kez canlı izledim İstanbul'da. Benim de yaşayan caz tayfası içerisindeki en büyük favorim. Her zaman dinleyemiyorum tabii, o ruh halinde olmam lazım. Ama gerçekten kendi kuşağının bence en önemli caz gitaristi o adam.
 
Blackmore ve Lynch kesinlikle risk almayı seven adamlar, konser performansları da onu yansıtıyor🙂
İkisi de sıkı vokaller bulmakta başarılı bu arada. Muhtemelen riff üzerine vokalistlere şarkı yazdırarak şarkı yapan adamlar. Hatta Lynch'in Stryper vokali Sweet ile de projeleri var ama ben daha çok dinleyemedim. Dokken sonrası işlerini pek takip etmedim çünkü. Benim için Lynch öncelikle Back for the Attack demek🙂
Evet; Sco'yu 3 kez canlı izledim İstanbul'da. Benim de yaşayan caz tayfası içerisindeki en büyük favorim. Her zaman dinleyemiyorum tabii, o ruh halinde olmam lazım. Ama gerçekten kendi kuşağının bence en önemli caz gitaristi o adam.
Evet ben bu Blackmore'un vokal işini bildiğinden ama sakladığından şüpheleniyorum bazen. Önemine kesinlikle haiz en azından.... Böyle büyük egolu ve isimli bir adamın şarkının önüne hiç geçmemeyi başarabilmesi ilginç geliyor çünkü...

Lynch'in Sweet ile olan işleri ben beğendim ama asıl KXM adı altındaki supergroup işi çok başarılı bence...

Dinlemediyseniz eskilerden "Furious George" adlı cover albümünü öneririm, değişik cümlelerle dolu soloları var.

Bence Dokken sonrası, Lynch Mob ile başlayarak iyice çağ atladı adam, tam bir sınırsız gelişim örneği...

Neyse ben de mevzuyu dağıtıyorum herhalde, başlığı Lynch'e döndürmeyeyim daha fazla 🙂
 
Ben dokkenden lynch yerine rattan demartiniyi yazmıştım ikisi de efsane, troy stetina kitabında hep bahsediyor, shred gitarın efsanesi bu adamlar.
Aslında kendi devirlerinde Shrapnel shred tayfasına kıyasla blues vari cümlelemeleri çok daha iyi kullanan adamlar. Shrede yatkınlıkları var ama ikisi de hep grup gitaristi oldu. De Martini-Ratt çok dinlemedim, ama onlar daha glame yakın gibiler, Lynch ise sanki bir ayağı hep "metal"de, ama bir ayağı da daha Southernvari blues-rock tınılarında bir adam. Lynch'te bir hayli Randy Rhoads hayranlığı da var bence. Stetina da Rhoads hayranı olduğu için...🙂
 
Evet ben bu Blackmore'un vokal işini bildiğinden ama sakladığından şüpheleniyorum bazen. Önemine kesinlikle haiz en azından.... Böyle büyük egolu ve isimli bir adamın şarkının önüne hiç geçmemeyi başarabilmesi ilginç geliyor çünkü...

Lynch'in Sweet ile olan işleri ben beğendim ama asıl KXM adı altındaki supergroup işi çok başarılı bence...

Dinlemediyseniz eskilerden "Furious George" adlı cover albümünü öneririm, değişik cümlelerle dolu soloları var.

Bence Dokken sonrası, Lynch Mob ile başlayarak iyice çağ atladı adam, tam bir sınırsız gelişim örneği...

Neyse ben de mevzuyu dağıtıyorum herhalde, başlığı Lynch'e döndürmeyeyim daha fazla 🙂
KXM'e bir bakayım.
Blackmore'un kafasında kesinlikle şarkını nasıl ilerlemesi gerektiğine dair net bir fikir var. Ben bir ara kafayı kırıp adamın şarkı yazma şablonlarını da çıkarttım hatta, net bir formülü de var. Karısı (pek bayılmam vokaline ama...) "Ritchie şarkı söylüyor, ama sadece bana" şeklinde bir demeç vermişti. Doogie White (benim kafayı taktığım Rainbow vokali olur kendisi...) sitesinde vaktiyle Blackmore ile şarkı yazmanın nasıl bir süreç olduğundan bahsetmişti. Bir seferinde White'a (mealen yazıyorum) diyor ki: "Bu cümle fazla Glenn Hughes var, geliyor, onu değiştir.." Adam bu düzeyde hakim yani aslında sürece.
 
Ben dokkenden lynch yerine rattan demartiniyi yazmıştım ikisi de efsane, troy stetina kitabında hep bahsediyor, shred gitarın efsanesi bu adamlar.

Aslında kendi devirlerinde Shrapnel shred tayfasına kıyasla blues vari cümlelemeleri çok daha iyi kullanan adamlar. Shrede yatkınlıkları var ama ikisi de hep grup gitaristi oldu. De Martini-Ratt çok dinlemedim, ama onlar daha glame yakın gibiler, Lynch ise sanki bir ayağı hep "metal"de, ama bir ayağı da daha Southernvari blues-rock tınılarında bir adam. Lynch'te bir hayli Randy Rhoads hayranlığı da var bence. Stetina da Rhoads hayranı olduğu için...🙂

Evet DeMartini de stiliyle özel bir adam, bu ikisi zaten bu yönüyle ıvır zıvır adamlardan ayrılıyorlar bence. Zaten Lynch de zorla shredder olduk zamanında moda yüzünden demişti bir yerlerde... Shred'i severim, asla küçümsemiyorum ama Vinnie Moore dışında bu işleri dinleyemez hale geleli çok oldu benim için. İşte o da apayrı bir adam şimdi listeye eklesek olur yani...

Bu konuda kısa bir formül bile geliştirdim kendime son senelerde: her tekniğe gereğinden fazla hakim adamlar diğerleri kadar tat vermiyor bana artık. Bazı konularda özelleşmiş olacaklar, tuşesiyle, cümleleriyle... Ve içinde kesinlikle blues esintileri olacak...
 
Son düzenleme:
Aslında kendi devirlerinde Shrapnel shred tayfasına kıyasla blues vari cümlelemeleri çok daha iyi kullanan adamlar. Shrede yatkınlıkları var ama ikisi de hep grup gitaristi oldu. De Martini-Ratt çok dinlemedim, ama onlar daha glame yakın gibiler, Lynch ise sanki bir ayağı hep "metal"de, ama bir ayağı da daha Southernvari blues-rock tınılarında bir adam. Lynch'te bir hayli Randy Rhoads hayranlığı da var bence. Stetina da Rhoads hayranı olduğu için...🙂
Demartini bi röportajında Eddie van Halen hayranlığından bahsetmiş, ilk gördüğünde anlık kalakalmış charveli muhtemelen ondan dolayı kullanıyor.
 

Geri
Üst