Gitar endüstrisi kimlerin tekelinde?

çok doğru yorumlar yapılmış. evet satılan şey çoğu zaman headstock taki marka. evet dediğiniz gibi maliyeti nedir ağaçtan yapılan bir şeyin maliyeti nekadar olabilir? kaç paralık elektronik aksam var üzerinde? yani tamam maliyetine satılsın diyemeyiz adamlar para kazanacak kar edicek ama maliyetinin 100 katı 200 katı da kar edilmezki! tamam emek var el işçiliği var eyvallah ta 10 liralık maliyete 20 lirada işçilik yazılmazki! kaldıki adamların bu gitarlara biçtiği satış rakamları ülkemize girdiğindede bidaha 2 ye katlıyor. Bu nasıl bir sömürgedir. Sadece gitarda değil gördüğümüz herşeyde adamlar markayı satıyor malesef bu heryerde böyle. Alternatifler var ama hepside malesefki tutulmuyor. Kafamızdaki zihniyet hep aynı: ''daha iyi olmasa neden daha pahalı olsun'' bu düşünceyi değiştiremeyiz. Gösterişçilikten kaçamayız hepimiz ''Gibson Custom aldım abi'' demek isteriz. Birde şöyle bir durum var, amerikada üretilen gitarı Türkiye'de usa satışının 2 katı fiyatına alıyoruz. AMA Türkiyede üretilen herhangi bir malı dışarıya yarı fiyatına ihraç ediyoruz! (Türk malını Türklere 10a yabancılara 5 e satıyolar, yazıktır günahtır..) Neden bizde burdaki fiyatının 2 katına amerikada herhangi bir ürün satamıyoruzki?
Çok derin konular bunları çözmek imkansız gibi duruyor koyun olmuşuz resmen güdülmeye doymayız. En azından burda elimizdeki parayla meksika gitar alacağımıza yurtdışı fiyatları gibi aynı paraya amerikan gitar alabilsek fiyatları burdada yurtdışı fiyatlarıyla aynı yapsalar herkes dilediği gitarı alabilir diye düşünüyorum. Vergi vergi vergi nereye kadar...
 
Bir gibson Lp nin fabrika maliyeti (malzeme bazında, 2006-2007 fiyatı) 26.5 dolardı.

Şaka değil.

Not: güncel bir bilgi değildir, ama çok da yükseldiğini tahmin etmiyorum.
Bunun başka bir forumdaydı sanırım tartışması çıkmıştı salak bir arkadaşımız da evet bu adamlar keriz gibson da zaten 20- 30 bilmem kaç dolara gitar malediyor bilmem kaç bin dolar para veren enayi zaten gibi aptalca bir yazı yazmıştı.Başka bir forumda da üretmekten çok(müzikal anlamda) tüketmek zihniyeti olduğundan bu kadar konuşan var ama ortaya ürün çıkartan yok tartışması çıkmıştı.O yazı için link yazarım birazdan
 
