Polyphia

Eskiler iyidir, eskileri anlamadan yeni nesil cambazları ilahlaştırmanın anlamı yok. Savaş sanatını anlamadan topla tüfekle, kılıçla yapılmış eski savaşları anlamadan bugün yüksek teknoloji uçaklarla IHA'larla bomba yağdırmanın faydası yok, ortalığı yıkarsın ama büyük savaşı kazanır mısın....?
Hani insan değişen ruh hallerinde, kafa yapısında eski yeni farketmez bir ruhu, mesajı olan müzikleri arıyor.... hangi ruh halimde Polyphia dinlemek isterim bilemedim. Yeni ne var bir bakayım, ya da vaay oldukça teknik bravo demek için açar dinler/seyrederim ama 3 kere dönüp aramam bunları gibi geliyor.
Kesinlikle, eskiler asla yadsınamaz. Hendrixte ondan öncekilerinin ayak izini takip etti vai de etti tim henson da etti. İş biraz geçmişe takılı kalmakla ilgili sadece
 
Kotzen , bahsettiğiniz anlamda hem çok gelenekçi hem de çok modern olmayı başarmış bir adam; özel biri..Metronomun altında ya da üstünde çalma-çalabilme ise bambaşka denizler
Laf aramızda DT ile ilgili ben de kahir ekseriyeti rahatsız edecek fikirlere sahibim.Umarım bir gün Mike Patton un "nu metalin yaratımına katkıda bulunduğumuz için özür dileriz" demesi gibi ileride bir özür de DT den gelir.😎
 
Son düzenleme:
Kayıt mühendislerini ve iyi efektlenmiş gitar kanallarını değil de gitarı gerçekten çalan adamları tercih ediyorum…. Deyip konudan sıvışıyorum. Şunu da vereyim UNPLUGGED ilağzım olabilir.

Bu arada Al di meola konseri biletleri tükenmiş sanırsam. Gitmeyecek birisi olursa talibim 🙂) Ülkemin elektro bağlamacıları sağolsun alınmadık al di meola dimarzio manyetik bırakmadıkları gibi alınmadık konser bileti de bırakmamışlar artık.
 
Tosin,Vai,Nuno,Wylde,Malmsteen in beraber çaldıkları bir videonun altında " blues çalamayan bir siyahi ve çaldığını sanan 4 beyaz " minvalinde bir yorum vardı..
Kimin neyi ne kadar çaldığı ya da çalmadığı aslında çok ta önmeli değil ama takipçisinin icracıdan beklentisini ortaya koyar..
Polyphia,Abasi yeni bir yönü işaret ediyor ki Amerikan starlar bu adamlarla beraber çalışmaya başladılar bile.Piksel piksel,bit bit miş gibi kulağıma geliyor ,hani panik halde değilse de aceleci bir şey duyuyorum.
Nuno ve Vai'ye bile laf edilen müzik dünyasında kimin iyi olduğunu nasıl bulacağız ? @solitude71 George ve Nuno en sevdiğim gitaristlerdendir bu arada.Abi şöyle 2 ay muhabbet etsek ben çok şey alırım senden ya 😀
 
Şu başlığı açtığımdan beri Polyphia dinlemiyorum niyeyse xD. Tükettim heralde şarkılarının hepsini bilmiyorum. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim
Şimdi size öyle gelmese bile, bu aslında iyi bir şey. Uzun vadede farklı şeyler dinlemek için önünüzü açar.
Uzun yıllar Al di Meola fanatiği olarak pek çok albümünü dinledim, tekniğini çalıştım, hastalık derecesinde kafaya taktım. Bir kaç kez canlı da dinledim. En çok beklediğim konserlerden birinden (sanırım sene 99) hemen önceki gece yine çok takdir ettiğim ve ilk defa canlı dinleyeceğim Larry Coryell ve Philip Catherine konseri vardı. Açıkhavada buı konsere gittim (ama aklımda ertesi geceki Al di meola konseri vardı...) Adamlar konseri "Autumn Leaves" ile açtı, Coryell ve Catherine sadece iki gitarla birbirlerine eşlik ederek ve karşılıklı emprovize çalarak döktürdüler. Hayatımda ilk defa o şekilde caz çalındığına şahit oldum ve caz gitar öğrenmeyi kafaya taktım. Ertesi gece di Meola konserine gidip yine hayran hayran izledim ama, aklım artık caz gitarda idi. O konserle birlikte büyük ölçüde Al di Meola'yı tükettiğimi ancak bir kaç sene sonra anladım. Uzun süredir de dinlemiyorum. Ama tabii aslında onun sayesinde cazla tanıştım🙂 Eğer di Meola dinlemeseydim, Coryell'i anlayamazdım ki, di Meola zaten Coryell hayranı imiş, sonra öğrendim.
 

