Raporluyorum

Emrahım harika yazmışsın, eline sağlık, usta bir romancı edasında kaleme almışsın olan biteni. elbet ki yazdıkların üzücü ama üslubunu beğenmemek elde değil, başınız sağolsun.
hakkatten 90 sonrası doğumlu gençlerin oluşturduğu nesilin hali içler acısı, Sarıyer'i biz hep nezih semt diye bilirdik ki ben hala öyle bilirim şahsen, herkesin kafasında öyle bir imaj vardır çünkü İstanbul'da denize kıyısı olan semtler diğer semtlere nispeten daha aklıselimdir falan fişman ama artık dediğin gibi her yer bozuk.
 
Emrah ağzıma sıçtın hacı. Gerçi sen bir şey yapmadın aslında tabii. Ne olduysa bu ülkeye, bu dünyaya, bu insanlığa; kabahat onda amına koyayım.

Bahsettiğin üzücü olayı dün söyledi babam bana. Ben tanımazdım hayatını kaybeden kişiyi. Nur içinde yatsın. Ama bu kadar detaylı olmasa da, bu kadar net oluşmasa da kafamda; hemen hemen aynı şeyler benim de aklımdan geçti. Nezih diye bildiğimiz Sarıyer gitmiş; kavgalarıyla, sahilde "karizma" yapmak adına vahşi vahşi köpekleriyle turlayan, her hareketi, sesinin tonu bile insanı rahatsız eden apaçileriyle, işsiz güçsüz kalitesiz gençleriyle varoş bir Sarıyer gelmiş. Mahalle dayanışması dediğimiz şey sözde delikanlılarımızın gövde gösterisine dönüşmüş. Yemin ediyorum, kalabalık saatte bile sahile ablamı yollayamıyorum tek başına. Alt tarafı yürüyüş yapmak istiyor. Ama onca rahatsız edici tipin, saatli bomba reisin arasında bulunmak istemiyor. Tedirgin oluyor. Abartıyorsam şerefsizim.

Ne denir bilemiyorum. Hani "Bu ülkede artık yaşanmaz." desen, "Hemen kaçıyorsunuz." cevabı veriyorlar. Ama bazen başka bir seçenek de belirmiyor insanın aklında. Allah sonumuzu hayır etsin.
 
Bunca duygusallığın üstüne günlük hayatın sıkıcı detaylarından bahsederek öküzlük yapmış olacağım ama ben de raporluyorum.
Açık pencereden esen hafif bir rüzgarla her yere dağılan evraklar, faturalar irsaliyeler. Bu kadar dağınıklık bana bile fazla. Cumartesi çalışmak sucks. Hafta içinin angaryalarını toparlamak ve internetlerde forumlarda sürtmekle geçiyor zaten.
İş arkadaşlarımdan biri de yılda 39 kez yaşadığı rutin soğuk algınlığına kapılmış. Nasıl pis, nasıl mikrop. Bakın ben hastayım ve çalışıyorum alt metniyle nasıl öksürmeler höykürmeler. Bu öksürmeler bazen havaya, bazen birinin suratına doğru hem de. Şovmen olduğumuz kadar düşüncesiz ve küstahızdır da.
 
Dün gece Galata Kulesi'nin oraya gittik. Geçenlerde çok yakın bir arkadaşımın kız arkadaşı gitmiş, ortamı çok beğenmiş, haydi bu sefer sen de gel beraber gidelim dediler.

Hani böyle film tavsiye edersin birilerine, sonra beraber izlemeye başlarsınız, "ulan beğenmediler acaba" diye strese girer ya insan... : ) İlk gittiğimizde bomboştu, o hesap makaraya vurduk biz de arkadaşla.

Sonra sonra doldu... Millet yerlere oturuyor, yakınlarda tertemiz tuvalet var - ki bu çok önemli, ara sıra gitar şekli oluyor; birbirine hiç ters gözle bakmayan yüzlerce insan sırt sırta içip sohbet ediyor. Üniversite öğrencileri ve turistler yoğunlukta. İstanbullular için şu tabiri yapabiliriz; bir Galatasaray maçı günü Nazlının oradaki kalabalığın oturan halini düşünün. Gereksiz gürültü yok ama.

Valla ne yalan söyleyeyim; Avrupa tarafı ilk kez bizim tarafın önüne geçti gözümde. Çok eğlenceli bir geceydi, insanların özgürlüğünü hissetmek, geçici olarak olsa da güzel. Turistlerle kaynaşma imkanı da işin cabası hani... : )

Oraya tekel açan arkadaş da gerçekten voliyi vurmuş, nereden çıkarıyor o biraları bilmiyorum ama ufacık dükkanın önünde sıra var ve çocuk herkese bira yetiştiriyor. Bilmiyorum yani ortam benim çok hoşuma gitti, yakın zamanda tekrar ziyaret edilebilir. Şöyle, "siparişim halen gelmedi" tatavasından uzaklaşmak isteyenlere tavsiye ederim yani orayı.

