Suhr Gitarları

Genel muhabbetinin edilebileceği, haber paylaşımı yapabileceğimiz bir genel başlık olmadığı için açayım dedim.

Önce şöyle bir link atayım:

Matt's Music Suhr Generator Index

Dolar 2 lira civarındayken custom order vermek için çok heveslenmiştim fakat gel gelelim edinmek istediğim tarihlerde dolar kuru aldı başını gitti malumunuz. Ben de bu siteyi kullanarak devamlı fikir değiştirerek farklı opsiyonları deniyorum. Suhr edinemesek de hayali bile güzel yani. =)

3-5 resim atmadan olmaz tabi.

_DSC5967.jpg


_DSC5975.jpg


*Bunun klavyesi %50-50 pau ferro ve ebony.

ae00-33768_3_.jpg


ae00-33768_2_.jpg


Pembe ve kırmızı sevenlere gelsin bunlar da:

suhr-modern-pink-quilt-21823-front_4a1f61e1adcb.jpg

suhr-modern-pink-quilt-21823-left_e90a6edee00d.jpg


D02189.jpg


12.JPG
 
Suhr icin verilecek parayi ben olsam seve seve Erdem Koca'ya veririm.

Bu tarzda gitarlarda en az onlar kadar da iyi is cikarir.
Erdem Kocanin gitarlarini deneme firsatim olmadi, iscilik ve malzeme kalitesi olarak da cogu suhrdan ustun gorunuyor. Malesef ulkemiz yapimlari custom gitarlari ikinci elde satmasi cok zor. Erdem Bey plek makinesi kullaniyor mu bilmiyorum ama plek´d gitarlar ile olmayanlar arasinda uygulayan kisiye bagli olarak fark cok oluyor. Fender stratima jumbo stainless steel fret taktirdim ve 17.perdeden itibaren cizlamayi ne yaptiysam kesemiyorum, teller alcaldiginda kesinlikle cizlama oluyor. Yapan kisi de ankaranin en taninan luthieri, ya gitar uygun degil, ya sapta bir sorun var ve kendisi beni uyarmadi.
Suhr da ise telleri cok cok yakin ayarlayabiliyorum, bendlerde en ufak bir cizlama ya da bendin bir yerden sonra sonumlenmesi olmuyor. Ozellikle sap isciligi cok cok iyi.
Erdem bey isini daha iyi yapiyordur, ama marka algisi cok onemli bu ulkede. Sahsen bir suhr u satmak daha kolay olacaktir diye dusunuyorum.
 
Erdem bey isini daha iyi yapiyordur, ama marka algisi cok onemli bu ulkede. Sahsen bir suhr u satmak daha kolay olacaktir diye dusunuyorum.

Ülkedeki genel problem aslında Custom gitarın marka bilinirliğinden dolayı satılmaması değil, belli fiyatların üzerindeki gitarların genel satış zorluğu da diyebiliriz. Teşbihte hata olmaz derler, 8-10 bin liralık gitar alacak kişi gitar hakkında markadan çok işçilik ve malzeme kalitesinden anlayabilecek seviyeye gelmiş kişidir diye düşünüyorum. O yüzden Erdem hocanın gitarının satılmama durumu olmaz. Burdaki büyük ve asıl problem o kadar büyük meblaları enstrümana ayıramıyor olmamız :)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #7
Suhr icin verilecek parayi ben olsam seve seve Erdem Koca'ya veririm.

Bu tarzda gitarlarda en az onlar kadar da iyi is cikarir.

Katılıyorum hocam size. Fakat şöyle bir şey var, çok gitar alıp satan birisi için Suhr daha kolay bir tercih oluyor. Marka mojosuna hiç girmiyorum bile.

Bu arada sizin yaptığınız gitarlar da çok güzel, nevi şahsına münhasır.

