Dünkü 1 mayıs olaylarını izlerken aklıma çok farklı şeyler geldi günlük. 80'lerin Bulgaristan'ını hatırladım. Düşün Sovyetler dağılmamış, malum rejim hakim ortama ve 1 mayıs kutlanıyor her yıl. Bir de 9 eylül var ülkenin faşistlerden kurtuluşu diye kutlanan, başka da yok zaten milli bayram. Şehrin en geniş caddesine toplanır halk. Şarkılar türküler marşlar eşliğinde bayrak sallaya sallaya yürünür. Bir yerde tribün kurulmuştur işte belediye başkanı polis şefi asker masker selamlanır önünden geçerken. Cadde biter millet evlere dağılır şen şakrak, öyle bir bayram havası. Şimdi düşünüyorum da çok başka kafalar, çok başka olaylar. Polis polis değil zaten bizde A.C.A.B. direkt. (edit: bu da bonus olsun, "Türk polisi":
http://antik.eksisozluk.com/show.asp?id=33608610)
Geçen yıl 12 mayıstan belliydi zaten bugünler. Maç muhabbetiyle kafa ütülemeyeceğim ama orada terörist ilan edilen bir Fenerbahçe taraftarı vardı. Bugün ise "işçiyiz haklıyız". Statta maç bittiği an üstelik tribünler alkışlarken agresif hareketlerle yığılma yapan da polis. Arada densiz memurun biri kişisel atışmaya girdi birisiyle ve olaylar orda patlak verdi karıştı ortalık. Stattan çıktık her yer toz duman, tepede helikopter sokak aralarını gazlıyor. Ulan dedim Orwell bugünleri görse ne düşünür acaba. Düşünsenize helikopterlerle sinek ilacı sıkar gibi sokak sokak gaz sıkıyorlar üstümüze. Ondan sonra "polis arabaları devrildi bunlar terörist". Herkese selam. Dün sağı solu kırıp dökenler kadar biz de işçiyiz, biz de haklıyız. Polis insanları buna kışkırtan aynı polis.
Bir de hatıram var o günden bak. Stadın karşısında bekliyorum arkadaşları, ortalık toz duman, yerler su. Dumanların içinden bizim bir arkadaş çıktı. Elinde taşlar "hımını mımını" diye dişlerinin arasından saydırarak geliyor. Adam terminator gibi aniden belirdi dumanın içinde, etkilenmiyor da üstelik, bağışıklık kazanmış
😀 Yoğurtçu parkına doğru yürüdük, "dur ulan" dedi yerden bir şişe aldı. Polise atıyorum diye bir fırlattı çotta diye bizim renkdaşlardan birini kafadan vurdu. Düşün bir de böyleleri var, renkdaş renkdaşı kırıyor. Olaydan bir saat sonra Caddebostan'a doğru yürüyoruz sahilden. Ortalık hala duman, boklu dereden su çekip yüzünü yıkayan mı dersin neler neler. Bizim arkadaşın bir elinde sigara, diğer elinde taşlar duruyor hala bırakmamış ahah taşıyor öyle
😀
Uzun lafın kısası çoğu kavramın içi boşaltılmış, bir o kadarının çarpıtılmış olduğu bir ülkede yaşıyoruz bence. Bazı şeyleri yerinde ve zamanında yaşamış biri olarak bu kadarcık ukalalığımı mazur görün siz de.