Raporluyorum

şu bankacılık sektörü kadar soyguncu bir sektör yoktur herhalde. dün bi yaşıma daha girdim, bankalarda paranıza bir zeval gelmesin, yastığımın altında duracağına bankada olsun deyip açtığınız vadesiz hesapların hepsinde hesapta para olduğu müddetçe "işletim ücreti" adı altında bir nevi haraç parası alındığını öğrendim.
kredi kartı aidatlarını biliyorduk, yıllarca bankalara hizmet etmemek için kredi kartı kullanmayan ben en sonunda aidatı olmayan bir kredi kartı bulup son 5-6 aydır kullanıyordum ama şu vadesiz hesaba verilen "haraç"ı ilk defa dün öğrendim, pederin bir işini halletmek için gittiğim bankada taa fi tarihinde açılmış hesapta para olduğu müddetçe alınan bu haraçlarla kaç senedir ne kadar söğüşlendin acaba diye de düşünmedim değil, hay Allah cezanızı versin ya.
not: bu türden hesabınız varsa ve kapatmak için zamanınız yoksa ve söğüşlenmek istemiyorsanız hesaptaki tüm paranızı çekin, o zaman bu haraç alınmıyormuş, onu da öğrendim, bu kesin bilgidir, haa hesaptaki parayı napıcam diyorsanız onu ben bilemem işte, maaş hesaıbınız varsa oraya transfer edin. maaş hesaplarından böyle bir ücret alınmıyormuş. bunu da kamusal bilgi olarak paylaşalım.
 
Ah ulan ah kanayan yarama parmak bastın.

Sen bunu yeni öğrenmişsin fakat her ne kadar şimdi aratıp bulmaya vaktim olmasa da, bir kaç ay önce yazmıştım ben bunu. Bir kaç ay diyorum fakat geçen sene de olabilir... Para çekimlerinde ücret alınacağı haberleri patlamıştı, onu belirtirken yazmış olmam lazım.

Ben bunu ilk öğrendiğimden önceki gün, hesabıma bir miktar para yatırmıştım. 1 gün sonrasında para çekmem gerekti, kartı taktım bir de baktım ki 52 küsür lira eksik. Allah allah diyorum, hani bir gece öncesinde kıyak kafayla hesap ödesek aradaki açığı ona yoracağım ama öyle bir şey de yok... Hesap hareketlerine baktım, orada gördüm. Ocak-Temmuz periyodu hesap işletim ücreti yazıyor.

Bu iş muhtemelen uzun süredir var. Fakat insanlar hesaplarındaki rakamların takibini net olarak hatırlamadıklarından, arada kalıp fark etmeyebiliyorlar diye düşünüyorum. Ben ise tam 1 gün içinde bunu yaşadığım ve yatırdığım para miktarı tam olarak aklımda olduğu için bu değişimi fark ettim. Bu bahsettiğim hesabımı bir süredir kullanmıyordum, yani para yoktu içinde. O aradaki tarihin ücretini, o 1 gün içinde tak diye çekmişler işte. Heriflerin sisteme bak, işlerine yarayacak yerde nasıl da jet gibi çalışıyor...

Akabinde bizim firmanın finans müdürüyle konuştuğumu anımsıyorum.. Dedim böyle böyle, bunu yapmayan bir banka var mı. Yok dedi, eğer hesabını sık kullanmıyorsan direkt kapa çünkü uğraşılacak şey değil diye de ekledi. Benim mesela aynı bankada 2 tane farklı hesabım var, benim durum daha da tehlikeli, bunu öğrendiğimden beri de para yatırmıyorum oraya, sadece maaş hesabımı kullanıyorum ATM kartı için, o da başka bankadan.