Yazılardan biri buydu;
Sevgili müzisyen kardeşlerimi son zamanlarda anlamakta güçlük çekiyorum...Çünkü
kardeşlerim müziğin temel prensibini unutmuş da paranın alabileceği en iyi enstrümanı almak gibi bir saplantılı yarışa girmiş durumdalar...Kabul ediyorum ki iyi müzik için OLABİLECEK en iyi enstrüman ve ekipman önemli bir formüldür...Ancak ortada bir gariplik yok mu sizce? Yani evlerinize toparladığınız, türlü türlü sıkıntılara girip de elde ettiğiniz enstrümanlarınızdan hiç ÜRETİM sesi duyamıyorum ben... Hani son 5-6 yıldır bakıyorum Leo Fender'in gurur duyacağı kadar (!) bol TÜRK FENDERCİ peydah oldu...Biliniyor bilinmiyor atılıyor tutuluyor...Bir grup da IBANEZCİ... Onlar da öyle...Artık manyaklık boyutunda bir anlamsız çekişme, sataşma, bilip bilmeden ordinaryus gitarcılık adetidir gidiyor...Ancak nedense kimseden ben BESTE duymuyorum...Bu işin sebebi nedir acaba? Paramızla mı yarışıyoruz artık? Acaba sanat bu mudur? Müzik bu mudur? Eğer 300-400 yıl önce büyük besteciler en iyi piyanoyu, en iyi kemanı alma yarışına girselerdi, bugünün büyük müzik birikimi olur muydu? Sözün kısası...Ey ahali...Elinizdeki aletler MÜZİK YAPMAK İÇİN...Üzerine dantel örtü koyup oraya buraya laf yetiştirmek, ego tatmin etmek için değil... Olguların, dünya üzerinden görülmemiş halde tuhaf algılandığı ve yorumlandığı şu güzide ülkemizde en azından müziği ve sanatı DOĞRU ALGILAMANIZIN ve ÜRETİMİN tartışılmasının, çabalanmasının zamanıdır...
 
Hocam olayın özü, kurumsallıktan bireyselliğe iniyor artık..

Biraz derinden gireceğim ama umarım sıkıntı yaratmam..

Olayın başlangıç noktası eğitim, gerek Türkiye gerekse şu anda dünyada eğitimli insan- ki bundan kastım özgün fikirleri olan, özgürce düşünebilen insandır- sayısını minimalize etmek istiyorlar..

Şu anda dünyadaki eğitim sistemlerinin hemen hemen hepsi, ezbere dayatılan, sadece kendi doğruları olan, kendi doğrusu dışındaki diğer düşüncelere şiddetle karşı çıkan eğitim sistemleri..

Bunun sonucunda düşünen insan olmuyor, herkes ezbere, kendisine ne ezberletilmiş ise ona göre yaşıyor örnek olarak dediğin gibi pahalı olan iyidir düz mantığı güden, araştırmadan, denemeden, sormadan alan insanlar ortaya çıkıyor. Hepimiz şu laf ile büyümedikmi zaten; ucuz mal alacak kadar zengin değilim..

Fakat her ne kadar az da olsa, düşünen insanlarda var her toplumda, bu kişiler zaten toplumda orta üst sınıftan başlayarak yer alıyorlar.. Çünkü hem düşünebildikleri için karar verme yetenekleri var, hemde istediklerini bildiklerinden odak noktaları belirli..

Şimdi bu insanlar artık inan o markaya bakmıyor, ve kurumsal firmalardan alışveriş etmekten se bireysel firmalara, küçük çaplı işletmelere dönüyorlar.. Çünkü bu işletmeler, bireysel firmalar, kendilerine sundukları malı, hem büyük çaplı işletmelerden daha iyi fiyatlar ile, hem de daha kaliteli olarak sunuyorlar.. Kısaca durumu değelendirip, gözlemleyip karar veriyorlar..

Forumlardan sürekli görüyorum genç arkadaşlar, gitar çalmaya yeni başlayacağız deyip gitar önerisi istiyor, sonra değerlendirip karar verip alıyorlar, ama kendi istediklerini olayda budur zaten, herkesi dinlersin fakat kafanda yap boz parçalarını birleştirir, karar verir uygularsın..

Yavaş yavaş bütün dünya bu şekile istense de istenmese de dönecek.. Ezbere yaşayanlar inorganik gıdalarla, cep telefonları ile , makyaj malzemeleri ile ne bileyim televizyonlarda izledikleri ünlülerin hayatları ile diziler ile avutulacak, diğerleri yaşayacak, çalışacak, kazanacak, kazandığını düşünerek harcayacak, seçme hakkını kullanacak..

