Ilk Sahne Deneyiminiz?

Arkadaşımın b.k gibi bir Black Metal grubu vardı. Öyle ki grindcore'a kaçıyordu. Elemanları satınca ortada kalmıştı, bass çalıyordum o zaman. İki günlük prova ile çıktık sahneye. Heyecan falan yoktu. Ben oldum olası soğukkanlıyımdır zaten. Telaş yapmam. Ha, iki günlük prova ile çıkınca ve arkadaş da sağolsun kendi bestelerinden habersiz olunca seyirci haklı olarak beğenmedi tabii :)
 
Oo patlar bu konu haftalarca takip ederim heralde.

Yılbaşında izmirde bir mekanda çıkacaktık. Grupta elektrik gitarcı vardı. Ama perküsyon ekipmanıyla basscı yoktu. Benim de hiç unutmam arda diye pimpirikli bir arkadaşımın elektro davulu vardı. Çizik gelmeyecek arda, sağ salim teslim edicem arda, eskilerden kim kaldı arda, arda şöyle, arda böyle hile ve cebrenle davulu götürüp bassçılığı almıştım. Ben elektrik gitarcıyım, fantezisine arkadaşlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorduk ama ilk defa bir grupta bass çalıyordum ve onda da sahneye çıkıyordum. Tabi kimsenin haberi olmamıştı bunlardan. Her neyse eve derme çatma bir şeyler kuruldu, bir gündüz bir gece oturuldu, tipik bar şarkılarının trafikleri patır patır dizildi tamam dediler. Yahu tamam popüler müzik, takip etmesi kolay ama ben heyecandan öğrendiğim tek bir şeyi bile hatırlamaz oldum. Yaşımda küçük daha. Girdik mekana bedava içki dediler. Heyecanlıyım, korkuyorum, ne bk yicem diye düşünüyorum kara kara. İki duble noldu ne bitti demeden attı abilerim. Bir de ergenlik işte kendini kanıtlama çabası felan sünger gibiyiz biz neler içiyoruz tık demiyoruz diye üfürüyodum önceki muhabbetlerde. Sahneden önce 5-6 tekila içmiş olmam lazım ki inanın hiç içim yanmamıştı. Heyecan alır, içmek de lazım hem şeklimizi kurtaralım, sarhoş da olmasak bari a mk diyorum içimden. O kafadaydık yani. Her neyse çıktık sahneye sevda çiçeği kalender meşreb zifiri mifiri hepsi gitti. Elektrik gitara bakıyorum göremiyorum ne çaldığını sanki dört kolu var gibi geliyor herifin bir yandan basamağa bakıyorum sahneden düşmiyim diye. Lan yıldızların altındayı takip etmek ne kadar zor olabilir ya. Aa bu arada sound checklerde bana monitör de kalmadı. Onu söylemeyi unuttum. Ne çaldığımı da duyamıyordum. Neyse sonra yapılacak en mantıklı şeyi yaptım. Öyle bir şey yaptım ki sahneden indiğimizde herkes beni çok beğenmişti, hatta bütün kız arkadaşlarım sarılarak tebrik etmişti ben de alçak gönüllülükle tebrikleri kabul etmiştim. Arkadaşlar gitarın sesini kapatıp çalıyormuş gibi yapıp ayağımın topuğuyla ritm tutmuştum. Bir buçuk saat için 100 küsür de para almış olmam lazım. Benim ilk sahne maceram buydu
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
haha
Oo patlar bu konu haftalarca takip ederim heralde.

