The Elder Scrolls V: Skyrim

O claw olayı genelde tapınağa girdiğinde deştiğin sandıkların, hazinelerin içinden çıkan bişiy. Pençe şeklinde böyle. Acı ama gerçek, geriye dönüp geçtiğin odaları tekrar araman gerekecektir. Muhtemelen bir yerde gözden kaçırdın ya da almaya tenezzül etmedin 😀 Malı bulduğun zaman kapıya geliyorsun, dönerli mönerli bir kapıdır o şimdi. Üzerinde türlü çeşit hayvanat kabartması böyle. Doğru kombinasyonla hayvan sembollerini dizmen gerekiyor açabilmen için. O kombinasyon da ebony claw denen zımbırtingonun üstünde mevcut.
 
Geri döndüm zaten iki kere, girdim çıktım her yere, boşalttım bütün küpleri ama altın var sadece. Bir tane sandık kilitli, lockpick olayı gerekiyor açmak için, belki ondadır ama lockpick olayını beceremiyorum. Nasıl yapılıyor o? Gerçi hiç lockpick'im de kalmadı, dışarı çıkıp birilerini öldürüp onların üzerinden mi alacağız şimdi? Sokarım böyle işe haa. Şu dediğim yeri oynayan biri varsa bir el atıp daha ayrıntılı tarif etsin bir zahmet, anlaşıldı ki sizden yana çare yok savareyn bey.
 
Lockpick lazım. Lockpick edinemiyorsan Thieves Guild'e katılıp, Skeleton Key'e kadar geleceksin ama o zamana kadar da lockpicking'le bir sürü işin olacak. Tavsiyem: Sağa sola çevirdin lockpick'i. A veya D'ye çok hafif bas. Bir kere böyle, tık. Zorluyorsa devam et. Dönme emaresi varsa da oraya yoğunlaş. Bandit'lerden zilyon tane çıkar bir süre sonra lockpick. Al hepsini. Ağırlıkları da yok zaten. Öyle öyle kolaylaşıyor sonunda. Adept'leri tık diye açmaya başlıyorsun. Kırılmıyorlar kolay kolay falan filan.
 
Arkadaş perk dağılımı çok önemli lan. Benim gibi kararsızlık yaşayanlar için hele büyük problem. Birini seçersin aklın öbüründe kalır. Dayanamayıp bir önceki autosave'e geri dönüp başka perk alırsın. "Ulan aslında öbürüyle devam edecektim" düşüncesi rahat ettirmez. Ne istediğini, nasıl bir karakter düşündüğünü bilerek başlamak lazım oyuna. Yoksa işte level oldu 30, ortalamanın üstündeki archery yeteneğim haricinde herşeyden birazcık bilen sade vatandaş modundayım.

Ayrıca Riften ve Thieves Guild'e bayıldım arkadaş. Çok keyifli geliyor oranın görevleri valla.
 
Perk her level atladığında birer tane olmak üzere seçebildiğin yeteneklere verilen ad. Böyle sorduğuna göre allah bilir kaç tane birikmiştir sende şimdi abooov 😀
 
Perk her level atladığında birer tane olmak üzere seçebildiğin yeteneklere verilen ad. Böyle sorduğuna göre allah bilir kaç tane birikmiştir sende şimdi abooov 😀

Müthiş bir histir lan o. Ah bende olacaktı, ayı gibi saldırırdım sağa sola. Gelsin heavy armor perk'leri, gitsin smithing'ler, enchanting'ler. Kıskandım Emrah'ı, ne yalan diyeyim. 😀
 
Smithing demişken bu büyülü silahları improve eden perk hangisi oluyo onu da bi yazıverin hayrına be. Daha silahlarımı geliştiremiyorum ahahahah 😀
 
Bende sadece one handed, archery ve sneak'e vermek istiyorum o perkleri. Smithinge, enchantinge falan vermeye gitmiyor elim. Öyle olunca hala sağda solda bulduğum itemları takıp takıştırıyorum 🙂

Ama ne biliyim savaşçının işi savaşmak olmalı. Elinde iki kılıç, sırtında yay, hayalet gibi dolaşan ama yaklaşık 2 metre boyunda 150 kiloluk, uzun saçlı, uzun sakallı, johan hegg tipinde bi kuzeyli karakterim var. -evet tiple işlev çok uyumsuz oldu 🙂- elimden demircilik gelmez ama kodum mu oturturum 😀
 
Çektim. Gerçekten çektim. Cumartesi günü rainbow'a da tekmil vermiştim konuyla alakalı.

