Çooook uzunca bir mesaj olacak, o yüzden rahatlıkla okumadım kardeş durumumuz yoktu diyebilirsiniz, serbest
😀
Bir başka şehir efsanesi
Abonoz gece gibi kapkara bir ağaçtır.
Macassar abanozu haricinde gördüklerim genelde gerçekten kapkara olurlar, hatta "ebonize" denilen bir terim var, bazı ağaçların işlemden geçirilip abanoz benzeri sertlik, pürüssüzlük ve koyu renge kavuşturulması olayı.
🙂
"Gül ağacı dediğin zift gibi olacak aga"
Bu nedir şimdi?Efsane avcıları el atın bi zahmet şuna.🙂
Yanlış biliyorsam lütfen benden daha iyi bilenler düzeltsinler, gül ağacının koyu renklisi makbul olmaz mı? Yani bakımları temizliği yağlanması b.ku püsürü özenli ve düzenli yapılmış gül ağaçları genelde siyaha çok yakın bir renkte olurlar. Benim kız gibi baktığım '95 Bass Collection marka bas gitarımın klavyesini görenler abanoz sanıyordu, modifiye yaptığıma iddiaya girenler bile vardı...
(
@BLACKHELL baahsettiğim şarap rengi Bass Collection'ı Bas Gitarist forumlarından hatırlayacaktır.)
Hazır, kurumuş oturmuş ağaçlar konusu açılmışken bi soru sorayım
Gövde nin fırınlanması ile ilgili bişeyler duymuştum.
...
Ayrıca; Çam, Gürgen, Kavak vsvs gibi inşaat ve mobilya larda kullanılan ağaçlar kuruyunca, çok belirgin çatlamalar oluşur. Bazı gitarların klavyelerinde de bu çatlamalara çok kez şahit olmuşumdur. Ama gövde de hiç görmedim.
Yoksa klavyedeki çatlamalar tamamen ağacın damarlarından veya yapısından mı kaynaklanıyor ??
Evet bazı firmalar ağacı fırınlıyor ama detaylarına çok hakim değilim. Ama fırınlanan ağaçların doğal kurumaya maruz bırakılmış ağaca göre daha kötü ton verdiği iddia ediliyor. Doğru ya da yanlış olabilir, bilemeyeceğim.
Tuşe üzerindeki çatlamalar genelde ağacın cilalanmamasından kaynaklanır. Cilasız ağaç hava alır, nem alır, rüzgara maruz kalır ve bu her türlü duruma sebep verebilir. Cilasız ağaç her an "babalara" gelebilir...
90larda, Rage Against the Machine döneminde Tom Morello, Guitar Player dergisi röportajında albüm kayıtlarının bi kısmını garaj satışından 60 Dolara aldığı markasız gitar ve markasız 10 watt amfiyle yaptığını anlatıyodu.
İki yıl kadar önce, zamanında Kazım Koyuncu'nun konser gitaristliğini yapmış, şimdilerde İsmail Türüt'le çalan bi abimizin pembe Fender -paisley- Strat'ını almaya gitmiştik evine, adama dedik ne alacaksın bu gidince, arkada duran Squier'i gösterdi. "Abi" dedik "ton, gain kem küm" adam "amaan salla" dedi, "gitarın sesini kim duyacak da tonunu anlasın o gürültüde"... Yarım saat güldük haliyle. Nedense bu işe iş olarak bakanlar, amatörler kadar önem vermiyo ekipmana, TRT Müzik'te türkülere eşlik eden basçı amcada Cort Action gördüm geçenlerd mesela. Ben olsam kendi gitarlarım da yetmez, eş dosttan ne bulursam dizerim arkaya.
Bi de, bi gün Zuhal Müzik'e gidip bi amfi, bi kaç gitar deneyin; bu neymiş diye sorun elemanlara, efsanenin dibini görürsünüz.