Bu arada Suhr, ürün gamına yeni bir model daha ekledi:

Classic JM Pro | Suhr.com
 
Fretin şekli bozulduğundan değil, yüksek geliyor ki değiyor:)
işte yeni takılan fret yüksek gelmemeli, aynısından suhrda kullanıyorum sorun yok. Birisi makine ile takılmış öbürü elle. Makina mühendisi olarak insandansa makinalara güvenim daha yüksek, kimse alınmasın ama durum böyle :)
Yeni takılan frete bir de tesviye parası vereceksem ( 250lira gibi bir ücret ödemiştim dolar düşükken) ne anlamı var?
 
işte yeni takılan fret yüksek gelmemeli, aynısından suhrda kullanıyorum sorun yok. Birisi makine ile takılmış öbürü elle. Makina mühendisi olarak insandansa makinalara güvenim daha yüksek, kimse alınmasın ama durum böyle :)
Yeni takılan frete bir de tesviye parası vereceksem ( 250lira gibi bir ücret ödemiştim dolar düşükken) ne anlamı var?

Bu konuda yanıldığınız bir nokta var fretler zaten hep elle takılıyor ama tesviye standard prosedür olarak uygulanıyor. Plek denen makine fretleri çakmaz sadece tesviye işlemini gerçekleştirir. Ve fretler ister SS ister NS olsun tesviye gerekir, fretin materyalinin tesviye ile alakası yok. O Ankara'nın en ünlüsü zat, uygulaması gereken tesviye işlemini uygulamamış, ücret almadan yaptığı işi düzeltmesi gerekir.
 
Suhr hakkında biraz bilgi vereyim;

Kendisi başlarda Fender custom shopta çalışmış, daha sonra kendi gitarlarını tasarlamaya başlamış. Mark knopfler ve reb beach ilk müşterilerinden.
İlk olarak, amerikadan aldığınız zaman fiyatlar %30 daha ucuz oluyor, vergi vermezseniz(birisi alıp getirirse, ya da siz getirirseniz). Ayrıca amerikalılarla pazarlık çok güzel yapılıyor, (yukarıda linki verilen matt's de bayağı yardımcı olmuştu)
Firmanın müşteri ilişkileri olağanüstü, sapta sorun çıkan gitarda yeni sap gönderdiklerine şahit oldum (seri numarasına özel sap üretiliyor, Plek ayarları o sap için saklanıyor, o gitarın aynı seri numarasında aynı seri no'ya sahip sapı tekrar üretip gönderdiler). Ya da sapın kalınlığından memnun değilseniz, uygun ücretlerde sapa taşlama işlemi uygulayıp inceltebiliyorlar. Suhr forumlarında da sorun yaşayıp çözemeyen hiç duymadım daha.
PLEK makinesi kullanan firmalar en son bildiğim kadarıyla Gibson Custom Shop, Suhr ve G&L olması lazım. Anderson ve Tyler da kullanıyor olabilir.

Özellikle neck profilleri çok rahat, modern modellerin compound necklerinde .78-.83, .8-.85, .82-.87 olmak üzere değişiyor . Compound'ın avantajları, perdelerde ilerledikçe çalım rahatlığından bir şey kaybetmiyorsunuz.

Ton olarak net :) öyle böyle değil, ben strat'ı net bilirdim, strat yanında boğuk kalıyor. Maun bir gitar için şaşırtıcı derecede temiz sesler veriyor. Push pull ve ton potansları ile henüz alamadığım ton yok, çok versatil aletler.
SS fretlerin tona etkisi büyük, daha tiz ve keskin bir tepkisi var. Seveni olduğu kadar sevmeyeni de çok SS fretlerin, bakımı zor, darbe alması sonucu kullanılmaz hale gelebilir. Ömrü tabiki daha uzun, telleri de düzenli değiştirirseniz 15-20 yıl gideceğini söyleyenler var, denemek lazım.

