Tabii o köprüleri bizler almaya kalkınca fiyatlar o seviyelerde. Muhtemelen o köprüyü Amerika'ya kargolasan 30-35 dolar kargo olacak, e bunun prosedürü falan var. Hem gümrük muhabbetine girecekler, hem de eskisi gelmeden yenisini yollamayım falan der o şekilde iş yapsa. Adamlar 50 dolara falan alıyor herhalde Gotoh'tan 1996T leri. Üstüne ettiği kağıt üstündeki ”zarar” da aha yıllar sonra buralarda kendinden söz ettirerek kendini amorti etti. (Atölyeye geldiğinde de konuşmuştuk bu mevzuyu hatırlıyorum.
🙂 )
--------
Diğer konuyla ilgili olarak, şahsi düşüncem Plek makinesinin biraz ”overrated” olduğu yönünde bu arada. Biraz tecrübe,
düzgün bir tesviye bloğu, iyi gören bir göz ve amaca uygun radius seçimi ile alçalmayacak tel yok. Şu an elimdeki projelerin ikisi 7 telli, ikisi de Floyd Rose'lu ve 20” radiusu var. Test-fit diyeyim, boya öncesi son kontrol amaçlı gitarı topladığımda, ufak ayarlarla, 10-56 tel setinde; ince mi telinde 1mm den düşük, kalın si telinde ise 1.5mm civarı (fazlası değil) aksiyonla, herhangi bir bızlama, fret-out durumu olmadan çalınabilir durumdaydı gitar.
Bunun dışında 16” radiuslu 6 telli bir gitarda (10-46 tel ile) kalın mi için 1-1.5mm, ince mi için 1-1.2mm arası yükseklik benim ”kabul edilebilir” değerlerim. (Gitarına ve tel kalınlığına göre +/- 0.2 mm oynama ile birlikte.) Daha aşağısında plek makinesinden de çıkmış olsa, el ile yapılmış en kusursuz fret işçiliğine de sahip olsa, tellerin salınımı negatif etkilenmeye başlıyor. O aşamada klavyenin değil, tellerin limitlerine ulaşıyorsunuz artık. Daha aşağısı için daha kalın tel takıp, gerilimi arttırıp salınımı azaltmak lazım-ki kimse 11-12-13 tel takıp standart mi'ye çekmek istemez gitarını.
Bu yüksekliklere (alçaklık demek daha doğru belki de) inildiğinde gitarın bütün dinamiği (ya da nasıl adlandırırsanız) gidiyor ve herhangi bir bızlama vs. olmasa bile tel rahat salınamadığı için hissedilir bir fark (düşüş) oluyor. Bu sebeple gitarları kayıt için hazırlarken telleri hafif yükseltmek doğru bir yaklaşım.
Çok uzun konuşulabilecek, fikirler paylaşılabilecek mevzular bunlar. İşin daha ”seri üretim” kısmında Gibson var, onlar da 2014'ten beri Amerika üretimi olanların plek makinesinden çıktığını iddia ediyorlar... Görünen hiç öyle değil iken hem de...
Falan filan....
Ha hepsi bir yana, elimin altında bir plek olsa kullanmam mı? Tabii ki kullanırım. Gitardaki en ”el yapımı” olan kısmı makineleştiriyor işte, daha ne isterim. Hatta daha ne isteriz, tüm yapımcılar olarak.
🙂
İlginizi çekerse diyerekten şöyle de bir makale paylaşayım;
http://savartjournal.org/index.php/sj/article/download/21/pdf