Çok sinir bozucu bir şey, gerçekten leş kargalığı bunların yaptığı... ATM'ler ücretli hale geliyor haberlerini arşivlerde aratınca bulabiliriz esasında ve bu kadar önemli bir olay olmasına rağmen heriflerin medyada nasıl bir gücü varsa 1 gün bile tartışılmadı bu iş, hasır altı oldu gitti anasını satayım. Geçenlerde de hesap hareketlerini kontrol etmek ücretlenecek demişlerdi, ne oldu bilmiyorum. Fakat bu işletim ücreti dalgasına çok dikkat etsin herkes, paranızı yedirmeyin. O gün bu gündür, ne kadar doğru bilmiyorum ama, evde yanımda tutuyorum paramı.
 
bazı bankalar 6 ayda bir bazı bankalar 3 ayda bir alıyormuş bu parayı. zaten o hesabınıza dair dönem sonu işletim ücreti kesiliyor, o an para varsa otomatikman alıyor, para yoksa hesabınıza para yatırdığınız ilk gün kesilmesi gereken miktar gidiyor ve ben şunu da öğrendim bankalar bu ücreti belirlemede tamamıyla özgür, atış serbest yani, insaflarına kalmış.
abi tüm maaşı yanında tutmak ta mantıksız, maaş hesabında tutun paranızı, maaş hesabına bir halt edemiyorlar, benim bu zamana kadar vadesiz niteliğindeki tüm hesaplarım maaş hesabı olduğu için "işletim ücreti" adı altında hiçbir kesim olmadı, ordan biliyorum.

yalnız benim şu anda aklıma çok pis birşey takıldı. askerdeyken bize bir hesap açmışlardı, "asker maaşı" diye birşey var ya, göya onu vermek için. ben onu askerden döndüğümde bir kere atm'den içinde biriken tüm parayı çektim ve sonra yüzüne bile bakmadım, o hesap maaş hesabı mıdır yoksa vadesiz hesap mıdır acaba?
o hesabı kapattırmaya çalışsam bir de bana şu işletim ücreti yüzünden "kapatırız ama 3 senedir birikmiş işletim ücretiniz var, önce onu ödeyin" demesin lavuklar.

ulan var ya Allah bin kere belanızı versin yaa, artık diyecek laf bulamıyorum.

geçen gün tv'de güzel abilerimizden biri "acaba bu dönemde banka açmak mı yoksa banka soymak mı hırsızlık" diye bir soru sorup ağır bir sis bulutunun oluşmasına vesile oldu.
 
Soru güzel. Cevap da basit bence.

Askerde hesap dedin kafamı karıştırdın... Ben bize hesap açtırdıklarını hatırlamıyorum ama şüpheye düştüm şimdi.

Maaş hesabında da para tutuyorum ama öyle bir nefret oluştu ki, yanından geçesim gelmiyor ATM'lerin. Maaş hesabına yatan kısmını zaten nakit olarak görmüyorum neredeyse, ATM kartından harcıyorum direkt, yanımda para taşıma derdi olmuyor. Fakat maaş hesabından da ücret çekmeye başlasalar orada da para tutmam. Götü yiyen hırsız gelsin diyorum son olarak.
 
üşenmedim askerdeyken hesap açılan bankanın müşteri hizmetlerini aradım, Allah'tan iban no, hesap no falan sormadılar da tc kimlik no ile sorgulatabildim içinde para olup olmadığını, sordum 0 TL, sonra hesabın niteliğini sordum, vadesiz hesap dedi, maaş hesabı değil dedi. işletim ücreti borcumun olup olmadığını sordum (hani olur ya para yatırırsam borç kesilir mi diye), onun da 0 TL olduğunu söyledi. ben de kapatılmasını istediğimi söyleyince eyyam yapmaya başladı, gelecek zamanlarda borcun çıkabileceğinden dem vurdu, ben de kesin bilgiyi kimden alabileceğimi sordum, hesabın bulunduğu şubeyi arayın dedi, ben de ilgili şubeyi aradım, aynı soruları sordum, iyi bir insan çıktı ta adam gibi tüm sorularıma cevap verdi, "zaten herhangi bir borcunuz olsa az evvel hesabınızı kapattıramazdınız" dedi.
yani müşteri hizmetlerindeki artık hesabımı kapatmama kızmış olmalı ki böyle endişe verici söylemlerde bulundu, sonuç olarak borçsuz bir şekilde kapattırdım az evvel, azmin zaferi 🙂

maaş hesapların böyle bir ücret yok, rahat olabilirsiniz, hatta üstteki eyyamcı abla bile bunu vurguladı, maaş hesaplarında ve otomatik ödeme talimatı verilen hesaplarda işletim ücreti kesilmiyor, paranızı maaş hesaplarınızda gönül rahatlılığıyla tutabilirsiniz, en azından şimdilik, ileride nolur bilinmez, her gün bir bok değişiyor.