Yılbaşında izmirde bir mekanda çıkacaktık. Grupta elektrik gitarcı vardı. Ama perküsyon ekipmanıyla basscı yoktu. Benim de hiç unutmam arda diye pimpirikli bir arkadaşımın elektro davulu vardı. Çizik gelmeyecek arda, sağ salim teslim edicem arda, eskilerden kim kaldı arda, arda şöyle, arda böyle hile ve cebrenle davulu götürüp bassçılığı almıştım. Ben elektrik gitarcıyım, fantezisine arkadaşlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorduk ama ilk defa bir grupta bass çalıyordum ve onda da sahneye çıkıyordum. Tabi kimsenin haberi olmamıştı bunlardan. Her neyse eve derme çatma bir şeyler kuruldu, bir gündüz bir gece oturuldu, tipik bar şarkılarının trafikleri patır patır dizildi tamam dediler. Yahu tamam popüler müzik, takip etmesi kolay ama ben heyecandan öğrendiğim tek bir şeyi bile hatırlamaz oldum. Yaşımda küçük daha. Girdik mekana bedava içki dediler. Heyecanlıyım, korkuyorum, ne bk yicem diye düşünüyorum kara kara. İki duble noldu ne bitti demeden attı abilerim. Bir de ergenlik işte kendini kanıtlama çabası felan sünger gibiyiz biz neler içiyoruz tık demiyoruz diye üfürüyodum önceki muhabbetlerde. Sahneden önce 5-6 tekila içmiş olmam lazım ki inanın hiç içim yanmamıştı. Heyecan alır, içmek de lazım hem şeklimizi kurtaralım, sarhoş da olmasak bari a mk diyorum içimden. O kafadaydık yani. Her neyse çıktık sahneye sevda çiçeği kalender meşreb zifiri mifiri hepsi gitti. Elektrik gitara bakıyorum göremiyorum ne çaldığını sanki dört kolu var gibi geliyor herifin bir yandan basamağa bakıyorum sahneden düşmiyim diye. Lan yıldızların altındayı takip etmek ne kadar zor olabilir ya. Aa bu arada sound checklerde bana monitör de kalmadı. Onu söylemeyi unuttum. Ne çaldığımı da duyamıyordum. Neyse sonra yapılacak en mantıklı şeyi yaptım. Öyle bir şey yaptım ki sahneden indiğimizde herkes beni çok beğenmişti, hatta bütün kız arkadaşlarım sarılarak tebrik etmişti ben de alçak gönüllülükle tebrikleri kabul etmiştim. Arkadaşlar gitarın sesini kapatıp çalıyormuş gibi yapıp ayağımın topuğuyla ritm tutmuştum. Bir buçuk saat için 100 küsür de para almış olmam lazım. Benim ilk sahne maceram buydu
hahah :) süpermiş.
 
Sahneye çıkmayı oldum olası sevmem, sahne adamı diye bir tabir vardır hani, herkesi eğlendiren cinsten, işte ben o tanımla taban tabana zıt karakterde bir adamım. Zerre heyecan sahibi değilimdir, hoplamam zıplamam, olduğum yere çakılı bir biçimde konsere başlar ve aynı şekilde bitiririm. Ama tüm bu gereksiz ciddiyetime rağmen her hangi bir grupla stüdyoda prova yapmayı çok severim, hatta bu sevdam yüzünden aynı anda 4-5 grupta bulunmuşluğum bile oldu. İlk sahne deneyimim de vokal olarak yer aldığım gruplardan birindeki baterist bir arkadaşımın 2 hafta içinde konsere çıkacak olan ama ironik bir şekilde vokali olmayan diğer grubuna beni acilen (!) çağırmasıyla oldu. Ara grup olarak çıkacağımız için az şarkı çalmak yönündeki talebimiz mekan sahibinin de işine gelince en çabuğundan 6 parça belirledik ve çalışmaya başladık. Sıkı bir çalışma sonucu parçaları ufacık hatalar dışında akıcı bir şekilde çıkardık. Konser, bir grubun albüm tanıtımı için ayarlanmış ve bu gruptan önce sahneyi doldursun diye 3 grubun daha çıkacağı bir konserdi. Sıra bize geldi çıktık, çaldık, indik. Açıkçası performansımızı hiç beğenmedim çünkü provadaki o ufak hatalardan hariç daha büyük hatalar yaptık ama şaşırtıcı bir şekilde dinleyicilerden oldukça olumlu bir tepki aldık, hatalarımızı çoğu kişi fark etmemiş bile.

