Tek tek cevap yazıp başlığı şişirmek yerine tek bir mesaj yazmak istedim.
Suhr icin verilecek parayi ben olsam seve seve Erdem Koca'ya veririm.
Bu tarzda gitarlarda en az onlar kadar da iyi is cikarir.
Teşekkürler Mete, her zamanki gibi çok naziksin.
Erdem Kocanin gitarlarini deneme firsatim olmadi, iscilik ve malzeme kalitesi olarak da cogu suhrdan ustun gorunuyor. Malesef ulkemiz yapimlari custom gitarlari ikinci elde satmasi cok zor. Erdem Bey plek makinesi kullaniyor mu bilmiyorum ama plek´d gitarlar ile olmayanlar arasinda uygulayan kisiye bagli olarak fark cok oluyor. Fender stratima jumbo stainless steel fret taktirdim ve 17.perdeden itibaren cizlamayi ne yaptiysam kesemiyorum, teller alcaldiginda kesinlikle cizlama oluyor. Yapan kisi de ankaranin en taninan luthieri, ya gitar uygun degil, ya sapta bir sorun var ve kendisi beni uyarmadi.
Suhr da ise telleri cok cok yakin ayarlayabiliyorum, bendlerde en ufak bir cizlama ya da bendin bir yerden sonra sonumlenmesi olmuyor. Ozellikle sap isciligi cok cok iyi.
Erdem bey isini daha iyi yapiyordur, ama marka algisi cok onemli bu ulkede. Sahsen bir suhr u satmak daha kolay olacaktir diye dusunuyorum.
Sevgili dostum, öncelikle belirtiyim Shur gitarlarını çok beğeniyorum, Super Strat türevinin en iyi seri üretim örneği olduğunu düşünüyorum.
Pahalı bir gitar olsa da, türkiye özelinde daha da pahalı gelse de parayı hak ettiğini düşünüyorum. Burada iyi anlaşılması gereken nokta seri üretim bir gitar almakla ya da seri üretim yapan bir firmaya sipariş vermekle butik bir gitar yapımcısına tamamen custom bir gitar siparişi vermek arasındaki fark. Bunlar karşılaştıralabilir konular değil. İkisinin de artıları ve eksileri vardır.
Firma size marka tanınırlığı sağlar ama gitarınızı yapan insanları tanımazsınız, gitarınızın yapılacağı ağaçları elinizle seçemezsiniz, yapım süreçlerine dahil olamazsınız örneğin gitar cilaya girmeden önce ölçülerini kendinizin belirlediği sapı elinize alamaz ya da kapağa boyama işlemi yapılacaksa rengin tonuna aynı ağacın bir parçasının üzerine sürerek deneyerek karar vermezsiniz.
Bir ustaya yaptırdığınız gitar sizin de belirttiğiniz gibi ikinci el satışı açısından o dönemin flaş markaları kadar iyi sonuç vermeyebilir haklısınız. Ama bu bence büyük bir problem değil çünkü custom gitar yaptıran, ağaçlarını, donanımını, tüm özelliklerini kendi zevkine göre belirleyen bir gitarist eğer seçimlerinde bir hata yapmadıysa ve eğer büyük bir finansal soruna girmezse gitarını satmak istemeyecektir. Bir insan neden kısa bir süre sonra satacağı bir enstruman için aylarca bekleyip bir araba para versin ki?
Zaten geçmiş yıllara baktığımda yaptığım gitarların yüzde 5'inden azının ikinci ele düştüğünü görüyorum. Düzenli olarak gitarlarını bakıma getiren müşterilerimle bu konuyu konuştuğumda ise böyle birşeyi asla yapmayacaklarını söylüyorlar. Gerçekten de tasarım ve yapım süreçlerine bu kadar dahil olduğunuz bir gitarı başka birisiyle paylaşma fikri insana itici geliyor.
Plek konusunda da bir not, gitarı ileri götürecek her türlü teknoloji olumludur, ancak plek aleti "keşfedilmeden" önce de çok iyi perde işçiliğine ve tesviyeye sahip gitarlar vardı, sonrasında da olacak.Yani plek olmazsa teller inmez türünden bir yaklaşım doğru değil. Keza Plek büyük bir meseleyse de Abd ve Avrupa ülkelerinde bir kaç yüz dolara bu işlemi her gitar için sonradan da yaptırabiliyorsunuz.
Buraya gelip bilmem kimin gitarı daha iyi yazmak yerine neden o gitarlarla ilgili bir başlık açmıyorsunuz ?
Böyle bir başlık var, göz atıp fikirlerinizi yazarsanız mutlu olurum.