Bundan bir tane daha var. Üstelik de ikisi bir araya gelip çalıyorlar. Adamlar sanki ilk günkü gibi heyecanlılar, yok böyle bir tutku.

İşin komiği, birbirlerine eşlik ederek karşılıklı çaldıkları zaman mecburen daha sade çalıyorlar, normalde ikisi de tek gitarla her şeyi çalmaya alışık. Adamlar sınır tanımıyor, sadece başparmak, pena, bütün parmaklar... Kara delik açarlar ikisi aynı odada çalarken, ucuz atlatmışlar.
 
Şimdi size öyle gelmese bile, bu aslında iyi bir şey. Uzun vadede farklı şeyler dinlemek için önünüzü açar.
Uzun yıllar Al di Meola fanatiği olarak pek çok albümünü dinledim, tekniğini çalıştım, hastalık derecesinde kafaya taktım. Bir kaç kez canlı da dinledim. En çok beklediğim konserlerden birinden (sanırım sene 99) hemen önceki gece yine çok takdir ettiğim ve ilk defa canlı dinleyeceğim Larry Coryell ve Philip Catherine konseri vardı. Açıkhavada buı konsere gittim (ama aklımda ertesi geceki Al di meola konseri vardı...) Adamlar konseri "Autumn Leaves" ile açtı, Coryell ve Catherine sadece iki gitarla birbirlerine eşlik ederek ve karşılıklı emprovize çalarak döktürdüler. Hayatımda ilk defa o şekilde caz çalındığına şahit oldum ve caz gitar öğrenmeyi kafaya taktım. Ertesi gece di Meola konserine gidip yine hayran hayran izledim ama, aklım artık caz gitarda idi. O konserle birlikte büyük ölçüde Al di Meola'yı tükettiğimi ancak bir kaç sene sonra anladım. Uzun süredir de dinlemiyorum. Ama tabii aslında onun sayesinde cazla tanıştım🙂 Eğer di Meola dinlemeseydim, Coryell'i anlayamazdım ki, di Meola zaten Coryell hayranı imiş, sonra öğrendim.
Ben de Istanbul'da Larry Coryell ve Philip Catherine konserine gitmistim ama sizden birkac sene once idi. Harika bir konserdi. 🙂 Catherine'nin "Homecomings" parcasini, "Bolero", "Song for My Father", "How Insensitive" falan calmislardi... Konserden sonra Erkan Ogur ile takilip jam ettiklerini duymustum. Philip Catherine'nin fretless gitar calan birisi olarak Erkan Ogur'un fretless calimina hayran kalmis diye duymustum...
 
Son düzenleme:
Ben de Istanbul'da Larry Coryell ve Philip Catherine konserine gitmistim ama sizden birkac sene once idi. Harika bir konserdi. 🙂 Catherine'nin "Homecomings" parcasini, "Bolero", "Song for My Father", "How Insensitive" falan calmislardi... Konserden sonra Erkan Ogur ile takilip jam ettiklerini duymustum. Philip Catherine'nin fretless gitar calan birisi olarak Erkan Ogur'un fretless calimina hayran kalmis diye duymustum...
O konser olmalı, çünkü daha sonra gelmediler. Ben seneyi yanlış hatırlamışım. 97 filan olsa gerek. Hatta aslında trio olarak gelmişlerdi, yanlarında flamenkocu Victor Monge (Serranito) da vardı.
 
Kayıt mühendislerini ve iyi efektlenmiş gitar kanallarını değil de gitarı gerçekten çalan adamları tercih ediyorum…. Deyip konudan sıvışıyorum. Şunu da vereyim UNPLUGGED ilağzım olabilir.

Bu arada Al di meola konseri biletleri tükenmiş sanırsam. Gitmeyecek birisi olursa talibim 🙂) Ülkemin elektro bağlamacıları sağolsun alınmadık al di meola dimarzio manyetik bırakmadıkları gibi alınmadık konser bileti de bırakmamışlar artık.

Birşey buldum..

 

Geri
Üst