Rezonansı fenderden kat kat üstün, cocobolo neck'in etkisi de olabilir.
Yalnız fender custom shop'un hakkını yemeyeyim, zuhalde denediğim bir strat vardı, hayatımda o kadar rezonant bir gitar görmedim. Deyim yerindeyse gövde bile zangır zangır titriyordu :)

Suhr'u Dual Rectifier ile denedim, cleanleri gerçekten çok iyiydi. Strat ile karşılaştırırsam, stratın cleanleri recto'da boğuk ve kuru kalıyor. Suhr'da böyle bir sorun yaşamadım, drivelar tabiki suhrda daha iyi. Dip gürültüsü yokken strat drive'ı da alabiliyorum. Blackstar var bende, suhr öne çıkıyor hem cleanlerde hem drivelarda american strat ile kıyaslarsak.

Fiyat performans olarak, strat 1500 dolar civarı ülkemizde, suhrları da vergisini vererek custom modelleri en uygun 4.500 dolar civarına alabiliyorsunuz (maple 1/16 top, pauferro tuşe+neck, case, maun gövde gibi specler). Pro serileri 2000dolar civarına bulunabiliyor, seri üretim ama suhr kalitesinden ödün vermiyor. SL1, jem 7v, gibson sg standart, gibson les paul standard, ernie ball jp az da olsa çalmaya fırsat bulduğum gitarlar ve hepsinden üstün yanları var. Gibsonları ben rahatsız buluyorum, jem'lerin sap profili çok ince geliyor mesela. Strat'da az ince olsa iyi olur diyordum.
Zevk renk meselesi ama ben pro suhrları Jem, sg, les paullere tercih ederdim. Sl-1 için denemek lazım, sl-1'ler pro suhrlardan iyi olabilir :)
Aradaki 3 kat fiyat farka strat mı suhr mu sorusuna cevabım o fiyat farkına değiyor. 600-700 dolar fazla vererek pro almak da çok iyi bir seçenek strat almaktansa, fakat ben stratı aldığımda dolar 1.5'du, suhr'u alırken 2.15'ti. Şu anda Türkiyeden 0 strat alacağım parayla Suhr Custom aldım 3 sene önce :) Şu anda olsa, almam gider tarla falan alırım. (yatırım tavsiyesi değildir.)

Custom shop'a gelirsek, anderson, tyler, suhr, fibernare, g&l custom gibi üreticiler artık olayı aşmışlar. İlerleyen cnc teknolojileri yukarıda bahsettiğim otomatik fret makinesi PLEK gibi üretim teknolojileri artık bu ürünleri en üst seviyeye taşımış. Custom evet ama eliyle ağacı alıp gövde kesme gibi bir durum yok, fret levelling elle yapılmıyor. Kalitede buradan geliyor, hata %1 seviyelerinde. Kalite kontrol üst seviye, gitarı aldım fretleri kötü dediğiniz anda gitarı sizden alırlar, yenisini gönderirler. Bir gitarın kesimi işlenmesi ve size gelmesi 6 ayı buluyor, üretim anında oluşacak herhangi bir deformasyonda yeni ağaçla tekrar başlanıyor. Belirli bir güveni yakalamışlar, fiyatları da o yüzden oldukça yüksek. Üretim süresi 5-6 gün süren bir gitarla 6 ay süren bir gitarın maliyetinin aynı olmasını da beklememek gerek.

Tonunu merak edenler için şunlar da dursun, kayıtların kalitesi için şimdiden kusura bakmayın. Hala öğrenmeye çalışıyorum :)