Erdem Koca Guitars
Ülkedeki genel problem aslında Custom gitarın marka bilinirliğinden dolayı satılmaması değil, belli fiyatların üzerindeki gitarların genel satış zorluğu da diyebiliriz. Teşbihte hata olmaz derler, 8-10 bin liralık gitar alacak kişi gitar hakkında markadan çok işçilik ve malzeme kalitesinden anlayabilecek seviyeye gelmiş kişidir diye düşünüyorum. O yüzden Erdem hocanın gitarının satılmama durumu olmaz. Burdaki büyük ve asıl problem o kadar büyük meblaları enstrümana ayıramıyor olmamız 🙂
Teşekkür ederim doğru bir tespit olduğunu düşünüyorum, gördüğüm kadarıyla gitarlar ikinci el olarak satıldığında değerinden çok fazla kaybetmiyor ama dediğiniz gibi buradaki asıl mesele 2500 doların Amerika'da 2500 lira Türkiye'de ise 9500 liraya denk gelmesi durumu. Orada asgari ücretle bir ay çalışıp Amerikan Strat alabilirken burada bu süre 3-4 ay kadar. Büyük bir makas var ve açılmaya devam ediyor. Ne yazık ki tüm ağaç, donanım ve yapım malzemesi masraflarımız döviz türünden olduğu için yapılabilecek hiç bir şey yok.
Katılıyorum hocam size. Fakat şöyle bir şey var, çok gitar alıp satan birisi için Suhr daha kolay bir tercih oluyor. Marka mojosuna hiç girmiyorum bile.
Bu arada sizin yaptığınız gitarlar da çok güzel, nevi şahsına münhasır.
Bu arada Suhr, ürün gamına yeni bir model daha ekledi:
Classic JM Pro | Suhr.com
Evet bunun önemli olduğunu düşünüyorum, custom gitar yaptırmak zaten çok gitar alıp satan birinin ilk tercihi olmamalı. Bu süreçlerden geçmiş, onlarca enstrumanı denemiş, bu gitarların iyi kötü taraflarını tartıp yorum yapabilmiş, artık ne istediğini bilen gitaristlere daha çok uyan bir seçim gitar yaptırmak. Bundan dolayı inanmazsınız birçok kez sizin ilk önce şu şu şu gitarları denemeniz lazım diyerek nazikçe gitar yapmayı reddettiğim durumlar oluyor. Herşey para değil ve ne istediğini tam olarak bilmeyen, gitarist olarak olgunlaşmamış birisine sadece para kazanmak uğruna gitar yapmıyorum.
Custom shop'a gelirsek, anderson, tyler, suhr, fibernare, g&l custom gibi üreticiler artık olayı aşmışlar. İlerleyen cnc teknolojileri yukarıda bahsettiğim otomatik fret makinesi PLEK gibi üretim teknolojileri artık bu ürünleri en üst seviyeye taşımış. Custom evet ama eliyle ağacı alıp gövde kesme gibi bir durum yok, fret levelling elle yapılmıyor. Kalitede buradan geliyor, hata %1 seviyelerinde. Kalite kontrol üst seviye, gitarı aldım fretleri kötü dediğiniz anda gitarı sizden alırlar, yenisini gönderirler. Bir gitarın kesimi işlenmesi ve size gelmesi 6 ayı buluyor, üretim anında oluşacak herhangi bir deformasyonda yeni ağaçla tekrar başlanıyor. Belirli bir güveni yakalamışlar, fiyatları da o yüzden oldukça yüksek. Üretim süresi 5-6 gün süren bir gitarla 6 ay süren bir gitarın maliyetinin aynı olmasını da beklememek gerek.
Müşteri ilişlileri oldukça iyi. Ellerinde solak gold tremolo kalmamıştı ancak arkadaşımın dönüş tarihi yaklaştığı için gitarı Chrome tremolo ile yolladılar ve dediler ki gold geldiğinde Türkiye'ye postalarız. 3-4 ay sonra posta geldi. Gold tremolo ama SAĞLAK 😀
Neyse dedim yanlış yollamışsınız geri yollayayım. Yok dediler bi de üzerine gold solak gönderdiler. Her biri 200-300 dolarlık aletler bunlar.
Şu an elimde 11 sipariş var, bugün sipariş verseniz teslim sürem 12 ay sonra, çırağım-çalışanım yok her işi kendim yapıyorum bir yıl önce işe aldığım bir çalışanıma üretimin çeşitli adımlarını yaptırmıyorum, gövde ve sap ağacında budak veua çatlak çıktığı için işe sıfırdan başladığım 3-4 kez oldu, bugüne kadar gitarını beğenmeyen bir tane müşterim oldu, gitarı alıp 2800 dolarını aynı gün geri havale ettim, dekontunu gönderebilirim. Dediğim gibi Suhr, Prs, Vigier, Anderson iyi markalar ama efsaneler yaratmadan önce burada da neler yapıldığını bilmek gerek. Belki eskiden bir gitar Türkiyede bizler tarafından üretilirse illa bir yerinde patlak olur gibi bir anlayış vardı ama son yıllarda bunun aşıldığını bizzat biliyorum, sadece bu gerçeği insanlara anlatmamız gerek.
Tüm bunları ben iyiyim XXXX markası o kadar etmez diye yazmadım, aksine genelde o markaların o fiyatlar edeceğini düşünüyorum.
Anlatmaya çalıştığım özel siparişle yaptıracağınız bir enstrumanın ise daha farklı bir konu olduğu, karşılaştırmamak gerek.