Bu durum çoğu profesyonel gitarist için geçerli evet, ama benim bizzat tanıştığım bazı profesyonel gitaristler ekipmana karşı aşırı titizlik sahibiydiler. Örneğin Cihat Akyıldız, kendisi ben tanıştığım zamanlarda - Hafızam beni yanıltmıyorsa - Custom Shop Fender gitarlar kullanıyordu, tabii bu kendisi solak olduğundan da kaynaklanıyor olabilir, istediği gitarı piyasada bulamamışsa Custom Shop yoluna başvurmuş olabilir.
Başka bir başlıkta daha denk gelmiştim, birisi TRT'de çalan gitaristlerde Cort X1, Cort Action bas filan gördüğünü yazmıştı.
🙂 Sonuna kadar doğru, bizler TRT'de çalışan ses mühendisleri ile ve o ekipmanlarla programa çıksak S.B. Dreams marka gitarla bile güzel ton alırız. Sonuçta bir ülkenin resmi kanalında çalışan profesyonel adamlar bunlar, işlerini çok çok iyi biliyorlardır muhakkak.
Yukarıdaki mesajımla azıcık olsun alakalı olduğunu düşündüğüm için burada bir başka alını yapıyorum:
Ankara Pan Müzik elemanlarından bir efsane:
4000 tl'lik Gibson ve 1000 TL'lik Cort'u karşılaştırıp yapılan yorum:
-Fiyatına bakma abi Cort'un işçilği daha iyi bence...Gibson diye abartıyorlar...
Bacınoğlu Müzik:
-Gitar dediğin tahtadan başka bişey değil, hepsi aynı, gitarda tek farkeden şey manyetiktir....
Zuhal Müzik:
-Epiphone gitara manyetik tak Gibson'dan daha iyi olur...
...
O gitarın 4000 Liraya satılan bir Gibson olması gerçekten 4000 lirayı hak ettiği anlamına gelmiyor bence, 1000 liralık Cort ile de gayet güzel işler çıkarılabilir.
🙂 Sonuçta işçiliğin aşırı derecede konuştuğu bir piyasa enstrüman piyasası.
Bacınoğlu Müzik simülasyonuna da yarıldım diyebilirim okurken
😀 Müziğe yıllarını vermiş insanlar bile söyleyebiliyor bunları, gerçekten yazık...
Modifiye ile başka bir marka ve modele yakınlaşma hadisesi bence tamamen efsane değil. Yukarıda da hakkında yazdığım Bass Collection markası - ne yazık ki artık orijinal üreticisi tarafından üretilmiyorlar - bas gitar camiasında gerçek bir "efsane" oluşturur, temizini güzelini bulursanız amacına uygun bir modifiye ile istediğiniz tona ulaşabilirsiniz.
🙂 Epiphone markaasının üst modellerini de bence yabana atmamalıyız, Gibson'a 5000 lira vereceğime Epiphone alırım daha iyi.
🙂
İyi bir ses kartın yoksa hiç bir halt yiyemezsin. Keza 1990'a kadar bir dünya müzisyen oturup ses kartının icad edilmesini beklemişti.
Michael Jackson'ın "Thriller" albümü şimdiye kadar duyduğum en güzel gitar ve bas gitar tonlarına sahip bana kalırsa, o zamanlar ses kartı desen bir müzisyene büyük ihtimalle kendsine küfür ettiğini filan sanardı...
😀 Hatta ve dahi dayak yemek işten bile sayılmazdı...
😀
Yıllar önce bi muhabir James Hetfield'e "konserlerinizde arkada başkaları çalıyomuş doğru mu" falan gibi bi geyik yapmıştı, adam da "bu tarz şeyleri nedense sadece Türkiye'ye geldiğimizde duyuyoruz" gibi bi şeyler dedi. Efsane üretmekte iyiyiz
baya. O değil de İsmail YK üstadın bi şarkısında -sanırım Allah Belanı Versin olacak- Slash'ın öldüren soloları tarzı bi şey vardı. "Oha" dedim "tuşe desen burda, ton falan almış başını gidiyo..." Arkadaşa diyodum süper diye, eleman "o çalan klavye ya, geçen bi düğün salonu klavyecisi aynısını çalıyodu heh heh" deyince lanet ettim bu düzene.