yalnız abi böyle bir sistem olmaz yaa, sen askere nasıl işletim ücretinin alındığı bir hesap açarsın arkadaş, adam tut ki orda para bıraktı, mesela ben orda para bıraksaydım 3 senelik bir işletim ücretiyle karşı karşıya kalacaktım, bu da en basit hesapla bir yılda 60 lira (ki daha yüksek alan bankalar var), 3 yılda 180 lira para eder, ayıp değil mi yaa, bunun adı soygun değil de ne?
 
Peki maaş hesabında para var ve işten ayrıldık diyelim... O zaman akibeti ne oluyor bilgin var mı? Açıkçası ben diğer bankadaki hesabımı kapatamıyorum çünkü vadeli başka bir hesabım daha var orada, onu kullanıyorum. Maaş hesabının olduğu yere aldırmak da bir sürü işlem, ona vaktim yok.
 
ben şöyle olacağını tahmin ediyorum, ayrıldığın işyeri senin o maaş hesabını kendisi kapattırır zaten, kapatmasa bile maaş hesabı niteliği değişir hesabın. çünkü şöyle bir mantık kuruyorum maaş hesabı bakacak olursak son derece avantajlı bir hesap, özellikle internet üzerinden yaptığın tüm bankacılık işlemlerinde hiç bir extra ücret alınmıyor, başka bankalara eft yapıp, başka bankalara ait kredi kartı borçlarını bile ödeyebiliyorsun, aklına gelebilecek tüm işlemleri internet üzerinden maaş hesabıyla ücretsiz yapıyorsun. işten ayrıldıktan sonra bu hesabın niteliğinin aynı kalacağını düşünmüyorum, hesap açık olsa bile "maaş hesabı" hüviyetinde olmaz hesap.
büyük bir ihtimalle askerdeyken açılan hesaplar da "maaş hesabı" diye açılıyor, askerlik bitince normal düz vadesiz hesap niteliğine dönüştürülüyor herhalde, asker maaşından işletim ücreti alınmaz herhalde, bu kadarını da yapmazlar herhalde, zaten 3 kuruş para.
 
Bugün pek iş yok, nereden denk geldiyse hokey kavgalarını izliyorum 1 saattir. Hayatımın 1 saati boşa gitti ama saf testesteron be abi.

Söylendiği kadarıyla tüm anlaşmazlıklar için oyun içinde kavga kullanılıyormuş. Bunun haricinde, basketbolda genelde koçlar takımları uyuyorken bilerek teknik faul alıp kendilerini attırır takım biraz titreyip kendine gelsin diye, hokeyde ise direkt teke tek kavgaya başlanıyor gerek takımı gerekse salonu atmosfere sokmak için. Birleşik Devletler veya Kanada'da ikamet etmiş arkadaşlar varsa daha iyi bilgilendirir bizi gerçi.

Fakat şu var, aniden kopan takım kavgaları haricinde, genelde teke tek kapışılıyor ve hakemler dahil kimse kesinlikle karışmıyor. Ne varsa teke tek halledilmesine izin veriliyor. Emanetler de kesinlikle yok, zaten kavgalar başlamadan önce hemen bir kenara fırlatıyorlar bunları. Seyircilerin ayrı hoşuna gidiyor elbet, sanırım binlerce sene sonra bile gladyatör savaşı izleme-vari bir güdü insanlığın içinde halen mevcut.

Evet belki bir pazarlama yöntemi olarak kullanılıyor olabilir; fakat zaman içinde oyunun oyuncular arasındaki yazılı olmayan kurallarından biri haline gelmiş gibi, kavga ediyorlar fakat buna -teamül diyeceğim- kesin çizgilerle saygı da gösteriyorlar.



Mesela şurada daha santradan önce sözleşiyorlar ve bunun oyuncular arasında aylar önceki bir maçtan kalan hesap olduğu söyleniyor. Herkes direkt rakibini karşısına alıyor ve kimse kimseye karışmıyor, sonra oyuna devam ediliyor.