Yeri gelmişken sahnedeki aksaklıklara da değinmeden olmaz. Bas gitaristimiz o kadar çok heyecanlandı ki, sahneden önce en azından 5 10 tane akrabasını arayıp sakinleşmeye çalıştı, ama tabi ki başaramadı. Şarkıların hepsini unutup, rastgele çaldığı yönündeki söylentilere kulak asmıyorum tabi ki (?) Bizden önce çıkan grup metalcore grubuydu, haliyle mikserden tizleri sonuna kadar açmışlar, e benim ilk sahne deneyimim bilmiyorum tabi ben böyle şeyleri. Sesimin neden tiz çıktığını, daha doğrusu neden olması gerektiği gibi çıkmadığını konser bitiminde öğrendim. Benim için bu deneyim her ne kadar hayal kırıklığı olsa da yine de güzeldi, e ilk göz ağrısı sonuçta :)
 
Son düzenleme:
sene : 2004
yer : Osmaniye/ Duziçi a.ö.l sinema salonu
Seyircilere(daha dogrusu ogrencilere) o zamanlar revacta olan duman/kurban/sebnem ferah/teoman vs vs caldigimiz zaman hepsi hipnoz olmus gibi izlemisti.
vay be zamanin sert muzisyenleriymis bunlar:)
o zamanlar da toyduk arkadasimla.
elektro gitara dokunamamistim.
ilk sahnede cok heyecanlanmistim.
sonrasinda 2-3 ayda bir cikip birseyler caldigimiz icin rahatladik. tanimadigin kisilere kendini begendirme kaygisi olmadan caldigin zaman rahatliyorsun yauf.
grup surup islerini biraktim.
 
sene: 2000
yer: Mersin Üniversitesi kampüsü
1 hafta evvel kurulan bir grupla 2 stüdyo aldık Adana da basamak müzik stüdyosunda. o zaman her yer metalci falan bilen bilir neyse bana akustik gitar kaldı ve vokal yaptım. basçı gelemedi Hatay da okuyodu. Davul son anda geldi falan. Millet baya bir eğlenmişti zaten herkes bahar şenliği modundaydı. Az ama öz bir kalablığı etkiledik. Frontman oldum o gün :)
 
Yıl 2000 - 2001, lisedeyim. Hoşlandığım bi kız var, yer okulun yetenek yarışması tarzı bi organizasyonu için tutulmuş tiyatro salonu, sahnede tek başımayım. Kimex marka yeşil akustik gitarımı elime aldım, Düş Sokağı Sakinleri'nin Ayrılık şarkısını çalıyorum. Bir de baktım ne göreyim, bu hoşlandığım kız yanındaki yakışıklı lavuğun omzuna falan yatıyo, romantik bi şeyler, yani dilim varmıyor demeye ama "ulan bildiğin sex bu" dedim kendi kendime, "sen de mi sex be" dedim, gitarımı kafalarında kırasım geldi. Sonrasında o patladığım güne de, sahnelere de, Düş Sokağı Sakinleri'ne de, o kızın sülalesine de lanet ettim ama malesef lanet okumakla, Allah'a havale etmekle hiç bi şey olmadı. Bu da böyle bi hikaye.
 
Yıl 2000 - 2001, lisedeyim. Hoşlandığım bi kız var, yer okulun yetenek yarışması tarzı bi organizasyonu için tutulmuş tiyatro salonu, sahnede tek başımayım. Kimex marka yeşil akustik gitarımı elime aldım, Düş Sokağı Sakinleri'nin Ayrılık şarkısını çalıyorum. Bir de baktım ne göreyim, bu hoşlandığım kız yanındaki yakışıklı lavuğun omzuna falan yatıyo, romantik bi şeyler, yani dilim varmıyor demeye ama "ulan bildiğin sex bu" dedim kendi kendime, "sen de mi sex be" dedim, gitarımı kafalarında kırasım geldi. Sonrasında o patladığım güne de, sahnelere de, Düş Sokağı Sakinleri'ne de, o kızın sülalesine de lanet ettim ama malesef lanet okumakla, Allah'a havale etmekle hiç bi şey olmadı. Bu da böyle bi hikaye.
Haha abi şarkı değiştirseydik keşke
 
