Altyazılı Filmlerdeki Çeviri Hataları

Türkçesini unuttum, What Lies Beneath filminin Vcd sindeydi.

Hatun ıssız bi mekanda korkuyla şoyle bi seslenir: "Hellooo, Hellooooo, anybody there?"
Altyazı: "Alo, Allooo, orda kimse yok mu?"
 
Şimdi bunun yerel söylemlere uygun tercümesiyle alabildiğine alay ediyoruz ya, bir de olayın diğer boyutu var. Adam ingilizce sözcüğün Türkçe karşılığını istediği gibi bulamıyor, bulamayınca götünden sallıyor ve daha geyik eserler çıkıyor ortaya. Aklıma ilk gelen, "bayım". Bir kelime bu kadar mı sahte, bu kadar mı tiksinç olabilir. Düşünün bakkala girdiniz ve diyorsunuz ki, "2 ekmek 1 yoğurt. Yoğurt 1 kiloluk olsun, bayım." Acaba bakkal ne cevap verir, merak ederim.

2. Çıkmak
Bilmiyorum bu kelime '90 öncesi var mıydı. Bizden yaşça büyük kadayıf kıvamındaki ağabeylerimiz daha iyi bilirler aslında. Ama benim bu konudaki nacizane fikrim, bu 2. mide bulandırıcı kelimenin de güzel Türkçemize dublaj aracılığıyla girdiği. '90ların ortalarına doğru Show adlı kanalda İlk Öpücük (Hatırlamak dahi istemem, hatırlamak istemeyenlere hatırlattığım için de ayrıca özür dilerim.) diye bir dizi vardı. Oradaki karakterlerden duymuştum ilk bu sözcüğü. Ne kadar da tiksinçti, allahım. Halen daha iğrenirim. Neyse, orjinalinde "Have a date" falan diyorlar sanırım. Birebir çevirince olmuyor, büyüsü bozuluyor kelimenin. Randevu diyince insanın aklına güzel sevgiliden öte, dişçi koltuğu, ağza sokulan metal çubuk gibi nispeten itici nesneler geliyor. Onun için bu da tutmuyor... Ne var TDK sözlüğünde? "Çıkmak", e hadi öyle çevirelim madem. Hem "going out" mastarına da uygun, oh mis. Budur kısaca.

Devamı gelecek... :)
 
Bi de

" Senin o beyaz kıçını tekmelemeden önce hemen burdan defolup gitsen iyi edersin ahbap." gibi sözler de komiğime gider çok.
(aslında "komiğine gitmek" lafı da şimdi komiğime gitti.) :) [/code][/list]
 
Esasinda bana gore en kral altyazi zirvasi 70'lerde yasanmistir.
Tabi o zamanlar sozluk falan olmadigi icin vede dil bilen insanlarda az oldugu icin adamlar goruntuyu bi kac kere izleyerek kafalarindan senaryo yazarlarmis... (Nebil ozgenturk ten duydum.)

ornek olarak hint filimleri bu konuda kral tahtina otururmus
mesela bir keresinde iki kardesin hikayesini iki sevgilinin hikayesi gibi ceviri yapmislar...
 
dil bilen olmadığı için yapılan bu uydurma senaryo olayını ben de duymuştum.
seslendirme yapan bir kişiyle yapılan bir sohbetten hatırladığım kadarıyla,bazen de yapılan çeviri orjinaline göre kısa kalıyormuş.arayı doldurmak için bir keresinde patlıcan yemeği tarifi bile verdiğini söylemişti bu kişi!
sevgiler...
 
Bence anlatacağım olay bi çeviri harikası, ama başka başlığa yazamayacağım için buraya yazmak durumundayım.

Şu Leslie Neilsen in Dracula filmini ti ye aldığı filmdeydi.
Drakula tabutunda uyurken kabus görür. Ama normal olarak kabusunda, gündüz güneş altında gezinmektedir. Birden yanmaya başlar ve haykırarak uyanır. Ve der ki: "Oh tanrım, sadece bir "akbasan"'mış. Ingilizcesi de tahminimce "daymare" dir.
 
