Merhabalar;
"Karanklık" adlı şarkınızı bir süredir, dinliyordum. Hemen konuşmam bu gibi konularda...
Şarkı çok güzel-sevdiğim tarz bir giriş ile başlıyor. Bas, klavye, davul üçlüsü sözlerin ardı sıra çok hoş bir atmosfer yaratıyor, ki tüm şarkı için bunu söylemek mümkün. Progresif ve cidden karanlık bir beste. Şarkının en dikkat çekici özelliği Türkçe sözlerin fonetik olarak bu tür bir besteye başarılı bir şekilde entegrasyonudur. Bu pek kolay bir şey değil sanıyorum, zira Türkçe'yi iyi kullanabilen kullanamayanlardan az TR rock alemlerinde. Şarkıyı dinlerken aklıma sık sık Fates Warning 'in son 2 albümü geldi. O albümler de Mattheos/Moore etkileriyle epey karanlıktır. Elektronik altyapı destekleri de (looplar vs.) bu anımsayışı destekledi. Ki bunlar da çok iyi kotarılmış. Sev(e)mediğim 2 şey çıktı. 1.si gitar tonu. Bu tarz gitar tonlarını çok sevmiyorum. Biraz daha koyu tonların bu türe daha fazla yakıştığını düşünmüşümdür genelde. Efektler konsunda bijenin bilgisi benim çok üzerindedir, eğer bu tonda karar kıldıysa (bu ton olayı kayıtan da kaynaklanabilir/emin değilim) kesin bir bildiği vardır. İkinci sevmediğim şey gitar solosu oldu. Yo, güzel olup olmamasından değil de (ki gerçekten güzel de bir solo), bu tür elektronik destekli karanlık şarkılarda, hem de gitar hastası olan ben 😉 , soloyu sıklıkla fazlalık olarak görebiliyorum. Bu tür, işte, Porcupine Tree, Fates Warning (son iki albüm/özellikle de Disconnected), Dead Soul Tribe vari bir beste beni hem çok umutlandırdı, hem de çok meraklandırdı. Steven Wilson prodüktörlük yapsa, çok iyi bir stüdyoda kayda girseniz kimbilir daha neler neler çıkacak sizlerden 😉
Ancak şarkının yarışmadaki şansı konusunda hiç yorum yapmıyorum. Hem kotalı adsl abonesi olduğum için dikkatli davranmam lazımdı ki tek grup seçtim, o da tuşe oldu 😉 Pişman da hiç değilim, hem de jürinin bu tür eseri nasıl değerlendireceği. Pek yabancısıyım bu işlerin ama sanırım aradıkları Kurban, Duman tarzı bir şeyse, progresif bir havaya sahip bir şarkıyı doğru değerlendiremeyebilirler?
"Karanklık" adlı şarkınızı bir süredir, dinliyordum. Hemen konuşmam bu gibi konularda...
Şarkı çok güzel-sevdiğim tarz bir giriş ile başlıyor. Bas, klavye, davul üçlüsü sözlerin ardı sıra çok hoş bir atmosfer yaratıyor, ki tüm şarkı için bunu söylemek mümkün. Progresif ve cidden karanlık bir beste. Şarkının en dikkat çekici özelliği Türkçe sözlerin fonetik olarak bu tür bir besteye başarılı bir şekilde entegrasyonudur. Bu pek kolay bir şey değil sanıyorum, zira Türkçe'yi iyi kullanabilen kullanamayanlardan az TR rock alemlerinde. Şarkıyı dinlerken aklıma sık sık Fates Warning 'in son 2 albümü geldi. O albümler de Mattheos/Moore etkileriyle epey karanlıktır. Elektronik altyapı destekleri de (looplar vs.) bu anımsayışı destekledi. Ki bunlar da çok iyi kotarılmış. Sev(e)mediğim 2 şey çıktı. 1.si gitar tonu. Bu tarz gitar tonlarını çok sevmiyorum. Biraz daha koyu tonların bu türe daha fazla yakıştığını düşünmüşümdür genelde. Efektler konsunda bijenin bilgisi benim çok üzerindedir, eğer bu tonda karar kıldıysa (bu ton olayı kayıtan da kaynaklanabilir/emin değilim) kesin bir bildiği vardır. İkinci sevmediğim şey gitar solosu oldu. Yo, güzel olup olmamasından değil de (ki gerçekten güzel de bir solo), bu tür elektronik destekli karanlık şarkılarda, hem de gitar hastası olan ben 😉 , soloyu sıklıkla fazlalık olarak görebiliyorum. Bu tür, işte, Porcupine Tree, Fates Warning (son iki albüm/özellikle de Disconnected), Dead Soul Tribe vari bir beste beni hem çok umutlandırdı, hem de çok meraklandırdı. Steven Wilson prodüktörlük yapsa, çok iyi bir stüdyoda kayda girseniz kimbilir daha neler neler çıkacak sizlerden 😉
Ancak şarkının yarışmadaki şansı konusunda hiç yorum yapmıyorum. Hem kotalı adsl abonesi olduğum için dikkatli davranmam lazımdı ki tek grup seçtim, o da tuşe oldu 😉 Pişman da hiç değilim, hem de jürinin bu tür eseri nasıl değerlendireceği. Pek yabancısıyım bu işlerin ama sanırım aradıkları Kurban, Duman tarzı bir şeyse, progresif bir havaya sahip bir şarkıyı doğru değerlendiremeyebilirler?