Ha birde doğuştan şanslı olanlar var, ki çevremde çok vardı bu insanlardan, şunu söyleyebilirimki inanın hepsinin parası bitiyor, çalışmadan boş beleş hayat geçmiyor..
 
http://www.caglayanyildiz.com/_turkish_site/dersler/Pes Dogrusu 5.pdf bir de bu var güzel bir yazıdır.Birşeyler yine bizim insanımızda bitiyor.İnsanlar sıfır almak yerine 2. el alsa bunun dışında el yapımı ve butik ürünlere yoğunlaşılsa bakın sonuçlar nasıl değişiyor bir anda.İnsanlar hırs yapıyor belli biryerden sonra ve nato kafa nato mermer durumu oluyor.Ömrü hayatımda sadece 1 kez sıfır gitarım oldu( 2004 idi sanırım gitarı aldığım zaman ve o zamanlar 2. el piyasasından vs haberim yoktu etrafımda yardım edecek ya da danışabileceğim de kimse yoktu,sonrasında zaten 2005 sonraydı sanırım forum sitelerini keşfettim), sonrasındakiler 2. el ürünler oldu hep fakat bir sorun yok burada çünkü milletin marka zaafından dolayı çok çok güzel kalite ürünleri uygun fiyatlarla aldım.Cort parasına Usa gitar aldığım oldu tek fark milletin aldığım markayı iplemiyor olmasıydı avantajım buydu.Kendim normalde bass gitar çalıyorum bu manada şu an kullandığım C5a modeli bir jackson var ve şu an yeni üretimleri bu markanın ebayde vs yerlerde 1000 küsür dolarlardan satılıyor.Milletin takıntıları ve zaafları sağolsun dolar bazının 4 te 5 te 1 i fiyatına ritter case ile 1 i fiyatına aldım , bir daha elime geçmeyeceğinden ve çok sınırlı olduğundan elimdekini satmayı da düşünmüyorum.Bunlardan geçtim burada el yapımı olarak vs üretim yapanlar var insanlarda o headstock daki yazı takıntısı olmasa bu kişiler isimlerini dünyaya duyururlar.Denildiği gibi ya da mevcut olan düşünce enstruman iyi olursa müzik iyi olur(sanki aldığın alet kendi kendine çalacak) böyle birşey yok denilene göre o kadar fazla müzikle uğraşan var ama üretim yok.Müziği yapacak adam don lastikli odunla bile yapar.İnsanlar kâr etmeli ama bu böyle alçakça da olmamalı.
 
Hocam olayın özü, kurumsallıktan bireyselliğe iniyor artık..

Biraz derinden gireceğim ama umarım sıkıntı yaratmam..

Olayın başlangıç noktası eğitim, gerek Türkiye gerekse şu anda dünyada eğitimli insan- ki bundan kastım özgün fikirleri olan, özgürce düşünebilen insandır- sayısını minimalize etmek istiyorlar..

Şu anda dünyadaki eğitim sistemlerinin hemen hemen hepsi, ezbere dayatılan, sadece kendi doğruları olan, kendi doğrusu dışındaki diğer düşüncelere şiddetle karşı çıkan eğitim sistemleri..

Bunun sonucunda düşünen insan olmuyor, herkes ezbere, kendisine ne ezberletilmiş ise ona göre yaşıyor örnek olarak dediğin gibi pahalı olan iyidir düz mantığı güden, araştırmadan, denemeden, sormadan alan insanlar ortaya çıkıyor. Hepimiz şu laf ile büyümedikmi zaten; ucuz mal alacak kadar zengin değilim..

Fakat her ne kadar az da olsa, düşünen insanlarda var her toplumda, bu kişiler zaten toplumda orta üst sınıftan başlayarak yer alıyorlar.. Çünkü hem düşünebildikleri için karar verme yetenekleri var, hemde istediklerini bildiklerinden odak noktaları belirli..

