Feminizm

Oceanides demiş ki:
Zeki olan zaten guclu olmayi basariyo biraz sansi varsa ama dogu dan verdigim ornekteki gibi kadinlarin boyle bir sansi yok!

Ve estella ben zaten feminzim ustunluk yaratmaya calisiyor demek istemedim, biraz yanlis aktarmis olabilirim ama ben bu durumda olan kadinlar icin feminizmin olmasi bir arti cunku onlarin haklari savunuluyor ama tabi ki de kadin erkek esit ve esit haklara sahip olmali diye belirtmistim zaten;)

iyi yapmışsın... ellerine sağlık... :roll:

kesinlikle toplumumuzun kültürel yapısı bu kadın ve erkeğin eşit olmaması konusuyla doğru orantılı. ancak çalışan kadının ev temizlemesi, yemek yapması, ütü yapması bütün toplumlarda erkeklerin beklentisidir. eskiden kadınlar çalışmazken bu işleri yapmak zorunda kalınca bunlar böyle kabul edilmiş, sürüp gitmiş bu şekilde. oysa evlilik ortak bir müessesedir öyle değil mi :)
ama hemcinslerime de kızıyorum biraz. evlendikten sonra işi bırakmak, üniversiteyi yarım bırakıp evlenmek ve evinin kadını olmak vs.. :LOL: :roll: Herkes dilediğini yapmakta özgür tabi ki ama kadınların ellerinde imkanları varken bile bir başkasına -eşine- muhtaç olarak yaşamayı tercih etmesi çok normal karşılanıyor. oysa bir erkek işini bırakıp eşinin parasıyla geçinmeye başlasa hoş karşılanmaz, yadırganır vs... vs... böyle düşününce aslında erkeklere haksızlık ediliyor gibi geliyor bana ama erkekler de eşlerinin çalışmamasını tercih edebiliyorlar 8O
 
Bence kadınlardan önce erkeklerin bilinçlenmesi lazım..Kadının kadına bakışı değil erkeğin kadına bakışı önemli..Aslında herşeyin değişmesi lazım .Başta da tüm erkeklerinn
Ayrıca bahsettiğin erkeğe muhtaç yaşama durumu var.Allah kimseyi o hale düşürmesin :))
 
Ya (papağan gibi hissettim ama nedense) öncelikle, neye ulaşmak istendiğine karar verilmeli.

Yani amaç sadece kadın - erkek eşitliği mi?! Yoksa bir "insan" olma çabası mı?!

Çünkü kadın - erkek eşitliği günümüzde de var. Ama çeşitli yollarla engelleniyor. Ancak eğer amaç gerçek anlamda "yaşam özgürlüğü" ise, biraz düşünmek lazım. Sorun nerede? İstenilen özgürlüğün sınırları nedir? diyerek...

Buna göre açılımlara gidilmeli bence...
 
kadın - erkek eşitliği yüzeysel olarak var ama sosyolojik olarak oturmamış ne yazık ki...
Ben kendi açımdan değerlendirirsem, ben bir kız olarak tamamen erkeklerle eşit görüyorum kendimi ve o şekilde yaşıyorum. Ancak bu benim yaşadığım şartlar içinde böyle.
Kadın - erkek eşitliğinden haberi olmayan kadınlarımız çok fazla. Onlar için üzülmemek elde değil.
Tabi üzülmek yeterli olmuyor. Bu "baba beni okutsana" vs gibi kampanyalara destek olabiliriz. Benim aklıma bu geliyor çünkü bu zihniyetteki insanları tek tek eğitmek ne yazık ki yapabileceğim bir şey değil. Ama etrafımızda bundan habersiz yaşayan insanlar varsa elimizden geleni yapmaya çalışabiliriz. Bir kızın hayatı bile kurtulsa kardır...
 
Vanlı bir arkadaşım var(ercişli) O bana köylerindeki intihar olaylarından bahsetmişti bikere.İnanılmaz bişey kızlar sürekli intihar ediyomuş.Ama sürekli ya.Şaşırtıcı değil aslında bende 80 yaşında adamla evlenmeye zorlansam ya da kocam öldüğünde onun kardeşiyle evlensem ya da vs... ben de yapardım
Amaç insan olmak tabiki ama bunu becemek mesele
 
Eğer amaç "insan olmak" ise; :Bence o zaman, öncelikli amaç olarak bilinçlendirmeyi alarak eğitim sisteminde değişikliğe gidilmesi sağlanmalı. Liberal devlet sisteminin yerine sosyal devlet desteklenerek bu eğitimin yaygınlaşması sağlanmalı. Bir devlet politikası haline getirilecek bu eğitim programı belki gelecek 1-2 kuşak için anlamsız olacaktır, ancak sonrasında etkisi gösterecektir...
 