gitar konusunda ilk sahne tecrübemde 17 yaşımdaydım. Onun haricinde halk oyunu ve bağlama çalmak gibi atraksiyonlarım olmuştu :D neyse onları geçiyorum. İlk kez rock müzik için sahneye çıktığımda 2002-Eylül ayıydı. Bass çalıyordum o zaman. Öğrenmeye başlayalı henüz 4 ay falan olmuştu. Turkuaz rengi 5 telli Cort marka bir bass gitarım vardı. Samsun Yelken Kulübü'nde eğitim yılının açılışını kutlayan bir parti düzenlemişlerdi (pide - ayran) orada çalmıştık grupça. Saner-Cihan-Özgür-Ben 4 arkadaş 2-3 prova yapıp türkçe rock çalmak üzere sahneye çıkmıştık. Delikanlıyız o dönemde tabi, "Ben penayla bass çalan adama basscı demem" mottosundan hareketle koca programı sonuna kadar parmakla çalarak götürmeye çalışmıştım. Sağ elimin 3 parmağından da kan damlıyordu programın sonunda. Program esnasında davulcu arkadaşın seti platformdan aşağı düşmesin diye önüne bass amfisini koymuştuk. O zaman ki halimle tabi amfinin modelini falan anlamıyorum çok fazla da bilmiyordum. Fenderin şu linkinde : http://www.fender.com/en-TR/amps/bass-amplifiers/bassman-810-neo-black/
yer alana kabini ile aynı boyutlarda bir bass amfisi vardı :D yine markası fenderdi ama modelini halen bilmiyorum. Davulcu arkadaş nasıl gaza geldi bilmiyorum ama kicke vura vura o koca bass amfisini platformdan aşağı yüz üstü düşürmeyi başarmıştı.
 
Yıl: 1999
Mekan: samsun 19 mayıs üniversitesi eğitim fakültesi kampüsü tiyatro salonu
klasik gitar çalan bir arkadaşım aynı zaman da şiir drama klubunden görev yaparken bana bir dinletileri olduğunu ve Aşık Veysel' den gündüz geceyi de çalacaklarını ama gelenlere süpriz yapıcaklarını ve bizim grubun bu şarkıyı çalarmı diye sordu bende diğer arkadaşlara sormadan olur dedim. Şarkımızı çalıştık hazırladık ve dinleti gününü bekledik. Hazırladıkları konsept çok güzeldi. Sıramız gelince dinleti için kurdukları beyaz perdenin arkasına saklandık gitarın headstok görünmesin aman perdeden belli olmayalım diye çektiğimiz eziyeti ben bilrim. İki kişi çıktı çıplak sesle şarkıyı söylemeye başladı 10-15 sn sonra bizim cihazların seslerini açtıklar hep beraber çalarak çıktık sis falan verdiler insanlr baya şaşırdı ve eğlendi hatta bir şarkı daha istediler o zaman kurban dan yalan çaldık...
 
gitar konusunda ilk sahne tecrübemde 17 yaşımdaydım. Onun haricinde halk oyunu ve bağlama çalmak gibi atraksiyonlarım olmuştu :D neyse onları geçiyorum. İlk kez rock müzik için sahneye çıktığımda 2002-Eylül ayıydı. Bass çalıyordum o zaman. Öğrenmeye başlayalı henüz 4 ay falan olmuştu. Turkuaz rengi 5 telli Cort marka bir bass gitarım vardı. Samsun Yelken Kulübü'nde eğitim yılının açılışını kutlayan bir parti düzenlemişlerdi (pide - ayran) orada çalmıştık grupça. Saner-Cihan-Özgür-Ben 4 arkadaş 2-3 prova yapıp türkçe rock çalmak üzere sahneye çıkmıştık. Delikanlıyız o dönemde tabi, "Ben penayla bass çalan adama basscı demem" mottosundan hareketle koca programı sonuna kadar parmakla çalarak götürmeye çalışmıştım. Sağ elimin 3 parmağından da kan damlıyordu programın sonunda. Program esnasında davulcu arkadaşın seti platformdan aşağı düşmesin diye önüne bass amfisini koymuştuk. O zaman ki halimle tabi amfinin modelini falan anlamıyorum çok fazla da bilmiyordum. Fenderin şu linkinde : http://www.fender.com/en-TR/amps/bass-amplifiers/bassman-810-neo-black/
yer alana kabini ile aynı boyutlarda bir bass amfisi vardı :D yine markası fenderdi ama modelini halen bilmiyorum. Davulcu arkadaş nasıl gaza geldi bilmiyorum ama kicke vura vura o koca bass amfisini platformdan aşağı yüz üstü düşürmeyi başarmıştı.
Abi ama bas gitar parmakla çalınır bu işin karizması burada :)
 
Sene, geçen sene, Beyoğlu'nda yürüy...