Şimdi bu insanlar artık inan o markaya bakmıyor, ve kurumsal firmalardan alışveriş etmekten se bireysel firmalara, küçük çaplı işletmelere dönüyorlar.. Çünkü bu işletmeler, bireysel firmalar, kendilerine sundukları malı, hem büyük çaplı işletmelerden daha iyi fiyatlar ile, hem de daha kaliteli olarak sunuyorlar.. Kısaca durumu değelendirip, gözlemleyip karar veriyorlar..

Forumlardan sürekli görüyorum genç arkadaşlar, gitar çalmaya yeni başlayacağız deyip gitar önerisi istiyor, sonra değerlendirip karar verip alıyorlar, ama kendi istediklerini olayda budur zaten, herkesi dinlersin fakat kafanda yap boz parçalarını birleştirir, karar verir uygularsın..

Yavaş yavaş bütün dünya bu şekile istense de istenmese de dönecek.. Ezbere yaşayanlar inorganik gıdalarla, cep telefonları ile , makyaj malzemeleri ile ne bileyim televizyonlarda izledikleri ünlülerin hayatları ile diziler ile avutulacak, diğerleri yaşayacak, çalışacak, kazanacak, kazandığını düşünerek harcayacak, seçme hakkını kullanacak..

Ha birde doğuştan şanslı olanlar var, ki çevremde çok vardı bu insanlardan, şunu söyleyebilirimki inanın hepsinin parası bitiyor, çalışmadan boş beleş hayat geçmiyor..

1990 sonrasında tüketim arttı özellikle insanlar parası olsun ya da olmasın lükse yöneldi bunda 90 ların başında kurulmaya başlanan özel tv ve radyolar da büyük etkendir.Dediğiniz gibi bizim insanımız eğitimi alsa bile yanlış alıyor.Üniversitelerde bazı bölümlerde popülariteyle ilgili dersler veriliyor.Birey zaten oraya gelene kadar alcağını aldığı için kafasına gördüklerine hadi len piyasadan daha iyi bilemezsiniz deniliyor.Ondan geçtim tv dizileri ve filmler bile tükettirmeye yöneliyor.Bu ülkede bazı marka arabalar polat alemdar arabası ve telefonu bazı kozmetikler falanca bilmem nenin kullandığından diye anılmaya başlandı.Signature modeller de öyle fakat şu kimsenin aklına gelmiş midir bilmem çoğu insan signature serinin ait olduğu kişinin aldığı verim kadar verim bekliyor elindeki gitardan ama biri de çıkıp diyor mu ya da düşünüyor mu adamların elindekiler standart üretim enstrumanlar değil , herkesin kendince geliştirdiği birşeyler var.Saçma derseniz size küçük bir yazı dizisi linki veriyorum okumakta yarar var.
http://gitarizm-tr.blogspot.com/2011/07/eddie-van-halen-roportaj-1980.html
 
Biraz da Gibson.

Henry Juszkiewicz 1980'lerde batmakta olan Gibson'ı kurtaran kişi olarak tanınıyor. Müzisyen yönü olan Harvard mezunu bir yatırım bankacısı. Kendi ifadesine göre, Gibson'da örnek aldığı firmalar Harley Davidson ve Nike.. Gibson'da göreve geldiğinde almış olduğu anahtar kararlar ise:

1- Yönetimi kovmak.
2- Kaliteyi arttıracak önlemleri almak.
3- Bir çok modelde fiyatları iki katına çıkartmak.

Fiyat konusundaki karar ilginç ve gitar piyasasının işleyişi konusunda da fikir veriyor aslında. Çünkü fiyatları her arttırışında, satış hacmi artmış.

Başarının temelinde herhalde segmente göre yaklaşım var. Premium ürün isteyene iyi ve pahalı olan ("iyi olduğundan pahalı" ama özellikle "pahalı olduğundan iyi olduğu varsayılan") ürünleri sunmak, fiyat/performans konunda hassas dar bütçeli müşteriye de diğerlerini. Farklı müzik türlerinde kullanılan enstrümanların şirket tarafından pazarlanması risk dağıtımı amacıyla da olabilir.

