Turkrock Sinema Kulübü

Oha lan ben onu bi yapabilen Jackie Chan sanıyordum. Şaka bi yana şu an farkettim de, sinemaya gitmeyeli de baya olmuş. Gidek mi la? Nasılsa lige ara verildi, e üçümüzde sapız.

Sapız dimi hala? : )
 
20 milyon $ önüne şak diye koyulsa, bu sahneyi çekersen senindir dense... Yapılır mı, yapılmaz mı?.. Haydi bakalım yeni tartışma konumuz bu.

Bir de bunu bedava yapan manyak var, çıplak elleriyle kablo mablo da olmadan tırmanıyor dünyanın dört bir köşesindeki binalara.
 
İzleyemediğim yegane tür korku filmleri. İşte o rahatsızlık duygusu bitiriyor beni. Zaten hayat yeterince yoruyor insanı (bahele Serdar Ortaç stayla). Biraz kafam dağılsın, keyifli vakit geçireyim diye açıyorsun bir film izliyorsun. Onda da gerilirsem olmuyor olamıyor.

Carnage http://www.imdb.com/title/tt1692486/

Roman Polanski'nin 2011 çıkışlı filmi. Jodie Foster, Kate Winslet, Christoph Waltz ve John C. Reilly'den ibaret oyuncu kadrosu. Parkta kavga eden iki çocuğun aileleri bir araya geliyor. Güya konuşup problemi çözecekler ama sohbet çok farklı yerlere gidiyor. Baştan sonra tek mekanda geçen diyalog bazlı film ama sıkmıyor, akıp gidiyor. Hepsi çok usta oyuncular ama bir Kate Winslet var ki pırıl pırıl parlıyor film boyunca. Onun için bile izlemeye değer bence. Hatta biraz da abartıyorum ve ilerde Meryl Streep'in tahtına tek adaydır diyorum.

geçen kış izlicektim,bozuk çıktı cd,geri götürdüm.bir daha da kısmet olmadı. kate winslet ın "little children" filmini izleyin. baya soft porn sahneleri var. :whistle:
 
Ona da üç kere başladım hep bir şeyler oldu yarım bıraktım. İzleyeceğim tez zamanda. O şekilde yarım bırakınca kötü de hissediyorum kendimi. Okuduğum kitabı yarım bırakmışım da yazara saygısızlık etmişim hissiyatına giriyorum. Rahatsız insanım o kesin.
 
Little Children güzel film. Kate Winslet aşkına, çıktığı hafta gece vakti gidip izlemiştim. Oyunculuklardan yana pişman olmazsınız, tekrar bile izleyebilirim lafı açılmışken.
 
calgicengifilmindirelim.jpg


evet,işler güçler fanı olduktan sonra bu filmi keşfedip izledim. sinemaya girdiği zaman tanınmamış oyunculu yüzlerce vasat yerli yapımdan biri sanmıştım. ama öyle değil. buram buram Türk olup batılı espri anlayışın ene iyi örneklerinden. 2.filmi de bekliyoruz.

abraham-lincoln-vampire-hunter-latest-poster.jpg


fikir bana güzel gelmişti. ama pratikte çok kötü filmmiş. atlayarak 20 dakika da izledim. kazak Timur kardeş, olmamış bu.

000238816.jpg


yükseklik korkusu olan izlemesin! avatar insanı sam worthington yazın conan a çıktığında,yönetmenin kendisini gerçekten new york ta bir binanın kenarına çıkarttığını söyledi. güzel senaryosu olan heyecanlı,tatmin edici bir film.
 
Aaa keyifli filmdi evet. Başroldeki kız yılan gibi. O dar mar kıyafetlerle kabloyla tavandan sarkma sahnesini izleyip etkilenmedim diyen beri gelsin :D Elizabeth Banks var bir de, ona da bayılıyorum lan valla.
 
thismustbetheplacexlg.jpg


Sean Penn güzel filmlerde oynasa da pek sevdiğim bir oyuncu değildi. Yönettiği "into the wild"ı çok sevmiştim ama oyunculuk olarak pek tutmuyordum bu filme kadar. İtalyan yönetmenin festivallerde gösterilen bu filmin de eski bir rockstar rolünde döktürmüş. 2 saat hiç sıkılmadan kendini izlettiren bir film. film sonrası brit pop gruplarına bir süre sarmak olası.