Ha gittiğimiz yere aksiyonu da biraz sürüklüyoruz sanki? Dün öğle yemeğindeki balici mevzusundan sonra, harika geçen gecede tuvaletin orada Marsilya falan fişman diye konuşan Fransız elemanları görüp patlattık besteyi. Kurayı çekmişken nereden bulduk bu mevsimde Marsilya'lıyı bilmem.

Netekim, forza sokak. : )
 
539084_410672652326363_1462879223_n.jpg
 
40 yılın başı odada ışıkları kapatıp kulaklıkları takarak Counter oynayalım dedik, onda da uzaylılar mı geldi? Valla ses-mes duymadım, geldilerse de görmedim. Şerefsizlere bak nostalji yapıyoruz, böyle gelinir mi... Beyzbol sopasını hazırla savarain.

Şaka bir yana şu yutub görüntüsünde de anons gibi bir şey var, ben mi yanlış duydum, ne gibi bir ses duydunuz? Gökyüzünde Agent Steel mi çaldı yani nedir?

 
Ben duymadım ama Ekşi Sözlük'te sayfalarca konuşulmuş. Dünya'nın çeşitli bölgelerinden de benzer video kayıtları geliyormuş. Gerçi kimisi küresel bir kekleme diyor mesela. Bilimciler manyetik dalgalanma bilmem ne falan diye açıklayıp, korkulacak bir şey olmadığını ekliyor. Sur'a, 2012'ye bağlayan da olmuş. Ben öyle konuşulsun diye yazdım ortaya. :) Bakayım dedim var mı duyan.

 
Ben duymadım ama Ekşi Sözlük'te sayfalarca konuşulmuş. Dünya'nın çeşitli bölgelerinden de benzer video kayıtları geliyormuş. Gerçi kimisi küresel bir kekleme diyor mesela. Bilimciler manyetik dalgalanma bilmem ne falan diye açıklayıp, korkulacak bir şey olmadığını ekliyor. Sur'a, 2012'ye bağlayan da olmuş. Ben öyle konuşulsun diye yazdım ortaya. :) Bakayım dedim var mı duyan.

Ne alien, ne de sur. Çok Pink Floyd dinlendiğinin ve müziğinin iz bıraktığının delili bence. David reyis delayi böyle kullanırdı gençliğinde. Floyd-u Ekbeeer!! :D
 
O uyku sersemliğiyle saate bakmayı akıl etmişim, 04.45. Bir yarım saat kadar sürdü diyebilirim tekrar uykuya dalana kadar, 04.30-05.00 arası bu sesleri duyan oldu mu yine bu sabah? Pencere açık uyumuşum, ilk uyanışım saate bakışımdan 15 dakika kadar önceydi diye tahmin ediyorum; ilk başta böyle ara gaz veren bir kamyon sesi sandım, gece yollar boşken çok yankı yapıyor bazen kamyon sesleri. Kalktım yola baktım, yol boş ve ses devam ediyor. Eğer bahsedilen sesler bu şekildeyse yarım saat çok net duydum, hatta uykumdan uyandırdı yani. Sanki bütün şehir dişlerini gıcırdatıyor gibiydi.

Dalga geçtiniz Mayalarla, bak adamlar "girdi mi" diye dalga geçiyor şimdi.
 
Raporluyorum beyler, cuma akşamları forumun yaşadığı hareketlilik çogoşuma gidiyor. Hafta sonunun geldiğini az çok anlayabiliyorsun bundan. Okuldan mokuldan eve gelen sarılıyor internete foruma. Çalışan işçi kesim cuma akşamının rehavetiyle günün son saatinde sallıyor işi vuruyor kendini internete :D

Purgatory, Bir haftadır yol çalışması var bizim alt caddede. Geceleri sabaha kadar çalışan asfalt makinası sanırım senin duyduğun :D
 
Evaaaaaaat.. Çıkışa 1 saat 10 dk kalmışken ne kadar da mutluyuz, ofisçe halay çekiyore.

Durağa gidilir, otobüse binilir ve kafayı cama yaslayıp "Haftasonu full yatıcam lan" deyip hayallere dalınır (ki 1,90 tl akbil parasına bi insan ancak bu kadar mutlu edilebilir)..
 
Geri
Üst