-------------------------------------
Q:What else did you do?
A: I said we are going to increase prices. Prices were ridiculously low. And people said, the price has been decreasing 20% a year, how can you reverse that? I said I'm just going to double the prices on a lot of models. I actually tested it and got an inverse price curve. Basically it showed that every time I raised prices a certain amount, volume would go up.

USA Today'in Gibson CEO'su Juszkiewicz ile 2006 tarihli röportajından:
http://www.usatoday.com/money/companies/management/2006-02-20-forum-gibson_x.htm

Foruma ilk defa yorum yazıyorum, bu tarz konuları konuşan insanları görmek ilgimi çekti. Anlattığın olaydaki kişileri hatırlamıyorum ama Principles of Marketing (Pazarlamanın Temelleri) dersinde, ders kitabında Gibson ile ilgili tam olarak anlattığın bölüm vardı. Gibson firması, Yamaha ve Ibanez gibi firmalarla yarışmak için fiyatlarını düşürüyor ama Gibson gitarları bir "prestij ürünü" olduğu için ters tepiyor. Gibson'ın başkanı (chief executive) "fiyatları ne kadar arttırsak satışlarımız o kadar artıyor. bizde fiyat-talep ilişkisi ters işliyor" demiş. Sonra da diğer firmalar daha çabuk ve daha fazla miktarda üretim yaparken Gibson, ele ile üretmeyi ve makina kullanımının en aza indirgenmesini öne sürmüş reklamlarında. Ayrıca Gibson kullanımını da zenginlik, şan, şöhret ile bağdaştırmaya çalışmışlar reklamlarında. Konunun altında da şu fotoğraf var: http://www.coloribus.com/adsarchive/prints/gibson-electric-guitars-rich-famous-3862805/

Bu arada biraz reklam yapıyor gibi olacak ama bitirme tezim için bir anket hazırladım. Konusu da "Türkiye'de Elektro Gitar Üretiminin Fizibilite Analizi". Sitenin kurallarını da bilmediğim için anketin linkini yollamıyorum. Bize Ulaşın kısmından mesaj attım. Fakat böyle bi anketi paylaşmak serbest ise seve seve paylaşırım. Ayrıca, daha fazla kişiye ulaşmak için ne yapmam lazım sizce?
 
Hocam olayın özü, kurumsallıktan bireyselliğe iniyor artık..

Biraz derinden gireceğim ama umarım sıkıntı yaratmam..

Olayın başlangıç noktası eğitim, gerek Türkiye gerekse şu anda dünyada eğitimli insan- ki bundan kastım özgün fikirleri olan, özgürce düşünebilen insandır- sayısını minimalize etmek istiyorlar..

Şu anda dünyadaki eğitim sistemlerinin hemen hemen hepsi, ezbere dayatılan, sadece kendi doğruları olan, kendi doğrusu dışındaki diğer düşüncelere şiddetle karşı çıkan eğitim sistemleri..

Bunun sonucunda düşünen insan olmuyor, herkes ezbere, kendisine ne ezberletilmiş ise ona göre yaşıyor örnek olarak dediğin gibi pahalı olan iyidir düz mantığı güden, araştırmadan, denemeden, sormadan alan insanlar ortaya çıkıyor. Hepimiz şu laf ile büyümedikmi zaten; ucuz mal alacak kadar zengin değilim..

Fakat her ne kadar az da olsa, düşünen insanlarda var her toplumda, bu kişiler zaten toplumda orta üst sınıftan başlayarak yer alıyorlar.. Çünkü hem düşünebildikleri için karar verme yetenekleri var, hemde istediklerini bildiklerinden odak noktaları belirli..