Emin ol işin siyasi yada toplumsal boyutu kadınların çok da umrunda değil..Tabiki sosyal devlet ama bu daha özel bir sorun... Eğitim eğitim diyoruz da aşırı geçimsizlik ve şiddet görme ile boşanan çiftlerin çoğu üniversite mezunuymuş..Senin daha iyiy bilmen lazım bunları.Ne oluyo biliyomusun entellektüel ddiğimiz kısım az çocuk yapıyo belki bir belki iki ancak kırsal kesim ya da hiyararşik bir dille alt kesim sürekli büyüyo..Böyle bir toplumdayız ve gittikçe azalacak entellektüeller..İşin temeli bu. Bu böyle oluncada hiç bir zaman uygar bir toplum olamicaz ve hep olmaya çalışan olacağız.Ben eminim 100 yıl sonrada konuşulacak kadın hakları ve çok birşey değişmeden..
Umarım anlatabilmişimdir, klavyeye alışamadım da henüz, tam aktaramıyorum demeye çalışacağım şeyleri
 
Anlıyorum anlatmak istediklerini. Ancak benim bahsettiğim eğitim de şimdiki eğitim değil. Gerçek eğitim. Ha tabiki tek çözüm bu değil işte söylediğim gibi önceden de. Doğuda ki ağalık sistemi, ekonomik problemler... Sorun çok. İşte bunun için ekonomik bir değişimin de gerekliliğinden bahsediyorum...
 
Bir kaç çirkin kadının, erkekler onlarla ilgilenmeyince ortaya attıkları bir düşünce akımı.

Şaka ya şaka: )) Fleez ile estella saldırır mazallah sonra bana: ))

Saygılar..
 
mrah demiş ki:
Bir kaç çirkin kadının, erkekler onlarla ilgilenmeyince ortaya attıkları bir düşünce akımı.

Şaka ya şaka: )) Fleez ile estella saldırır mazallah sonra bana: ))

Saygılar..

biz kadın erkek eşitliğinin savunulmasının feminizm olarak adlandırılmasının saçmalığından söz etmiştik...
kadınların ezildikleri için feminizme yöneldiğini söyledik...
yani biz feminist değiliz ki :? kadınlara yapılan haksızlıklardan söz ediyorduk sadece. kadın erkek eşitliği olsa feminizme çok daha az rastlanırdı diye parçaladık kendimizi. yazdıklarımız feminizm olarak anlaşılmış ya da okunmamış :LOL:
 
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! - İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra.

Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok!

Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağı bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü. Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları. Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı... Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan... İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.

E.. o zaman niye sarılsınlar ki! Niye sarılalım ki! Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!

Aziz Nesin
 
Sevgili tear_of_soul;
Bu başlığa oldukça uygun bir alıntı yapmışsın.Yürekten tebrik ediyorum seni.Kadınların gözyaşı dökmeden olgunlaşabildiği,anlaşılabildiği güzel zamanlara. . .
 
Bu yazının bu başlıkla hiçbir alakası yoktur. Silinmesini talep ediyorum. Konumuz Feminizm, Kadın sorunları. Bu yazı kadın sorununu mu içeriyor? Kesinlikle hayır. Aşk ve acı çekmek mi, o zaman yanlış başlık. En azından bizim irdeleyeceğimiz kadın sorunu bu değildir. Feminizm aşk sorunlarını konu alır diyorsanız ben susarım. Şimdi biriside çıkar erkekleri duygusallaştıran bir yazı girer, gelde sinirlenme. Kadın hareketinin çıkış noktasına bir göz atın bence.
 
Feminizmin doğmasında yazıda geçen aşk acısının rolü büyüktür.Sadece aşk acısı demiyorum tabiki , bu sadece nedenlerden birisi.
Asıl vurgulanmak istenen kadının ne acısı olursa olsun sonunda kendine sarılması.
İlginç olan ise bir erkeğin ( Aziz Nesin ) kadınların hislerini bu kadar düzgün anlatabilmesi.

Sevgiler pitch-dark..
 
Evet Aziz Nesin çok güzel dile getirmiş. Bu da kadınları feminizme yöneltebilir. Ancak şöyle bir şey var, kadınlar kadar erkekler de aşk acısı çekebilir.
Bu yüzden bence başrolde toplum baskısı var.
 
estella demiş ki:
...
biz kadın erkek eşitliğinin savunulmasının feminizm olarak adlandırılmasının saçmalığından söz etmiştik...
kadınların ezildikleri için feminizme yöneldiğini söyledik...
... kadınlara yapılan haksızlıklardan söz ediyorduk sadece. kadın erkek eşitliği olsa feminizme çok daha az rastlanırdı diye parçaladık kendimizi. ...

kadın erkek eşitliğinin savunulmasıyla feminizmin bi ilgisi yok diyosun ama sende farklı bişi yapmıyorsun ki..kadınlar, kadın erkek eşitliğinin olmaması nedeniyle feminizme kayıyorsa bu feminizmin anlamını bilmediklerindendir..kadın-erkek eşitliği gayet yeterli olan toplumlarda da feminizm yaygın olabiliyor..
ve feminizmi masum bi olgu değildir..ama kadınlar hemcinslerini savunmak amacıyla da orda olmalarının gerektiğini düşünüyorlar..bu yanlış..(erkeklerde hemcinslerini savunurlar,bu kadınlara ait bi sorundeğildir sadece..aks ettirmek istediğim şey bunu yaparken yanlış yerlerde bulunabiliyor olmaları)
 
Geri
Üst