rocksyek demiş ki:
emre aydının bikaç parçaısnı dinlerim falan ama klipleri hoşuma gtmio git şarkısına klip çekmş hç beyenmedim çk klasik ve baneldi:S:S
ister edebiyatta olsun ister sinemada ister müzikte insanın kullanabileceği malzemeler bellidir, konular, temalar da aynı şekilde, aşk, doğa, insan, toplum, ilişkiler vs vs çok çeşitlilik içerse de ünlü bir yazarın söylediği gibi artık göğün çatısı altında ele alınmadık konu kalmamıştır. Önemli olan artık hangi konunun ele alındığı değil, konunun ele alınış tarzıdır, yani üsluptur.
Şimdi aşk konusunu ele alalım örneğin, bugüne kadar yerli yabancı kaç çeşit eserden, müzikten, filmden görmüşüzdür, dinlemişizdir aşkı sizce? Bunu sayabilir miyiz, ben yapabileceğimizi sanmıyorum. Ama emreaydın belki birgün özlersin dediği zaman, özlemeyi, özlenmeyi onca dinlemiş, okumuş ve iliklerimize kadar da hissetmişken bugüne kadar, yine de etkilenebiliyoruz. Bir Sezen Aksu Vazgeçtim dediği zaman şarkısında hiç vazgeçmemişlerin bile gözleri uzaklara dalabiliyor. Ayy yine mi aşk ya off demiyor kimse, diyemiyor. Aynı durum görsel bir sanat olarak ele alabileceğimiz videolar için de söz konusu. Bugüne kadar içinde deniz, kadın(Şebnem Dönmez), yazı yazan bir erkek(emreaydın) gibi öğelerin bir yada birkaçını yansıtan pek çok video seyretmişizdir. Ama artık önemli olan kullanılan simgeler ve malzemeler değil, çünkü dediğim gibi bunlar sınırlıdır, bu malzemenin bir arada nasıl harmanlandığıdır. Bu açıdan yaklaşırsak plajlarda allı dallı bikinili kızlarla koşturan adamların klipleriyle emreaydının klibini, sırf içinde deniz var diye örneğin, aynı kefeye koyamam, birinci örneğe klasik diyebilirim, ama ikinciye diyemem. Çünkü ikincide içgüdülerin tezahürü değil, bir hikaye anlatılmaktadır. Kliplerin herbiri kendi içinde yerleri değişik de olsa bir giriş gelişme ve sonuç'tur. Farklılık da budur artık. Kısa vadeli getirilerin peşinde koşmak ve gündemde kalmak varken uzun vadeli işler üretmektir farklı olmak. Bu klip de farklıdır diğer kliplerden. Kimsenin estetik bir anlam yüklemediği ama milyonları harcadığı kliplerinin yanında içinde taşıdığı anlamı ve inceliğiyle farklı olmuştur bence. Klasik midir, banal midir, bence değildir, ama emreaydın amuda kalkıp gitarı ayağıyla çaldığında bazıları için herhalde farklı olabilecektir, ancak o zaman... :?
Neyse buraya yazmayalı uzun zaman oldu, 28 Eylül Saklıkent Vega-emreaydın konserini anlatmak için de çok geç, ama gittiğim ilk emreaydın konseri olduğundan benim için gerçekten özel oldu o yüzden konserle ilgili hiç unutamayacaklarımı paylaşmak isterim
Kim Dokunduysa Sana Ona Git coverı güzel olmuş, şahsen şarkıyı fazla sevmememe rağmen, bağıra bağıra ben de eşlik ettim. Ortam ve emreaydın gerçekten harikaydı, her ne kadar şarkılarını ve duruşunu çok beğensem de kendisine karşı özel bir şey hissetmediğim emreaydın devleşti o gece gözümde, nerdeyse aşık olacaktım adama
Yalnız sahneye çıktığı ilk dakika mikrofonun kablosunu düşürmesi de çok hoş bir andı
her ne kadar en önde olup o kadar tepinsem ve emre diye de bir yerlerimi yırtsam da emre bir kere bile başını eğip bakmadı, bu da konserle ilgili tek sitemim olsun. emreaydın.org forumundan birkaç kişiydik o gece, bir arkadaşımız bir kağıda emreaydın.org forum gibi bişeyler yazdı ve önüne koydu emre gördü ve selamını esirgemedi sağolsun, teşekkürü de unutmadı, emreden selam alamadım ama Gözde tam karşımdaydı ve ona her gülümsediğimde karşılık verdi, ben de konserin en sonunda her ne kadar alakasız da olsa rozetimi ona verdim, yani alakasız derken rozet verildiği an itibariyle biraz alakasız bir hediye oldu. Ama her neyse beğenmiştir diye umut ediyorum. Bu arada konserdeki iki şarkı arası sessizliklerin birinde arkamdan emre ölümüm senin elinden olacak diye söylenen kıza da selamlarımı sunarım eğer okursa, iyi güldürdü beni o akşam
çektiğim fotoları emreaydın.org forumuna koydum, bir daha buraya koyabileceğimi sanmıyorum, neyse yorumum yetsin artık, zaten çok uzattım
Herkese saygılar buradan..