Şimdi bu insanlar artık inan o markaya bakmıyor, ve kurumsal firmalardan alışveriş etmekten se bireysel firmalara, küçük çaplı işletmelere dönüyorlar.. Çünkü bu işletmeler, bireysel firmalar, kendilerine sundukları malı, hem büyük çaplı işletmelerden daha iyi fiyatlar ile, hem de daha kaliteli olarak sunuyorlar.. Kısaca durumu değelendirip, gözlemleyip karar veriyorlar..

Forumlardan sürekli görüyorum genç arkadaşlar, gitar çalmaya yeni başlayacağız deyip gitar önerisi istiyor, sonra değerlendirip karar verip alıyorlar, ama kendi istediklerini olayda budur zaten, herkesi dinlersin fakat kafanda yap boz parçalarını birleştirir, karar verir uygularsın..

Yavaş yavaş bütün dünya bu şekile istense de istenmese de dönecek.. Ezbere yaşayanlar inorganik gıdalarla, cep telefonları ile , makyaj malzemeleri ile ne bileyim televizyonlarda izledikleri ünlülerin hayatları ile diziler ile avutulacak, diğerleri yaşayacak, çalışacak, kazanacak, kazandığını düşünerek harcayacak, seçme hakkını kullanacak..

Ha birde doğuştan şanslı olanlar var, ki çevremde çok vardı bu insanlardan, şunu söyleyebilirimki inanın hepsinin parası bitiyor, çalışmadan boş beleş hayat geçmiyor..

Dediklerinde haklısın. Bazı insanların ezbere dayalı alışveriş yapması ve bazılarının bilinçli bir şekilde alışveriş yapması hep bir nedene dayanıyor. Bu da "4 satın alma alışkanlığı"na dayanıyor bence. Yani bilinçli olanlar karmaşık satın alma alışkanlığına (complex buying behavior) göre alışveriş yapıyor. Yani bu konuya çok ilgi duyan ve markalar arasındaki farkı bilen insanlar bunlar. Düşünmeden, ezbere alışveriş yapan insanlar ise ya kararsız satın alma alışkanlığı (dissonance-reducing buying behavior) yada alışkanlıktan gelen güdülerine (habitual buying behavior) göre hareket ediyor. Kararsızlıkta en azından olaya ilgi duyan bir insan var, fakat markalar arasındaki farkı anlayamıyor. Alışkanlıkta ise hem markalar arasındaki farkı bilmiyor, hem de merak etmiyor. Sadece marka değerinin yüksekliğine göre alışveriş yapıyor.

Bence hepimizin alışkanlıklarımıza göre hareket ettiğimiz durumlar var. Yani normal hayatını düşün. Salça, tuz, yağ gibi şeyler alacaksın mesela. Bu ürünlerin bütün özelliklerini bilerek mi alıyorsun, yoksa biraz da olsa markasına göre mi hareket ediyorsun? O yüzden bu tarz kişiler hep olacak. Kaçınılmaz bir durum :)
 
"Türkiye'de Elektro Gitar Üretiminin Fizibilite Analizi" bunu merak ettim doğrusu katılmak da isterim.Tabiki sadece luthierlerin katıldığı bir anket değil ise :) cahilliğime verin isminden yola çıkarak bunu anladığımı söylemek istedim.
 
Bu arada biraz reklam yapıyor gibi olacak ama bitirme tezim için bir anket hazırladım. Konusu da "Türkiye'de Elektro Gitar Üretiminin Fizibilite Analizi". Sitenin kurallarını da bilmediğim için anketin linkini yollamıyorum. Bize Ulaşın kısmından mesaj attım. Fakat böyle bi anketi paylaşmak serbest ise seve seve paylaşırım. Ayrıca, daha fazla kişiye ulaşmak için ne yapmam lazım sizce?

Biraz daha tüyo verebilirsen bir sekilde yaymana yardimci olmak isterim.
 