 
Bu konuda yanıldığınız bir nokta var fretler zaten hep elle takılıyor ama tesviye standard prosedür olarak uygulanıyor. Plek denen makine fretleri çakmaz sadece tesviye işlemini gerçekleştirir. Ve fretler ister SS ister NS olsun tesviye gerekir, fretin materyalinin tesviye ile alakası yok. O Ankara'nın en ünlüsü zat, uygulaması gereken tesviye işlemini uygulamamış, ücret almadan yaptığı işi düzeltmesi gerekir.
Haklısınız, tellerin yarattığı gerilmeyi de simüle ediyor sonra çakılma işlemi luthier tarafından elle yapılıyor demem gerekirdi.
Her işlemi yaptığını, fabrika ayarlarında verdiğini söylemişti, o seviyede cızlama yok, fakat bildiğiniz leo fender tasarımı tel yüksekliği, legato veya economy pickingde rahatsız edici hatta çalmadığım tellerin ses çıkarmasına sebep oluyor bu beğenmediğim yükseklik.
Ama fretler değişmeden önce kullandığım seviyede kullanamıyorum, yeni fretlerin jumbo olduğundan da olabilir. Aşırı yakın gibi düşünmeyin, amfiye bağlamadan cızlama bile yok. 1.tel 17. perdede ses çıkmıyor ne hikmetse ve yıllardır kendi sap ayarımı kendim yaparım, hiç karşılaşmamıştım bu sorunla.
 
2008 yılında solak bir Reb Beach model yaptırdım Suhr'a. Dolar 1.09 falandı sanırım ödemeyi yaptığımda. Türkiye distribütörü olmadığından direkt suhr'un kendisi ile görüşüp yaptırmıştım. Böyle sıra beklemeler falan yoktu o yıllarda :)

Müşteri ilişlileri oldukça iyi. Ellerinde solak gold tremolo kalmamıştı ancak arkadaşımın dönüş tarihi yaklaştığı için gitarı Chrome tremolo ile yolladılar ve dediler ki gold geldiğinde Türkiye'ye postalarız. 3-4 ay sonra posta geldi. Gold tremolo ama SAĞLAK :D

Neyse dedim yanlış yollamışsınız geri yollayayım. Yok dediler bi de üzerine gold solak gönderdiler. Her biri 200-300 dolarlık aletler bunlar.

Sap profili, işçilik vs bunlar konuşmaya bile gerek olmayan konular zaten ilk çıktıkları andan itibaren böyle isim yaptılar ve yükseldiler.

Ancak egzotik ağaç işine bir daha girmem. Çok işliyorlar. Kayıt gitarı olarak kullanılır, sahne için her zaman seri üretim maple :))
 
2008 yılında solak bir Reb Beach model yaptırdım Suhr'a. Dolar 1.09 falandı sanırım ödemeyi yaptığımda. Türkiye distribütörü olmadığından direkt suhr'un kendisi ile görüşüp yaptırmıştım. Böyle sıra beklemeler falan yoktu o yıllarda :)

Müşteri ilişlileri oldukça iyi. Ellerinde solak gold tremolo kalmamıştı ancak arkadaşımın dönüş tarihi yaklaştığı için gitarı Chrome tremolo ile yolladılar ve dediler ki gold geldiğinde Türkiye'ye postalarız. 3-4 ay sonra posta geldi. Gold tremolo ama SAĞLAK :D

Neyse dedim yanlış yollamışsınız geri yollayayım. Yok dediler bi de üzerine gold solak gönderdiler. Her biri 200-300 dolarlık aletler bunlar.

Sap profili, işçilik vs bunlar konuşmaya bile gerek olmayan konular zaten ilk çıktıkları andan itibaren böyle isim yaptılar ve yükseldiler.

Ancak egzotik ağaç işine bir daha girmem. Çok işliyorlar. Kayıt gitarı olarak kullanılır, sahne için her zaman seri üretim maple :))

Tabii o köprüleri bizler almaya kalkınca fiyatlar o seviyelerde. Muhtemelen o köprüyü Amerika'ya kargolasan 30-35 dolar kargo olacak, e bunun prosedürü falan var. Hem gümrük muhabbetine girecekler, hem de eskisi gelmeden yenisini yollamayım falan der o şekilde iş yapsa. Adamlar 50 dolara falan alıyor herhalde Gotoh'tan 1996T leri. Üstüne ettiği kağıt üstündeki ”zarar” da aha yıllar sonra buralarda kendinden söz ettirerek kendini amorti etti. (Atölyeye geldiğinde de konuşmuştuk bu mevzuyu hatırlıyorum. :) )