TRT'de de bilinçli çeviri hataları yapılırmış. Zamanında hatta "görevimiz tehlike" dizisi zamanında bilinmeyen bir nedenle "yunanistan" kelimesinin kullanılması yasaklanmış O vakitler dizinin bir bölümünde ise Jim'in o esrarengiz lap top cinsi kutuyu bulduğu yer de şansa bakın ki yunanistan :) Senaryoda hemen değişiklik yapılmış tabi. İşte arkada akropol, tepede yunan bayrağı ama muhabbet "Merhaba Jim, hava bugünde Lizbon'da ne kadar da güzel değil mi?" şekline kıvrılmış :) Yunanistanı Portekiz yapmışlar tüm dizi boyunca :)
 
Ben de altyazı çevirisi yaptığım için bir yere kadar olması gereken bazı esneklikler var kesinlikle. Tabi toast için tost yapalım gibi bir uydurmasyondan bahsetmiyorum ;)

Özellikle altyazı çevirirken en sık karşılaştığım zorluklardan biri; adamlar derdini 3 kelimeyle anlatırken çeviri sırasında 7 kelime olabiliyor bu, haliyle orjinal sırasını bozmak istemiyorsun çünkü bu sefer de senkronizasyon kayıyor falan. Ayrıca moda mod ingilizceden türkçeye çevirmek keyif vermiyor izlerken. Üstte verilen "bayım" örneği gibi. Mesela en çok kullanılan motherfucker, shut the fuck up, fucker gibi kelimeler direk türkçeleştirdiğinde niyetin üzerinde bir küfür gibi oluyor bizde :) Mesela son film MenaceIIsociety filminde adam bir dükkandan bahsederken bile motherfucker sıfatını kullanıyor. Arkadaşıyla konuşurken de bize göre küfür olabilecek bir kelime kullandıysa ancak niyet o değilse ben "len, lan, kanka" diye çevirdim. Birebir konuşma diline ve türkçeye uyarlamak zor ve keyifsiz kısaca.
Örnek;

-Why don't you calm your motherfuckin' nerves?
düz çevrilirse;
-Neden kahrolası sinirlerini yatıştırmıyorsun?
anlamlı çevrilirse;
- Neden biraz sakin olmuyorsun be? gibi... ;)
 
Haklısın. Bana göre o Mother Fucker'ın tam kullanım karşılığı (afedersiniz)".mına koyyim"dir, yada sadece "koyyim"?
Yani:
Where is this motherfuckin' bike?
Nerde lan bu kodumun piskleti
gibi.
Yukarıda görüldüğü gibi birebir çeviriler de bazen iyi oluyormuş :)
 
Aslında Daha Hızlı ve Daha Öfkeli'de muhteşem çevirmişlerdi onu;

-N'abersin ibne!?

Şeklinde.

Öte yandan, herhalde gördüğüm en iğrenç çeviri hatası, "Hold it!" lafına "Tutun şunu!" yazmasıdır.
 
nienturi demiş ki:
Haklısın. Bana göre o Mother Fucker'ın tam kullanım karşılığı (afedersiniz)".mına koyyim"dir, yada sadece "koyyim"?
Yani:
Where is this motherfuckin' bike?
Nerde lan bu kodumun piskleti
gibi.
Yukarıda görüldüğü gibi birebir çeviriler de bazen iyi oluyormuş :)


Aslında bir eşya bir nesnenin önüne motherfucking sıfatı eklendiğinde tam olarak çevirisi "koduğumun bisikleti" gibi oluyor :)

Biri için motherfucker sıfatı ise serseri, pis herif hatta bazen de çok ense tokat dostluklar için kanka yerine kullanılıyor ;)
 
demir_grac demiş ki:
Esasinda bana gore en kral altyazi zirvasi 70'lerde yasanmistir.
Tabi o zamanlar sozluk falan olmadigi icin vede dil bilen insanlarda az oldugu icin adamlar goruntuyu bi kac kere izleyerek kafalarindan senaryo yazarlarmis... (Nebil ozgenturk ten duydum.)

ornek olarak hint filimleri bu konuda kral tahtina otururmus
mesela bir keresinde iki kardesin hikayesini iki sevgilinin hikayesi gibi ceviri yapmislar...