Şimdi abartmak gibi olmasın ama aslında İsmail Yurtseven çok çok iyi bir müzisyendir, birçok enstrümanı büyük ustalıkla çalabilmektedir. TV programlarından birinde piyanoda Chopin prelüdü çaldığını gördüğümde deyim yerindeyse "Güven Özveri Tecrübe" olmuştum. Kaldı ki kendisinin çok çok iyi bir şekilde bağlama ve gitar çalabildiğine de başka TV programlarında şahit oldum. Hakkını teslim etmek gerek.
"Analoğa gerek yok prosesörde hepsi var" ne kadar şehir efsanesiyse de "Analog iyidir, prosesör kakadır" da bir o kadar şehir efsanesidir.Kullanım alanı ihtiyaca göre değişir, prosesörde ne kadar dezaavantaj varsa analoğunda prosesöre göre dezavantajları vardır.Bir konteyner mal taşıman lazım atıyorum 500 bin lireya spor arabamı alırsın yoksa aynı paraya bir TIR mı alırsın?Ama tır alıp "ya bu da 250 basmıyo" demeyeceksin.Eğer bu işi üst düzeyde yapma fırsatınız yoksa iş bitirme adına prosesör kullanmak bir yerde daha mantıklı oluyor;üst düzeyden kastım TR çapında bilinen, konserlerden programlardan iyi bir gelir elde ediyorsanız istediğiniz kadar anfi pedal rack kullanın, ama rodi yoksa, yer kısıtlıysa, benim gibi belden sıkıntı varsa program konserlerde prosesör hayat kurtarıyor, kötü de olsa anfi simülasyanları bir nebze iş görüyor,(tabi ton konusuna haiz olmak lazım),ayrıca analog setup anfi olmadan ciyak ciyak oluyor.Bu dediklerim profesyonel durumlar için, ev kullanıcıları içinde prosesör makul oluyor fiyat açısından ama günümüzde vst pluginler bence prosesörlerden daha iyi, eğer canlı müzik yapma durumu yoksa prosesör yerine bilgisayar demek çok yanlış olmaz.
...
Acaba Steve vai ibanez gitarları çok sevdiği için mi hala kullanıyor?bu soruya şöyle bir cevap vereyim, konserlerinde kullandığı JEM 'i acaba hangi firma üretmiştir?Doğan görünümlü şahin olayı
🙂.Çok ciddi paralar dönüyor, tv' daki yarışma programlarını izleyipte gerçek sananlar gibi bu adamlarında keyfine bu markaların reklam yüzü olduğunu sananlar var malesef.
...
Ayrıca
sevgili
satiwa ,prosesörler hakkındaki görüşünüz doğru ama verdiğiniz örnekle üzgünüm ki yanlış, compressor- anfi simülasyonu vs. prosesörlerdeki efektlerin kalitesi-yoğunluk derecesi kesinlikle düşük olabilir ama görevler aynıdır, anfinin cızırtısını niye simüle ettiniz düşüncesi çok talihsizce olur.cızırtının sebebi distortiondur zaten frekansı bozmaktan gelir temelde, en alt frekanslarından itibaren bozduğunuz bir sesin temiz gelmesi demek yoğurtsuz ayran gibi bir şey olur.Kompresör konusundaki görüşlerinizde ne anlatmak istemişsiniz anlayamadım fakat yanlış bir düşünce.
İlk paragrafta yazdıklarınızın hepsinin altına imzamı atarım. Mesela ben bir hobi müzisyeni olarak evimde 3 wattlık uyduruk Orange Micro Crush amfi ve yine bu forumdan 150 liraya satın aldığım Line 6 Pocket POD ile anlatamayacağım kadar çok mutluyum.
🙂 Çok canım isterse kafama göre bir overdrive pedalı alırım o kadar. Gerisi teferruat...