--------

Diğer konuyla ilgili olarak, şahsi düşüncem Plek makinesinin biraz ”overrated” olduğu yönünde bu arada. Biraz tecrübe, düzgün bir tesviye bloğu, iyi gören bir göz ve amaca uygun radius seçimi ile alçalmayacak tel yok. Şu an elimdeki projelerin ikisi 7 telli, ikisi de Floyd Rose'lu ve 20” radiusu var. Test-fit diyeyim, boya öncesi son kontrol amaçlı gitarı topladığımda, ufak ayarlarla, 10-56 tel setinde; ince mi telinde 1mm den düşük, kalın si telinde ise 1.5mm civarı (fazlası değil) aksiyonla, herhangi bir bızlama, fret-out durumu olmadan çalınabilir durumdaydı gitar.

Bunun dışında 16” radiuslu 6 telli bir gitarda (10-46 tel ile) kalın mi için 1-1.5mm, ince mi için 1-1.2mm arası yükseklik benim ”kabul edilebilir” değerlerim. (Gitarına ve tel kalınlığına göre +/- 0.2 mm oynama ile birlikte.) Daha aşağısında plek makinesinden de çıkmış olsa, el ile yapılmış en kusursuz fret işçiliğine de sahip olsa, tellerin salınımı negatif etkilenmeye başlıyor. O aşamada klavyenin değil, tellerin limitlerine ulaşıyorsunuz artık. Daha aşağısı için daha kalın tel takıp, gerilimi arttırıp salınımı azaltmak lazım-ki kimse 11-12-13 tel takıp standart mi'ye çekmek istemez gitarını.

Bu yüksekliklere (alçaklık demek daha doğru belki de) inildiğinde gitarın bütün dinamiği (ya da nasıl adlandırırsanız) gidiyor ve herhangi bir bızlama vs. olmasa bile tel rahat salınamadığı için hissedilir bir fark (düşüş) oluyor. Bu sebeple gitarları kayıt için hazırlarken telleri hafif yükseltmek doğru bir yaklaşım.

Çok uzun konuşulabilecek, fikirler paylaşılabilecek mevzular bunlar. İşin daha ”seri üretim” kısmında Gibson var, onlar da 2014'ten beri Amerika üretimi olanların plek makinesinden çıktığını iddia ediyorlar... Görünen hiç öyle değil iken hem de...

Falan filan....

Ha hepsi bir yana, elimin altında bir plek olsa kullanmam mı? Tabii ki kullanırım. Gitardaki en ”el yapımı” olan kısmı makineleştiriyor işte, daha ne isterim. Hatta daha ne isteriz, tüm yapımcılar olarak. :)


İlginizi çekerse diyerekten şöyle de bir makale paylaşayım;
http://savartjournal.org/index.php/sj/article/download/21/pdf
 
Tabii o köprüleri bizler almaya kalkınca fiyatlar o seviyelerde. Muhtemelen o köprüyü Amerika'ya kargolasan 30-35 dolar kargo olacak, e bunun prosedürü falan var. Hem gümrük muhabbetine girecekler, hem de eskisi gelmeden yenisini yollamayım falan der o şekilde iş yapsa. Adamlar 50 dolara falan alıyor herhalde Gotoh'tan 1996T leri. Üstüne ettiği kağıt üstündeki ”zarar” da aha yıllar sonra buralarda kendinden söz ettirerek kendini amorti etti. (Atölyeye geldiğinde de konuşmuştuk bu mevzuyu hatırlıyorum. :)