Velhasıl, hokey gerçekten enteresan bir spor.
 
Eğer vadesiz hesabınızdan ücret kesilmesini istemiyorsanız bankaya dilekçe verin. Dilekçe verdiğiniz takdirde bir daha o parayı sizden alamazlar. Bununla ilgili yargıtayın kararı var. Aynı şey kredi kartı için de geçerli.
 
Dün Cem Köksal Joe Lynn Turner konserinde, "adam gibi sakin sakin oturup izleyeceğim" deyip te deli gibi kafa sallamama rağmen, yine de eskisi kadar hasarsızım. Bu arada, Joe aslında hayli sempatik olmakla beraber yaşlanınca Yıldız Tilbe'ye benzemiş. Yine de formunu koruyor, o başka.
 
Herkes gündeme daldı tabi uzun süredir kimse raporlamıyor.

Tribün dergi forumlarında "İşteyiz" diye bir başlık var. İnsanlar işyerinde başına gelenleri, arkadaşlarının dedikodusunu, o gün ne yediğini falan yazıyor. Oraya bakınırken aklıma ne geldi; iş arkadaşlarımızdan biri geçenlerde rica etti şirket arabasını aldı hafta sonu için. Pazartesi sabahı da getirdi anahtarı teslim etti. Arabadan sorumlu şöfer arkadaş otoparkta kontrol ederken bir bakıyor tamponun sağ ön tarafında çizik var. Bir de söylemiyor, farkedilmese anlatmayacak bile.
Sen tut arabayı vur bir güzel çiz. Pazartesi sabahı gel ve çaktırmadan geçiştirmeye çalış. Olay ortaya çıkınca kem küm etti ve itiraf etti. Bir de tutmuş boyamış belki farkedilmez diye. Nasıl boya vurdun diye sordular, adam gitmiş siyah oje almış oje ile boyamış tamponu ahahhah. Diğer arkadaş da gitti aseton aldı ojeleri anca temizleyebildi 😀

Görünürde komik ama ciddi sinir bozucu işler bunlar. Adam şahsi işi için şirket arabasını alıp çiziyor ve suçu iş arkadaşına yıkmaya çalışıyor. Raporluyorum beyler, işte bu karakterde insanlarla yan yana çalışıyoruz ne yazık ki.

Bir de bunları yazarken çok alakasız bir şey geldi aklıma. Hani zaman zaman burda sakarlıklarımızı dalgınlıklarımızı yarıştırıyoruz ya. Hiç doğum günü partisine davet edilip bunu unutan, parti günü tesadüfen aynı mekana takılmak için giden var mı aranızda? Ben yaptım lan bunu. Kızcağız geldi boynuma sarıldı "geldiğine çok sevindim" diye. Bir de soruyorum "niye ne oldu ki" diyerek. O an yaşadığımız karşılıklı aydınlanma çok başkaydı. O unuttuğumu anladı, ben doğum günü olduğunu hatırladım ve hala sarılır durumdayız. Yıllar sonra alkollü bir gecenin sabahında internete bakınırken feysbukta mesaj geldiğini görüyorum. Gene aynı kız, teşekkür içeren bir mesaj yazmış. "Ulan ne olmuş ki" diye düşünerek bakıyorum yukarılara ve kendi yazdığım doğum günü tebriğini görüyorum. Gene doğum günüymüş ve bu sefer boş geçmemişim ama kendim hatırlamıyorum. Yine de iyi yazmışım, hatırlamayacak kadar sarhoşum ama imla hatası yapmıyorum, bravo. Kızcağız ne çekti benden be. Son birkaç yıldır haber yok, doğumgünlerini kasten gizliyor benden galiba.
 