posterbig.jpg


80 li yıllar spielberg filmlerini andırıyor. zaten yapımcı da kendisi. Yazan-yöneten lost-fringe-yeni uzay yolu filmleri insanı j.j abrams. çok iyi değil ama bu referansları ve fantastik yapımları seven izleyebilir.

arrastrame_al_infierno_2009_3.jpg


ve sam raimi özüne döndü! genç yaşta evildead gibi kült korku filmini çekerek ünlenen,daha sonra spider man gibi yüksek bütçeli stüdyo filmlerine kadar yükselen raimi, korku filmlerine döndü. korkuttuğu kadar kahkaha da attıran bir film. evildead serisini izleyenler anlayacaktır. korkutucu,iğrenç ve komik.
 
Medianeras
http://www.imdb.com/title/tt1235841/
Arjantin yapımı yormadan izleten, akıp giden bağımsız film. Medianeras'ın kelime anlamı Sidewalls. Binanın yan duvarlarına öyle diyormuş ecnebiler. Şehir hayatından, bu hayatın insanı kalabalık içinde nasıl yalnızlaştırdığından bahsediyor. Modern insanın apartmanlara hapsolmuş biçimde yaşarken sahip olduğu modern fobileri, üzüntüleri iki karakter üzerinden anlatıyor. Bu iki kişi tanışacak diye beklerken onları daha yakından tanıyorsun, birbirleri hakkında ne hissedeceklerine dair kanaat oluşturuyorsun kendince.

Son zamanlarda nereye gitsem çevreye ve binalara göz gezdirip çarpık kentleşme olmasa İstanbul'un çok çok daha güzel olabileceğini düşünüyorum. Bu kafayla izlediğim şu filmin girişinde dakikalarca bu konudan bahsedilmesi piyango gibi vurdu bana. Belki o yüzden çok beğendim. Belki de hepsi hikaye, Buenos Aires'te geçmesi bile yeter.
 
Medianeras
http://www.imdb.com/title/tt1235841/
Arjantin yapımı yormadan izleten, akıp giden bağımsız film. Medianeras'ın kelime anlamı Sidewalls. Binanın yan duvarlarına öyle diyormuş ecnebiler. Şehir hayatından, bu hayatın insanı kalabalık içinde nasıl yalnızlaştırdığından bahsediyor. Modern insanın apartmanlara hapsolmuş biçimde yaşarken sahip olduğu modern fobileri, üzüntüleri iki karakter üzerinden anlatıyor. Bu iki kişi tanışacak diye beklerken onları daha yakından tanıyorsun, birbirleri hakkında ne hissedeceklerine dair kanaat oluşturuyorsun kendince.

Son zamanlarda nereye gitsem çevreye ve binalara göz gezdirip çarpık kentleşme olmasa İstanbul'un çok çok daha güzel olabileceğini düşünüyorum. Bu kafayla izlediğim şu filmin girişinde dakikalarca bu konudan bahsedilmesi piyango gibi vurdu bana. Belki o yüzden çok beğendim. Belki de hepsi hikaye, Buenos Aires'te geçmesi bile yeter.

izledim yazina istinaen. baslangic guzeldi, tam benim de hem fikir oldugum Türk insaninin aptalca sehirlesmesine paralel olarak basladi. ardindan bicakla kesilir gibi hoop kisisele indirgendi. iyi dedim gene guzel gidiyordu fakat aşk-meşk durumlari isin icine girdigi an benim icin film bitmis oldu. boyle sosyal bir konuya guzel bir film cekiyorsun hele o nasil bir masalsi bitis oyle?
yakisti mi :yuck:
 
Ulen mimarlık belgeseli değil ki bu, film en nihayetinde. Bir konusu olacak elbet. Buenos Aires'i ve çarpık kentleşmesini hikayeye fon olarak seçmiş, bunun insanların hayatına nasıl etki ettiğinden hareketle senaryo çıkarmış. Tabi kişisel beğeniler ama ben tuttum şahsen.
 
Bak görüyor musun; tavsiye ettiği film beğenilince etrafa gülücükler saçıyor, beğenilmeyince azarlıyor... Yuuuh, savarain istifa! Yükleeeen!