Orası öyle haklısın ama sırf arkadaşım belirttiğim tarihten erken dönüyor diye böyle bir çözüm üretmeleri iyi bir hareketti. Sonuçta dediğin gibi burada söylenmesiyle amorti etti kendini :)
Üstteki postta belirtilen Türkiye'ye sap gönderme olayını da başka başka kişilerden 2-3 kere duydum. O sap da iyi çıkarttı parasını :D

Şöyle bir şey de yaşadım; gitara başlamaları için 1000 dolar kapora yollamıştım. Yukarıda belirttiğim sebepten gitarı erken teslim etmelerini isteyince, kalan parayı daha adamlara yollamadan gitarı kargolamışlardı. İşte bunlar hep +rep :D

(Konu dışı; @hknsckn yakın zamanda atölyenin kapısını çalacağım, kafamda bir iki cinlik var:))
 
Tabii o köprüleri bizler almaya kalkınca fiyatlar o seviyelerde. Muhtemelen o köprüyü Amerika'ya kargolasan 30-35 dolar kargo olacak, e bunun prosedürü falan var. Hem gümrük muhabbetine girecekler, hem de eskisi gelmeden yenisini yollamayım falan der o şekilde iş yapsa. Adamlar 50 dolara falan alıyor herhalde Gotoh'tan 1996T leri. Üstüne ettiği kağıt üstündeki ”zarar” da aha yıllar sonra buralarda kendinden söz ettirerek kendini amorti etti. (Atölyeye geldiğinde de konuşmuştuk bu mevzuyu hatırlıyorum. :) )

--------

Diğer konuyla ilgili olarak, şahsi düşüncem Plek makinesinin biraz ”overrated” olduğu yönünde bu arada. Biraz tecrübe, düzgün bir tesviye bloğu, iyi gören bir göz ve amaca uygun radius seçimi ile alçalmayacak tel yok. Şu an elimdeki projelerin ikisi 7 telli, ikisi de Floyd Rose'lu ve 20” radiusu var. Test-fit diyeyim, boya öncesi son kontrol amaçlı gitarı topladığımda, ufak ayarlarla, 10-56 tel setinde; ince mi telinde 1mm den düşük, kalın si telinde ise 1.5mm civarı (fazlası değil) aksiyonla, herhangi bir bızlama, fret-out durumu olmadan çalınabilir durumdaydı gitar.

Bunun dışında 16” radiuslu 6 telli bir gitarda (10-46 tel ile) kalın mi için 1-1.5mm, ince mi için 1-1.2mm arası yükseklik benim ”kabul edilebilir” değerlerim. (Gitarına ve tel kalınlığına göre +/- 0.2 mm oynama ile birlikte.) Daha aşağısında plek makinesinden de çıkmış olsa, el ile yapılmış en kusursuz fret işçiliğine de sahip olsa, tellerin salınımı negatif etkilenmeye başlıyor. O aşamada klavyenin değil, tellerin limitlerine ulaşıyorsunuz artık. Daha aşağısı için daha kalın tel takıp, gerilimi arttırıp salınımı azaltmak lazım-ki kimse 11-12-13 tel takıp standart mi'ye çekmek istemez gitarını.

Bu yüksekliklere (alçaklık demek daha doğru belki de) inildiğinde gitarın bütün dinamiği (ya da nasıl adlandırırsanız) gidiyor ve herhangi bir bızlama vs. olmasa bile tel rahat salınamadığı için hissedilir bir fark (düşüş) oluyor. Bu sebeple gitarları kayıt için hazırlarken telleri hafif yükseltmek doğru bir yaklaşım.

Çok uzun konuşulabilecek, fikirler paylaşılabilecek mevzular bunlar. İşin daha ”seri üretim” kısmında Gibson var, onlar da 2014'ten beri Amerika üretimi olanların plek makinesinden çıktığını iddia ediyorlar... Görünen hiç öyle değil iken hem de...

Falan filan....

