Öncelikle vokalistinize burdan "bröaahh" demek istiyorum. Ben Ankara'da bu tarz müzikte bu adamın üzerine vokal dinlemedim. Çok rahat söylüyor, deli gibi de sesi var. Acayip tat verdi.
Grup, son izlediğimden bu yana inanılmaz yol katetmiş. Baya oturmuş grup. Her eleman ayrı ayrı kompedan olmuş işinde 😀 Davulcunuz saçını kestirmekle kalmamış, çok da güzel çalmaya başlamış. "Davulcu mu değişti?" diye sormuştum, çünkü bir önceki izleyişime göre gayet sağlam, sanki bambaşka bir davulcu vardı sahnede. 😀
Onun dışında sound olarak denge çok iyiydi. Her enstrüman ayrı ayrı duyuluyordu. Size de söylediğim gibi bir tek elektroya sololarda az delay/az reverb gerekiyordu, ki ikinci yarıya pedal olmadan, direk mikserden yapıldı o işler, çok da güzel oldu. Basa da compressor/limiter lazım demiştim, fakat ikinci yarıdaki bas tonu çok güzeldi. Bu ayarlarla compressor'e falan da gerek yok.
Vallahi, anlatmakla bitmez. Bu grup, bu müzik tarzının, Ankara'daki en kral temsilcilerinden biri olmuş. Tek rakibiniz Süleyman Bağcıoğlu, kim tutar sizi 😀
Bu arada istekte bulunmak istiyorum. Bu formatta grup bir de House of Pain çalsın, dinleyenleri tripten tribe koştursun isterim. 😀