En son ne izledim tam hatırlamıyorum fakat Monsters, Argo ve In Search of a Midnight Kiss sırada bekliyor...
 
yükleeeeeeeeeen!

o zaman bakis acisina gore ikiye ayrildi film. sen demek ki aşk adamisin sava, gonlun onu gormek istiyo.
ben de top sakalim, pipom ve kasket'imle sosyal problemlere parmak basan odtü'lü prof. :D

gecen de Airheads'i izledim. o da guzel basladi, allstar kadro, tam bizim kafalarda ilerliyo. sonuna dogru kliselerden kliselere kosmaya basladi ve vasat olarak bitti. cerez niyetine ben de tavsiye ediyorum.

*Will'e basladim. Yarı tatili girince coskuyu kaybetmeyim diye ara gaz veriyorum.
 
Olum yok lan ne alaka? Sulu zırtlak romantik komedilerden kim baymaz ki? Bu filmde aşk dediğin olay zaten finaldeki detayla bağlanıyor sadece onu diyorum.
 
The-Dictator-diktator.jpg


Borat kardeş yine absürd mizahın dibine vurmuş. anırttı gece gece. şakirtlerin olumsuz propagandasına bakmayın,izleyin gülün.

l-thats-my-boy-3e71389f.jpg


Adam Sandler ın bir tarzı var. her yaptığı işte güldürür. son dönemde sık film çektiğinden midir eski kalitesi olmadığı da aşikar. ancak bu film özellikle divxplanet ın olumsuz yorumlarının aksine izlenebilir bir film. ve ilk kez yetişkinlere yönelik bir sandler filmi. izleyecekseniz aile bireyleriyle,çoluk çocukla izlemeyin.
 
Cloud Atlas'ın kaliteli versiyonu Rusça altyazılı da olsa alemlere düştü de izledik nihayet. Hiç öyle uzun uzun yorumunu yazmaya gerek yok. Merak eden kendisi izleyip öyle karar vermeli nasıl olduğuna. Bence muhteşem. Oskar ödülleri ne zaman dağıtılır nasıldır bilmiyorum ama en azından makyaj dalında oskarı hakediyor. Herkesi de açmayabilir tabi, ya sev ya nefret et tarzı denebilir bu filme.

Bir süredir bekleyen To Rome With Love vardı, onu da izledim bu akşam. Ona da nasıl desem, bir Woody Allen filmine başarısız demek haddime değil. Diğer filmlerinin gölgesinde kalmış diyeyim. Midnight in Paris'ten sonra aceleye gelmiş gibi bir hali var. Şimdi ekşici piçler gibi "senaryoda boşluk, mantık hatası bıdı bıdı" diyesim gelmiyor ama bir acaipti işte. Eskiden Cnbc-e salı akşamları verirdi üstadın filmlerini. Bu da sinemaya gidilecek değil de bir salı tvden izlenecek bir film işte.

edit: Penelope Cruz'a ayrı parantez açmazsam olmaz. Bu filme kadar kendisini sevmezdim, artık aşıkım.
 
1352303766_80334358081238060765.jpg


Arnold'ın oynadığı 90 yapımı filmin yeniden çevrimi. eskisini küçükken izledim,bir daha da rast gelmediğim için hatırlamıyorum. bu yüzden iki filmi kıyaslayamam. atmosfer olarak blade runner ile 5. element arası birşey yaratmışlar. bilimkurgu ve aksiyon dozu yüksek, ekşicilerin tüm olumsuz propagandalarına rağmen beni oldukça tatmin etti. eski filminde dvd sini bulup izlemek lazım yine adam gibi. dvd den izlerseniz kamera arkası görüntülerine de göz atın. colin farrell tam piç ya. :LOL:
birde japon teorik fizik profesörüyle filmde geçenlerle ilgili röportaj var. adam aydınlattı beni. önyargısız izleyin.

LawLess06dc3f62jpeg.jpeg


gerçek hayat hikayesinden uyarlama. 30 lı yıllar da,içki yasağı dönemlerinde,gangsterlerin gangster olduğu zamanlarda 3 kardeşin kasabalarında işleri yürütme çabasını izliyoruz. kadro iyi. oldman reyiz, bane başgan var. ama esas performanslar labeouf ve guy pearce dan. özellikle guy pearce son dönemde kötü adamlık tahtını oldman reyizten alacakmış gibi. çok iyi değil ama türü ve kadroyu seven izleyebilir.
 
Geri
Üst