SHAOLIN SOCCER diye bir Japon filmi mevcut, filmin alt yazıları tamamen o mantıkla yazılmış.
 
Zelenhgorm demiş ki:
Bi de

" Senin o beyaz kıçını tekmelemeden önce hemen burdan defolup gitsen iyi edersin ahbap." gibi sözler de komiğime gider çok.
(aslında "komiğine gitmek" lafı da şimdi komiğime gitti.) :) [/code][/list]

Ya aklıma gelmişken aslında, zannedersem o "white ass", "black ass" muhabbeti ırkçılığa dayalı bir laf sokuşturma muhabbetinin bir parçası, 8 Mile'ı izlediyseniz orada bol bol geçer zaten.

Düz çeviride "Befo' I kick it, you betta take yo white ass you an' get the fuck outta here buddy boi" şeklinde gelen cümle, "O beyaz kıçını, tekmelemeden önce buradan defolup gitsen iyi edersin ahbap." oluyor.

Ama biraz kafa yorarsak (yoralım) şu çıkıyor;

"Kodumunun beyazı, s.ktir ol git şurdan yoksa seni bi güzel benzeticem" oluyor. Ama bu şekilde "dürüstçe" çevirmeye kalkarsak da sinema alt yazıları şuna döner;

-Kodumun bisikleti nerde?
-Has.ktir, kodumun zencisi almış gidiyor!
-Koş .mına koduum, koş!!! (elemanlar koşarlar)
-LA P.Ç!!! GERİ GETİR LAN KODUMUN BİSİKLETİNİ NANIS.KERIM BAK!!!

E-eeh. Forum yöneticilerinden haddimi aştıysam özür dilerim.
 
En mide bulandırıcı olanlarından biri de "Adamım"dır. Sanırım "dude"ün karşılığı olarak bu kullanılıyor. "Ahbap" birse, bu da ikidir herhalde.

Lise yıllarında bir dönem arkadaş çevresine yayma girişiminde bulunmuştum bu kelimeyi. "Hey adamım nasılsın?" Hocam, hacı, aga, abi vb. hitap şekillerine alternetif olarak... Tutmadı tabii. Tekrar düşündüm de ne kadar iğrenç bir şeymiş bu "Adamım". Aklıma Pavır Rencırs'ı getirdi. O yeşilli olan ibiş hep böyle hitap ederdi arkadaşlarına.
 
Kount demiş ki:
" Senin o beyaz kıçını tekmelemeden önce hemen burdan defolup gitsen iyi edersin ahbap." gibi sözler de komiğime gider çok.
(aslında "komiğine gitmek" lafı da şimdi komiğime gitti.) :)

-Kodumun bisikleti nerde?
-Has.ktir, kodumun zencisi almış gidiyor!
-Koş .mına koduum, koş!!! (elemanlar koşarlar)
-LA P.Ç!!! GERİ GETİR LAN KODUMUN BİSİKLETİNİ NANIS.KERIM BAK!!!
[/quote]

hehh iyiymiş...
 
AAAA, bi de Tgrt de yayınlanan He-Man de, kapanış konuşması yapan karakter (herhangibiri olabiliyodu), konuşmasının sonunda : "Hepinize Allah rahatlık versin" falan diyodu...
 
hahahah onu dedinde aklıma ne geldi samanyolu tv şirinler:
-şirin baba nerde
-cumaya gitti 1---

lay lay lay lay lay(diye bi marşları varya bunların onun dublajı):
la la ilahe illallah

He-man:
gölgelerin gücü adına:(dublajı):
Allahım sen bana güç ver :LOL:
bunlar gerçektir
 
Geri
Üst