Öncelikle iyi geceler/iyi günler değerli forum üyeleri. Gönderiyi hangi konuya açmam gerektiğini bilmiyorum, o yüzden buraya açtım. Yakında 20 yaşına girecek bir kardeşinizim. Müzik prodüktörü olmak istiyorum ve tam olarak nasıl bir yol izlemem gerektiğinden emin değilim. Daha önceki araştırmalarım sonucunda Müzik Teknolojileri bölümü ile tanıştım. Benim burada size sormak istediğim soru şu: Galatasaray ITM gibi yerlerden de bu konudaki eğitimi yeterli seviyede alabilir miyim? Üniversiteye mi gitmek mi daha mantıklı yoksa buradan eğitim almak mı? Daha önce orası ya da başka yerden eğitim almış ya da bu konularda bilgi sahibi olan birileri yardım edebilir mi? Saygılar...
Prodüktör, içi boş bir kavram. Gerçek anlamda bir müzik endüstrisinin ve devasa bir film endüstrisinin olduğu ABD gibi bir yerde içi doldurulabilir belli ölçüde, ama orada bile tam olarak belli değil ne olduğu. Müzikte genellikle ses mühendisliği (kayıt-miks vs) işlerinden anlayan kişiler bu sıfatla da bir şeyler yapıyor, ama artık müzisyenler kendileri de bunu yapıyor.
Asıl soru şu: Sizce prodüktör ne demek? Neden bu işi yapmak istiyorsunuz? Kafanızdaki ideali daha açık bir şekilde yazarsanız, daha fazla yardımcı olabilir insanlar. Böylece kendinizce bu kavrama bir anlam yüklemişseniz ama bu anlam aslında gerçekçi veya doğru değilse, boşuna kendinizi yormamış olursunuz.
Ancak şunu kesinlikle söyleyebilirim: Sizin yaşınızdaki insanlar çok daha somut, yani sahici bir beceri veya meslek edinmeyi hedeflemeli. Yoksa prodüktör, menajer, organizatör gibi kavramların gerçek anlamda hiç bir "profesyonelliği" yoktur; hemen herkes bu işlere soyunabilir.
Şimdi bazıları "profesyonelik" kavramına takılacak. Bu konuda yazılar yazmış ve ders vermiş birisi olarak çok kısa bunu açayım, size de faydası olur umarım.
Dünyada pek çok kişinin tıp fakültesi veya hukuk fakültesine gitmek istemesinin çok somut bir nedeni vardır (ama bunu o kişilerin de çoğu bilmez).
Çünkü bunlar dünyada seküler zeminde meslek olarak kendi özerklik/uzmanlık alanlarını en eski ve köklü şekilde kabul ettirmiş iki meslektir. (Batıda ruhbanlık daha bile eskidir bu anlamda ama onu dışarıda bırakalım bu konu açısından).
Mühendislik ve iktisat gibi fakültelerde bile zibilyon tane bölüm açılır.
Peki hukuk veya tıp fakültesinde başka bir bölüm var mı? Hayır. Yok
Bu ne demek peki?
Şu demek: Buradan çıkan kişi öylesine özelleşmiştir ki, onun yaptığı işi başka hiç kimse yapamaz.
Sadece beceri olarak DEĞİL, yasal olarak imkansızdır.
Hobi olarak hekimlik veya avukatlık yapamazsınız
🙂 Sahte diplomayla hekimlik veya avukatlık yaparken yakalanın, bakın bakalım ne oluyor... (tabii gelişmiş bir ülkede bunun sonuçları çok daha ağırdır...) Avukatın veya hekimin yetki alanına girmeye kalkan şeyleri yapamazsınız. Hatta rüyanızda bile göremezsiniz
🙂 İşte gerçek profesyonelliğin özelliklerinden biri budur: Kendi egemenlik alanları vardır, o alana giriş kontrollüdür, zordur, standartları yüksektir ve özelleşmiş yüksek eğitim gerekir.
Belli ölçülerde mühendislik ve mimarlık da böyle sayılır. Bu alanların diplomaları da size büyük ölçüde özerklik sağlar.
Müteahhit, bankacı, "yönetici", prodüktör, organizatör...gak guk gibi genel kavramlar ise, bir sürü farklı alandan gelen kişilere açıktır. O yüzden bunlar gerçek anlamda profesyonelliği oturmamış veya zayıf alanlardır.
Eğer profesyonelliği güçlü bir meslek alanında diploma/eğitim almayacaksanız, bu durumda en azından somut ve geçerli bir beceri edinmelisiniz.
Prodüktörlüğü illa ki yaparsanız gerçekten istiyorsanız. Ama ses mühendisliği gibi bir alanda eğitim çok daha akıllıca olur mesela. Bunun yanında mutlaka bir enstrüman da çalın ve işin diğer boyutlarına da eğilin (şarkı yazımı-aranje-grup koçluğu... aklıma gelenler).