Ha hepsi bir yana, elimin altında bir plek olsa kullanmam mı? Tabii ki kullanırım. Gitardaki en ”el yapımı” olan kısmı makineleştiriyor işte, daha ne isterim. Hatta daha ne isteriz, tüm yapımcılar olarak. :)


İlginizi çekerse diyerekten şöyle de bir makale paylaşayım;
http://savartjournal.org/index.php/sj/article/download/21/pdf

Hocam roasted maple olunabilirliğini merak ediyorum ben. Türkiye'de gitar yaptırmak istesek, roasted maple opsiyonumuz var mıdır?
 
Valla kendi adıma konuşayım, bu yıl içinde, (hatta hedefim 1-2 ay içinde) hem vernik hem ağaç işleri için orta ebatlı bir fırın yapacağım. Forumlarda dolanan tarifler bol, 170-190 derece arasında ağacı pişirmek yetiyor diyen de var, vakumlu fırın gerekiyor diyen de. Basit olandan başlayacağım, 6-10 saat arası bir süre içinde akçaağaç güzel kızarıyor diyorlar. Mevzu da ”Maillard reaksiyonu” denen bir reaksiyon. Düzgün tamamlanması için termometresi hassas çalışan bir fırında yapmak lazım bu işlemi, zira her 10°F lık değişim (12°C'ye tekabül ediyor) reaksiyonu yarı oranda hızlandırıyor ya da yavaşlatıyor deniyor, hatırladığım kadarıyla. (Bu konuları araştıralı çok oldu, umarım karıştırmıyorumdur. )

Bakınız: Maillard reaksiyonu - Vikipedi

Görüldüğü üzere reaksiyon için optimum sıcaklığın 180°C olduğu belirtilmiş. Çeşitli forumlarda da yanma reaksiyonunun 400°F yani 200°C civarı sıcaklıkta gerçekleşmeye başladığı yazıyor. Haliyle 180°C sıcaklıkta, fırının içerisindeki oksijeni almasak bile (vakum) ağaç yanmayacak, Maillard reaksiyonu gerçekleşecektir. Benim bildiğim bu kadar en azından, detaylı bilgisi olan varsa seve seve dinlerim, zira çözülmesi gereken bir problem bu sonuçta.

Bu arada, burada da endüstriyel boyutta uygulanan bir olay bu, sadece akçaağaç tercih edilmiyor. İşlemi yapan/yaptıran kerestecilerle konuştuğumda aldığım ortak cevap ”50-55 metreküp alırsan yaparız.” oldu. Akçaağaç için konuşacak olursak, düz, desensiz olanının metreküpü 1000-5000 lira arası değişen bir ağaç. Haliyle 50-55 metreküp ciddi bir miktar oluyor.

6-8 saplık ”roasted” bir ağaç var elimde şuan(akçaağaç değil), yaklaşık 1 yıl oluyor aldığım. Elimdeki işler bitince ilk denemeyi yapacağım, sonuç tatmin ederse -ki ümitliyim ben tap-tone'undan- buradaki konuda paylaşırım detaylarını. (Matt Guitars)

Dip not: ”tap-tone” denen mevzu, ağaca tık tık vurarak dinleme işi. Sesi nasıl uzuyor, rezonant frekansı nerelerde dolanıyor vs. ufak tefek bir fikir veriyor tel takınca ne tarz sonuç vereceği konusunda.

Bunun dışında tabii ki yurtdışından temin etme imkanımız var, gidip getirme vs, en kötü kargo ile bile sıkıntı olacağını sanmıyorum.

Ha hepsi bir yana, bu işlemin ağacı daha ”kırılgan” yaptığına dair yazılar da yazılmış çeşitli yapım forumlarında. Denemeden yorum yapmam doğru olmaz, fakat buradan görünen, artıları ve eksileri olan bir mevzu bu ”roasted xx” mevzusu. Şans mıdır bilmiyorum, denediğim bütün ”roasted maple” saplı gitarları beğendim, o da ayrı bir gerçek.
 
Geri
Üst