Bence bunu Murat Çelik'in kendisinden dinleyelim
Peki neden bitti?
Bir takım özel sebeplerim vardı. Murat'a bırakmak istediğimi söyledim. O da sağolsun önce beni önlemeye çalıştı. Ama kesin kararımı vermiştim, müzik yapmak istemiyordum. Aradan bir ay gibi bir zaman geçtikten sonra Murat'ı arayıp, tekrar beraber çalışma teklifinde bulundum, ama o kabul etmedi.
Bu özel sebepleri hepimiz biliyoruz, ama herkes sizin ağzınızdan duymak istiyor, eğer sizi rencide etmiyecekse anlatabilir misiniz?
Evet, dini inançlarımdan dolayı müzik araştırmasına girdim. İnancımda müziğin yeri nedir? Kendi mevlamın sınırlarını ihlal ediyor muyum? Gibi sorular sorup, bunun araştırmasını yaptım. Nasıl denir, bir çelişkiye düştüm. O çelişki sırasında da Murat'a müziği bıraktığımı söyledim. Daha sonra çelişkilerimin yersiz olduğunu gördüm. İki kere Murat'la çalışmak istediğimi söyledim, her defasında teklifimi reddetti.
Müziğin günah olduğunu söylemişsiniz bu doğru mu?
Peygamber efendimizin söylediği bir iki hadis var. "Müzik haramdır" diyor. Ama detaylı okuduğunda aslında haram olanın, müzik olmadığını görüyorsunuz. Önemli olan müziğin hangi ortam ve koşullarda yapıldığıdır. Müziği icra ederken doğru ortamlarda olmanız gerekir.
Müziğe döndüğünüze göre, herhangi bir albüm hazırlığı var mı?
Allah nasip ederse bitmek üzere olan bir albümüm var. Aksilik olmazsa Mayıs ayında çıkacak.
Albümde size eşlik eden kimler var?
Uğur Varol'la beraber çaldık. Çok şanslıyım, çünkü öyle biri olsun ki hem perdesiz gitar, hem keyboard, hem de tambur çalabilsin diyordum. Uğur Varol böyle biri.Mevlam Uğur'u öyle bir anda çıkardı ki karşıma, böylece her isteğimi yerine getirebildim. Çok da iyi dost olduk.
Yine daha önceki çalışmalarınıza yakın bir konsepte mi olacak bu şarkılar?
Sorunuzu anladım. Ne oluyor? İnaçlarını müziğe yansıtacak mı diye düşünüyorsunuz. Yok, öyle bir şey yok. Keşke yapabilsem, harbi bir tasavvuf dinletisi yapmak çok isterdim. Ama bu bir ruh halidir. Belki 2- 3 sene sonra Mevla söyler, ben de yaparım. Yaparsam eğer rock dinleyicisinden, pop dinleyicisine kadar her kesime hitap edecek bir şeyler olsun isterim.
Düş Sokağı Sakinlerin'in müziklerine baktığımda o mistizm hep vardı. Sanki mistizme Yılmazyıldırım daha yakın, siz ise daha uzak duruyordunuz.Hatta sizin ateist olduğunuzu duymuştum.
Doğru, ama hiçbir zaman kendimi o kelimenin çercevesinde sınırlandırmadım. Din olayına karşıydım, ama bir gücün olduğuna inanıyordum. Ve Mevlam nasip etti, ben ona döndüm.
Bu birden bire olan bir şey değil sanırım?
Şöyle söyleyebilirim, hiçbir şekilde huzurlu olamıyordum. Dışardan bakıldığında her şey iyi gibi duruyor. Şarkı söyleyip, konserlere çıkıyorsun. Uzun saçlı, gitar çalan göz öününde birisin. Sonuçta eline para da geçiyor, insanlar takdir ediyor. Peki neydi beni huzursuz eden? Açıkca söyleyeyim nefret ettiğim olaylar vardı. Konser sonunda seyirci senin saçının telini eller, sarılır, sıkılırdım. Benim için iyi dinleyici - bunu da ısrarla söylüyorum- konserden sonra imza almaya gelmeyen dinleyicidir. Bunu söylediğim zaman tepki gördüm. Böyle abi. Müzik paylaştığın bir olay, yani bir türlü huzurlu olamıyordum. Meditasyon yaptım, bir çok yerlere gittim. Hatta iki sene önce kesin olarak Hindistan'a gitme kararı vermiştim. Bunu size nasıl açıklayabilirim bilmiyorum ama, herkes buna benzer bir şeyler yaşamıştır. Sonra bir baktım aslında içki içen biri olmamama karşın, kendiliğinden içki kesildi. Oturuşum, kalkışım, giyinişim kendiliğinden farklılaştı, değişti.
Peki şu anda huzura kavuştunuz mu?
Allahıma şükürler olsun, müziğimi de yapıyorum, şarkılarımı da söylüyorum, çok da huzurluyum. Kimseyle de bir sorunum yok. İlişkilerim aynı şekilde devam ediyor.
Çevreniz nasıl karşıladı bu durumu?
Komik şeyler yaşadım. Namaz kılıyorum diye şaşırdılar. Benim kıldığım namazdan kime ne? Çıkarım müziğimi yaparım, ben sizin içki içmenize karışıyor muyum? En yakın arkadaşlarım (tahmin edersiniz kim olduğunu) bile, ortalığa seccade seriyorsun diye eleştirirdi. Alah allah ! Otele gelmişim, odamda seccademin olmasından kime ne? Marx'dan, Jung'dan bahsetsem kimse bir şey demiyor, ama peygamber efendimizden bahsetsem herkes tepki gösteriyor, ya da tuhaf bakıyor. Ne oldu? Ne yaptım ben ya? "Elhamdüllüllah"ı birkaç kez üst üste söylesem, "ne çok söylüyorsun bu lafı " diye konuşuyorlar. Siz sürekli "nasılsınız" dediğinizde, bir şey diyor muyum?
Düş Sokağı Sakinleri'ni Murat Yılmazyıldırım devam ettiriyor. Bu isimle Cennet adlı albüm çıkaracakmış. Doğru mu?
Benim böyle bir şeyden haberim yok. O solo çalışma çıkarmıyacak mıydı?
Ben de öyle biliyordum, ama Tarık Zafer Tunaya' da Güven'in yönettiği söyleşide kendisi böyle ifade etmiş. Bir çok kişiden de aynı şeyi duydum. Şirketi aradım, doğru olduğunu söylediler.
Bilmiyorum (oldukça şaşkın), Emi Kent'le görüştüm, onlar bir şey söylemedi. Düş Sokağı Sakinleri adı altında konser verdiğini biliyorum, ama bundan haberim yoktu.
Grubun ismini kullanması ortak kararınız mıydı?
Hayır, bana sormadı. Ben de sesimi çıkarmadım. Mahkemeye verdiğim takdirde yüzde yüz kazanırım. Ama bunun ne anlamı var ki? Kazandığımda elime ne geçecek? Uğraşmak istemiyorum kimseyle.