Ulan orada duruyormuş böyle bir şey olamaz. Bahane olarak söylemiyorum ama o odaya girdiğimizde öldürdüğümüz heriflerden biri, tam merdivende claw'ın dibine düşmüş. Biraz kamuflaj durumu var yani... Yahu nasıl dört döndüm, bütün odalara defalarca girdim, bir de böyle e tuşuna basarak duvarlara sürte sürte ilerliyorum gizli bir bölme açılır da orada bulurum diye. Yazık lan hayatımın 1,5 saati yandı gitti.

Bana Assasin's Creed filan da vermişlerdi mutlaka oyna diye, ama bunun yanına bile yaklaşamaz. Gerçekten seneler sonra bir oyuna ilk kez böyle sardım. Ömürlük gibi geliyor oyun bana, oyna oynayabildiğin kadar. Ha can sıkıcı yanları yok mu var; dün shout olayına yeni girdik mesela, o tapınağa gidene kadar akla karayı seçtim. Yön bulma duyum halen zayıf. Karşıma çıkan ayıyı yarım saatte 50 denemede filan anca öldürebildim. Yani biz bu ayıyı öldürdük de, sonradan öldürmedik mi dedik? Bunlar bir takım uydurma laflardır.

Şu görevler de birikmeseydi iyi olurdu, böyle odayı dağınık bırakıp evden çıkmış gibi bir huzursuzluk durumu oluyor. Perk'leri de buldum en sonunda, ben de two-handed ve one-handed dayadım. Ne işim olur büyüyle filan, Merlin'miyiz biz. Ama şu sneak olayını çözemiyorum ben, full olsa ne olacak ki, neye yarıyor yani? Görünmeden saldırınca daha fazla mı zarar veriliyor? Silah konusunda da kararsızım, şöyle kendimi tam anlamıyla ifade eden bir silah bulamadım. Döner bıçağı olaydı... Ok çok zevkli ama!

Ayrıca, Yoğurtçu Parkı'nda level oranlarımızla dalga geçenlerin isimleri, tarihe tükenmez kalemle yazılmıştır ve cumhurbaşkanlığı kupası finalindeki Kemalettin Şentürk golü misali asla unutulmayacaktır.
 
Cumhur değil, başbakanlık kupası, lütfen! Fil hafızası konusunda düelloya girdiğim iyi oldu, liderliğim tescillendi 😀

Sneak olayı ucundan azıcık dahi olsa her eve lazım. Düşmana sessizce yaklaşıp tek darbede öldürebiliyorsun ileri levellarda. Saklanıp ok attığında "sneak attack" diyor, iki kat zarar veriyorsun. Ben de ölümüne kararsız biriyim ama silah olayında ne istediğimi biliyorum en azından. Dayadım Archery perklerini, okçuyum evelallah.

Karakter isimleri demişkene, o da ilginç mevzu. Beyler bu başlıkta karakter isimlerimizi yazıyoruz 😀
Benim eleman Obi Wan Kenobi.
 
Sneak'te bir perk var; dagger'la 15x damage verebiliyorsun. Çift deadric dagger'la oynayan eleman gördüm. Ortalığın anasını ağlatıyordu.
Benim karakterin ismi tabii ki Phil Anselmo. Atarlı, Nord bir ağabeyimiz kendisi. Çabuk sinirlenebiliyor. Onun dışında iyi çocuktur. Tanısan ölürsün.
 

Geri
Üst