(Kaldı ki Line 6 markasının çok çok güzel üst seviye prosesörleri var, çok güzel bir şekilde konserde filan kullanılabilir.)
Steve Vai'nin "JEM" serisi imzalı gitarlarını hep Ibanez firması üretmiştir...
🙂 JEM gitarlarının hikayesini okumuştum eskiden internette.
Hatta alın buradan da vereyim:
"So when Ibanez approached me I gave them the chance I gave every other company: handed them my prototype and said 'here's the guitar I want - make me one exactly like it' And I got a guitar back in three weeks that was just great. I thought that it would have potential in the marketplace, and they were interested in marketing it; I wasn't gonna make it a Steve Vai guitar, 'cause who'd be interested in buying a Steve Vai guitar unless I actually played it? So I told them that if they made me these guitars and supplied me with them, then they could make them for other people as well. And so when I walk into any music store and pick up one of these guitars and play it, it feels great. It took a while to perfect it, but every time they send me one it feels just like all the others. I have no problem going from one guitar to another, whether it's green or blue or yellow or floral or whatever; I know they're gonna sound basically the same, with their DiMarzio pickups, that the feel is the same on all of them. So that solved the problem of duplicating the one guitar I really like. (GW- 5/88)"
Link:
http://www.jemsite.com/jem/origin/
Bazı diğer firmalar tarafından modifiye edilen JEM modelleri var, örneğin True Temperament firması Steve Vai'ye kendi perde sistemleri ile modifiye edilmiş bir JEM hediye etmiş, YouTube'da bir videoda anlatıyordu Steve Vai bu gitarı. YouTube resmi olarak engelli olduğu için buradan paylaşmıyorum o videoyu. isteyen bulabilir.
(Hatta Steve Vai'nin gitarları konusunda aşırı derecede hassas olduğunu da belirtelim, gitarının orijinal manyetikleri söküldüğü ve çöpe atıldığı için bütün ekibe kosner alanı çöplerini arattırdığı ve bu manyetiklerin gitara geri takılmasını sağladığı da bilinir.)
Signature ürünlere fazla güvenmeyin, alırken büyük beklentiler içinde olmayın. O idol olmuş adamların soundları gitar, manyetik, pedal, amfi vb. unsurların sadece birine değil, hepsine birden bağlı. Hatta çoğunun kullandıkları bazı ürünler (amfiler, pedallar gibi), iş bilen kişiler tarafından o gitaristlerin kendi ölçütlerine, zevklerine göre modlanıyor. Sonuçta bu adamlar idolleşene, soundlarını oturtana kadar bu signature ürünlerin hiçbirini kullanmıyorlar. Ne zaman dünya çapında tanınıyorlar, şirketler hemen signature ürünlerini yapıp fanlara satmak için peşlerine düşüyorlar. O yüzden, bir gitaristin soundunu yakalamak yolunda signature ürünlerin peşinden gitmektense, dönem dönem hangi ekipmanları kullandıklarını araştırmak daha verimli olur bence.
Yukarıda verdiğiim JEMsite linkini okursanız size hak verdiğimi göreceksiniz. Steve Vai'de gitar sinyalini envai çeşit efekt ve amfiden geçiriyor zaten.
🙂
Dijital şöyle iyidir, dijital böyle kötüdür, analog aslandır, lambalılar kaplandır vs. Dijital sinyal işleme konusunda
izzzyy kadar teknik ve teorik bilgi sahibi değilim. Sanırım çoğumuz da bu konuda allame-i cihan değilizdir. Bu yüzden burada kulak, zevk, renk unsurları devreye giriyor. Her fırsatta elimdekilerden iyi lambalı amfi, gerektiği ölçüde de analog pedal falan bakınırım ama, Line6 POD V.2 fasulye prosesörüm de hala elimin altındadır. Gayet analoga yakın tınladığını ve pratik, kurtarıcı bir çözüm olduğunu kabul ve dahi hakkını teslim ederim.
Katılıyorum, +1. "Thumbs up!"
😀
Devamı aaaaazzzzz sonra!!!!