Ben ilk sahne deneyimlerimi davul çaldığım gruplarda yaşadım. Lise başlangıcından itibaren davul konusunda ilerlemeyi düşünürken bir süre sonra da gitarla tanışıp ikisini birlikte götürmüştüm. Lise son bitti, çeşitli yerlerde çıktığımız Heavy/Thrash Metal grubumdan ayrıldım ve davul ile ilişkimi kestim. Çünkü birinden birini seçmem gerekiyordu artık. Hala da gitar namına sahneye çıkmışlığım yok :) O yüzden davuldan bahsedeceğim.

İlk konserimizi İ.T.Ü. Tuzla kampüsünde vermiştik. Seafest 09 olması lazım. 16 yaşındayım. Erken saatte çıkacağız. Grubun her şeyinden şikayetçiyim ama asıl sıkıntı vokaller. Fazla clean okuyor ve çok sık detone oluyor (buraları okumayacağını umuyorum :D). Bir yandan 'neyse ben davulumu çalayım, müziğe kaptırayım kendimi gerisi önemli değil' diyorum. Alana vardık, sahne kurulmuş, arkada deniz falan on numara. Ancak erken saat olduğu için beklediğimden çok daha az kişi vardı.

Sonra grup arkadaşlarım geldi, geceden içmişlerdi. Vokalist 1 şişe viski içtim falan diyordu. Metallica, Megadeth, hele hele de Motörhead clean sesle çekilmiyor hiç malum, Lemmy abimizden hareketle viski işine sevindim. Sonra çıktık sahneye, soundcheck aldık. Karşımızda 30 kişi belki var. Deli gibi heyecanlanıyım, bagetleri düşürürsem diye tırsıyorum, bacaklarım da titriyordu her an parçadan kopacakmışım gibi geliyordu. Ses biraz daha Lemmy olmuştu gerçekten ama saçma sapan detonelere devam etti kendisi :)

3. parçadan sonra kalmadı hiçbiri, kaptırdım kendimi müziğe. Hatta bas gitaristin jack kablosu çıktı, vokalin lyric kağıtları rüzgardan havalarda uçuştu parça ortasında falan :D Ben arkada gülmeye başladım. Vokalist her hata yaptığında gitarist arkadaşım bana dönüyordu, vücut diliyle anlaşıyorduk. Sahne bitti 'artık devamı gelir bunların he?' dedim. Vokal 'öyle deme ben çok gördüm sahne sonrası dağılan grup' dedi. Dediği de oldu, bir daha hiç prova yapmadık. İyi ki de yapmadık, sonradan çok daha güzel konserler verdiğim gruplara girdim. Hala davul çaldığım dönemleri, sahneleri özlüyorum.. Acımasızca Slayer çaldığımız günleri, Hangar 18 çaldığımız günleri özlüyorum.

(Hangar 18)



(South of Heaven)
 
Son düzenleme:
Sene 1983, yaş 14, ilk çaldığım ve söylediğim şarkı Hotel California -Eagles, ikincisi ,Whole lot a shakin your love -Elvis
Ekipman :Framus strat ,Sonacord alltube 100 watt kafa ,4×12 kabin. Grup bas ,davul çift gitar vokalleri de amfiye girmiştik PA sistem o dönem yoktu .Vokalde tape echo kullanmıştık.Halen aklıma geldikçe özlediğim bir soundtur bu kadar dijital çöpün arasında. 400 küsur izleyici karşında çalmıştık Gri smokinleri de unutmamalı.O gün bu gündür başka mesleğim olmadı, bu gece sahne çok eğlenceli geçti bir kez daha şükrettim sevdiğim işle karnımı doyurduğm için:)
 
Dave Mustaine Megadeth cover gruplarını hiç sevmezmiş. Çünkü bize benzemek yerine kendileri gibi çalsalar çok daha hoşuma giderdi diye bir şeyler söylemiş bir zamanlar. Kulaklara küpe :)
 
Geri
Üst