hani plajda çıplak ayakla kumda yürüdüğün de ayağın yanar ya. antepte kaldırımda yürürken aynı acıyı hissediyorsun! İstanbul da düğünlerde havai fişek atılır, buralarda top atıyorlar. bildiğin 21 pare top atışı lan. nisan dan beri uzaktayım. en büyük sıkıntımı giderdiğim yer ne ironik ki avm. 🙁 arada sinemaya gidiyorum (eski pasomu gösterip 8 liraya öğrenci bileti alıyom.napayım işsiz güçsüz adamım), en çok da d&r a gidip aynı film ve kitaplara tek tek bakıyorum saatlerce. kafamı boşalttırıyor bu ayinsel oyalanma. gerçi baya orijinal DVD almış oldum 4.99 lara. iki üç tane de 10 liralılardan aldım tezgahta bulamadığım veya kötü versiyonu olan filmlerden. yalnız fiyatlar niye böyle uçuk? 10 liraya bile razıyım da bazı istediğim filmler hala 15 lerde. sürekli ne zaman düşecek fiyatı diye çalışanları rahatsız ve taciz ediyorum. bir de burası kebab şehri güya,amk. doğru dürüst et döner yapan yer yok.her yer tavuk döner. şu ana kadar yazdıklarıma baktım da, derdimi skeyim.....
 
Altı yaşlarında bir çocuk, günde ortalama olarak ne kadar enerji harcayabilir? Çünkü benim üst kattakinin enerjisi bitmiyor. Her sabah saat 8'de uyanıyorum. Hadi diyeceksiniz ki hiç çocuk olmadın mı, ya da çocuk işte. Lan çocuk olmanın da bir adabı var. İnsan annesinin topluklularını giyip odanın bir köşesinden diğerine koşturur mu. Her sabah saat 8'de başlıyo, akşam 10 gibi gürültüler bitiyor. Mesai yapıyor amk. Hani genç bizdik, hani gürültüyü biz yapacaktık? Tüm komşularla günlük gülistanım lan gençliğimden utanıyorum, bir insan bu kadar mülayim bir ergenlik geçirebilir mi?

Neyse konuya döneyim, ben de salonda yatayım dedim. 149.000.00 km uzaktaki Güneş, bana headshot yapıyor. Ayıptır ulan ayıp. Madem her türlü uyandırılıyorum, bari üst kattakilerden intikam aliyim dedim. Amfiyi çevirdim yukarı, açtım sesini. Ne zaman ses yapsalar gitar çalmaya başladım. Ertesi gün uyandığımda saate baktım ve 12'yi gösteriyordu, işte huzur bu.

Sonradan amfiyi bi açayım dedim, yanık kokusu geliyor. Mübarek insanların ahını almışım demek ki. İntikam aliyim derken amfiyi yaktık. Götürdüm aldığım yere, verdim fişini. Dedim alın garantili zaten. Voltaj yükselip alçalmış da bilmem ne garantiye girmiyor dediler. Biz de mecburen parayla yaptırmak zorunda kaldık. Yarın amfiyi almaya gidicem. 100 lira tutmuş tamir işi

ANA FİKİR: Üst kattaki çocuk rahatsız ediyorsa hiç intikam falan uğraşmayın, direk çıkın tokatı basın piçe
 
NBA başlığı nerede arkadaş?

Uncle Drew'ı izleyin : )



Bu reklamı yeni izledim, bu çocuk hakikaten Iverson'ı andırıyor bana, umarım onun kazanamadığı yüzüğü kazanır.
 
Geçmişe baka baka önümüzü görmüyoruz belki de? Yenileri de kurulur elbet.

Baktım yukarıda bankadan yanan çok ben de 24 yaşımı dolduracam yakında, bugüne kadar tek kullandığım kart üniversitedeki burs kartımdı. Bu hafta bende o kredi kartı olayına bulaşıyorum artık nakitin altından kalkmak deveye büyük okyanusu atlatmak gibi bir şey oldu. Öğrencilik güzeldi be.
 
3 ay kredi kartı kullandım ve iptal ettirdim. Ön ödemeli kartlar var. Parayı yüklüyorsun ve direk alış-veriş yapabiliyorsun. Böylece kredi kartı biilgilerim ele geçer mi, dolandırılır mıyım korkusuda ortadan kalkıyor.

Bahsettiğim kartlar: Paybyme ve İninal kart.
 
son 5-6 yılın en serin Eylül ayını mı yaşıyoruz, bana mı öyle geliyor acep.
dün gece son 3 ay yaptığım gibi cam açık yattık, sabah buz gibi bir üşümeyle kalkmışız, hafif bir burun akıntısı başladı bile. Eylül ayı bu kadar serin olmazdı normalde.
 

Geri
Üst