Başlık farklı olsa da lafı açıldığı için yazıyorum.. 80'lerden beri Vai'nin teknik kapasitesi ile önüne geleni ayıklayacak kapasitede olduğu konuşulur, bilinir.. Ha ben sever miyim, feyz alacak kadar dinlerim en fazla, bunlar da var müzikte hesabı ama 3 şarkısını üst üste dinleyemem.. Yorucu geliyor şarkılarının çoğu "bana", bazıları da aşırı piyasa, yapmadı "The Cryin Machine" kafalarında bir kaç şarkı daha.. Satriani ise bambaşka, ilk üç albümü farklı, Extremist farklı, Engines of Creation farklı, adamın her dönemi ayrı ayrı değerlendirilecek, 2002 albümüne kadar (2002'den sonraki albümlerini irdeleyecek kadar dinlemedim, pek heyecan verici şeyler bulamadım daha doğrusu) her albümünde bayılarak dinlediğim şarkıları olan başka bir kafa, hem şarkılarını çok sevdiğim hem de ders diye dinlediğim biri, en iyisidir demem ama beni en çok çeken direkt Satriani'dir, tabi melodilerine, kullandığı modlara filan yatkınlıkla alakalı biraz bu. Ama sevmeyene de saygı duyarım, hitap etmiyordur o kadar, Vai'nin bana hitap etmediği gibi.. Satriani dışında Moore, Beck, Lukather, Kotzen, Timmons, Trucks (var tabi daha enteresan şeyler yapanlardan da gerek yok hepsini yazmaya) filan kovalarım, Satriani'den başarılı bulurum bunların bazılarını ama dediğim gibi besteci veya icracı olarak en severek dinlediğim Satriani'dir.. Vai kadar deneysel takılmaz, ama Satriani'nin de her albümünde bir yenilik, denediği bir şeyler vardır.. Van Halen'dan sonra 80'lerden başlayarak gitar müziğinin farklı bir noktaya taşınmasında belki en büyük pay Vai ile onundur..
Bizde genel sıkıntı, müzik işinin disiplin olduğu, o disiplinin de öğrenilmesi ve ona uygun icrasının kastığı, "genel" müzik dinleyicimizin de dinlediği müziklerde pek te öyle grift şeyleri kovalamaması.. Kulağa hoş gelen iki ağlak melodi bul, aralara iki shred, bir sweep, iki de kol çekip indirdin mi tamamsın.. Abi nerede Erkan Oğur, nerede Doğan Canku kalitesi.. Teknik geliştirmek ayrı konu ama beste yaparken bahsettiğim disipline uygun modları, ilişkileri kullanarak müzik yapmaya gayret etmek zeka ve odaklanma gerektiriyor, belli bir standartı tutturamıyoruz ya da az çıkıyor o kalitede işler.. Var ama bunu becerenler, Cenk Eroğlu var bi kere.. Volkan Başaran, Yavuz Çetin, Gür Akad, Demir Demirkan, Serdar Öztop.. Çıkıyor bu adamlar da hak ettikleri değeri tam görmüyorlar işte böyle işlerinde.. Yenilerden (gerçi çoğu 35-50 yaş aralığında) süper icracılarımız var aynı yolda yürüyen, youtube'a bakarsanız, İzmir'den iki farklı eleman var mesela benim bildiğim Çağlar ve Koray, İstanbul'da Onur, Buğra, Fırat (Murder King'den, ilk zamanlarını bilirim Taksim'den, boşa şişirmeyin derdim 20 sene evvel, ilerleyişini görünce şimdi ben kendisini her yerde övüyorum) bildiklerimden vs vs, takip ettiğim bir kaç isim..
Cenk Eroğlu'nun aşağıdaki bestesini yapmak ayrı, bu icraya gelebilmek ayrı konu.. Ama insanlar onu falan filanla bilsin..