Bahçeşehir Üniversitesi - Endüstri Mühendisliğinde 4. sınıf öğrencisiyim arkadaşlar. Elektro gitara ilgili olduğum için bitirme tezi konusu olarak bununla bağlantılı bişey seçmek istedim. Hocama izah ettim "hocam böyle büyük sektör, bir sürü üretim teknikleri CNC makineleri kullanılıyor" dedim. Onayını aldıktan sonra başladım araştırmaya. Sonra bi baktım "haydaa kaynak yok, bi araştırma, bi tüketici analizi, hiçbişey yok" dedim. Sonra iş başa düştü, dönem sonuna doğru aklıma gelse de bi anket hazırlamaya çalıştım. Talep analizi yapmak istiyorum. Sonra da üretim ile ilgili bazı analizler yapıcam. Ne kadar başarılı olurum bilmiyorum ama pazar analizi kısmını tamamlamak istiyorum en azından :) VanHalen özel bi anket değil, herkese açık :) bu arada en sevdiğim gitarist EVH'dir. Bunu da burdan belirteyim istiyorum. Ayrıca Fatih abiye de sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum :D
 
Bahçeşehir Üniversitesi - Endüstri Mühendisliğinde 4. sınıf öğrencisiyim arkadaşlar. Elektro gitara ilgili olduğum için bitirme tezi konusu olarak bununla bağlantılı bişey seçmek istedim. Hocama izah ettim "hocam böyle büyük sektör, bir sürü üretim teknikleri CNC makineleri kullanılıyor" dedim. Onayını aldıktan sonra başladım araştırmaya. Sonra bi baktım "haydaa kaynak yok, bi araştırma, bi tüketici analizi, hiçbişey yok" dedim. Sonra iş başa düştü, dönem sonuna doğru aklıma gelse de bi anket hazırlamaya çalıştım. Talep analizi yapmak istiyorum. Sonra da üretim ile ilgili bazı analizler yapıcam. Ne kadar başarılı olurum bilmiyorum ama pazar analizi kısmını tamamlamak istiyorum en azından :) VanHalen özel bi anket değil, herkese açık :) bu arada en sevdiğim gitarist EVH'dir. Bunu da burdan belirteyim istiyorum. Ayrıca Fatih abiye de sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum :D

Bence zor bir konu müstakbel meslekdaşım. Ama keyifli.. Bana iç pazar seri üretim yatırımı için yeterince büyük değil gibi geliyor. ( potansiyel ihracat pazarlarını da belki dikkate almak lazım) Diğer bir kritik nokta da herhalde hammadde.. İyi ve ucuz ağacımız var mıdır acaba? Marka nasıl olunacağı ise herhalde başka bir tez konusu olur..

Ayrıca pazarın ve segmentlerin birbirine göre büyüklükleri tahmin etmek amacıyla anketin yanında, örneğin sahibinden.com'daki ikinci el ilanlarını da incelerdim:)
 
Bence zor bir konu müstakbel meslekdaşım. Ama keyifli.. Bana iç pazar seri üretim yatırımı için yeterince büyük değil gibi geliyor. ( potansiyel ihracat pazarlarını da belki dikkate almak lazım) Diğer bir kritik nokta da herhalde hammadde.. İyi ve ucuz ağacımız var mıdır acaba? Marka nasıl olunacağı ise herhalde başka bir tez konusu olur..

Ayrıca pazarın ve segmentlerin birbirine göre büyüklükleri tahmin etmek amacıyla anketin yanında, örneğin sahibinden.com'daki ikinci el ilanlarını da incelerdim:)


yapmayın hocam 75 milyonluk ülke...ekonomi büyüyo diyorlar orasından çakmam, ilk 10 ekonomi vs hedefleniyor. seri üretimin potansiyeli var.Hiç yoktansa kısa bir pazar araştırması için Turkrock taki enstrumanını göster başlığına girin 2005 ten bu yana insanların elinde hangi gitarlar şimdi hangi gitarlar var görün.O gitarların kafasında Türk markalarının isimleri yazsa olmazmıydı.Bence geç bile kalındı.Seri üretimden çok önce custom işler ile markayı sağlamlaştırıp sonra seri üretime geçmekte fayda var.

Ayrıca ağaç experi değilim ama çok güzel ceviz işçiliği ve mobilyalar görüyorum.Kestane ağacı rezervlerimiz kalite diye biliyorum.Bilhassa sedef işçiliği zaten biz de dede-torun mesleği.El işi,el emeği işin içine girdi mi Türkiye-İtalya-Suriye vs akdeniz ülkeleri bence dünyada çok iyi yerdeler.Bilirmisiniz bilmem ama Suriyedeki sedef işçiliği çok çok üst düzeyde.Bizde de g.antep k.maraşta suriyenin yansımaları söz konusu.Taş işçiliğinde(gitar süslemelerinde kullanılabilir) de çok iyi noktadayız.Sanayileşemedik bir türlü ama fiyatına göre çok çok kaliteli el işçiliğimiz var.
 
yapmayın hocam 75 milyonluk ülke...ekonomi büyüyo diyorlar orasından çakmam, ilk 10 ekonomi vs hedefleniyor. seri üretimin potansiyeli var.Hiç yoktansa kısa bir pazar araştırması için Turkrock taki enstrumanını göster başlığına girin 2005 ten bu yana insanların elinde hangi gitarlar şimdi hangi gitarlar var görün.O gitarların kafasında Türk markalarının isimleri yazsa olmazmıydı.Bence geç bile kalındı.Seri üretimden çok önce custom işler ile markayı sağlamlaştırıp sonra seri üretime geçmekte fayda var.

Ayrıca ağaç experi değilim ama çok güzel ceviz işçiliği ve mobilyalar görüyorum.Kestane ağacı rezervlerimiz kalite diye biliyorum.Bilhassa sedef işçiliği zaten biz de dede-torun mesleği.El işi,el emeği işin içine girdi mi Türkiye-İtalya-Suriye vs akdeniz ülkeleri bence dünyada çok iyi yerdeler.Bilirmisiniz bilmem ama Suriyedeki sedef işçiliği çok çok üst düzeyde.Bizde de g.antepk.maraşta suriyenin yansımaları söz konusu.Taş işçiliği(gitar süslemelerinde kullanılabilir)n de de çok iyi noktadayız.

Araştırmak lazım.. Sizin iyimserliğinize ve iyi niyetinize hayranım bu arada.. Ciddiyim..
 
VanHalen :) yakında, geliyor..az kaldı sene sonunu iple çekiyorum :)


ben de yakında... :D az para kazanayım biriktirdiklerim ile sermaye katacam.dur dur az kaldı.Bak buraya yazıyorum çok değil 5 sene sonra olacakları ben bile tahmin edemiyorum.

Bir de şu taşları gitar süslemede kullanın yahu.Çok çok güzel fikirlerim var.Sırf fikirlerim can bulsun diye yardımcı olabilirim.Babamın tesbih,yüzük merakı vardı.Kendisini bi ton koleksiyonu oldu.Babamın custom siparişlerinden sonra adam babamın tasarımlarını satmaya/yapmaya başladı.Gitarda inlay olarak yumuşak kolay işlene bilen taşlar kullanılabilir.Hatta tasarımı dijital ortamda hayat bulursa cnc ler için 100 parça inlay 1 dk da hazır :)
 
İthal olarak ülkemize gelen gitarlarda kullanılan akça ağaç ların çok ciddi bir kısmı ülkemizden temin edilmekte. Klasik gitarlarda kullanılan Ladin ağaçlarının da ciddi bir kısmı hatta neredeyse tamamına yakını (enstruman yapmaya uygun niteliktekilerin) dışarıya gidip gitar olmakta.
 
Geri
Üst